İtalyan
sanatçı Domingo Notaro'nun sergisi 30 Haziran'a kadar İlayda Sanat
Galerisi'nde
Çok yönlü, bilimsel bir proje
Sanat yaşamı, İtalya ile Arjantin arasında ve farklı etkileşim alanlarına
yönelik uğraşlar düzeyinde biçimlenen Domingo Notaro'nun şiirden resme ve
deneysel örneklere uzanan çalışmaları daha ilk bakışta, Rönesans kültürünün
bütünselliğini akla getiriyor. Sergi, günümüz İtalyan sanatı içinden,
ülkemize konuk olmuş bir iyi niyet elçisinin selamı olarak algılanabilir.
Ayrıca kültürümüzle örtüşen ayrıntılar içermesi bakımından bu selamın
anlamını daha iyi kavrayabiliriz.
Sanat yaşamı, İtalya ile Arjantin arasında ve farklı etkileşim alanlarına
yönelik uğraşlar düzeyinde biçimlenen Domingo Notaro 'nun çalışmalarını,
İtalyan Kültür Merkezi Direktörü Angela Tangianu 'nun evinde izlerken şiirden
resme ve deneysel örneklere uzanan bu işler, daha ilk bakışta, Rönesans kültürünün
bütünselliğini akla getiriyor.
Desenlerin uyumlu ve müzikal formlarından tuvale uygulanan eleksi
kolajlara, oradan seramik çalışmalarına uzanan bir dizi çalışma, sanat
dalları arasında ayrım gözetmeyen ve her şeyden önce malzemenin olanaklarına
açık bir yol izleyen eski ustaları düşündürüyor.
Buna bir de aktif anlamda şairlik işlevini eklerseniz, Notaro'nun akım ya
da eğilim gibi küreselleşen sanat ve kültür dünyamıza aykırı düşebilecek
seçeneklerin ötesinde ''çok boyutlu'' ( ''pluridimensione'' ) bir kaynaktan
beslenme ilkesine titizlikle bağlı tutumunu anlamak daha da kolaylaşıyor.
Varoluşun boşluğunu algılama
1939'da Calabria'da doğmuş Notaro. İlk deneyimleri, eline geçirdiği araç
ve gereçlerle bilmediği olguları, yaparak ve yaşayarak öğrenme doğrultusunda
olmuş.
On yaşında Arjantin'e taşınmış. Özgür karar almayla, dinsel inancın
dayattığı ilkeler arasındaki açmazları bulup ortaya çıkarmak ve çelişkilerin
özüne inmek için gösterdiği çabalar, ona biraz pahalıya mal olmuş bu dönemde.
''Varoluşun boşluğunu algılama'' süreci olarak, kendisiyle dış gerçekler
arasında yeni iletişim odakları aradığı 1950'li yıllar, aynı zamanda
sanatındaki biçimlenmenin de ilk ışıklarını aradığı bir dönemdir.
1958'de Buenos Aires Güzel Sanatlar Akademisi'nde ilk kişisel sergisini açar.
Güney Amerika ülkelerini dolaşmakla geçen bu dönem, İtalyan kökenli
olmakla Latin Amerika kültürünün kaynaklarını keşfetme olanağını ona
sağlayacak olan iletişim zinciri arasındaki karşıtlıkları bulma şansını
da kazandıracaktır.
Ama döneceği yer gene kendi vatanı ve Floransa'dır. Resimde yüzeyi araştırır,
maddeler üzerinde deneyler yapar. Rengin öncelikli bir işleve sahip olduğu püskürtmeli,
titrek çizgili bir anlatım biçimini benimsemesi, onu renkçi bir üsluba yöneltecektir.
Asit ve mürekkep solüsyonunun bir arada kullanıldığı ''chinacidi'' artık
Notaro'ya özgü bir tekniktir ve o, kendi araştırıcı bilinci doğrultusunda
kullanır bu tekniği. Çoğul malzeme ve ''üretici doğallık'' 1963'te
Roma'da düzenlediği serginin de ana temasıdır.
Kişiliğinde yüzyılların etkisi
Kişiliğinde ''yüzyılların etkisi'' ni bulan Picasso 'nun, sanatçı hakkında
olumlu izlenimler taşıması, belki de onda, kendisinin de içinde bulunduğu
üretim yoğunluğuyla karşılaşması sonucudur.
Gene o dönemde, resimlerinden etkilenen Sigueiros , Notaro'ya birlikte çalışma
önerisinde bulunur. Kısa bir süre sonra Paris'te düzenlediği sergi ise
Louis Aragon ve Jean Cassou 'nun dikkatini çekecek, özellikle de Waldemar
George , onun sanatıyla yakından ilgilendiğini gösteren yazılar kaleme
alacaktır.
Bir heykeline verdiği isim ( ''Ufuk Ötesi'' ), bir anlamda görünür gerçekliğin
gerisindeki anlamı kurcalama tutkusuna dayalı resimlerin içinde genel bir
altbaşlık olma özelliğini içeriyor.
1990'lı yıllarda ''kaos, durum, şey'' adı altında topladığı çalışmalar
ise mikro ve makro evren kuramları çerçevesinde, bütünsel varlık tasarımının
yeni uzantılarıdır.
Çağdaş İtalyan sanatında ''Novecento'' yu izleyen dönem, yeni bir
plastik değer ('valori plastici') arayışının, birbirinden farklı eğilimler
içindeki sanatçılara yansıyan boyutlarını görmemize olanak veriyor.
Vedova 'dan Santomaso 'ya, Guttuso 'dan Burri 'ye, İtalyan sanatında öne
geçen isimler bağlamında baktığımızda, büyük geleneği kırmaya adanmış
çok yönlü çabanın, Notaro'nun sanatı için de geçerli olduğu sonucuna
varıyoruz.
Doğal ve beklenebilir bir sonuçtur bu. Sergilenen çalışmalar düzeyinde
bakıldığında ise, özellikle ''polimaterico'' türüne giren işlerde,
Domingo Notaro'nun, kişisel çözümlerin belirleyici katkısına sahip çıkan
tavrının, onu deneyselliğin derinliğine doğru çektiği gözlemlenebiliyor.
Bu yönüyle, Matisse 'ten Picasso'ya uzatabileceğimiz bir çizgi, kıvrak
ve değişken bulguları da yedeğine alarak Notaro'nun resimlerine belirli
dozlarda karışabilmektedir.
Bilim adamı tutkusuyla çalışıyor
Carlo Guaraldo 'nun yorumuna bakarsanız, Notaro, bilim adamı gibi çalışmakta
ve bilim adamının tutku dolu gözlem ve araştırma bilincinden o da, kendi
sanatçı payına düşeni almaktadır.
İtalyanların, yaşam gerçekliğini ön planda tutma ve yaşadıkları
ortamı ve yöreyi gözden kaçırmamakta dirençli bakışları, böylece
Notaro sergisiyle bir kez daha gündeme gelmiş oluyor.
Dış çerçeve içinde bir başka çerçeve, resim içinde bir başka resim
imgesini öne çıkardığı ve 'Evento'' ortak başlığı altında topladığı
bir dizi çalışması, dekoratif yanı ağır basan görünümleriyle, belki de
bu serginin bellekte kalabilecek tipik örnekleridir.
Boya akıtmalarının spontan etkisiyle, sert ve düz geometrik biçim oluşumlarını
bir arada, karşıt ilişkilere vurgu kazandıracak biçimde kullanma yöntemi
ise ikinci grup çalışmalar olarak bunların hemen yanı başında yer alıyor.
Ritmik çizgisel kompozisyonlar da, bu iki grup çalışmanın, şiirsel ve
yapıştırıcı dokusu biçiminde yorumlanabilir.
Domingo Notaro sergisi, günümüz İtalyan sanatı içinden, ülkemize konuk
olmuş bir iyi niyet elçisinin selamı olarak algılanabilir. Ayrıca bizim kültürümüzle
örtüşen ayrıntılar içermesi bakımından, bu selamın anlamını daha iyi
kavrayabiliriz.
Sergi, 30 Haziran'a kadar görülebilir. İlayda Sanat Galerisi: H. Gerede
Cad. 29, Teşvikiye. Tel.: 0212 227 92 92
Cumhuriyet - Kaya Özsezgin
|