reklam

Haberler
Aralık 2004

Sanat Akmerkez'de ama gören yok

İstanbul'un ‘tüketim üs'lerinden Akmerkez'in, ışıltılı vitrinlerinde, modanın son ürünleriyle birlikte sanat eserleri de sergileniyor.

İlki geçtiğimiz yıl düzenlenen ‘Sanat Akmerkez'de etkinliği, aralarında Ömer Uluç, Ferruh Başağa, Kezban Arca Batıbeki, Devrim Erbil, Bedri Baykam ve Komet'in de bulunduğu 80 sanatçının eserlerini, amacı sergi gezmek değil, alışveriş yapmak, eğlenmek ya da sadece ‘vitrin bakmak' olan insanlarla buluşturuyor.

Sanat eserlerinin tüketim nesneleriyle birlikte sergilenmesi, Akmerkez'i, sosyologların ilgisini çekecek bir sahaya dönüştürüyor. Sanat eserleri, fazlasıyla oyalayıcı, cafcaflı vitrin camlarında çoğu zaman ayakkabılar, ‘jean'ler ve gece kıyafetlerinin arasında yitip giderken akla şu soru geliyor: ‘Bir tüketim mabedi, sanatın görünür olmasına ne kadar izin verebilir?' Nitekim, epeydir aradığı bir ayakkabıyı bulmanın sevinciyle içeriye dalan kadın, başını kaldırsa göz göze geleceği bir Ferruh Başağa tablosunu ıskaladığının farkında bile değil. Her mağaza vitrininde sadece bir çalışmanın sergileniyor olması da, etkinliğin sloganlaştırdığı ‘galeriye dönüşen vitrinler' söylemini çürüğe çıkarıyor. Resimleri görmek için gelenler, ‘Galeri nerede?' diye soruyorlar. Galeri her yerde; ancak resimleri aramak, sürpriz paketi bulmak için labirent dolaşmaya benziyor. ‘İşte burada bir tane var. Bak, az kalsın şunu göremiyorduk!' İnsanlar resimleri, entelasyonları ya da heykelleri görmüyorlar diyemeyiz; ancak ‘fark edebilmek' ya dikkat ya da sanata ucundan kıyısından bulaşmış bir algı düzeyi gerekiyor.

‘Vitrine bakan' olmaktan sıyrılıp ‘vitrine bakanları seyreden'lerin fikirlerini soruyoruz. Mağazalarda müşterilerle ilgilenen görevlilere kalırsa, resimler kimsenin umrunda değil, hatta onların da... "Ben satışıma bakarım." diyor biri; ama patronun resmi beğendiğini de saklamıyor. Bir diğeri de, resmin vitrini ‘açtığı' görüşünde. Müşterilerin vitrindeki resimle ilgili konuşup konuşmadıklarını merak ediyoruz. "Niçin sorsunlar ki?" diyor bir görevli, "Bize alışverişe gelenler, bu sanatçıları zaten tanıyorlar." Bir diğeri de, her mağazanın etkinliğe katılmadığını fark ediyor: "Aaa, karşıdaki çorapçıda resim yok!"

‘Sanat eseri vitrine çıkmaz’
Resimlerin, vitrinlerin özenli tasarımları arasında kaybolmasını üzücü bulmak, sanatın tüketim nesneleriyle kıyaslanmasından kaynaklanıyor olabilir. Akmerkez'in bir köşesinde pusuya yatıp, ‘Hangisine bakıyorlar, elbiseye mi Komet resmine mi?' diye beklemenin verdiği rahatsızlık... Etkinlik, farklı bir bakışla, henüz bir çağdaş sanatlar müzesinin olmadığı ülkemizde, insanları hiç ummadıkları bir anda resimle karşılaştıran olumlu bir proje olarak görülebilir elbette. Ancak ressam Ömer Uluç, bu tür projelerde ‘olumlu' bir yan görmüyor. Üstelik vitrinlerdeki resimlerden birinde kendi imzası varken... Paris'ten yeni dönen ve yağlıboya tablosunun kendisine sorulmadan sergilendiğini öğrenen Uluç, bu durumdan rahatsızlık duyuyor. "Batı'nın önemli sanat merkezlerinde sergilere katıldım. Hiçbir yerde iyi sanat eserlerinin mağaza vitrininde teşhir edildiğini görmedim. Bugünün sanatı, tüketim toplumunu eleştirir ve hiçbir zaman olumlamaz. Bir çağdaş sanatçı olarak ben de öyleyim." diyen Uluç'a göre mağaza vitrinlerine yönelik bir çalışma yapılacaksa resimlerin, tamamen boşaltılmış vitrinlerde sergilenmesi gerekir. İkinci bir yöntem de, sadece tüketim nesneleriyle oluşturulmuş bir entelasyon hazırlamak. Resminin geçen yıl da izinsiz sergilendiğini söyleyen sanatçı; ‘Bizim fikrimiz sorulmadan böyle bir işe kalkışmamalılardı.' diyor.

‘Sanat Akmerkez’de' etkinliği 23 Aralık tarihine kadar görülebilir.

Zaman - Ülkü Özel Akagündüz

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz