reklam

Sorular & Cevaplar
Diyalog 2002 > Bülent Erkmen

Tarih: 16 Nisan 2002
Yer: Arkitera Forum

 

mona
Önemli Bir Not

Sayın Bülent Erkmen'in, Diyalog'da kendisine soru soracak Forum üyelerine gerçek isimlerini yazmaları yönünde bir ricası var: 

"Nasıl "rumuz" ile yazılmış mektupları, "rumuz" ile açılmış telefonları cevaplamıyorsam, "rumuz" ile gönderilmiş elektronik ortamdaki sorulara da cevap vermeyeceğim." Bülent Erkmen


merteyiler
rumuz...
elektronik ortama ait bir dil...

iş-i kod'lar, kod-lamalar ve logo'lar olan biri iiçin
forum-a -daha- başlamadan bu dil-i reddederek başlıyor olmanız şahane...?


merteyiler
 


Ömer Kanıpak 
Bülent Bey,

Siz önde gelen mimarlarlarımızla da ilişki içindesiniz ve Türkiye'nin en önemli mimarlık dergisinin tasarımlarını yapıyorsunuz. Dolayısı ile Türkiye'deki mimarlık ortamına yabancı değilsiniz.

Türkiye'de grafik tasarımının müşteri profili ile mimarların müşteri profili arasında nasıl farklılıklar var sizce? Grafik alanında sizin ve meslektaşlarınızın dünya çapında önemli başarıları olmasına rağmen mimarlık alanında neden söz sahibi olmaktan bu kadar uzağız?

Bülent Erkmen
Türkiye’de, grafik tasarımcıların ve mimarların işveren
profilleri arasındaki fark “bütçe” farkıdır.

Bütçeler küçüldükçe “iyi” işveren sayısı artıyor.

Bu durum “iyi” işverenin “iyi” tasarımcıyı bulma olasılığını,
“iyi” işveren - “iyi” tasarımcı ilişkisinin de
“iyi” işi ortaya çıkarma olasılığını arttırıyor.

“İyi iş” in de dünyanın her yerinde kendine bir yer
açabileceğine inanıyorum.


arasburak
Eleştiri

Odamda yerde, rafta, masamın üstünde, çantamda sürekli gördüğüm sizin tasarladığınız bir kapak. Yani demek istediğim sürekli hayatımın içinde olan bir görüntü sizin üretiminiz.

Aslında bir "eleştiri" yapacak kadar kendimde hak buluyorum diyemem. Çünkü bu konuda yeterli görgüm ve bilgim olmadığını biliyorum. Bu nedenle sadece genel olarak fikrimi söyleyeceğim.

Görüşünün bir bilgiçlik veya saygısızlık olarak anlaşılmasını istemeyen biri olarak bu derginin kapağından başka heryerini beyendiğimi belirtmek istiyorum.

Sadece bunu söylemek istedim. Size buradan ulaşabilmiş olmak güzel bir fırsat oldu çünkü dergiyi ilk aldığım günden beri bunu düşünüyordum...

Teşekkürler,

isim: Aras Burak
 


millagro 

rumuz

quote:
Orjinal mesajı gönderen: merteyiler
rumuz...
elektronik ortama ait bir dil...

iş-i kod'lar, kod-lamalar ve logo'lar olan biri iiçin
forum-a -daha- başlamadan bu dil-i reddederek başlıyor olmanız şahane...?


merteyiler


" Bülent bey,

Yukarıdaki yoruma % 100 katıldığım gibi ismimi Millagro, Mustafa Kemal , Ya da Bülent Erkmen olarak kaydedip girmem sorumun niteliğinde bir değişiklik yaratmayacak. Bunu cevaplayıp cevaplamamanınsa bir kibir meselesi haline geldiğini düşünüyorum. Rumuzun amacı kimlik gizlemekse yada elektronik ortamın bir eğlencesi ise bu her türlü yapılır.
 
ahmetakagun
Yıllar sonrasından bir öğrencinizden merhaba...

Merhaba hocam...

1978-79 UESYO dan.
yıllardan sonra ilginç bir teknoloji gelişimi ile iletişim kurabilmek güzel bir tesadüf...

ahmet şevki akagün...

sizinle bir amblem tasarım çalışmasında yarımca belediyesi festivali... proje çalışması yapmıştım...
hatırladınız mı? ve o çalışmada birincilik de almıştım....

sizden öğrendiklerimi hatırladığımda aklıma gelenler...titizlik...bıkmadan usanmadan eskizler üretebilme...
kolay sonuçları kabul etmeme...bir tasarım yaparken tüm konsantrasyonu onun üzerine odaklayabilmek...

bir dönemdi sizle çalışmam....ama öğreneceğim çok şeyi öğrenmiştim...

hep aklımda kalmıştı...yaptığım o çalışma ve öğrenci olarak
neler düşünmüştünüz benimle ilgili...

sizi düşününce aklıma okul yıllarında bitmek bilmeyen sorular soran ben geldi...
siz o zamanlarda pek fazla konuşmazdınız.

yine bir sürü sorular soracağım..sanırım eski alışkanlıklarım tekrar ortaya çıktı...

1. Duyduğum kadarı ile grafik eğitimi önemli gelişim gösterememiş bir ara mimar sinan ü. gitmiştim, sanki zaman donmuş gibi geldi bana... eğitim sistemi...öğrencilerin...yönetimin...öğreticilerin dünya görüşleri sanki yıllar öncesinde yapılmış bir programı uygular gibi...böyle hissettim...
...bu konuda düşüncelerinizi öğrenmek isterim...

2. Reklamlar konusunda 10 yıldır sanki çarpıcı...enteresan işler
göremiyorum...hani bir tasarımcıyı kıskandıracak düzeyde...
ben bunu nasıl oldu da düşünemedim dedirtecek... ben mi karamsarım yoksa gerçekten çarpıcı reklamlar varda ben mi algılayamıyorum...sizin bu konudaki algılarınızı öğrenmek isterim.

yaratıcı tasarımcıların pili mi bitti...veya yeni tasarımcılar yurt dışına mı kaçıyor...sizce...

3. Grafik tasarım eğitiminde kullanılacak ders kitapları yazıldı mı?

4. Sizin bu tür kitaplar yazma gibi planlarınız var mı? veya yazdınız mı?

5. Bir tasarımcı olarak neti değerlendirirseniz.

a. geleceğin reklamcılığı hakkında neler söylersiniz.

b. reklam felsefesinde veya temel dayanaklarında değişimler oldu mu?

c. netle başlayan dönemi yei bir çağ olarak değerlendiriyor musunuz...

d. netle birlikte 3 boyutlu ve animasyon tasarımları klasik tasarımların yerini alacak mı?

e. netle aranız nasıl? ticari olarak kullanıyormusunuz.

f. net isanların özellikle bizim hitap ettiğimiz büyükk toplulukların
değer yargılarında değişimler oluşturdu mu?

g. toplulukların değerleri düşünme ve satın alma karar sistemleri net le birlikte değişime uğradı mı?

h. netle birlikte yeni tasarım eğitimleri ortaya çıkmaya başladı mı.


Son bir yıldır grafik tasarımdan ciddi şekilde uzaklaşmak ve endüstriyel tasarımlar yapma isteği ortaya çıktı...bu isteğin algılamadığım nedenleri bana mı özel...yoksa genelde bu tür istekler yoğunlaştı mı grafik tasarımcılar arasında...

özellikle sizin endüstri tasarımları yapma gibi istekleriniz ortaya çıktı mı? veya endüstriyel ...ergonomik veya diğer tür tasarımlar yaptınız veya yapıyormusunuz...

sanırım sorularıma bir dur demeliyim...
pek sorular soran bir toplum değiliz ama toplum bana pek fazla birşey öğretememiş bu konuda...

çalışmalarınızı ilgi ile izliyorum....her çalışmanızda önemli değişimler
yeni pencereler...yeni heyecanlar dalga dalga yayılıyor...
arada bir kıskanmadım desem yalan söylemiş olurum....

yılbaşında duyulmamış bir galeride ( taksimde) resim ve heykel sergisi açtım...okula size verilmek üzere bir davetiye vermiştim ama elinize geçti mi bilmiyorum...

bir tek hocam geldi Reşat Atalık bana deseni öğreten kişi.
tipi yağmur çamur demeden...
sizi de görmek istedim...yanlış zaman ve yanlış yerde bir sergiydi...
doğru zaman ve doğru bir yerde sergi açtığımda belkide...

tasarım dolu güzel günlere...

selamlar...

ahmet şevki akagün

 Bülent Erkmen
1. MSÜ’deki grafik eğitimi ile ilgili düşüncenize katılamıyorum. Özellikle son 6-7 yıldır grafik tasarımın ayrı alanlarında nitelikli öğretim görevlilerinin katılması eğitim kalitesini çok değiştirdi. Grafik Tasarım bölümünü MSÜ’nün bütünü içinde ise “kurtarılmış bölge” gibi görüyorum. Bu nedenle de bu “iyi halin” sürekliliği konusunda endişelerim var.

2. Türkiye’de üretilmiş reklamların kalitesi konusundaki olumsuz düşünceleriniz belki örnekleri yakından izleyememeniz nedeniyle olabilir.

3. Sorunuzun Türkiye ile ilgili olduğunu sanıyorum. Grafik Tasarım konusunda yazılmış tezlerin yayınlanmasıyla eğitimde yardımcı olabilecek çok az sayıda kitap çıktı.

4. Sizin sorduğunuz anlamda yazdığım kitap yok. Benim anladığım anlamda “yazdığım” kitap var. İsmi: ISBN 975-342-142-7

5 (a-h) Elektronik ortamla yakınlığım yok. Bu nedenle bu konudaki sorularınıza cevap vermem doğru olmaz.


altay_ersoy 

Bülent Bey Merhaba,

1-Sizi besleyen grafik dışı alanlar nelerdir? Sinemadan, müzikten, edebiyattan isimler verebilir misiniz?

2- Sizin işlerini sürekli takip ettiğiniz yabancı grafikerler kimlerdir?

3- Bugüne kadar sizi en çok heyecanlandıran hangi işiniz oldu?

4-Internet sayfalarının tasarımları için sizce grafikerlere verilen eğitim yeterli mi yoksa bunu yeni bir alan olarak kabul edip okullarda yeni bölümler mi açmak gerek? Sizin internet sayfası tasarımı konusunda başkaları için çalışmalarınız var mı?

altay ersoy

Bülent Erkmen
 1. Beslendiğim kaynaklar çeşitli disiplinlerin “contemporary” anlamında çağdaş “olanları”. Bunuel, Eric Rohmer, Tarkovski, Derek Jarman, Jim Jarmush, Lars Von Trier, Terry Riley, Steve Reich, Avro Part, Panasonic, John Cage, Mercy Cunningham, Pina Bauch, Robert Wilson, Beuys, Ilya Kabakov, Marcel Broodthaers, Michael Acher, Thomas Ruff, Douglas Gordon, Yohji Yamamato gibi...

2. Reudi Baur, Anthon Beeke, Irma Boom, Uwe Loesch, James Victore, David Tartakover, Werner Jeker, Tibor Kalman, Gert Dumbar, Stefan Sagmeister, Rudy VanderLans gibi...

3. İkinci intifadanın başladığı günlerde David Tartakover’den bir e-mail aldım. Yeni yaptığı bir afişini göndermişti. Tanklara taş atan bir Filistinli çocuğun fotoğrafının kapladığı afişin ortasında “I’am here” yazıyordu. Ve e-mailin konusunda da
“Where are you?”. Ona cevap olarak bir afiş tasarladım, bastırdım ve gönderdim. Afişin altında “Taşlarımın olduğu yerdeyim” yazıyordu. Yani benim taşlarım “işlerim” ve nerde iş yapıyorsam ben ordayım, taşlarımı oradan atıyorum dedim.


AYHAN KOÇ
Tipografik animasyon?

Tipografik animasyon hakkinda görüslerini almak istiyorum. Nelere dikkat edilmeli. Ne tür yazi karakteri seçilmeli. Okunakliligi daha nasil arttirabiliriz. Ekran özelliginden dolayi nelere dikkat etmek grekir.

Bülent Erkmen
Sorunuzun elektronik ortamla ilgili olduğunu sanıyorum. Eğer bu tahminim doğruysa bu ortamla yakınlığım yok. Sorunuza cevap vermem doğru olmaz.


 Ömer Kanıpak
 Bülent Bey,

Sevim Burak'ın ""Everest My Lord" romanına yaptığınız perde uyarlaması bana Krzysztof Wodiczko'nun mimari cepheleri bir propaganda aracı, bir mecra olarak kullandığı "projections" işlerini anımsattı.

Bundan hareketle sizin mimari tasarım - grafik tasarım ilişkisi hakkında ne düşündüğünüzü sormak istiyorum.

Sizce mimarlık grafik kadar etkili bir düşünce iletim aracı olmalı mı (olabilir mi?) Bir afiş ya da logo çalışmasından çok daha masraflı olan bir yapının sadece fonksiyonel ve estetik olması yeterli mi yoksa bir kaç kişiye de olsa ilk görünenden daha derin bir şeyler de söylemeli mi?

Bülent Erkmen
1. Birbirlerini bilmeleri, tanımaları çok iyi olur. En azından tasarlanan yapı ile yapının ismi arasında doğru bir ilişki kurmaya yarar. (Örneğin Gökkafes’de olan şey olmaz.) Ya da kendi mimari anlayışının kendisiyle ilgili yayımlanacak bir kitaptaki “tasarım” karşılığının ne olması gerektiğini bilir. (Örneğin Rem Koolhas için yapılan “S, M, L, XL” kitabı)
Ya da Herzog & deMeuron’un bir kitabında yer alan yapı fotoğraflarının, insan
portreleri ile tanınmış sanatçı/fotoğrafçı Thomas Ruff’a çektirmesi. Yapı görüntülerinin “polaroid”le çekilmiş gibi olması, kitabın isminin “Portreler” olması...

2. Yapılan herşeyin içinde, arkasında, orasında burasında, yapanın “söz”ünü taşıyacak bir “düşünce” olması iyi olur.


Seda S. Ayan  
...?

... sizce, `modern`lik nedir?

 Bülent Erkmen
Geleneksel olanı bozup, ona karşı, onun yerine yeni, kişisel, kendi kendimize “kurallar-engeller” koyup, onun içinde “debelenmek”. Ben öyle yapıyorum.


mortimes 
merhaba!

Sayın Erkmen,
Sevgili merteyiler'in rumuz (nickname, kodad) konusundaki haklı eleştirisine değinmeden geçeceğim, çünkü bulunduğu ortamın özelliklerini kavramak herkes için zorunlu ve olmazsa olmaz bir yeti değil. Adım Elif Özçelebi, nasıl isterseniz öyle hitap edebilirsiniz, herhalde hitap etmek için soruyorsunuz isimleri, başka ne için olabilir ki?
Arredemento'nun kapakları konusunda saygı sınırlarını defaatle çizmiş bir saptama var yukarıda, benim o kapaklar hakkında yılardır merak ettiğim tek şey ara sıra gördüğümüz el fotoğraflarının kendi eliniz olup olmadığı. Bunu neden merak ettiğiminse, tıpkı Selçuk Demirel'in entellektüel betimlemesi hakkında ne düşündüğünüzü merak edişim gibi, açıklanabilir bir tarafı yok.
Biraz gıcık bir yazı oldu baştan beri ama aslında, ben sizin yaptıklarınızı seviyorum. Bir çocuk oyunundan (dolap) oyun afişi yapmanızı, çeşitli mimarlar için orthographic set'ten çıkma iş'ler(logo demesem) tasarlamanızı, her ay arredemento'da bir sürprizle karşımıza çıkmanızı (evet, sürpriz) çok "iyi" buluyorum.
Nakden Tarih'i görmemiştim ama, Bankalar Caddesi sergisi iyi bir design'dı bence. Bir sergi izlerken (takip etmek- seyretmek) bilgilenmekle heyecanlanmayı eşit derecede değerli gören biriyim, sizin sergi tasarımlarınızda bilgilenirken heyecanlandığımı söyleyebilirim.
Bu arada, Fol'un N.Sayın'ın editör olduğu sayısındaki "duvar"ın duvar imgesinin mi pencere imgesinin mi daha baskın olduğu konusunda kuşkularım olduğunu belirtmeli miyim, diye düşünüyorum. Sizce de o iki sayfada bir istif sorunu yok mu?
(sonunda açık seçik bir soru sordum galiba! )

Hoşçakalın.

Bülent Erkmen
Fol’un “duvar” konulu sayısı için yaptığım “61. ve 64. Sayfalar” isimli çalışma derginin 62. ve 63. sayfalarında yer alır. Çalışmanın görsel yapısını “o” sayfaların
(62. ve 63. sf.) arkasındaki sayfalar (61. ve 64. sf.) belirler. Çalışmanın yer aldığı
sayfanın öncesindeki yazının son sayfası (61. sf) ile sonrasındaki yazının ilk
sayfasında (64. sf.) yer alan tüm kelimelerin (sayfa numarası dahil) dört bir yanı tek tek çizilmiştir. Sayfa kaldırılıp bir ışığa tutulursa “durum” anlaşılır.

mortimes
istif
tekrar merhaba!
Fol dergisinin D U V A R sayısındaki 61 ve 63 ile 62 ve 64. sayfalar arasındaki organik/ orgazmik ilişkinin farkındayım ben, y i n e d e bir istif problemi olduğunu düşünmüyor musunuz idi sorum, ama belli ki düşünüyor olsanız, kelime çerçeveleyen tuğlalar ile kendi yarattığı ama gelenekselin kırılması ile örtüşmüş sınırlarında bizzat çerçevelenmiş bir san'atçının eser'i olan bu "iş"e başka türlü bakar[mı(y)]dınız.[?]

Bülent Erkmen
Ne demek istediğinizi anlayamadığım için cevap veremiyorum


duygu
merhaba,
Bugün kurumların kimlik edinmeleri ve sürdürebilmeleri için veya varsa mevcut kimliklerini koruyabilmeleri için ciddi çalışmalar, yatırımlar yapmaları gerekiyor.
Ben, PTT-postahane üzerine bir kurumsal kimlik araştırması yapıyorum.
Grafik kimlik çalışmaları olan birisi olarak Siz, PTT' nin mevcut kimliği konusunda neler söyleyebilirsiniz? PTT yalnızca tabeladan ibarettir denilebilir mi?
ve son olarak kimlik-kurumsal kimlik konusunda kısaca neler söyleyebilirsiniz?
Teşekkürler.
Duygu Kılıç

Bülent Erkmen
Bir kurumun kimliği onun özel karakteridir, onun kişiliğidir. Kurumun temsil ettiği herşey bunun içinde örtük olarak vardır.
Bir kurumun görüntüsü onun “belirlenen-tasarlanan” kimliğinin yansımasıdır.
Bir kurumun görsel kimliğinin yönetiminde kullanacağınız tasarım programı, bir dizi önceden kestirilebilir ve sık ortaya çıkan durumlar çerçevesinde kurumun görsel olarak nasıl sunulacağına ilişkin “esasları” belirler.
Bu “esaslar” Kurumsal Kimlik Kılavuzu’nda toplanır.

Studio Dumbar’ın Hollanda “PTT” si için, Rick Vermeulen’in Hollanda Telecom için yaptığı kurumsal kimlik çalışmalarını görmenizi öneririm.

duygu
Studio Dumbar’ ın Hollanda “PTT” si için, Rick Vermeulen’in Hollanda Telecom için yaptığı kurumsal kimlik çalışmalarını bulabileceğim dergi,site vs. adı, adresi verebilirmisiniz.
teşekkürler..


FluXuS

[email protected]

..sizce bir `yumruk` ile `tokat` arasında kaç adet fark var? (5?)

FluXuS
...?

"...geleneksel olanı bozup, ona karşı, onun yerine yeni, kişisel, kendi kendimize “kurallar-engeller” koyup, onun içinde debelenmek."

çok teşekkürler...

geçmiş bölümlerin özeti için..
(bkz: Emre Arolat)
(bkz: Arkitera'nın G.A'ya hain saldırısı)
(bkz: Defne Koz'un cevabı)
(bkz: Doruk Pamir'in cevabı)
(bkz: Doğan Tekeli)
(bkz: Bülent Erkmen'in cevabı)

FLuXuS has attached this image:


zahon
a.k.a. Ahmet Onder
Rumuz konusuna gercekten ben de deginmeden gecemeyecegim.. Bence net'te rumuzun anonimlesmeden daha onemli anlami kisilerin burada apayri bir gercekligi olmasinda... Isim koymak sadece olumsuz anlamda tuketmek degil varetmektir de ayni zamanda... Gundelik yasaminizda size dogumda dayatilmis bir isimle yasamak durumundayken zaten, siz kabul etseniz de etmeseniz de apayri bir gercekligi olan bu ortamda, belki de ilk kez kendi sectikleri isimle ya da durusla varolmaya calisan kisilere bu tepki neden? Sizce bunlari Ahmet Onder'in ya da Zahon'un yazmasindaki fark ne?

Son olarak hem bir soru hem de bir tesekkur... Artik tam rutinin getirdigi siradanlik olarak tanimlamisken Arredamento kapaklarini, son uc sayidir bence cok basarili iki kapak... Kavram-Taklit ve Mimarlikta Temsiliyet... Bana mi birseyler oldu (ki taniyorsunuz bunu da degerlendirebilirsiniz... artik Ahmet Onder olarak yazdigima gore bir anlami olsun), kapaklardaki islerinizle empati kurabilmeye basladim yoksa gercekten sizin portfoyunuzde de basi ceker mi bu kapaklar... Elinize saglik...

Bülent Erkmen
İsterseniz "rumuz" konusunu bir soru, bu konudaki görüşümü de bir cevap olarak kabul edelim.
Sorulardan ve verdiğim cevaplardan biri de bu olmuş olsun!

Bazı "işler" diğerlerinden daha iyi olur.
Örneğini verdikleriniz (benim için de) bunlardan ikisi.


merteyiler
Re: ...?

quote:
Orjinal mesajı gönderen: FLuXuS
"...geleneksel olanı bozup, ona karşı, onun yerine yeni, kişisel, kendi kendimize “kurallar-engeller” koyup, onun içinde debelenmek."

çok teşekkürler...

geçmiş bölümlerin özeti için..
(bkz: Emre Arolat)
(bkz: Arkitera'nın G.A'ya hain saldırısı)
(bkz: Defne Koz'un cevabı)
(bkz: Doruk Pamir'in cevabı)
(bkz: Doğan Tekeli)
(bkz: Bülent Erkmen'in cevabı)

internet adresiniz - www.bek.com.tr
teşvikiye bostan sok. n. 112 değil?

bu ortam için fazla "modern" bir kabul?!

Corbi
siz ne düşünüyorsunuz?

Merhaba;
Çok kısa olarak sorum şu size: sizi mimarlık çevresinde daha ziyade Arredamento'daki çalışmalarınızla biliyoruz…Merakım şu: derginin sadece kapağı mı yoksa iç tasarımları da sizin denetiminizde mi? Kanımca iç sayfa tasarımları başka bir elin ürünü gibi geliyor….Grafiker olmadığım için eleştiri hakkım var mı bilemiyorum ve aylık bir dergi çıkarmanın zorlukları nedir bilemeyeceğim ama - bu işi yapanların bu zorlukları bahane olarak ileri sürme hakları da var mıdır bu da ayrı bir soru kanımca- derginin iç sayfa tasarımları ciddi anlamda eleştirel yönler barındırıyor çoğu zaman….bazı görsellerin kullanımı çok baştan savma, adeta katlediliyor….bu da grafik dile yansıyor….metin ve görseller arasında ilişki ise hak getire neredeyse…bazı bölümlerse sayfalarca metinden oluşuyor görsel yok….ne diyorsunuz derginin izlediği bu anlayışa? Bu işi yapanların bu konudaki yetersizliği mi, kapasitesizliği mi, baştan savmacılığı mı ya da bu konu sizin dışınızda mı?….dergideki bir süredir görülen inişin nedeni ne olabilir? Bir de bu iş, biraz birilerinin tekelinde değil mi sizce?…kastettiğim yayın ya da medya ortamı?….son soruma muhatabım belki siz olmayabilirsiniz, o zaman özür dileyerek sorumu geri alırım…ancak yine de dışardan biri olarak yayın ortamında bir başıboşluk görüyor musunuz sizde kimi zaman? Entelektüel olmak adına okumaktan ve anlamaktan zorlandığımız diller, hep belli isimler…ve burada yayınlanacak çalışmalara karar verme yetkisini elinde bulunduranların bu konudaki bilinci hakkında?

Can Şatır

Bülent Erkmen
Arredamento Mimarlık Dergisi'nin iç sayfa tasarımı, tasarım ilkeleri, "iskeleti" birlikte çalıştığım tasarımcı arkadaşım Emre Çıkınoğlu tarafından yaklaşık iki yıl önce yapıldı. Bu tasarım ilkeleri, belirliyicileri doğrultusunda her sayı Dergi'nin kendi ekibince uygulanmaktadır.

Bu dergiyi Türkiye koşulları içinde, sürekliliğiyle (yanılmıyorsam 15 yıldır aralıksız çıkıyor) ve koruduğu, geliştirdiği standartları ile çok önemli buluyorum. Ayrıca Türkiye'de mimarlık/tasarım konusunda çıkan tek "sahici" dergi bu.


Özgül Dalkılıç
Öğrenciler için...

Merhabalar,

Ben İTÜ, Endüstri Ürünleri Tasarımı, 3. sınıf öğrencisiyim.
Çalışmalarınızı yakından takip ediyorum ve hedefim görsel tasarım çalışmalarımda ya da proje sunumlarımda sizin çalışmalarınız gibi etkileyici ve başarılı olabilmek.

Gelecekte başarılı olabilmek için öğrencilere tavsiyelerinizi yazabilir misiniz?

Bülent Erkmen
"Buradan" ancak şu öneride bulunabilirim.
Hiç kimseye hiç bir zaman "böyle" sorular sormayın.


bogachan
merhaba,
1.B.Erkmen literatüründe,
Tasarım,
Tasarlayan,
Tasarlanan,
sözcükleri nasıl tanımlanıyor ya da konumlanıyor ?
2.B.Erkmen 'iş' lerini nereye kadar tasarlar?

Bülent Erkmen
Tasarım: Bir probleme, bir soruya, çözüm bulma, cevap verme hâli.
Tasarlayan: Bu cevabı veren
Tasarlanan: Bu cevabın kendisi


ahmetakagun
bilinç altı kurgulamayı tasarımlarınızda sürekli kullanırmısınız?

dünyada veya türkiyede yapılan grafik tasarımlarda bilinç üstü kurgulamalara rasatladınız mı?

bilinç üstü kurgulama sizce nedir?

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz