reklam

Sorular & Cevaplar
Diyalog 2003 > Filiz & Coşkun Erkal

Tarih: 08 Nisan 2003
Yer: Arkitera Forum

pulp

Merhabalar,
Ben Samsun Anadolu Lisesi mezunuyum. Okuduğum dönemde 1995 senesinde yurt yapılarında fonksiyon değişikliği yapılarak derslikler yapıldı. Böyle uygulamaları duyduğunuzda neler düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

Filiz & Coşkun Erkal

Coşkun Erkal:

Genç bir mimar olarak iki arkadaşımla birlikte ödül kazandığımız Samsun Koleji 'nin yapımı
14 yıl gibi uzun bir süreçte tamamlandı. Dönem dönem mesleki kontrolluğunu yapabildiğim bu yapıda, ilk mesleki uygulama heyecanlarımı yaşadım. Böylesine sevgi dolu olarak anımsadığım bu yapımdan, Ankara'da yaşadığım için sonraları kopuk kaldım.
Yeni Telif Hakları yasası, mimarın müelliflik haklarını korumaktadır. Ancak, kullanıcıların ve yöneticilerin bu hakları gözardı ederek mimarı zorda bıraktıkları da bir gerçektir.
Bu soru aracılığıyla uyarınıza teşekkür ederim.


kürsat acikgöz

Thumbs up 1968

merhabalar, daha nice 35 yillar diliyorum...

benim esim de mimar, gerci biz beraber calismiyoruz, merak ettigim kari-koca olarak beraber calistiginizda karsilastiginiz en önemli sorunlar neler oldu? calisma saatlerinde es oldugunuzu hatirliyormusunuz- hatirlamamakmi gerekir? (projede fikir ayriliklari oldugu zamanlari kastediyorum!)
evde, isyerinde olanlardan tamamen siyrilabiliyormusunuz?

+bugünün genc mimarlarinda sizin 1968 deki heyecaninizi görebiliyormusunuz?

tesekkür ederim, hoscakalin

Filiz & Coşkun Erkal

35 yıldır, iki ortak mimar olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz, birbinin dilinden anlayan herhangi iki ortak mimar gibi...
Karı-koca olmanın dezavantajını yaşamadık. Buna karşın ek getirileri olduğunu düşünüyoruz, çok sevdiğimiz işimize, daha rahat zaman verebilmek gibi... Her ortaklıkta olduğu gibi düşünce farklılıklarını elbette biz de yaşadık, ama tartışarak sonuca varmayı becerebiliyoruz.

Mimarın heyecanını coşkuyla sürdürebilmesi başarının anahtarıdır. Dün olduğu gibi bu gün de
pek çok genç mimarın çalışmaları sonucu başarıya ulaştıklarını zevkle izliyoruz.1968 ortamında devlet yatırımları gayet yetkin bir durumdaydı. Yarışmalar yoluyla ya da yatırım için bizi seçenlere hizmet vererek projeler ürettik. Bugüne baktığımızda Türkiye'deki ekonomik ortamın o günlerle karşılaştırılamayacak kadar kısırlaştığını görüyoruz. Mimarlık ürünü vermenin zorlaştığı bu ortamda her fırsatı çabalarla değerlendirmek gerekiyor.


mona

Uluslararası olmak

Merhaba,

Türk mimarların uluslararası işler yapamaması sorunu son zamanlarda mimarlığın ele alındığı her ortamda sıklıkla tartışılıyor ve bu konuda mimarlarımız hep karamsar bir tablo çiziyor.

Özellikle genç mimarları endişelendiren bu tabloya, sizin yaptığınız proje ve uygulamaların listesinden bakınca yüzümüz gülüyor.

Bize biraz bu işleri nasıl aldığınızı, (projelerin hepsinin farklı bir ülkede olduğunu gözönüne alarak) ülkelerin bu alandaki zorunlu standartlarını, kanun ve yönetmeliklerini takip etmekte zorlanıp zorlanmadığınızı anlatabilir misiniz?

Filiz & Coşkun Erkal

Filiz & Coşkun Erkal

Sorunuzdan, yanlış izlenim verdiğimizi anlıyoruz. Bunun için özür dileriz.
Çalışmalarımız arasında görülen yurtdışı projeler, ya isteyen her mimarın katılımına açık uluslararası mimari proje yarışmalarına gönderilen öneriler, ya da gerçekleşmeyen önerilerdir. Bilgi notunda fikir projesi düzeyinde anılmaktadır. (bk. www.geocities.com/erkalmim)
Genç Türk mimarlarının uluslararası başarılar kazanmasını yürekten diliyoruz.


ed_ge

Post

Uzun soluklu mimarlık eylemleriniz içersinde modern eğilimleriniz ilk olarak dikkati çekmekte. Ancak sizler gibi her zaman fikirlerinin ardında duran mimarlara ülkemizde ne yazıkki kolay rastlanılmıyor. Ben de eşimle birlikte sizler gibi mimarlıkla uğraşıyorum ki ortam mimarlığın moda akımlarla yaprak gibi savrulduğu bir kısırdöngüde sürüp gidiyor; yerel olmak istenirken kitch'e, evrensel olmak istenirken de sıradanlık yada kopyacılığa giden tuzaklara düşülüyor.Sizler yurt içi yada yurt dışı tasarımlarınızda yerel-evrensel ögelerinin vurgulanması kaygısını yaşarken nelere dikkat ediyorsunuz? (tasarım konusu da önemli tabi) ayrıca bilgi ağının heryere ulaştığı yüzyılımızda yerellik kavramına nasıl yaklaşıyorsunuz? (Ankara AKM ve Oslo Opera binasının tasarımlarında bu konuları gözönünde bulundurdunuz mu?)

Başarılı ve sağlıklı günler dileğiyle..................

Filiz & Coşkun Erkal

Filiz & Coşkun Erkal:

Yerellik ve evrenselliği karşıt kavramlar olarak değil, birbirinin içinde görüyoruz. Yerellik sadece yerel mimarlık biçimlerinin değil Oslo projesinde olduğu gibi belirgin doğal ve iklim koşullarının ya da Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde olduğu gibi Atatürk'ün devrimleri ve ilerici kişiliğinin de yorumu olabiliyor.

Bugünün mimarlığı, önce bugünü yansıtmalı. Yani, teknolojisi, malzemesi, iletişim ağı ve imgesi ile bugünün beklentilerine cevap verebilmelidir. Bugüne ait olma düşüncesi, evrenselliği de beraberinde getirmektedir.


rennie

Merhaba,

Mimarlık ofisinize "genç Emre Erkal ve Ozan Erkal'ın da katılımıyla"
neler değişti sizce?

Sizden daha genç bir kuşağın mimarlık anlayışı ile sizin mimarlık anlayışı arasında ne gibi farklılıklar gözlemliyorsunuz?

Aynı soruyu tersine çevirerek Emre Erkal'a ve Ozan Erkal'a da sormak isterim, şayet cevaplama fırsatları varsa.

Teşekkürler.

Filiz & Coşkun Erkal

Filiz & Coşkun Erkal:

Gençlik dinamizm, enerji, yenilik taşır. Emre ile Ozan'ın yılların deneyimine katkıları bunlar oldu.



Emre + Ozan Erkal:

Aslında biz beş yaşımızda büroda çalışmalarımıza başlamıştık: uzay gemisi ve robot tasarımı konularında!

Bu konulardan vazgeçip mimar olduktan sonra, ve beraberliğimiz uzadıkça, ortaya çıkan sonuçları biz de enteresan bulmaya başladık. Proje ne kadar çok tartışılır ise ortaya çıkan ürün de o kadar değişik ve enteresan oluyor bizce. Burada anlatmak zor ama iki neslin getirmek istediği öncelikler yapıyı farklı yönlere doğru çekiyor. (bakınız: Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi)


Zeynep

uzmanlık

Mimarların uzmanlaşması konusunda ne düşünüyor sunuz?

Çalışmalarınızı inceleyince projelerinizin camiden - konuta, sağlık yapılarından-kültür merkelerine kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsadığını görüyoruz. Bu kadar farklı fonksiyon içeren yapıları projelendirirken nasıl bir çalışma yapıyor sunuz?

Mimarların sadece bir yapı tipinde uzmanlaşmasına nasıl değerlendirirsiniz?

Filiz & Coşkun Erkal

Bazı konularda gerçekten teknik uzmanlığa gereksinim var: hastaneler, laboratuvarlar vs. Uzmanlık alanı olduğu söylenen kütüphane, konser salonu, müze gibi konularda ise en heyecan verici yapılar yine tasarımcı olarak çok farklı alanlarda çalışmış mimarlardan çıkmakta. Isenour'un dediği gibi opera yalnızca akustikçilerin işi olsaydı Sydney Operası ortaya çıkamazdı.

Uzmanlık daha çok danışmanlık hizmeti olarak şekillenmelidir. Mimarın tasarım alanının genişliği, her projeye yansıyacak bir zenginliktir. Ancak bu zenginlik gerekli uzmanlık bilgilerini de projeye alarak gelişebilir.


marcel

sizin 20 binanız

Forum'da açılmış bir konu var:

"MİMARLIK dergisinin başlattığı bir araştırmada
Türkiye’de çağdaş mimarlığın (1923-2003) önde gelen 20 eseri belirleniyor."

herkesten buraya kendi listesi yazması bekleniyor, şimdiye kadar bir liste gelmiş, açıkçası bende 2 gündür listemi oluşturmaya çalışıyorum.

Benim merak ettiğim sizin gibi tecrübeli bir ekibin (mimarlık ailesinin )seçeceği ilk 20 bina listesine hangi binalar girer?

Teşekkürler...

Filiz & Coşkun Erkal

Bu anket bize de ulaştı. Listeyi ciddi olarak yarın yapmayı düşünüyorduk!

Ama şu anda aklımıza gelenler:

Marc Saugey - B. Ankara Oteli
Sevinç Hadi & Şandor Hadi - Milli Reasürans Binası
T. Cansever, Ertur Yener - T. Tarih Kurumu
Bruno Taut - Dil Tarih Coğrafya Fak.
Filiz & Coşkun Erkal - Ankara Atatürk Kültür Merkezi
Nevzat Sayın - Irmak Lisesi

marcel

hızlı yanıtınız için teşekkürler

Bu anketin sonucunu gerçekten merak ediyorum, listenizi tamamladığınızda buraya da, ya da forumun ilgili bölümüne yazarsanız sizin seçiminizi izlemiş olacağız.

Bir küçük sorum daha var, bu liste 1 tane mi? yoksa 4 farklı liste mi çıkacak.

Filiz & Coşkun Erkal

20 yapı konusunda da henüz çok düşünmedik. Kaç liste olur, bunu da bilemiyoruz!


cube

Merhaba,

Birecik Baraji tanitim evi projenizden bahsedebilir misiniz biraz. Saniyorum burada musteri devlet idi ama cok farkli, alisilmadik bir kutle var karsimizda. Bunu devlete kabul ettirmek zor olmadi mi? Sureci anlatabilir misiniz biraz?

Filiz & Coşkun Erkal

Bu yapının müşterisi Birecik A.Ş. idi. Barajın inşaatını gerçekleştiren birçok yabancı ve yerli şirketin oluşturduğu ve Türk bir genel müdür tarrafından yönetilen bir konsorsiyum. Yani müşterimiz devlet değil idi.

Buradaki en önemli veri yapının arazi içindeki konumu idi. Çok uzaklardan görülebilecek bir yapı ve aynı zamanda da çok geniş bir coğrafyayı içerisinden görebilmek mümkün. Tasarımımız kendiliğinden bu verilere cevap olarak gelişti ve müşterimiz de en başından bu fikirlere çok olumlu yaklaştı.


mer

Merhabalar,

Türkiye'deki mimarlık eğitimi ile ilgili görüşleriniz nedir? Bu konudaki gözlemleriniz nelerdir?

Teşekkürler.

Filiz & Coşkun Erkal

Filiz & Coşkun Erkal:

Mimarlık eğitimiyle aktif ilişkimiz yok. Ancak tanıdığımız genç mimarlardan genellikle olumlu izlenimler ediniyoruz. Türkiye'de yetişen mimarların yurtdışında da başarılı olduklarını ve tercih edildiklerini yıllardır görüyoruz. Ancak Anadolu'nun ve yakın coğrafyamızın mimari mirasının eğitimde daha kapsamlı ve nitelikli ele alınması iyi olur.


Ratio

Mimari Kimlik

Merhaba,

İki sorum olacak,

1. Sizce mimari kimliğinizi en belirgin/arzu ettiğiniz şekilde belirten eseriniz/leriniz hangisidir?

2. Ankara Büyükşehir Belediye Sarayı ile ilgili şu anki durum nedir?

Saygılarımla,

Ratio

Filiz & Coşkun Erkal

Filiz & Coşkun Erkal:

1.

Kenzo Tange, en beğendiği yapısının "bir sonraki" olduğunu söylemişti. Biz de şu anda inşaatı devam etmekte olan Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi yapısını söyleyebiliriz. Ancak inşaatı tamamlanmış bir yapı söylemek gerekirse, Ankara Or-An'daki Türk Japon Vakfı binasını anmak mümkün.

2.

Ankara Büyükşehir Belediye Sarayı ve Rant Tesisleri Yarışması, normal yollarla açılmış, jüri gerekli tüm kontrol mekanizmaları ve şartname ve yönetmelik gereklerini içinde çalışarak projemizi birinci seçmiştir. Buna rağmen o günden bugüne, ne birincilik ödülümüzün ödenmesi, ne de işin başlatılması yönünde Belediye'den tarafımıza bir temas olmamıştır. Belediye, öncelikle kendi iş verme yöntemi olarak belirlediği yarışma müessesesini, sonra da bu konuda görev verdiği jüriyi hiçe saymıştır. Üstüne, bazı meslektaşlarımız da mesleki yayınlar ve toplantılarla sanki yarışma sürecinde usülsüzlükler yapılmış havası yaratarak negatif bir kamuoyu oluşturmuşlardır.

Ne yazık ki son yıllarda buna benzer başka örnekler de görüyoruz. Bazı havaalanı ve hastane yarışmaları, İstanbul B.Ş. Belediyesi ve pekçok diğer yarışmada kazanan projelerin uygulamasına geçilmedi.


Filiz & Coşkun Erkal

Sevgili mimar dostlarımız, ve arkitera izleyenleri,

Soru soran ve bu forumu izleyen herkese ve bize bu buluşma ortamını sağlayan Arkitera yöneticilerine teşekkür ederiz.

Saygı ve Sevgilerimizle,

Filiz ve Coşkun Erkal.
9.4.2003, Ankara

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz