Botter
yardım istiyor
1900'de 2. Abdülhamit'in resmi modacısı Jean Botter için Beyoğlu'nda inşa
ettirdiği görkemli Botter Apartmanı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya
Beyoğlu'ndan Tünel'e doğru giderken görkemli bir yapıdan caddeye doğru
sürekli kalabalık bir kuyruk uzanır. Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Memurluğu'nun
önündeki kuyruğun kaynağı olan binaya kafanızı kaldırıp baktığınızda
yıllara meydan okuyan taş yapıdan gözünüzü ayıramazsınız. 1900'de Padişah
2'nci Abdülhamit'in, modacısı ya da şimdiki deyimle 'imaj maker'ı Jean
Botter için yaptırdığı görkemli yapı, görünüşünün aksine yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya. Bir zamanlar İstanbul sosyetesinin uğrak yeri
olan, ünlü mimar Riamondo D'Aronco'nun eseri Botter Apartmanı, şimdi
sonradan ortaya çıkan mirasçılar ve Hazine arasındaki dava nedeniyle
sahipsiz ve bakımsız.
Modanın merkeziydi
İstiklal Caddesi'nin adının Cadde-i Kebir olduğu günlerde yükselen Botter
Apartmanı'nın inşası, imparatorluğun en çalkantılı dönemi olan 20'nci yüzyılın
başına denk gelmişti. İmparatorluk, siyasi açıdan kaybettiği kudretini,
İstanbul'u saraylar, görkemli binalarla donatarak gidermeyi deniyor,
Avrupa'dan ünlü mimarlar çağrılıyordu. Jean Botter, Sultan'ın resmi
terzisi de olan tanınmış bir modacıydı. Sultan Abdülhamit ona verdiği değeri
göstermek için, Pera'da Botter Modaevi'ni yaptırmaya karar verdi. Bunun için
ünlü İtalyan mimar Raimondo D'Aronco seçildi. Dönemin en önemli mimari akımı
olan 'art nouve'an (yeni sanat) tarzındaki binanın zemin ve birinci katı
Botter'ın işyeri, üst katlar konut olarak düzenlenmişti. Bina kısa zamanda
Pera'nın en popüler yapısı olmuştu. İstanbul'un zenginlerine Avrupa modası,
burada tanıtılıyor, defileler yapılıyordu.
Paris'e göç ve ölüm
Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte, saray ve çevresinin etkisi azalmış, İstanbul
yeni bir çehre kazanmaya başlamıştı. Padişahın modacısı olan Botter'ın,
artık yapacak bir şeyi kalmamıştı. İşgalden kurtulan yorgun İstanbul'un
görkemli bir modaevine ilgisi, yok denecek kadar azalmıştı. Botter, apartmanı
satıp başka bir iş için gittiği Paris'te, tifoya yakalanıp öldü. Botter
Apartmanı için yeni bir dönem başlıyordu.
Binanın yeni sahibi, Osmanlı vezirlerinden Nedim Paşa'nın oğlu Mahmut Nedim
Bey'di. Botter Apartmanı'nı satın aldıktan sonra, Mısırlı bir Türk'ün,
güzellikleriyle nam salmış iki kızından Zeynep Hanım ile hayatını birleştirdi.
Uzun yıllar Botter
Apartmanı'nda yaşamayı planlıyorlardı. Ancak Nedim Bey, 2. Dünya Savaşı
başlamadan kısa bir süre önce genç yaşta öldü.
Tüm para restorasyona
Botter Apartmanı'nda köpeği ve hizmetçileriyle yaşamaya başlayan Zeynep
Hanım, diğer katları bir göz doktoruna, taşıma ve makarna şirketlerine ve
kuyrukları eksik olmayan Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Memurluğu'na kiraladı.
1972 yılında ise yazar Ferit Edgü, binayı görür görmez bir yer tutmaya
karar verdi. Edgü ve iki arkadaşı, kuracakları reklam ajansı için Botter
Apartmanı'nın üçüncü katını seçti. 150 bin lira olan sermayelerinin tümünü
dairenin restorasyonuna harcadılar.
Edgü de taşınacak
Binadan bir türlü kopamayan Edgü, Zeynep Hanım'ın ölümünden sonra binanın
iyice bakımsızlaştığını, dört ve beşinci katın tavanının çöktüğünü
söylüyor. Bunun en önemli nedeni ise, binanın sonradan ortaya çıkan mirasçıları
ile Hazine arasındaki bitmeyen dava. Zeynep Hanım'ın, varisi olmadığı için
bina öldükten sonra Hazine'ye devredilmiş. Ancak daha sonra ikinci dereceden
mirasçılar hak iddia etmiş. Bunun üzerine uzun yıllar süren hukuk süreci
başlamış. Edgü'ye göre olan Botter Apartmanı'na oluyor. Artık o da çok
sevdiği daireden taşınmayı düşünüyor. Çünkü bir gün tavanın başına
çökmesinden korkuyor.
Prof. Batur: Müze olsun
İTÜ Mimarlık Tarihi Kürsüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Afife Batur da
Botter Aparmanı'nın hayranlarından. Binayla 20 yıl kadar önce bir araştırma
tezi sayesinde tanışmış. Batur, binanın mimari açıdan çok önemli bir
yapı olduğunu söyleyerek, "Bu denli önemli özelliklere sahip olup da
unutulmuş olması büyük talihsizlik. Belki de rahatlıkla yapageldiğimiz bir
tarihe saygısızlık, bir umursamazlık" diyor. Batur, Botter Apartmanı'nın
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminin toplumsal yaşantısını, giysi ve
moda dünyasını incelemeye dönük bir araştırma merkezi veya giysi konulu
bir toplumsal tarih müzesi olmasını öneriyor. En çok da Botter Apartmanı'nın
çiçekli lambalarının yeniden yanmasını istiyor.
Radikal
|