reklam

01 Mart 2002 Cuma
Ana Sayfa
>
Haberler

Kültürel boru hattı

Ardahan'dan Adana'ya 1070 km'lik bir güzergâhı izleyecek olan petrol boru hattının Anadolu'da yaratacağı 'etkileme koridorundaki' doğal ve kültürel değerleri koruma çalışmaları için çok az süre kaldı; çünkü inşaat haziran ayında başlıyor...

İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki tanker trafiğini azaltacağı düşüncesiyle çevrecilerin de ''umutla'' bekledikleri Bakû - Tiflis - Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC - HPBH) projesinde ''çevresel kaygılar'' gündeme gelmeye başladı...

Hazar ham petrollerini Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden taşıyarak Ceyhan'daki İskenderun Körfezi kıyılarında kurulacak Akdeniz terminalleriyle uluslararası pazarlara sunmayı hedefleyen proje güzergâhındaki doğal, arkeolojik, kültürel ve sosyal çevre değerlerinin ''zarar görme'' riskleri ve alınabilecek önlemler araştırılıyor. Bu amaçla başlatılan ve BOTAŞ/BTC - HPBH proje direktörlüğü ile proje katılımcıları temsilcisi BP Exploration Ltd. tarafından ortaklaşa yürütülen ''Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi'' (ÇSED) hazırlıklarına ait Aralık/2001 tarihli ''Bilgilendirme Paketi'' ne göre, temel mühendislik çalışmaları geçen Mayıs (2001) ayında tamamlanan projenin halen detay mühendislik çalışmaları sürüyor... ÇSED ise 2002'nin Nisan ayına kadar bitirilmesi ve boru hattının 2005 yılı başında işletmeye açılması hedefleniyor..

On il etkilenecek
Yılda 50 milyon metrik ton/günde 1 milyon varil ham petrol taşıma kapasitesiyle projelendirilen ve toplam maliyetinin 2.9 milyar ABD Doları olacağı hesaplanan 1743 km.'lik boru hattının 1.4 milyar ABD Doları harcanacak Türkiye kesiminin uzunluğu yaklaşık 1070 km. olarak belirtiliyor.

Gürcistan'dan ülkemize Posof ilçemizdeki Türkgözü sınır kapısından girecek boru hattı, projeye göre sırasıyla Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Sıvas, Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana illerinden geçerek Ceyhan 'a ulaşacak.

1070 km. boyunca 10 km. genişliğindeki bir petrol taşıma koridorundan etkilenecek doğa ve kültür değerlerinin zenginliği ve çeşitliliği karşısında ''proje takvimindeki sıkışıklık'' ise çevresel kaygıları arttırıyor... 2002 yılının Haziran ayında başlaması kararlaştırılan ve özellikle hafriyat ağırlıklı arazi düzenlemelerinin birçok yerde eş zamanlı sürebileceği bu denli geniş bir şantiye seferberliğine 6 aydan az bir zaman kala, hâlâ sistemli bir ''envanter'' için bile yeterli adımların atılmamış olması, ÇSED çalışmalarından beklentileri de olumsuz etkiliyor... Dahası, yine ÇSED sonuçları elde edilmeden doğrudan boruların döşeneceği hat da kesinleştirilemediğinden, aynı koridor içindeki eni 8 m.'lik kesin kamulaştırma ve 14 m.'lik de sadece inşaat için gerekli geçici kamulaştırma şeritleri bile belirlenemiyor...

Özellikle bu kamulaştırma ve inşaat şeridinin olası kültür ve doğa mirasıyla rastlaşması durumunda, ilgili yasalarda öngörülen koruma hükümleri ve kararlarına uymak zorunluluğu nedeniyle de ''ek süreler'' gerekebileceğinden, hedeflenen proje takvimine uyma adına hukuk dışı davranışların ''Bakû - Ceyhan'' ın da gündeminde yer alabileceği kuşkuları, giderek haklılık kazanıyor...

Nitekim, ÇSED'nin aynı ön raporundaki ''olası etkilere örnekler'' listesinde, inşaat süresince oluşacak kirlenme ve tahribattan flora ve yaban yaşamla birlikte önemli ''ekosistemlerin'' de olumsuz etkilenebileceğine dikkat çekiliyor. Bu tür ön değerlendirmelerle de önceki yıl yaşanan ''Zeugma'' paniğinin Anadolu'da bu kez Posof - Ceyhan arasındaki tarihsel topraklarda yinelenebileceği şimdiden görülebiliyor...

İşte BTC-HPBH'nin, bütün bu risklerin ''en aza'' indirgendiği ve tarihe ''Anadolu'yu tahrip ederek çiğneyen'' değil, ''Anadolu'ya özenle ve saygıyla sığınan'' bir proje olarak geçebilmesi için, ÇSED'nin açıklanan hedefleriyle bunlar için öngörülen süre ve çalışma düzeyi arasındaki ''endişe verici uyumsuzluğu'' bir an önce gidermek gerekiyor... BTH-HPBH projesinin Türkiye'deki en ''radikal'' etkileri ise kuşkusuz depolama, dolum, iskele ve terminal tesisleriyle donanacak Ceyhan ve İskenderun Körfezi üzerinde olacak...

Ceyhan'daki mevcut tesislerin yakınındaki BOTAŞ'ın arazisinde inşa edilecek depolama terminali ve mevcut iskelenin 2 km. kadar güneyinde kurulacak yeni iskele için ''dev'' sözcüklerini kullanmak abartma değil...

Çünkü, iskelenin proje uzunluğu, mevcuttan 500 m. daha fazla ve 2.5 km.'yi geçiyor. (2596 m.)

Sözün kısası, son yılların ''ulusal umut'' projelerinden Bakû-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, ÇSED denilen çevresel ve sosyal etki değerlendirmesi de ''ihmal'' edilmeden başlıyor olsa bile, asıl önemli ihmallerin doğrudan aynı ÇSED kapsamında da yapıldığı yönündeki haklı izlenimlerle diğer ''ulusal değerlerimizin'' korunabilmesi açısından yoğun tartışmalara ve gerilimlere de yol açmak üzere...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Şubat 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz