|
reklam |
|
||||
Tarih: 06 Mayıs - 12 Haziran 2004 Sanatçılar: Sanatçılar ve İşleri Hakkında Koen De Decker heykel yerleştirmelerinde mekan ve arada kalanlarla ilgili daha iyi bir anlayış uyandırmak için matematiksel dizimler kullanıyor. Genelde sıradan malzemeler kullanarak yarattığı eserler, gizemli işaretler görevi görüyor. İşlerinin, dünyada ve hayal dünyasında nasıl haraket ettiğini gösterdiğini söyleyen sanatçı, “Bu dünyalara özgü haraketleri göstermeyi deniyorum. Zaman içinde haraket eden fikirleri gösteriyorum. Her sergi, anlatmak istediğim hikaye için yeni bir adım.” diyor. De Decker Platform'un mekanını çevrenin özellikleri ile etkileşime girecek, gerilme ve rahatlamayı dengeleyecek yeni bir heykel yaratmak için kullanacak. Tina Gillen'in resimleri bir çok renk kullanmasına rağmen yanlızlık hissi uyandırıyor. Sanatçı, gerçeğe dair saf ve tamamen dürüst bir vizyona ulaşmak için tüm gereksiz öğelerin elendiği yalın bir resim alfabesi kullanıyor. İşleri, ani bir baştan çıkarmaya kolay kolay boyun eğmiyor ve rasyonel kavramsal stratejileri barındırmıyor. Doğa ve mimari gibi tekrarlanan motifler, tam anlamıyla biçimsel bir ilgiyle izole ediliyor ve çoğu zaman açıklanamaz esrarengiz bir atmosfer içinde görülüyor. Çoğunlukla doğrudan mimariyle ilgili resimler yapan sanatçı, işlerinde perspektif ve görsel algılama gibi yan unsurları sorguluyor. Sanatçının işleri, dünyadan kesitler sunan bir ifade şekli olarak görülebilir. Gillen, Platform için yeni bir duvar resmi yapıyor. Mekhitar Garabedian'ın işleri hafıza, ve Ermeni asıllı bir Avrupalı göçmen olarak kaçınılmaz bir şekilde taşıdığı bir ikilem olan tarih ve kimlik konuları üstüne. Garabedian kişisel konulara değinse de tartışmayı evrensel bir zihinsel düzeye taşıyarak açıklayıcı olmaktan kaçınıyor. Mekhitar Garabedians'in 'Beirut1963 (Beyrut1963)' adlı videosunda eski bir aile fotoğrafı yer alıyor. Anlatacakları hikayeleri olan kırışıklıklarla dolu bir fotoğraf. Video, bu fotoğrafın el sürülmemiş ve bozulmamış bir versiyonuyla başlar. Yavaş yavaş eski, buruşmuş fotoğrafın çizgileri bir süreliğine belirir, sonra tekrar kaybolur. Arka planda 'İyi ki Doğdun' şarkısı Ermenice, Arapça, Fransızca, Hollandaca ve İngilizce söylenmektedir. Birbirini takip eden diller ailenin geçirdiği olaylı diasporayı yansıtır. Şarkıdaki belirgin neşe dağılmış bir toplumun trajik kaderi karşısında sert bir tezat oluşturur. Geert Goiris'in fotoğrafları bir yokluk uslübu içinde yıkanmış gibi. İşlerinde sık sık görülen boşluk, doğrudan zaman ve mekan deneyimine dayanıyor. İşlerinin bir fotoğrafçının sezgileri etrafında döndüğünü söyleyen sanatçı, tesadüflerle, planlanmayan görüntülerle, küçük bir dokunuşla nesnelerin filmik bir bakış açısıyla çalışıyor. Fotoğraflarını uzun süre pozlayarak çeken sanatçı, fotoğrafın, düğmeye basıldığı anda objektifte görüneni kaydetmekten ibaret olmadığına inanıyor. Sanatçının fotoğrafları mimariyi ve doğayı, esrarengiz hikayelerle dolu postmodern bir dünyanın iskeletine dönüştürüyor. İnsanoğlunun yer almadığı fotoğraflar, insanların izlerini, insanlığın varlığından geriye kalanları taşıyan dondurulmuş bir an gibi. Küratörler Hakkında: Hans Martens |
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]