‘İstanbul Boğazı’na yüzer
gecekondu inşa edilebilir’
İstanbul’daki balık
ekmek tekneleri ile ilgili geçtiğimiz yıl kasım ayında yapılan yeni düzenlemenin
birçok kanuni boşluk içerdiğini belirten denizcilik çevreleri, İstanbul Boğazı’na
sabit tesis kurulmasına fırsat tanındığını ileri sürdü.
İstanbul Valiliği’nce oluşturulan 60 kişilik komisyonun hazırladığı
balıkçı tekneleri ile ilgili genelgeyle İstanbul Boğazı’na yüzer otel,
yüzer lokanta gibi sabit tesis kurulabileceği ileri sürüldü. Ambarlı Liman
İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Altan Köseoğlu “Genelgedeki kanuni
boşluklardan istifade edilerek Boğaziçi’nin en güzel yeri Ortaköy’ün
iki metre açığına dubaların üzerinde bir gecekondu inşa edebilir.”
dedi.
Kanunsuz oldukları gerekçesiyle yaz aylarında tartışma konusu olan İstanbul
Boğazı, Marmara ve Karadeniz kıyılarında faaliyet gösteren balık ekmek
tekneleri, yüzer lokantalar ve Boğaz gezi hatlarıyla ilgili yeni bir düzenlemeye
gidilmişti. İstanbul Valiliği’nce oluşturulan Deniz Araçlarını Bağlama
Yeri, Mola Durakları ve Güzergâh Tespit Komisyonu’nca hazırlanan genelge,
Kasım 2001 tarihi itibarıyla Boğaz’a sınırı olan kaymakamlık, belediye
ve denizcilikle ilgili kuruluşlara tebliğ edilmişti. Genelge hareket
kabiliyeti bulunmayan yüzer tesislere Boğaz’da tapu vermek anlamına gelen düzenlemeleri
içeriyor. Turizm ve denizcilik çevreleri arasında rahatsızlık uyandıran ve
İstanbul’daki balık ekmek tekneleriyle ilgili yapılacak yeni düzenlemeden
hareketle oluşturulan genelgede, Boğazlar Tüzüğü, İstanbul Liman Tüzüğü,
Liman Kanunu’na aykırı hükümler bulunuyor. Genelge, SİT alanı olduğu
gerekçesiyle bir çivi bile çakılamayan Boğaziçi’nde, hareket kabiliyeti
olmayan hatta römorkörle çekilen turizm amaçlı yüzer tesislerin kurulmasına
izin verecek düzenlemeleri içeriyor. Genelgeye göre, deniz mevzuatı yönünden
yetkili kurumların uygun görüşü alınırsa, deniz aracı şartlarını taşımasa
bile Boğaz’a 100 kişilik yüzer lokanta ve otel kurmak mümkün.
Eminönü, Sarıyer, Bebek, Üsküdar, Kartal, Pendik başta olmak üzere
halen Boğaz ve sahil kenarlarında faaliyet gösteren balık ekmek tekneleri, yüzer
lokantaların yasal çerçeve içine çekilmesini öngören genelge, önümüzdeki
günlerde uygulanmaya başlanacak. Genelgenin en önemli eksikliklerinden
birisinin de restoran gemilerin, bağlama yeri ve Boğaz güzergâhlarıyla
ilgili hiçbir düzenleme yapılmaması olduğunu belirten Altan Köseoğlu,
kararnamenin ikinci bölümünde yer alan ‘römorkla çekilebilir araçların’
da deniz aracı tanımlanmasına girdiğini, bunun sakıncalı olduğunu söyledi.
Gemi olmayan, hareket kabiliyeti bulunmayan, teknik özellikleri uygun olmayan
hiçbir aracın Boğaz’da kalıcı yerleri olmaması gerektiğinin altını çizen
Köseoğlu, yeni genelgenin Kuruçeşme, Sarıyer gibi Boğaz’da faaliyet gösteren
yüzer lokantaların legalleştirilmesi anlamına geldiğine dikkat çekti.
Genelgenin Boğazlar’da yetki karmaşasına sebep olduğunu belirten
Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Ruhan Çakır, denize
elverişlilik belgesi alan deniz araçlarına ruhsat verme yetkisinin limanın
idari sınırları içindeki kaymakamlık ve belediye başkanlıklarına verildiğini
kaydetti. “Hareket kabiliyeti olmayan araçlar hiçbir şekilde kıyıya bağlanamaz.”
diyen Çakır, denizde faaliyet gösteren bu araçların yasal zemine çekilmesi
için belediyelerin işyeri açma ruhsatı vermesi, Milli Emlak Müdürlüğü’ne
kira bedeli ödenmesi, Maliye’nin de vergi ve kayıt işlerini yapmasının
yeterli olacağını ifade etti.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Deniz Hukuku Öğretim
Üyesi Doç. Dr. F. Hakan Baykal da genelgenin restoran gemi ve balık ekmekçilerle
ilgili düzenlemelerde yetki karmaşasına sebep olduğunu vurguladı.
“Genelgeye göre bu işi yapacak olanlar 20 yerden izin alacak.” diyen
Baykal, denizcilikle ilgili bir düzenleme ve izin için yerel yönetim ve
belediyelerin işin içine katılmasının yanlış olduğunu savundu.
Zaman
|