Türkiye Afyon depremini bu kez de
''kaçak yapılara elektrik bağlanması'' yasasıyla karşıladı...
Bayındırlık Bakanlığı uzmanları Sultandağı 'nda, Eber 'de, Çay 'da,
Bolvadin 'de ve çevre köylerde yıkılan ve hasar gören binaların
''tespitine'' başlarken, TEK uzmanları da; ''enerji pazarlayacakları yasadışı
binalar'' için ülke düzeyindeki ''rant seferberliğine'' hazırlanıyorlardı...
Acaba, Ocak (2002) ayının ortalarında bu yasaya onay veren sayın
milletvekillerimiz, yaklaşık iki hafta sonra yine bu tür yasalarla hep
''felakete dönüşen'' depremlerden bir yenisinin de Afyon'da olacağını
bilseler, yine de aynı şekilde ellerini ''evet'' diyerek kaldırırlar mıydı?..
Bu soruya ''hayır'' diyerek umutları bir kez daha ve boş yere ''metafizik
beklentilere'' tutsak etmeyin...
Ben eminim ki tanrıdan mesaj gelip, gaipteki ses ''durun'' dese bile, yine
de aynı yasaya, hem de aynı ''disiplin'' ve ''kararlılık'' içinde o-nay
verirlerdi..
Çünkü; her şeyden önce ''liderleri'' böyle istiyordu; ve o liderlerin
de gözleri artık ''paradan'' başka bir şey göremez haldeydi...
İkincisi, liderleri bunu dayatmasa bile ''kendileri'' çok isteyeceklerdi...
''Seçmen tabanlarının'' kim bilir yüzde kaçı kaçak yapıda oturuyordu...
Hatta bu milletvekillerinin kendi memleketlerindeki evleri, işyerleri, dükkânları
arasında bile kim bilir yüzde kaçı hem kaçaktı, hem de ''yasal elektrik''
bekliyordu?..
'Şeytani' maddeler
Sadece 1999'daki depremlerden ''ders alınmamış'' olmasının değil, ülkemize
egemen olan ve sağcısından solcusuna hemen tüm siyasileri kendine bağlayan
''hukuk dışı kent kültürünün'' de artık doruğa çıkan ''kanıtı'' sayılabilecek
bu yasanın ''şeytani'' bir ''imar affı'' niteliği de var...
Yasada özetle deniyor ki: ''Yasadışı binaya daha önce başka bir altyapı
hizmeti götürülmüşse, elektrik de bağlansın.''
Yani, hiç de öyle ''örtülü'' falan olmayan bir açıklıkta deniyor ki:
''Yasadışı inşaatla bir suç işlenmişse, ardından buna altyapı
hizmetiyle yine suç işlenmişse, üstüne bir suç daha işlenebilir...''
İşte böylesi bir ''suçu suçla sürdürme'' yasasının yayımlandığı
''Resmi Gazete'' , acaba gerçekten bir hukuk devletinin resmi gazetesi olarak
tarihin arşivlerine geçebilir mi?..
... Ve bu ''şeytani'' maddeleri hazırlayıp onaylayanların, deprem bölgesine
gidip ''yaraları saracağız'' demeye hakları olabilir mi?..
İşleri 'evet' demek...
Şimdi deniyor ki TBMM'nin İçişleri Komisyonu'ndaki yeni ''Yerel Yönetimler
Yasası Taslağı'' nda, kaçak yapıya -elektrik de dahil- altyapı hizmeti
verenler için ''ağır hapis cezaları'' öngörülüyor!...
Doğrusu merak ediyorum... Aynı günlerde, TBMM'nin ''Genel Kurul'' salonuna
çıkıp kaçak yapıya elektrik satışına ''evet'' dedikten sonra, komisyon
odasına geri dönüp aynı satışa bu kez ''ceza'' öngören maddeye de yine
''evet'' diyebilen milletvekilleri kimlerdir?.. Yarın bu Meclis, aynı yasa önüne
geldiğinde, ''bir önceki yasasını'' ne yapacaktır?..
Soruların yanıtı, yazımızın başlığında: Ulusal onurumuz olan
TBMM'de şimdi de ''Tavşana kaç, tazıya tut..'' demokrasisi oynanıyor...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|