Zonaro,
100 yıl sonra Saray'a dönüyor
Saray
ressamı Fausto Zonaro, yaklaşık 100 yıl önce buruk bir şekilde ayrıldığı
İstanbul'a, doğumunun 150. yılında 'görkemli’ bir dönüşe hazırlanıyor.
TBMM
Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından 18 Eylül’de Dolmabahçe Sarayı’nda
açılacak "Doğumunun 150. Yılı, Osmanlı Saray Ressamı Fausto
Zonaro" sergisinde, sanatçının yurtdışı ve yurtiçindeki birçok müze
ve koleksiyondan derlenen resimleri bir araya getirilecek. Serginin açılışını,
Meclis Başkanı Bülent Arınç yapacak.
Bürokratik
engel ve yasadaki sıkıntılardan dolayı 2003’teki Yapı Kredi Kültür
Merkezi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi’ndeki Zonaro sergisine katılamayan
Milli Saraylar Daire Başkanlığı, bir yıl sonra saray ressamına yakışır
bir sergi düzenledi. Saraydaki 21 adet Zonaro tablosunun da yer alacağı
sergide, ressamın 101 eseri yer alacak. Bu eserlerden 41’i, sanatçının
ailesi ve yurtdışındaki koleksiyonerlerden derlendi. Diğerleri ise Türkiye’de
yaşayan koleksiyonerlere ait. Bu sergi vesilesiyle Ankara Resim Heykel Müzesi’ndeki
bir eserin de Zonaro’ya ait olduğu ortaya çıktı. Daha önce ressama ait
olduğu bilinmeyen ‘Rüya Gören Kız’ tablosu, müzeden alınarak sergiye
dahil edildi. Sanatçının en önemli eserlerinden biri olan Fatih’in İstanbul’a
girişini gösteren dört tablosu da ilk kez bu kapsamlı sergide
sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Ressamın yine daha önce hiçbir yerde
sergilenmeyen "Ertuğrul Süvari Alayının Galata Köprüsü’nden Geçişi"
adlı tablosu da serginin en önemli eseri olarak dikkat çekiyor.
Sultan
II. Abdülhamid’in saray ressamı İtalyan Fausto Zonaro (1854-1929),
1891’den 1910’a kadar İstanbul’da yaşamıştı. II. Abdülhamid’in,
‘Ressam-ı Hazret-i Şehriyari’ unvanını verdiği Zonaro, 1891’de İstanbul’a
geldiğinde uzun süre padişahın resmini yapmak istemiş; ancak buna fırsat
bulamamıştı. Bunun üzerine padişaha bir mektup yazmaya karar veren sanatçı,
mektubunda şöyle demişti: "15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed tarafından
saraya davet edilen Venedikli ressam Gentile Bellini gibi, ben de siz
majesteleri tarafından saraya davet edildim. Ama ben tanık olduğum ve son
derece üzüntü duyduğum bir olayı sizden saklayamayacağım. İstanbul
sokaklarında satılan resminizin, hem sanat açısından hem de size benzerlik
bakımından şahsınıza karşı işlenmiş bir suç olduğunu düşünmekteyim.
Ve halkın İslam’ın Halifesi’nin gerçek resmini görmeyi arzu ettiklerine
inanıyorum."
Bu
mektuptan kısa bir sonra sultan, Zonaro’ya portresini yapması için hazır
olmasını emreder. Zonaro da ilk kez kendisine poz veren padişahın üç ayrı
portresini hazırlar. Üçüncü poz, padişahın tahttaki son günlerini yansıtır.
Zonaro, anılarında bu günleri şöyle anlatır: "Abdülhamid Han, hep düşünceliydi,
kaşları çatıktı ve durgundu. İşte o günlerde imparatorluğun her köşesinde
huzursuzluklar isyanlara dönüşüyor, taşkınlıklar artıyordu. Bana poz
verdiği dakikalar boyunca, Sultan hiç konuşmadan ve düşünceli bir ifadeyle
bakıyordu. Hükümranlığını kaybetmişti; ama belki de yeniden o eski
kudretli günlerine dönebileceğini düşlüyordu." Zonaro, Sultan II. Abdülhamid’in,
tarihi birer belge niteliğindeki bu portrelerini 31 Mart İsyanı günlerinde
tamamlar. Ama artık Sultan tahtta değil; devrik bir padişahtır. Günümüzde,
saray kayıtlarında Sultan’ın bu portrelerinin adı bile geçmiyor. Ancak
ressam, anılarında bu portrelerin birinin saraya verildiğini yazıyor. Kimi
uzmanlar ise bu eserin Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sırasında
tahrip edilmiş veya Sultan Reşat’ın padişah olmasıyla saraydan çıkartılıp
bir yerlere atılmış olabileceğini belirtiyor. Saraya teslim edilemeyen iki
portreyi ise Zonaro’nun diğer tablolarla birlikte İtalya’ya götürdüğü
söyleniyor; ancak nerede ve kimde oldukları bilinmiyor.
Sultan
II. Abdülhamid portresini zar zor tamamlayan ressam, padişahın tahttan
indirilmesinden sonra görevinden azledilir. Resmini yaptığı padişah gibi o
da zor günler yaşar. İktidarda bulunan İttihatçılar, ressamdan can güvenliği
gerekçesiyle İstanbul’u hemen terk etmesini ister. Zonaro da çareyi İtalya’ya
dönmekte bulur. Yolda, resimlerini yüklediği geminin bir kısmı fırtınadan
dolayı su alır. Sanatçının resimleri de bu olaydan büyük zarar görür.
İşte yaklaşık 100 yıl önce İstanbul’u buruk bir şekilde terk etmek
zorunda kalan Zonaro, TBMM’nin resmi davetlisi olarak Türkiye’ye geliyor.
Geçtiğimiz yıl Kâzım Taşkent Sanat Galerisi’nde açılan sergiyi 100
binin üzerinde ziyaretçi gezmişti. Sanatçının Dolmabahçe’deki sergisine
de yoğun ilgi olacağı belirtiliyor. Sergi, 3 Ekim’e kadar açık kalacak.
Zaman - Abdullah Kılıç
|