Zamanla evrilen konut kavramı geldiği son noktada çok boyutlu ihtiyaç yelpazesine cevap verir nitelikte. Tarih boyunca insan olmanın getirdiği korunmasızlık hissi, başımızı sokacağımız korunaklar yaratmamımıza neden oldu. Dış çevreden belirli ölçülerde sağlanan yalıtılmışlık kendimizi güvende hissetmemizi sağladı. Bu güvenin yanında zamanla aidiyet duygusunu yaşatacak mekanların arayışı içerisinde olduk. Kendimizle başbaşa kaldığımızda içinde yer aldığımız mekanla olumlu bir iletişim içinde olmak, çevremizdeki diğer kişilerle paylaşırken zengileşeceğimiz alanların peşinden koştuk.

Nefes alıp verdiğimiz çağ bilişim çağı... Tüm dünya çapında iletişim ağlarının örüldüğü, sadece bilimin değil pratik yaşamın dahi disiplinlerarası bir özellik taşıdığı, herkesin sıradan ama bir o kadar da tanınmış olma ihtimalinin yüksek olduğu, bilgelik arayışından ziyade hız olgusunun değer kazandığı bir çağdayız. Tüketimin tavan yaptığı ve fakat doğaya saygı duymanın farkındalığının serpildiği bir zamandayız.

Bu gelişmelerin getirdiği sosyal, ekomik ve kültürel atmosfer yaşadığımız, uyuduğumuz, ailemizle paylaştığımız konutlara, kendimizi ifade etme noktasında önemsediğimiz iş yaşam mekanları olan ofislere, pekçok etkinliği aynı anda yapabilme şansını tanıyan AVM'lere, çeşitli nedenlerle uğrak noktamız olan ve sıradan olmayan deneyimler yaşatan otellere başka bir gözle bakmamıza neden oluyor. Bu mekanlar yaşamımızın ta kendisi... Geliştirilmiş projelere bu düzeyden yaklaşıldığında genel gelişmişlik düzeyimizi, hayallerimizi, potansiyelimizi, hassasiyetlerimizi, duyarsızlıklarımızı, gusto anlayışımızı, köklerimizi, tarih çizgisindeki devamlılığımızı, yeteneklerimizi, atalarımızdan bize geçen toplumsal bilinçaltımızı, geleceğimizi şekillendirme eğilimlerimizi ve daha da önemlisi insanlık tarihine nasıl bir iz bırakacağımızı okuyabiliriz. Bu noktada farklı alanlardan göze çarpan projeleri derleyerek sunmak bundan sonra geliştirilecek projeler için kıvılcım yaratabilir.

Tasarım Odaklı Geliştirme