reklam

Yarışma & Ödüller
Diyalog 2002 - II > Ahmet Vefik Alp

Tarih: 12 Kasım 2002
Yer: Arkitera Forum 

M Mustafa Mahmu 

Merhabalar,
Sayın Alp,benim merak ettiğim,Türkiye için birçok proje üretmenize rağmen,neden bu önerileriniz dikkate alınmıyor.Bu hareket  sizin moralinizi bozuyormu?NTV Televizyonunda çıktığınız canlı yayında,İstanbul için yaptığınız 3G projesini beğenerek izledim.Bu çalışmalarınızdan ötürü sizi tebrik ederim.İnşallah ülkemizde kutuplaşma her alanda kalkarda,sizin gibi değerler hak ettikleri başarıları yakalarlar.

Ahmet Vefik Alp 

Sevgili Mustafa,

Türkiye içinde ve dışında tasarlamış olduğum yapıtların bir bölümü gerçekleşti ve gerçekleşiyor, bunlar beni çok mutlu ediyor. Sitedeki proje listesinden bunları görebilirsin.

İstanbul ve Türkiye için hazırladığım Tüpgeçiş, Yüzergeçiş, Çekirdek Konut, Haliç Otoparkı, Müzekent İstanbul, Proje 3G gibi radikal çözüm projelerinden Harem-Sirkeci Tüpgeçiş Projesi kısmen değiştirilerek ihaleye hazırlandı. Pendik-Yeşilköy Yüzergeçiş Projesi Dünya Boğaz Geçişleri Örgütü tarafından başyapıt olarak tescil edildi ve Uluslararası Bilimsel literatüre girdi. Ayrıca bu proje İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nce 1 yıl süreyle araştırıldı ve test havuzunda denenerek teknik açıdan olur aldı.

Gecekondu ve konut sorununu çözmeyi hedefleyen Çekirdek Konut Projesi ekonomik krize takıldı. Bunların dışında Anadolu’ ya Dönüş ve Şehirler Bakanlığı temalı 2 projem daha var. Koalisyon Hükümeti günlük sorunlar nedeniyle bu projelere giremedi ancak yeni hükümeti oluşturacak AKP’ nin Şehirler Bakanlığı ve Konut Projemi benimsediğini basından takip ediyorum. Mimarlık, Şehircilik ve çevre açısından ülkemizin geri kalmışlık sınıfını geçemediğini üzülerek izliyorum. Çarpık kentleşmenin bizlere yıllık faturası 10 milyar $’ dır.

Benim projelerim ülkemizde tepeden tırnağa bir imar reformunun gerçekleştirilmesiyle anlam kazanabilir. İstanbul’a ve Türkiye’ ye düzeyli ve anlamlı mimari ve şehirsel kurgular kazandırmak üzere çalışmalarımı sürdüreceğim.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....

 


 ayasofya 

 Merhabalar Sayın Ahmet Bey

Ben uzun süre Kadıköy mimarlar odası sizin Fener Kalamış caddesindeki büronuzun karşısında yer alıyorken (şu anda orada değil) orada bilgisayar dersleri veriyordum. halen dersler sürüyor ama mekan değişti.

Yani sizin büronuzun tam karşısında akşamları sizin büronun ışıklarının geç vakitlere kadar açık kaldığını görrüdüm. Sonra bir kaç çalışanınız öğrencim oldular.

Bu aralar sizin büro sanki MHP iletişim bürosu gibi. Bayraklar bayraklar posterler. Sonra devamlı suretle bir otobüs sizin büronun önünde en sol şeritte park eder durur. Hem de cadde üzerinde. Arkadaki arabalar zar zor başka şeride geçerler. Ben eskiden sizin büronuzu bilen az sayıda kişiden biriysem bu sayede herkes biliyor artık.

Uzun lafın kısası sorularımı şu şekilde sıralamalıyım.

1. iki kere İst büyük şehir belediye başkanı adaylığınız oldu. İkisinde de çok ilginç posterleriniz oldu. ve emin oldun yapıştırılmayacak her yere yapıştırıldı. Harbiye'de ben kendi büromun apartman duvarından zorla sökerken, bunu orya yapıştıranlara çok kızdım. Neden her yere her yere böyle afişler yapıştırılmasına göz yumulur. ir dahaki seçimde sizin bu şekilde fütursuz afiş yapıştırmasına karşı çıkacağınızı umut ediyorum. Ayrıca posterinizde genelde sarı bir yağmurluk giyiyor elinizde T cetveli Macintosh klavyesi olarak poz veriyorsunuz. Neden? Yani bunlar sizin eğitimli ve okumuş olduğunuzu kanıtlamış mı oluyorlar. Bir dahaki seçimdeki posterinizi merakla bekliyoruz.

2. Sizin yanınızda çalışanlara (yeni çıkan ve bu seçimde MHP'ye yakın oy alan bir TV partisinde olduğu gibi) size oy verilmesi konusunda baskı yapmadığınızı tehmin edebiliyoruz. Yapmazsınız. Ama diyelim ki siyasi bir propaganda konusu olacak bir iş için yanınızda çalışanların işlerini bırakıp bu konuda çalışmalarını ister misiniz. Kısacası siyasi çalışmalarla, büro işlerinizi içiçe geçirir misiniz. Buna büronuzun seçim irtibat bürosu olarak kullanılması dahil olabilir mi. Yanınızda çalışanların, gerçekten çalışma ortamı ve durumları hakkında memnun olup olmadıkları konusunda bilgi sahibi misiniz. Bunu soruyorum çünkü ben de yanında sadece bir kişi çalıştıran bir mimar olarak bazı dersler çıkaracağım.

3. Yukarıdaki konuda sizin projelerinizin iyi değerlendirimediğinden bahsedilmiş. Sizce projeler hem de sizinkiler gibi ilginç projeler ancak siyasi şekilde mi ön safhalara çıkmalıdırlar. Bu projeleri bir mimarlık dergisinde veya Arkitera'nın sayfalarında anlatmak ne güzel olurdu. Çok uzun ve geniş bir aydınlatıcı özgeçmiş metniniz varken "Projelerinizden örnekler" linki çalışmıyor ve ne yazık yeni projelerinizi göremiyoruz. Bu forum seçimden önce olsaydı daha iyi olmaz mıydı. Bunun dışında MHP başarılı olsa barajı geçse ve tekbaşına iktidar olsa siz de diyelim ki Bayındırlık ve İskan bakanı olsaydınız bu projeleri hayata geçirir miydiniz.

4. NTV'deki konuşmanızda hocalardan birinin sizin projelerinizle İTÜ'nin herhangi bir bağı olmadığını hatırlattığını biliyoruz. Siz İTÜ'de projelerin test edildiğini söylemiştiniz. Test sonucu ne oldu. TV programıda konusu edilmedi. Testten geçti mi. İTÜ bu test sonrası projelerinizi onaylaıyor konumunda olur mu? İTÜ dışında başka üniversitelere ya da mezun olduğunuz Texas Rice Üniversitesinde bu konuda bir test ve onay almanız daha kolay olur muydu. Aslında Rice'ın web sitesinde isminizi çok aradım fakat bulamadım. Response to Geometry in Architecture' başlıklı tezinizi okumak isterdim.Bulsam çok gururlanacaktık. Bu konuda bir uyarı yapmanızı ve sitede tezinizin bulunması için arama mekanizmasında geçecek şekilde bir düzeltme yaptırmanızı temenni ederiz. Ayrıca (IAA) 'International Academy of Architecture' projelerinizin yayınlanması ve test edilmesi konusunda profesörlük verdiği kişilere daha yakın ve sanırım Türkiye'deki tutumdan daha önyargısız davranacaktır.

5. Siz bakan oldunuz ve MHP tek başına iktidar oldu. Projeniz gerçekleşti. Ancak çalışmadığı ortaya açıktı. (diyelim ki) Ya da bir şekilde başarısız oldu. Bunun risklerini düşündünüz mü?. Siyasi açıdan rsikleri dışında mimari açıdan da başarısızlık riski var mıydı sizce.

6. MHP'den Sayın Bahçeli istifa etti. Çok saygın bir kişilik. Siz de istifa edecek misiniz. Yoksa yine projelerinizle yeni seçimde karşılaşacak mıyız. Yeni posterlerinizi görecek miyiz. İstanbul'a marmaray ya da tüp geçit ya da sadece iki hatlı tren taşımacılığı ile köprüler yapılsa bile adalar yolu projenizi hala öne sürecek misiniz.

7. Mecliste yer almasanız bile AKP ve CHP partilerinin gerçekleştirmesi için projelerinizi sunum yapacak mısınız. Öne sürecek misiniz.

8. Ayrıca projeniz hakkında geniş bilgi alamamak beni çok üzüyor. neden bir Web sayfası yok. Neden bunu geniş kişilerle tartışmaya açmıyorsunuz. Tezinizi gerçekten faydalanabilir bir kaynak olarak gördüğümden çok aradım. Lütfen yayınlayınız.

Ayrıca ben seçimler öncesi de size özel bir web sayfası çok aradım ne yazık bulamadım. Eğer varsa benim beceriksizliğime verip adresi buradan Arkitera takipçilerine sunar mısınız.

Çok teşekkür eder ve yeni projelerinizde başarılar dilerim.

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Ayasofya,

Keşke isminide yazsaydın, bir kiliseye cevap vermek durumunda kalmazdım. Baymısınız Bayanmı onu da bilemiyorum. Sorularınız çok ancak Mimarlar Odası’ yla ilişkiniz ve sorularınızlada bağlantılı olarak sizinle bir serzenişimi paylaşmak istiyorum. Proje listem ve özgeçmişimdende göreceğiniz gibi yurt içi ve dışında akademik ve profesyonel olarak dolu dolu bir meslek hayatım var. Ancak Mimarlar Odası’ nın Bülten ve Dergilerinde ne benden ne de projelerimden bir tek kelime göremezsiniz. Örneğin Ağa Han Ödülleri’ ne aday gösterilen 15 milyon $’lık Riyad Büyükelçiliği Kompleksi projemin şu anda genç bir mimar olan bir öğrencim tarafından Mimarist Dergisinde basılması önerilmiş ve cevap şu olmuş: ‘ Ama o bir MHP’ li ‘. Odamızın bazı yöneticileri bu zihniyeti atamadıkça, siyasi tandansı ne olursa olsun tüm Türk Mimarlarını aynı sıcaklıkla kucaklayamadıkça, siyasi görüşü ne olursa olsun üyelerini mimari kimlikleriyle algılamadıkca Türk Mimarisine faydası sınırlı kalmaktadır şeklinde düşünüyorum. Nitekim odamız bir türlü siyasi iradeyle barışıp ülkemizin bu alandaki ciddi sorunlarına ortak çözümler üretememekte, sürekli muhalefet halinde ihtilaflar ve mahkemelerle gündemini doldurmaktadır. Halbuki ben çokta yetkisi olmayan Başbakan Başdanışmanlığı görevim sırasında ortak bir çalışma yapmayı çok arzu etmiş, 2005 yılındaki üstlendiğimiz Dünya Mimarlık Zirvesi’ nin masraflarını karşılamak üzere Sayın Bahçeli’nin Tanıtım Fonu’ndan 200.000 $ ın karsılşıksız Odamıza aktarılmasına vesile olmuştum, küçük bir teşekkür dahi almadım. Bu yaklaşım beni ve tahmin ederim birçok üyemizi üzmektedir.

ABD’ de, Texas Rice Üniversity’ de 1979 yılında Mimari ve Şehirsel Psikoloji alanında tamamladığım ‘Aesthetic Response to Geometry in Architecture’ başlıklı doktoram ‘7922428’ numarayla University Microfilm International, Ann Arbor, Michigan USA’ den temin edilebilir. O zaman internet yoktu, doktora tezleri bütün dünyaya Microfilm formatında yayılıyordu. Doktora tezim bir çok dilde kısaltılmış olarak yayınlandı, tam bir metni İTÜ Mimarlık Fakültesi Kitaplığı’ nda olmalı, oradan bulabilirsin. Bu doktora çalışması 16 ayda tamamlanarak bir dünya rekoru teşkil etmiştir.

MHP’ de şu anda üyelik dışında hiçbir görevim yok, basından üyeliklerinde düşürüldüğünü okudum bu nedenle istifa edecek bir yerim yok. Başbakan Başdanışmanlığı’ ndan ise aday olmak için istifa etmiştim. Şu an için anıtsal bir yapıt olacağına inandığım MHP’nin Ankara’ Genel Merkez Binası İnşaatı ‘nın yapımını denetlemeye devam ediyorum.

İstanbul ve Türkiye için hazırladığım projelerimi siyasi kimlik gözetmeksizin ülkem adına sahiplenecek iktidarın emrine amade kılmaya hazırım.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....


Onur Eroğuz 

merhaba;
3 kasım seçimlerinde MHP'den milletvekili adaylığınıza ilişkin afişlerinizin otobüs duraklarının camlarına -üstelik bu duraklarda reklam için kiralanan panoların varlığına rağmen- tutkalla yapıştırılmasından haberiniz olmadığını umarak soruyorum; bir kent mobilyası nezdinde kentlilere karşı yapılan bu saygısızlığı, posterinizin altında yazan "büyük usta - kent plancısı - mimar" kimliğinizle nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Onur,

Seçim dönemlerinde siyasi afişlerin gelişigüzel yapıştırılmasına karşıyım, ancak bu süreç biz adayların kontrolü dışında gelişiyor. Ülkemizde kente karşı o kadar suç işleniyor ki hangisiyle başedeceğimizi şaşırdık. Şahsen binaların üzerine gelişigüzel yerleştirilen tabelalara, takılan plastik panjurlara, balkon kapatmalara ve benzerlerine karşı bir savaş veriyorum. Fakat genel mimari kültür anlayışı o kadar ham ki bina sahipleri beni düşman gibi görüyor. Ne yazık ki ülkemizde telif haklarına ve fikir emeğine değer verilmiyor.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....

 


Deniz Emil 

Merhaba Ahmet Bey,

Basında çok sık bir şekilde Başbakanlık Başdanışmanı olarak ünvanınızla yer alıyordunuz. Bu konuyu biraz açıklar mısınız?

Nasıl Başbakanlık Başdanışmanı olunur?
Göreviniz süresince Bülent Ecevit sizden hangi mimari konularda danışmanlık istedi? Siz ne tür danışmanlık hizmeti sundunuz Başbakanlığa?
Ecevit'in gençlik hayali olan Köy-kentlerin geliştirilmesi ve bunun için dünya bankasından kaynak bulunmasında sizin de fikirleriniz soruldu mu? Siz bu köy-kent projesine nasıl bakıyorsunuz?

Son soru. Siz mimar olarak Türkiye Başbakanına danışmanlık görevinde bulundunuz. Neden bunun olumlu yansımalarını göremedik? Neden hükümet mimari çevrenin gelişiminden geliştirilmesinden bu kadar uzak?

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Deniz,

Yarama parmak bastın. Başbakan Başdanışmanları ben atandığım zaman 15 kadroyla sınırlı idi. Normal şartlarda Sayın Başbakanı uzmanlık alanlarında yönlendirmesi beklenen bu üstdüzey kadrolar beklendiği şekilde işlemiyor. Üstelik koalisyon ortamında bu kadrolar ortaklara göre paylaşıldı. Benden hiçbir görüş istenmedi. Ben kendi kendime raporlar sundum ancak dikkate alınmadı. Deprem sonrası dahi aynı durum devam etti. Kriz ve güncel ülke sorunları hep öne çıktı. Halbuki ben ülkemin bir ayıbı olan düzeysiz ve şekilsiz mimari ve şehirsel çevresinin bir imar reformu ve dönüşüm projeleriyle restore edilmesi başlığını en azından Hükümet gündemine getirmeyi ümit ediyordum. İnsanımızın sağlıklı ve düzeyli mekanlarda yaşamasını bir vatandaşlık hakkı olarak görüyorum.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....

 


Ilyas BALTA

Exclamation M.H.P.

Sayın ALP ilk belediye başkan adayı olduğunuz seçimlerde şunu düşünmüştüm: "Ahmet bey eger başka bir partiden girseydi kesin kazanırdı" Peki bir sonraki seçimlerde neden yine M.H.P. den aday oldununuz ben salında Istanbulluların sizin gibi bir belediye başkanını seçmedikleri için zararda olduğunu düşünmekteyim.

Şimdi M.H.P. Genel seçimlerde barajı aşamadı Yerel seçimlerde Belediye Başkan Adayı olmayı Düşünür müsünüz. Bence düşünün hem de ciddi manada... Saygılar

T.T.K.ve Y

Ahmet Vefik Alp

Sevgili İlyas,

1994 yılında bana İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını MHP teklif etti. Hem uluslararası profesyonel ve akademik birikimimi İstanbul’ un hizmetine sunmak hemde eserlerimde vurguladığım Milli Mimari Sentezi öne çıkarmak amacıyla bu teklifi kabul ettim. Bugün en önemli yapılarımızın yabancı mimarlara teslim edilmesinden ve Türk mimarlarının bunların yanında asistan olarak kullanılmasından rahatsızım. 94 adaylığımdan sonra MHP ile bağlarım oluştu, Genel Merkez binalarının projelerini hazırlamam istendi. 99’ da MHP’ den milletvekili olabilecekken kazanamayacağımı bilmeme rağmen Dr. Bahçeli’ nin ricasını kırmayarak yine MHP’ den İstanbul Belediye Başkan adayı oldum. Doğru yapıp yapmadığımı bilemiyorum. zaman gösterecek. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaparak dünya güzeli bu kenti toparlamak en büyük arzum ve hedefim. Kısmet olur mu bilmem.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....

 


cenkini  

Merhaba Ahmet Bey;

siyasi kimliğiniz ile mimar kimliğinizin zaman zaman çakıştığını düşünüyor musunuz?

Siyaset ile mimarlığı eş zamanlı yapmanın avantaj ya da dezavantajları var mı?

İstanbul ile ilgili projeleriniz siyasi çevrelerden ne tür tepkiler alıyor? aynı tepkileri mimarlık çevrelerinden de alıyor musunuz?
Tepkiler farklı ise sizce bunun sebebi nelerdir?

Saygılar

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Cenkini,

Mimarlığa ve Şehirciliğe aşığım. Türkiye içinde ve dışında bir takım projelere imza atarak bu aşkımı bir miktar tatmin edebildim. Ancak şehirlerimizin bugün bir ‘görsel görültü’ haline gelen durumu beni çok üzüyor. Bir milletin ulaştığı medeniyet çizgisinin şehirlerinin görüntüsüyle doğrudan orantılı olduğunu düşünüyorum. Çarpık şehirleri çarpık zihniyetler yaratıyor, çarpık şehirlerdende çarpık zihniyetler yetişiyor, bu kısır döngü Türkiye’nin kaderi olmamalı. Ne yazık ki siyasi, ekonomik ve ahlaki istikrarsızlık düzeysiz, ilkel ve illegal yerleşimler olarak kanserli tümörler şeklinde şehirlerimizi teslim alıyor. Bu kötü gidişi bir ölçüde bile olsa düzeltebilmek için siyasi iradeye yakın olmak gereğini duyuyorum. Mensup olduğum siyasi parti 57. Hükümette iktidar ortağı olmasına rağmen bu yönde bir ilerleme kaydedemedim ve sizinde ifade ettiğiniz gibi siyasi kimliğimle sanatçı kimliğim arasında gidip geliyor, çelişki yaşıyorum. Her ölçekte projeler üretmeye devam edeceğim ve birikimimi ülkemin hizmetine getirmeye çalışacağım.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....


rennie

Merhaba Ahmet Bey,

istanbul'daki bir kaç bina hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum, arka arkaya sıralayayım.

1- Taksim'deki Gökkafes
2- Kadıköy Acıbadem'de yeni açılan Nautilus Alışveriş merkezi
3- İstanbul Otogarı
4- Beşiktaş Meydanı'ndaki anıt

hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Rennie,

İsmin bu mu bilmiyorum, bir ilaç ismine benziyor. Sitedeki ‘Bir Mimarın Çığlığı’; Düzensizliğin Düzeni başlıklı haykırışımı okursan sorunun cevabını bir bakıma alabilirsin. Beşiktaş’ taki anıta girmek istemiyorum o bir bina değil, bir simge gereğinde kaldırılmasıda çok zor olmasa gerek. Ama diğer yapıları ‘ Kente Karşı İşlenen Suç’ olarak görüyorum. Bunları çoğaltmak mümkün, örneğin oturduğum yere yakın olduğu için sayıyorum Fenerbahçe Piramit, Fenerbahçe Yarımadası’ nın kuzey tarafındaki Kulüp Tesisleri ve çayhaneler.... Ben buralarda büyüdüğüm için buraların eski halini hatırlıyorum ve bu güzide alanları bu kadar çabuk nasıl tahrip ettiğimizi anlamakta güçlük çekiyorum. İstanbul’ un nostalji fotoğraflarına baktıkça neleri yitirdiğimizi daha iyi anlayabiliyorum. İşte bunlara dur diyebilmek için siyasete bulaştım isede henüz hiçbir başarı kaydedemedim.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....


guler

TÜRKİYE'DEKİ MİMARLIK EĞİTİMİ

MİMARLIK BÖLÜMÜ, 3.SINIF ÖĞRENCİSİYİM. YURT DIŞINDAKİ EĞİTİM SİSTEMİNİ DE BİLDİĞİNİZ İÇİN, TÜRKİYE'DEKİ MİMARLIK EĞİTİMİ UYGULAMALARINI NASIL DEĞERLENDİRDİĞİNİZİ ÖĞRENMEK İSTİYORUM.

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Güler,

Yurtiçinde ve yurt dışında asistanlıktan profesörlüğe hatta profesörlüğün üstünde ünvanlara uzanan bir akademik hayatım oldu.Ne yazıkki ülkemizdeki mimarlık eğitiminin giderek bozulduğunu gözlemliyorum. Gelişmiş ülkelerde mimarlik eğitimi en az beş yıl ,bu süre sonunda alınan üniversite diploması sizi yalnızca meslek adayı yapabiliyor.Mesleği uygulamak ve imza yetkisi ile donatılmak için lisanslı bir büroda başarı raporuyla kanıtlanmış ortalama üç yıllık staj ve bunun arkasındanda mesleki lisans sınavını başarıyla geçmeniz gerekiyor. Mesleki lisansınızı devam ettirebilmek için her yıl mesleki kurslara katılıp, krediler almanız gerekiyor. Aksi takdirde lisansınız askıya alınıyor.Ben 32 yıllık bir mimarım, benim yetkilerimle bu gün mezun olan bir mimarımızın yetkileri aynı. Çevremizin bu hale gelmesinin bir nedeni de bu. Neticede hem çevre bozuluyor hem mimarlık mesleğine güven yok oluyor. O nedenle de en güzide yapılarımız yabancı mimarlık bürolarına gidiyor. Bir meslek yasası dahi henüz yok. Proje müellifinin telif haklarına saygı yok. Fikir emeğine kimse değer vermiyor. Yaptığınız bir projeyi yapım sırasında denetlemek en doğal hakkınız olmasına rağmen bu durum mal sahibinin tercihine bırakılıyor. Özetle hem mimarlık eğitimimiz hem de mesleki uygulama ortamımız içler acısı bir durumda. Umarım şevkinizi kırmadım. Benim oğlum da mimarlık okuyor. İnşallah gelecek daha iyi olur.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....


gezgin1975 

istanbul

Sayın Alp
İstanbul'u yıkıp yeni baştan yapmak imkanınız olsaydı:
1)nerelere nasıl bir yerleşim planlardınız?
2)hangi semtler olmazdı?
3)boğazda yerleşim olur muydu? ya da nasıl bir yerleşim olurdu?
4)merkez İstanbul'unuz neresi olurdu?
5)Kurduğunuz şehirde ulaşım nasıl ve ne şekilde sağlanırdı?Ana arterlerdeki ulaşımı kastediyorum.
6)Asya ve avrupa bağlantısı nasıl ve nereden sağlanırdı?
cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim..

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Gezgin,

Siz çok gezdiğinize göre bu soruların cevabını da bilmeniz gerekir. Çok gezen çok bilir. Sorunuza burada cevap vermek istersem siteyi kilitleriz herhalde. İstanbul için hazırladığım ulaşım ve yerleşim senaryoları bu sitede kısmen yer alıyor. Onları incelerseniz sorunuz kısmen cevap bulabilir. Ancak şunu bilmeliyiz ki İstanbul’u tek başına çözümlemek mümkün değil. Yine benim önerdiğim “ Anadolu’ya Dönüş” projesini başlatmak bir yana, siyasi iradenin büyük bir imar reformunu gerek mevzuat gerekse de organlarıyla gerçekleştirebilmesi gerekiyor. Umut edelim ki yeni hükümet bu yönde adım atar. Benim önerdiğim “Şehirler Bakanlığı” kavramını AKP iktidarı da benimsedi gözüküyor. Şu anda ülkemizdeki imar ve planlama yetkilerini onlarca bakanlık ve binlerce belediye, kaotik ve itilaflı biçimde paylaşıyor, daha doğrusu paylaşamıyor. A’nın yaptığını B bozuyor. Sonuçta ya illegal ya da günübirlik rant çözümleri, saygısızca ve düzeysizce doğal ve kültürel çevremizi yok ediyor. Türkiye düzeysiz yapılaşma ve kentleşme nedeniyle her yıl 10 milyar dolar zarar ediyor. Ancak bu zarar, deprem gibi hortum gibi bir gecede oluşmadığı, yavaş yavaş gerçekleştiği için kimse bunun farkına varamıyor.

Gözlerinden öper, başarılar dilerim....


viola 

Sayın Alp

Bildiğiniz gibi, Le Corbusier'nin Mimarlık ya da Devrim sloganıyla kemikleşen, yaşamı mimarlık yoluyla dönüştürmek iddiasındaki avangard Modern Mimarlık bu bağlamda çok eleştirilmiştir. Totaliter sayılabilecek bu yaklaşım, ironik bir biçimde, Nazi Almanyasının mimarlık uygulamalarında hayat bulmuş, politik bir söylemin güdümünde gerçeğin estetize edilişinin çarpıcı bir örneğini vermişti.

Sanatçı - teknik adam olarak mimarın fiziksel çevreyi biçimlendirme/değiştirme konusundaki sorumluluğunun sınırları sizce nereye kadardır? Aktif siyasetle ilgili bir mimar olarak bu konudaki düşüncenizi özellikle merak ediyorum.

Saygılar.

Ahmet Vefik Alp

Özgeçmişimden göreceğiniz gibi doktora alanım mimari ve şehirsel psikolojidir. Bu alan insanlarla yapıların, şehirlerin zihinsel, entelektüel, duygusal ilişkilerini araştırır. İnsanoğlu çevresini şekillendirirken çevre de bizi şekillendirmektedir. İnsanoğlunun planetimizde meydana getirdiği en kalıcı ve en geniş değişim ve müdahale mimari ve şehirsel yapılardır. Mimarlar yapılarıyla toplumlara mesajlar vermeli ve yaşam biçimini yönlendirmelidir. Bu denklemde mimarın hedefi ekolojiye ahenkli ancak insanı ve toplumları psikolojik ve fizyolojik açıdan mutlu edecek mekan kurgularını yaratmak olmalıdır. Salt sanatçının sınırı olmadığı gibi mimarın da bu işlevinin sınırı yoktur.

Gözlerinden öper başarılar dilerim...


duygu 

merhaba Ahmet Bey,
İmaj ve kimlik konusundaki düşüncelerinizi sormak istiyorum. Tasarımlarınızın sırtlarında taşıyacakları yükleri nasıl belirliyosunuz?
Teşekkürler

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Duygu,

Mimari bir gereksinim insan fizyolojisine uygun konforlu bir ortamda yerine getirilebilmesi için mekanlar yaratılmasının ötesinde insan psikolojisini şekillendiren, kültürler ve nesiller arası diyalog oluşturan, belli bir iklimin, belli bir topoğrafyanın, belli gelenek ve göreneklerin fiziksel ifadesidir. Yapılar ve yapı grupları bizlere mesajlar verir. Diğer bir deyişle konuşurlar. O bakımdan bir mimari eserin yüklü olduğu anlamlar ve mesajlar çok zengin ve karmaşıktır. Bu da mimarlığın nedenli derin ve karmaşık bir olgu olduğunu bize göstermektedir.

Ben şahsen eserlerimde milli mimarimizle diğer bir deyişle geleneksel mimari folklorumuzla hi-tech yaklaşımın hassas bir sentezini arıyor, bu iki birbirine zıt olguyu içiçe geçirerek çarpıştırarak bundan çok güçlü bir dinamizm, bir sinerji elde etmeyi hedefliyorum. Esasen ülkemizin Avrupa’ya entegrasyonunda benisemesi gereken yaklaşımın da bu olduğuna inanıyorum. Diğer bir deyişle çağdaş Batı’ya milli kimliğimizle...

Gözlerinden öper başarılar dilerim...

 


cdmannn 

İstanbul'un hali

Merhabalar Ahmet bey,
Öncelikle iyi çalışmalar diliyorum. Ben Şehircilik ve Mimarlık öğrencisiyim. Sizin de bu iki meslek adına bir çok düşünceniz olduğunu bilerek size yaşadığım şehir İstanbul hakkında bir iki sorum olucak :

1 - İstanbul'un karmaşık, düzeni pek olmayan yapısı ve küreselleşmenin İstanbul'a etkileri hakkında neler düşünüyorsunuz?

2- Siz bir şehirci ve mimar olarak İstanbul'un gidişatı ve gidişatının düzelme durumları hakkında neler düşünüyorsunuz?

3- Dinamik bir şehir olan İstanbul, 2025 yılında Türkiye de AB'ye girdiğini düşünürsek nasıl değişiklikler yaşayacaktır? Beyoğlu'nun kimliği nasıl değişecektir?

Teşekkürler ,...

Ahmet Vefik Alp

Sevgili cdmann

İstanbul gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde görülen büyük şehirlere göç olgusuna maalesef yakalanmış ve ciddi yaralar almıştır. Birleşmiş Milletler bizleri önümüzdeki yüzyılda bekleyen en tehlikeli olgunun büyük şehirlere olacak göçler olduğu yönünde uyarmaktadır. Bu olgu maalesef yalnız gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanmakta gelişmiş ülkelerde sağlıksız göçe rastlanmamaktadır. Önümüzdeki yıllarda dünya nüfusunun yarısının içinde İstanbul’umuzun da bulunduğu yirmi megakentte toplanacağı haber verilmektedir. Ancak buralarda bir bölümünü şimdiden yaşamaya başladığımız her ölçekte ve nitelikte kirlilik, ulaşım zorluğu, eğitim zorluğu, özetle yaşam zorluğu, etnik çatışmalar ve büyük felaketlerin oluşacağı yönünde teoriler öne sürülmektedir. İstanbul’un çözümü ülkemizde siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasından ve ülke genelinde bir imar reformunun gerçekleştirilmesinden geçmektedir. Benim İstanbul için hazırladığım projeler ancak bu bağlamda anlamlı olabilecektir. Bu projelerin başında “Anadolu’ya Dönüş” senaryosu bulunmaktadır. Beyoğlu’nu da içeren “Müzekent İstanbul” ve “Yeniden Eski Kent” ve bunlara bağlı Haliç Sualtı Otoparkı projelerim bulunmaktadır.

Gözlerinden öper başarılar dilerim...

cdmannn

Anadolu'ya Dönüş Senaryosu ?

Merhabalar tekrar Ahmet Bey ,

Yanıtınız için çok teşekkürler , ben sizin bu "Anadolu'ya dönüş Senaryosu"nu çok merak ediyorum , nereden ulaşabilirim? Lütfen yardımcı olun...

“Müzekent İstanbul” ve “Yeniden Eski Kent” projelerinize ait detaylı bilgilerinize ulaşmam benim yapacağım projelere katkı sağlayacaktır.

Ahmet Vefik Alp


meilland 

Wink

merhaba

arkiteraya hoşgeldiniz!

ülke bazında hazırladığınız projelerinizin değerlendirilmemesini nelere bağlıyorsunuz? siyasete tamam mı,devam mı?

akademik kariyerinize rağmen piyasada sizi pek görmüyoruz, sizce neden?

tesekkür ederim...

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Meilland

Ülkemizin mimarlık, şehircilik ve çevre alanındaki sorunları çok büyüktür. Bunlara karşı benim teklif ettiğim projeler de radikal çözümler niteliğindedir. Bunların gerçekleşebilmesi için ülke genelinde siyasi ve ekonomik istikrar, çok kapsamlı bir imar reformu ve güçlü bir siyasi irade gerekmektedir. Ben bu ortamı henüz yakalayamadım.

Uzun yıllar yurtdışında çalıştığım için Türkiye’de yapıtlarım yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bunları sitedeki proje listesinden görebilirsiniz. Siyasi kimliğimle mimari kimliğim arasında bocalıyorum. Bununla beraber yapı, şehir ve ülke ölçeğinde üretmeye devam edeceğim.

Gözlerinden öper başarılar dilerim...


blur 

SABRİ PAŞAYİĞİT tarafından gönderilen mesaj

DEĞERLİ HOCAM;
1. SORUM

SİYASETİ BIRAKIP MESLEĞİNİZE DAHA FAZLA ÖNEM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORMUSUNUZ.
2.SORUM
YAPTIGINIZ VEYA YAPACAGINIZ PROJELERİNİZİN TASARIMINA BAŞLARKEN İZLEDİĞİNİZ YOL NEDİR ? BENM GİBİ GENC MİMARLARA BU KONU HAKKINDA NELER
TAVSİYE EDERSİNİZ.
3.SORUM
MİMARİDE ETKİLENME, ETKİLEME, ÖZGÜNLÜK,
TAKLİT GİBİ KAVRAMLAR HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ.

MESLEĞİNİZDE BAŞARILAR DİLERİM.
SABRİ PAŞAYİĞİT

Ahmet Vefik Alp

Sabri Paşayiğit

Sevgili Sabri,

1-Her ikisini paralel götürmeyi düşünüyorum. Ancak daha önce yazdığım gibi mimari kimliğim ile siyasi kimliğim arasında sürekli gidip geliyorum. Önümüzdeki günler beni hangi yöne çekecek ben de bilemiyorum.

2- Alp Mimarlar’da bir süre çalıştığına göre bunu öğrenmiş olman lazım. Diğer sorulara verdiğim cevaplar ile de bir bakıma bu sorunun cevabını vermiş oldum. Genel olarak geleneksel mimarimiz ile çağdaş mimariyi hassas bir sentezle çarpıştıran ve buradan bir sinerji, bir güç oluşturan, ana ilkesi “çokluktan birlik” olan ve içi dışı ile insan yüreğini hoplatan bir mimariden yanayım.

3- Özellikle büyük şehirlerimizde görülen son dönem mimari ne özgün kültürümüzün akılcı bir yorumu ne de batıdaki akımların iyi bir taklidi olabilmiştir. Çok seyrek olan birkaç iyi örnek de çevrenin bozukluğu nedeni ile kaybolup gitmektedir. Şu anda mimarimiz hiçbir mesaj içermeyen “empatisi” (empathy) sıfır düzeyde olan bir konumdadır. Ben bir Türk mimarlık ve şehircilik hocası olarak yurtdışında başım öne eğik geziyorum. Köylerde yapılan “mimarsız mimarlık” büyük şehirlerde eğitim almış meslektaşlarımızın binalarının çok üstünde performans ve anlam sergilemektedir.

Gözlerinden öper başarılar dilerim...

 


H.Ahmet ŞAHİN  

konferans

Sn. Prof.Dr. Ahmet Vefik ALP
önümüzdeki sene içeriside başka üniversitelerde konferans vermeyi düşünüyormusunuz?
aktif siyasette yer almanız sizin bilimsel ve mimarlık alanındaki çalışmalarınıza engel oluyormu?

Ahmet Vefik Alp

Sevgili Ahmet Şahin,

Uluslararası Mimarlık Akademisinin bir üyesi olarak çeşitli ülkelerde konferanslar veriyorum. Türk üniversiteleri de zaman zaman beni davet ediyorlar. Oralara da imkanlar çerçevesinde gitmeye gayret ediyorum.

Siyasi çalışmalarım ile mesleki çalışmalarım bazı durumlarda birbirini desteklerken, bazı durumlarda da birbirini köstekliyorlar.
Örneğin MHP sempatizanlarının bir kısmı bana proje yaptırmak isterken MHP karşıtları sanatımı çok beğenmekle birlikte benimle çalışmak istemeyebiliyor. Bir de genellikle proje yaptırmak isteyenler beyninin bir kısmı siyasetle uğraşan bir müellifle çalışmak istemeyebiliyor.

Milliyetçi Hareket Partisi'ni temsilen siyasete 1994 yılında girdim. Motivasyonum İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak okul dahil 36 yıllık ülke içi ve dışı deneyimimi İstanbulluların hizmetine sunmaktı. Bu henüz mümkün olmadı. Önümüzdeki günler benim için nasıl bir kader çiziyor, onu hep beraber göreceğiz.

Gözlerinden öper başarılar dilerim...


amphiner 

Çağdaş Mimarlığımız ve söylemler

Merhaba
Master örencisiyim
Platforma katılımınız ve bilmediğimiz pek çok konuda bizi aydınlatmakta olduğunuz için öncelik bir borç olan teşekkürümü kabul ediniz..

Sorum , mimarimizn içinde bulunduğu durum üzerine
31 ekim 1 kasım tarihlerinde yapılmış olan Mimarlık ve Felsefe konulu seminerin ikincisine katılma imkanı buldum
ve malesef tam bir hayal kırıklığına uğradım. Hala var olan söylemlere bağımlı ve kendi söylemimizi geliştirmezmişiz gibi bir güvensizlik ortamı vardı . Fakat buna karşı filozoflarımızdan ve mimarlarımızdan böylebir söylem geliştirilmesi gerekliliği ifade edilirken , baş köşeleri tutmuş olan sayın oturum başkanları malesef bu konu hiç ele alınmamış ve hatta küçümsenmesi gerekliymiş gibi , söylenenleri kale almadı ve bir sonraki toplantı için de 'umarız bir daha ki toplantıda ne üstüne konuşacağımızı belirleyebiliriz' gibi muallak bir cümleyle oturum seminer bitti.

Sizden ,
Mimarimizin ve düşünce ortamımızın , kendimize özgü bir bakış açısı geliştirme eyilimine ilişkin bilgi ve görüşlerinizi rica ediyorum . Acaba sizin mimari söyleminiz nedir? Ne tür bir manifesto yada paradigma üzerinden tasarımlarınızı geliştiriyorsunuz .

Saygılarımla
H.Tasin Selcuk

Ahmet Vefik Alp

 


mona

Diyalog anı ...

 

 

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz