Mimarlar Odası Genel Başkanı
Oktay Ekinci, Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın mimarların
vicdanında aklanmadığını açıkladı...
T.B.M.M.'ndeki 209 milletvekiline göre "suçsuz" olsa bile;
Mimarların vicdanında "aklanmış" değildir...
Çünkü; yine Koray Aydın'ın önerdiği ve mimarlıkla birlikte planlamayı
ve toplum yararını "rant uğruna" devre dışına çıkartan
yasalara onay verenler de aynı milletvekilleridir...
14 Şubat 2002 / Perşembe günü T.B.M.M.'ndeki görüşmede;
Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray AYDIN'ın, Bakanlığı döneminde
yapıldığı ileri sürülen ihale ve inşaat yolsuzluklarıyla ilgili olarak Yüce
Divan'a sevki konusundaki önergeye "red" oyu veren 209
milletvekilinin bu kararıyla oluşan “T.B.M.M. iradesine" saygılıyız
ve Anayasal bir meslek kuruluşu olarak parlamento kararını asla tartışma
konusu bile yapmıyoruz.
Ancak; Koray Aydın'ın, Bakanlığı döneminde izlediği; ve mimarlıkla
birlikte planlama bilimini, "şehircilik ilkelerini ve toplum yararının göz
ardı edilerek, sadece imar ve inşaat rantının gözetildiği politikalara bağlı
hazırlanmış yasal düzenlemelere" de aynı şekilde onay veren bu
milletvekillerinin, Yüce Divan oylamasında zaten başka türlü
davranamayacaklarını da kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
Özellikle 1999'daki Marmara ve Düzce depremlerinin sonrasındaki, Koray Aydın
önderliğinde sürdürülen ve Oda'mızla birlikte diğer meslek ve bilim çevrelerince
eleştirilmesine rağmen ısrarla yaşama geçirilen imar ve yapılanma
politikalarını yeniden anımsarsak;
Bugün sorgulanması ve yargılanması gereken asıl "ihmal ve
sorumsuzluklar" özetle şöyledir:
1. PLANLAMA TÜMÜYLE DIŞLANDI
Depremi felakete dönüştüren, rant amaçlı yanlış ve bilim dışı yer
seçimlerini engelleyecek imar ve planlama disiplini yeni yasalarda yine
getirilmediği gibi; İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan Yerel Yönetimler
Yasası Taslağındaki bunu öngören maddeler de Koray AYDIN'ın ısrarıyla
taslaktan çıkartılmış ve spekülatif imar politikasının sürmesi sağlanmıştır.
Dahası, yine bu disiplini öngören ve Bayındırlık Bakanlığı'nın
kendi bünyesindeki duyarlı uzman bürokratlarca hazırlanan İmar ve Şehircilik
Yasası Taslağı bile Koray AYDIN'ın engellemeleri yüzünden hızlandırılamamış
ve bugün bile hala hükümet gündemine getirilememiştir.
Koray AYDIN'ın, planlama disiplinine karşı bu olumsuz ve engelleyici
tutumu, tipik bir sıradan müteahhit tarzıdır ve herkesin her istediği yerde
inşaat yapma özgürlüğünü sonuna kadar kullanmak isteyen rantçı inşaat
anlayışının beklentilerine paralel bir politikadır.
İşte; deprem yıkımlarının da başlıca nedeni olan bu siyasal tutumu
ile, Koray AYDIN'ın aynı zamanda başarılı bir müteahhit olması arasındaki
uyumun, bir rastlantı olup olmadığını, TBMM üyeleri değilse bile bizler
sorguluyoruz ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz...
2. "MÜTEAHHİTLİK" HALA TANIMLANMADI
Yine, depremlerden sonra bütün kamuoyu; "artık müteahhitlik mesleğine
de teknik bir denetim ve kural getirilsin; her isteyen ve her parası olan bu yaşamsal
hizmeti yüklenemesin..." şeklinde haklı bir arayış içine girmişken,
Koray AYDIN'ın hazırlattığı ve kendi onayıyla birlikte hükümete ve
TBMM'ne de kabul ettirdiği yasalarda bunu sağlayacak hiçbir düzenlemeye yer
verilmemiştir.
Bu önemli ihmalde de Koray AYDIN'ın aynı zamanda müteahhit olmasının
etkisi bulunup bulunmadığını, aynı yasalara onay veren ve şimdi de
kendisini aklayan TBMM üyeleri düşünmese bile bizler artık düşünüyoruz...
Müteahhitler Derneğinin ve kimi duyarlı müteahhitlerin bile bu mesleğin
teknik koşullarla sınırlanmasını istedikleri bir dönemde, asıl işim müteahhitlik
diyen bir Bayındırlık Bakanı'nın, kamuoyunun ve ilgililerin bu haklı
taleplerine kulaklarını tıkaması sorgulanmayacak mıdır?...
3."AFYON'U BİLE UNUTTURAN" RANT HIRSI
Yine Koray AYDIN'ın, tüm itirazlara ve eleştirilere rağmen, hatta
"Kararname" şeklindeki düzenlemesi Anayasa Mahkemesi'nce de iptal
edilmesine rağmen, bu kez aynı yanlışı "Yasa" şeklinde sürdürerek
hükümete kabul ettirdiği ve TBMM'nden de onaylanarak yürürlüğe girmesini
sağladığı "Özel Şirketler Eliyle Yapı Denetimi" uygulaması
anlayışı da "Afyon depremiyle" yerle bir olmuştur...
Kendi siyasal yandaşlarına da yeni rant kapısı açan bu şirketlere paralı
müşteri bulabilmek uğruna, pilot uygulama illerine de depreme hassas yöreler
yerine zengin iller arasından seçen ve bu nedenle de Afyon'un deprem riski yüksek
bölge olmasını bile unutan Koray AYDIN'dan, yine TBMM'ndeki 209 milletvekili
hesap sormasa bile Afyon depremiyle doğa ve yöre halkı hesap sormaktadır.
4. KAÇAK YAPILARA "DEVAM" OLANAĞI
Bütün bunların yanısıra, eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray
AYDIN, yine İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanan Yerel Yönetimler Yasa
Tasarısı'ndaki; "Yasa dışı ve kaçak yapılanmayı önleme;
sorumlulara yaptırım uygulama; altyapı hizmeti verenleri cezalandırma..."
ve bunun gibi, depreme karşı en büyük güvenceyi oluşturacak "Yerel İmar
Disiplini" konusundaki maddeleri de "kişisel ağırlığım ve Bakanlık
nüfuzunu kullanarak" taslaktan çıkarttırmakla, şimdiki ve gelecek kuşaklara
karşı en büyük suçu işlemiştir.
Çünkü; bu çıkartılan maddeler hala aynı taslağa alınamıyor ve Koray
AYDIN'ın başlattığı engelleme sürüyor.
SONUÇ: Aslında bütün bu gibi spekülatif ve rantçı politikalara dayalı
uygulamalara Koray AYDIN’ın imza attığı ve sorumlu olduğu örnekler çok
daha fazladır...
Ancak, bu kadarı bile açıkça, göstermektedir ki; eski Bayındırlık ve
İskan Bakanı Koray AYDIN'ın TBMM'nde 177 milletvekiline karşı 209
milletvekilinin oylarıyla "aklanmış" olması, siyaseten belki önemli
sayılabilse bile, "Uygarlık Tarihi" ve “Toplumsal Haklar" önünde
O'nun sorgulanması gereken ihmal ve yanlışlarını ortadan kaldırmış değildir...
... Ve, 209 milletvekili de bu ihmal ve yanlışlarda "Koray AYDIN'ın
ortakları" olarak "parlamenter demokrasi" tarihine geçmişlerdir...
Arkitera
|