Kuratörün Demeci
İnsanlık tarihi boyunca barınaklar ve kurulmuş çevreler uygarlığın
ortaya koyduğu ipuçları oldular. Törensel kullanım için mekanlar yaratma
davranışı, insanın ifade etme ihtiyacının en eski formudur. Doğal veya
imal edilmiş barınaklar, bir fonksiyona yönelik kullanmak için ve özel
mekanlar olduklarını belirtmek amacıyla mimarlığa dönüştürüldü.
Bütün kıtalarda insan alışkanlıkları çok sayıda mimarlık ve sanat
davranışı üretti. Toplum geliştikçe insan faliyetleri birbirinden ayrıldı
ve uzmanlaştı. Bu durum mimarlık ve sanatta, aynı kökeni paylaşan alanların
arasında bir uçurum yarattı. 21. yy'daki durum gösteriyor ki toplumumuz
giderek daha karmaşık bir hale geliyor ve bundan dolayı problemler artık
kolayca birbirinden ayrılıp tek bir disiplin altında çözülemiyorlar.
The Snow Show (Kar Şöleni), sanat ve mimarlık dünyalarının arasındaki
işbirliği üzerinden, ritüel ruhu tekrar incelemek için eşsiz bir fırsat
sunuyor. Bu çalışma metodu, bitişik disiplinler arasındaki, birbirine bağlanmış
köken, bilgi ve sorun çözme karakterlerini örneklerle açıklıyor. The
Snow Show doğal malzemelerle yapılmış 15 strüktürden oluşuyor ve
anlamlı bir ölçekte gerçekleştirilen sanatçı/mimar işbirliğinde türünün
ilk sergisi. Eşleşmiş sanatçı ve mimarlar tarafından kar ve buzla ortaya
konulan bir ritüel şekillendiriliyor.
Kuratörler, tanıdık ve sürekli malzemelerle olağandışı ve geçici
malzemeleri değiştirerek sabit fikirleri etkisiz hale getirmeyi umuyorlar.
Sanatçı ve mimarların bu eşsiz ortamdaki işbirlikleri, bireysel ilgi ve
uzmanlıklarında örtüşmeye olanak sağlayan serbest iletişim akışını
cesaretlendirecek. İki disiplinin uygulayıcıları da kritik yaklaşımlarını,
kalitenin standartlarını saptamak ve entellektüel olarak hem güç hem de güzel
çalışmalarda beraber çalışabilme kabiliyetlerini göstermek için
kullanacaklar.
The Snow Show'un canalıcı noktası ise, görsel ve pratik sanatlarda
üretken yön olarak işbirliği için bir laboratuar olması. 11 Eylül'den
beri sanat camiası "Yeni sanat nerede, son günlerdeki olaylar sanatı nasıl
etkiliyor?" sorusu ile yüzleşti. The Snow Show'un kuratörleri bu soruya,
tipik, stüdyosunda yalıtılmış ve bireysel olarak çalışan sanatçı görüşüne
alternatif "işbirliği"ni sunarak cevap veriyor. "Evrensel
Sanat" konsept olarak beklentilerimize daha tam cevap veremese de
"yeni sanat türü" olarak şampiyon oldu. Evrensel Sanat o kadar
"evrensel"ki dünyanın her yerinde sanat aynı gözükmeye başlayabilir.
Kültürel ve kişisel farklı özellikler sanata harcanan emeği değerli kılacak
The Snow Show 'da gelişen güçlü işbirlikçi söylev, yaratıcı düşüncenin
iskeletini ve toplumumuzun onun sorunlarına yaklaşımını sorguluyor. Bu söylev,
işleri ve bakış açıları birbirinden tamamen farklı, bir probleme odaklandıklarında
hiçbirisinin ötekine egemen olamadığı kişilerin çiftleştirilmesiyle oluştu.
Yaratıcı zekalar basit bir probleme odaklanmak zorunda kalınca ne oluyor? İki
alanın nasıl örtüştüğünü ne kadar keşfedebiliyorlar? Bu örtüşme
bireysel kişiliklerin kimyası ile mi ilgili yoksa genel bir kalıp var mı?
Sanatçı eldeki işi mimar bakış açısıyla inceleyecek mi ve mimar sanatçı
gibi inceleyecek mi? Düzenlenmiş bir işbirliği iletişimi besleyebilir mi
yoksa yapı çok mu yapay? Bu ve bunun gibi bir çok soru The Snow Show'da
ortaya çıkıyor.
The Snow Show'da edinilen araştırmalar uluslararası bir müze
sergisiyle sonuçlanacak. Bu seri, sanat ve mimarlık arasındaki, profesyonel,
teorik, felsefik yönlerde kuratörel ve akademik bağlamda oluşturulacak.
Gezici sergi, fotoğraf, çizim, video, maket ve diğer malzeme alanlarında
sanatçı/mimar gruplarının işlerini inceleyecek.
İşbirliğinin ilham verici yaklaşımıyla kuratörler The Snow Show'u,
bazı durumlarda yalnız çalışmak yerine grup olarak çalışmanın daha iyi
meyvalar verebileceğini ispatlamak için kullanmayı umuyorlar. Serginin tasarımında
ve ilgili işlerdeki itici güç işbirliğinin dayanak noktası olacak.
Finlandiya'nın Lapland Bölgesi'ndeki Rovaniemi ve Kemi şehirleri bu büyük
etkinliği düzenlemek için ortaklaşa çalışıyorlar. Politik düzeyde, eğitim,
emek ve kültür, uluslararası ve çok yönlü bir etkinlik yaratmak için işbirliği
yapacaklar.
Son olarak en büyük işbirliği uluslararası katılımcılar Lapland Bölgesinde
birleşip, karışınca yaşanacak. Bu sürecin son noktası ulusal ve
uluslararası basının katılımı beklenen festival açılışı olacak. Bu
sayede dünyanın geri kalanı The Snow Show'un ruhunu ve heyecanını
deneyimleyebilecek.
Lance Fung
The Snow Show'un Baş Kuratörü, 2002
Lance Lung
Lance Fung, video/Fluxus sanatçısı Nam June Paik'nin desteğiyle,
1996'da kendi galerisini açmak üzere Holly Solomon Gallery'den ayrılır. Ardından
Lance Fung Gallery, New York'un önde gelen çağdaş galerileri arasına girer
ve Fluxus, Minimal, Conceptual dönemlerinden Nam June Paik, Sol LeWitt ve
Robert Barry gibi isimlerle çalışır. Shigeko Kubota, Peter Hutchinson ve
Robert Morris gibi sanatçılar da enstalasyon ve avangard üzerine yoğunlaşan
bu özel galeriye katılır.
Bağımsız bir küratör olan Lance Fung, Kore, Seul'de Ssamzi Space'de
Crossing Parallels (Paralelleri Aşmak), New York'da Edward Hopper Tarih
Müzesi'nde Going Home (Eve Gidiş), Next: Venedik Mimarlık
Bienali'nde Revisiting Gordon Matta-Clark (Gordon Matta-Clark'a Yeniden
Ziyaret), Venedik Bienali 50. Uluslararası Sanat Sergisi'nde The Snow Show:
Venice (The Snow Show: Venedik) gibi önemli sergileri gerçekleştirir. Fung,
Californiya Üniversitesi (Davis)'nde 1986'da tamamladığı biyoloji, sanat
tarihi ve sanat stüdyosu eğitiminin ardından 1989'da da New York Görsel
Sanatlar Okulu'nda Güzel Sanatlar dalında yaptığı yüksek lisansını
tamamlar.
|