Çimento - Hazır Beton
Kriz nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan çimento sektörü, 2001'de iç
pazarda yüzde 20 küçüldü. İç tüketimin 34 milyon tondan 25 milyon tona
gerilediğini belirten yetkililer, kaybın ancak 2004'de telafi edilebileceği görüşünde.
İç pazar yüzde 20 küçüldü
2001'de üst üste yaşanan krizler nedeniyle iç pazarın yüzde 20'sini
kaybeden çimento sektörü, 34 milyon ton olan iç tüketimde 25 milyon tona
geriledi. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Başkanı Adnan İğnebekçili,
'1998'de 34 milyon tona ulaşılan iç pazar tüketimini yakalamamız iyimser
bir senaryoyla iki, daha gerçekçi bir senaryo ile dört yılda gerçekleşebilir'
dedi.
Türkiye'nin çimento tüketiminde gelişme süreci yaşamasına karşın, yaşanan
krizle gelişimin gerilediğini belirten İğnebekçili, 'Türkiye'de çimento
sektörünün olgunluğa erişerek iç pazarda tüketimin 700 kg'lere çıkmasını
beklerken, birden bire bu rakamın yarıya yakını krizle birlikte düştü. İyi
yıllar dediğimiz 1997-1998 yıllarında kişi başına çimento tüketimi
700-800 kg'lere ulaşırken, 2001 yılında bu rakam 400 kg'lara kadar geriledi.
Finansal sıkıntılara bağlı ortaya çıkan bu durum, ekonominin düzelmesiyle
mutlaka toparlanacaktır' diye konuştu.
Dört yıl canlanma yok
Türkiye'de kamu yatırımlarınının GSMH payında yüzde 4'ün altına düştüğünü
ve önceki yıllarda bu oranın yüzde 12'lerde olduğunu kaydededen İğnebekçili,
'Sektörün canlanması konusunda bu çok önemli bir parametre' dedi. 2000 yılında
GSMH'nin 200 milyar dolar seviyesine ulaşırken, 2001'de bu rakamın 150 milyar
dolara düşerek ülkenin yüzde 25 oranında fakirleştiğini kaydeden İğnebekçili,
'1998'de 34 milyon tona ulaşılan iç pazar tüketimini yakalamamız iyimser
bir senaryoyla iki, daha gerçekçi bir senaryo ile 3-4 yılda gerçekleşebilir.
Bütün bunlar finans sektöründeki düzelmelerin reel sektöre yansımasına
bağlı. Reel sektörün tekrar atağa geçerek, yatırımlara yeniden başlaması
zaman alacak. İlk etkiyi de çimento kullanımında göreceğiz' diye konuştu.
2002 yılının başında alışılmadık bir kış mevsimi yaşandığını
belirten İğnebekçili, 'Kötü hava koşullarına bağlı olarak satışlar düştü
ancak ekonomide önemli ölçüde sıkıntı yaşanmasaydı satışlarda yaşanan
düşüş yüzde 80 değil, yüzde 50 civarında gerçekleşirdi. Ekonomik koşulların
bu düşüşe çok büyük etkisi oldu' dedi. Hava koşullarının iyi gitmesine
rağmen hala satış olmadığı belirten İğnebekçili, 'Piyasa açılmadı,
bir düzelme yok, mevsimsellik olmasa da ekonomideki durgunluğun etkisi var.
Mevsime bağlı olarak bu yılın mart-haziran döneminde kısmi bir düzelme yaşanacak.
Ancak bu düzelme hiçbir zaman 1997-1998'de ulaşılan rakamlar olmayacak. Yatırımlar
durmuş vaziyette, konut ve gayrimenkul yatırımlarında büyük ölçüde
daralma var. Talep düşüşünün kısa zamanda toparlanacağını düşünmüyorum'
şeklinde konuştu.
1999 yılında yaşanan depremin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen mevcut
yapı stoğunun güçlendirilmesi için hala somut adımların atılmadığını
belirten İğnebekçili, 'Üç yıldır ne kamu binalarında, ne de özel
binalarda depremle ilgili hiç bir şey yapılmadı' dedi. Önümüzdeki 30 yıl
içinde İstanbul'da büyük bir deprem beklendiğini hatırlatan İğnebekçili,
en kritik bölgelerden başlanarak ve kredi sistemi kurarak, mevcut binaların yıkılıp
yeniden yapılmasının şart olduğunu vurguladı. İğnebekçili, sözlerini
şöyle sürdürdü: 'Konutların yeniden yapılmasıyla ilgili bir finansman
modeli geliştirilerek, gerekirse dış kaynakları da kullanarak insanlara
15-20 yıl vadeli düşük faizlerle krediler verilmeli. Herkes kira veriyormuş
gibi aldığı krediyi ödeyerek, binalarını sağlamlaştırmalı. Birçok
insan bunu kabul edecektir ancak bunların hiçbiri yapılmadı. Bunların hepsi
bir gecede yapılacak iş değil, zamana yayılarak yapılmalı. Bugünden başlanırsa,
ilk yıl bin tane, ikinci yıl 5 bin tane yapıyı adım adım tamamlarsınız.
Bu binaların hepsi 30 yıldan çok önce yenilenmiş olur. Ancak sorun büyüktür
diyerek hiç başlamamak kabul edilemez bir bahane'
Beton en iyi yapı malzemesi
İstanbul'un çok büyük bir megakent olduğunu söyleyen İğnebekçili, 'İşin
vahameti zaten burada. Bir apartman çökünce 20-30 kişi gidiyor. Banka
kurtarmak için para bulunuyorsa, İstanbul'u depreme hazırlamak için de aynı
hassasiyet gösterilmeli' dedi.
Depremde betonun değil, yanlış proje ve uygulamanın öldürdüğünü
vurgulayan İğnebekçili, 'Bugün her türlü deprem şartlarına göre inşa
edilebilecek betondan daha iyi bir yapı malzemesi yok' diye konuştu.
Fİnansal Forum
|