reklam

Konut ve Yerleşme Kültürü Üzerine Yazılar
Diyalog 2002 - II > İhsan Bilgin

Tarih: 30 Ekim 2002
Yer: Arkitera Forum

 

1 2 3

IV. Enformasyon Toplumuna Doğru (Petrol Krizinden Network Patlamasına)
Sanayi Toplumuyla Enformasyon Toplumu Arasında (Döviz Krizinden Borsaya)
1980 - (Modernleşmenin Bunalımı)

Henüz içinde yaşanılan dönem olması nedeniyle sonuçları tam olarak kestirilemeyen bir dönemdir. Evrensel düzeyde belirmeye başlayan genel özelliklerden birincisi, mekanik sanayinin belirlediği bir ilişkiler sisteminden enformasyon ve elektronik sanayinin belirlediği bir sisteme doğru meyledildiği, ikincisi de dünyayla bütünleşme tarzının ekonomik ve politik olarak önceki dönemden farklılaşma eğilimi gösterdiğidir. Bu gelişmelerin, modernleşmenin ve kapitalist sanayileşmenin üçüncü kuşağının işaretleri olduğu yolundaki görüş yaygınlık kazanmaktadır.

Evrensel ölçekteki bu değişimlerin Anadolu yerleşme sistemi üzerinde yarattığı ilk sonuç, İstanbul merkezli doğu Marmara bölgesinin aşırı büyüme eğilimidir. Dünyayla bütünleşmenin biçim değiştirdiği bir ortamda, dışarıya açılma potansiyeli en fazla olan bölgedeki bu yeni yoğunlaşma eğilimi beklenir bir sonuçtur. Olası bir diğer gelişme, enformasyon teknolojisinin desentralize edici gücünün sonucu olarak, dışa açılım kapasiteleri ve kanalları yaratabilen bazı orta ölçekli yerleşmelerin de kendi yerel inisiyatifleri ve enerjileriyle yeni bir tarzda gelişmeleri olabilir. Denizli örneğinde olduğu gibi bazı işaretleri olan bu gelişmenin henüz genellemelere varılabilecek sonuçları bulunmamaktadır. Ayrıca bunun yerleşme ve konut formları açısından ne türden yeni sonuçlar doğuracağını kestirmek ise iyice güçtür.

Döneme yerleşme ve konut açısından damgasını vuran değişmeler, henüz evrensel değişimlerin uzantısı olmaktan çok, konut piyasasının geçirdiği içsel dönüşümle ilgilidir. Önceki dönemin sonunda ortaya çıkan önemli bir eğilim, her biri küçük üretim ölçeklerine dayanan konut sunum biçimlerindeki tıkanmadır. Yap-satçı ve gecekondu üretiminin temposu giderek düşen kapasiteleri, yoğunlaşma bölgelerindeki talebi karşılamaktan uzaktır. Bu da gerek kamunun, gerekse de özel sektörün büyük ölçekli toplu konut girişimlerine ağırlık vermesine neden olmuştur. Devlet, Toplu Konut Yasası ve yeni kredi mekanizmalarıyla büyük ölçekli üretimi teşvik etmiş, TOKİ aracılığıyla da toplu konut üretimininde önceki dönemlerden farklı bir piyasa oluşturmuştur. Büyük ölçekli toplu konut üretimini gerçekleştiren ikinci kamusal kanal ise kooperatif birlikleri ve belediyeler olmuştur. Emlak Bankası da üretim kapasitesini eskisine göre artırmış, ancak piyasayı regüle edecek alternatif mekanizmalar oluşturmak yerine, örnek olma iddiasında mülk konut arzı yapmakla yetinmiştir. Kamu yatırımlarıyla ortaya çıkan tüm bu yeni yerleşmeler, dünyadaki büyük ölçekli toplu konut yerleşmelerinin ilk kuşağının biçimsel ve mekansal özelliklerini taşımaktadırlar.

Özel sektörün piyasaya sunduğu toplu konutlar ise genellikle yüksek standartlı olmuştur. Bu konutlarla birlikte gelen yenilik, çevrelerine kapalı büyük yerleşmeler olarak planlanmaları ve birim konutun dışına taşan bir yaşama biçimi olarak pazarlanmaları olmuştur. Yerleşme biçimleri ve bina karakterleri ise, dünyadaki emsallerinde de aktüel olduğu gibi, organik ve geleneksel çağrışımlı 19.yy. üst orta tabaka banliyölerinin stillerini taşımaktadırlar. Farklı kesimlerce üretilen tüm bu toplu konut yerleşmeleri, kent çıkışındaki silüetleri yer yer belirleyecek denli yaygınlaşmışlardır.

Himayeci-premodern ilişkilere dayanan yasa dışı konut piyasasının bu dönemde ürettiği ve özellikle İstanbul'da kitlesel ölçekte üretim yaptığı bir sunum biçimi de hisseli tapudur. Yasa dışı bir arsa geliştirme sistemiyle gerçekleşen ve doğrudan doğruya bitmemiş apartman üreten bu küçük üretim biçimi, otoyol kenarlarındaki silüet içinde yer yer belirleyici bir vurgu kazanacak denli yaygınlaşmıştır.

Bu dönemde gerek büyük çekim merkezlerinde, gerekse de orta ölçekli bölgesel merkezlerde yaygınlaşma eğilimi gösteren bir diğer gelişme de küçük sanayi çarşıları ve organize sanayi bölgeleridir. Bu, önceki dönemde kent merkezlerinden uzaklaşamamış küçük sanayinin planlı olarak desentralize edilmesi anlamına gelmektedir.

Bu dönemde hizmet sektörüne ağırlık verilmesiyle turizm sektörü de gelişmiştir. Uluslararası zincirlerin yaptırdıkları tatil kompleksleri güneybatı ve güney sahillerine yeni bir ritm ve silüet kazandırmışlardır. Bu gelişmenin, konut mülkiyetine kolay ulaşmış ve alışmış orta tabakalar üzerinde yaptığı etki, batı ve güney sahillerinde bir yazlık konut yatırımı yapmak olmuştur. Bu eğilim kısa zamanda kitleselleşmiş ve Edremit Körfezi'nden Mersin'e kadar uzanan sahil bandı kısa zamanda tatil siteleri zinciriyle dolmuştur.

Modernleşme ve tarih
Evrensel ölçekteki değişimlerce belirlenen Modernleşme tarihi, çoğalmanın, yayılmanın, tempo artışının tarihi olarak okunabilir. Her dönem farklı mekanizmaları ve ilişki biçimlerini beraberinde getirmiştir. İlginç olan, belirli konut ve yerleşme biçimlerinin her seferinde başka bağlamlar içinde yeniden gündeme gelmesidir: örneğin parsel ya da ada ölçeğindeki apartman, bahçeli evlerle ya da bloklarla kurulan toplu konut yerleşmesi, eşit ya da farklı büyüklükteki odalarla kurulan konut planimetrileri 150 yıldır farklı çehrelerle yeniden karşımıza çıkmışlardır. Ancak tam da modernleşmenin süreksizlik özelliği nedeniyle bir sonraki döneme iz bırakmayıp, her seferinde yeni icatlar olarak algılanmışlar ve sunulmuşlardır. Sadece Anadolu'da değil, modernleşmeyle yüzleşen bir çok yerde böyle yaşanmıştır. Anadolu'nun tarihi evrensel tarihle bu bakımdan da ortak yazgıyı paylaşmaktadır.

Biriktirmek, üstüste koymak için unutmamak, hatırda tutmak gerekir. Bunun olabilirliği, modernleşmenin bir diğer özelliği olan düşünümselliğin yorumlama ve anlama ekseninde çalıştırılmasına, hatırlamanın hizmetine koşulmasına bağlıdır. Bu çaba, anlamsız tekrarlardan ve icatlardan korunmamıza yardımcı olur: Sadece Anadolu'da değil, modernleşen dünyanın tümünde.

1 2 3

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz