Bozar
Türkiye Festivali
Bozar Türkiye Festivali 6 Ekim
2004 - 16 Ocak 2005 tarihlerinde, TC Dışişleri ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları
ile Belçika Dışişleri, Dış Ticaret, Kalkınma ve İşbirliği Bakanlığı’nın
katkıları ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın işbirliğiyle Brüksel’de
düzenleniyor.
Festival programında sergi, tiyatro, dans gösterisi konser, konferans, film
gösterimi, stüdyo çalışmaları gibi etkinlikler mevcut. "Analar, Tanrıçalar,
Hanımsultanlar" başlığında izlenebilcek olan sergide tarih öncesi çağlardan,
Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna kadar Türk kadını ele alınıyor.
Sergi fikri, Türkiye’nin ve Batı Avrupa’nın en büyük müzelerinin işbirliği
sonucu oluştu. Sadece Osmanlı sultanlarının yaşam mekanı olan Topkapı
Sarayından gelen koleksiyonun varlığı bile, bu sergiyi görülmeye değer kılmaktadır.
Louvre ve Viyana’daki Kunsthistorisches Müzelerinin yanı sıra, Berlin ve Türkiye’nin
en önemli müzelerinden gelen 350’den fazla eşsiz eser, serginin zengin
dekorunu tamamlıyor.
Bu sergi, batı ve doğu uygarlıklarını tanımak ve çağdaş Türkiye’yi
daha iyi anlamak isteyen tüm ziyaretçilere iyi bir fırsat sunuyor. 9000 yıllık
bir yolculuk, Anadolu tarihine damgasını vurmuş halk ve kültürlerin keşfine
götürüyor.
Hitit, Antik Yunan ve Roma Uygarlıkları, Bizans ve Osmanlılar…
Dört dönemden oluşan bu tarihi yolculuk boyunca kadınlar, her zaman yol gösterici
varlık olmuşlardır. Sergi, Hitit kraliçesi Putukhipa’nın günlük yaşamını
gözlerimizin önüne seriyor. Son imparatoriçenin Bizans divanındaki rolünü,
Hürrem Sultan’ın ise Sultan Süleyman’ı takdimini gösteriyor. Tarih öncesi
çağlarda Tanrıça, Bizans’ta İmparatoriçe, Köle, Sultan ve Hizmetkâr
gibi farklı kimlikler altındaki Anadolu kadını, ülkelerin kaderini etkilemiş
ve bugünkü kadın ve kadınlık üzerine olan bakışı belirledi.
Tarih öncesi çağlardan 20.yüzyıl başlarına Anadolu sanatında kadın
imgesi Analar, Tanrıçalar, Hanımsultanlar sergisi, bizi bir yolculuğa çağırıyor.
Batı uygarlığının beşiği Anadolu ve yakın çevresinde, tarihöncesi kültürlerinden
başlayıp 20. yüzyıl başlarına dek sürecek ve bu yaklaşık dokuz binyıllık
süre içinde birbirini izlemiş büyük uygarlıkların sanatlarına, yaşam biçimlerine,
arkeolojik kalıntılarına uğrayacak bir zaman yolculuğuna… Yolculuğun ana
temasınıysa ‘kadın’ kavramı oluşturuyor.
Sergiyi gezenler, tarihöncesi dönemlerden, bakır, tunç, demir çağı kültürlerinden,
Hititler’den, Urartular’dan, Frigyalılar’dan, arkaik ve klasik Yunan çağlarına,
Hellenistik, Roma, Bizans dönemlerine, sonra da Selçuklu ve Osmanlılara
uzanan geniş bir yelpazede, kadınlarla ilişkili çeşitli nesnelerle, sanat
yapıtlarıyla, arkeolojik buluntularla katedecekler bu uzun yolu. Yolculuğun
çeşitli aşamalarında, kadın kavramının bu uygarlık dönemlerinde kazandığı
anlamlar, değerler, çağrışımlar üstünde düşünme olanağını bulacak,
kadınlarla ilgili ya da kadınların kaleminden çıkmış metinler okuyacak,
zaman zaman bu coğrafyada kadınlar tarafından bestelenmiş ya da
seslendirilmiş müziklere kulak verecekler.
Sergide toplam 354 eser var.
Türkiye’den giden 325 adet eser 37 müze ve 8 özel koleksiyondan
derlendi.
Çağdaş Sanat Tasarımı
Berlin ve İstanbul’da ikamet eden ve çalışmalarını bu iki şehirde sürdüren
dünyaca ünlü plastik sanatlar ustası Ayşe Erkmen, Türkiye dışında daha
fazla tanınan ve sergi açan bir sanatçı. Berlin ve İstanbul’da yaşayan
Erkmen, eserleri ile dünya çapında büyük ilgi görüyor. Malzemelerini
yaratacağı esere göre seçiyor, yer ve mimariye çok önem veriyor. Erkmen, kültürel,
sosyal, tarihi veya psikolojik elemanlar kullanarak girdiği ortamlara değişiklikler
getiriyor. Böylece sanatçı, izleyiciyi farklı bakış açılarına davet
ediyor. Sanatçının Victor Horta Salonu'ndaki sergisi, yenilenme aşamasında
olan bu salona ayrı bir anlam katacak.
Arkitera
|