Hızlı tren eylül ayında start alıyor
YILAN hikayesine dönen Ankara-İstanbul hızlı tren projesinde nihayet
mutlu sona varıldı.
Ecevit, hafta başında ağırladığı İspanyol Savunma Bakanı Federico
Trillo Figuero'ya, projeye ayrılan düşük faizli İspanyol kredisinin Hazine
Müsteşarı Faik Öztrak tarafından onaylandığını iletti.
430 milyon Euro'luk (400 milyon dolar) İspanyol kredisiyle ilgili aylar önce
görüştüğüm Hazine Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Ersen Ekren
kredinin sekiz projeye bölüştürüldüğünü ve hızlı trene yeterli
miktarda para kalmadığını söylemişti.
O halde İspanyollar ek kredi mi verdi?
Soruyu İspanyol Elçi Manuel de la Camara yanıtlıyor: ‘‘Hayır ek
kredi verilmedi. Sadece Hazine ile imzalanan yeni protokolde bazı teknik düzenlemeler
yapıldı.’’
Zaten Hazine'nin internet sitesine girdiğinizde de yeni protokolde kredi
miktarının aynı olduğunu görüyorsunuz: 200 milyon doları uygun koşullu hükümet
kredisiyle, 200 milyon doları ihracat kredisinden oluşan toplam 400 milyon
dolar.
Hazine ile pürüz halledildiğine göre proje ne zaman start alacak?
Elçi Manuel de la Camara, eylül diyor, ama görüşüne başvurduğum TCDD
Genel Müdürü Vedat Bilgin daha iyimser. ‘‘Eylülden önce de başlayabilir’’
diyor.
Proje, Ankara-İstanbul tren hattının rehabilitasyonu.
İspanyol kredisi 570 km civarındaki hattın üçte ikisini karşılıyor.
Vedat Bilgin'in verdiği bilgiye göre, rehabilitasyonu yapılacak kısım en
keskin virajların olduğu kısım. Rehabilitasyon, trenin daha fazla sürat
yapmasını sağlayacak ve ilk aşamada Ankara-İstanbul 3,5-4 saatte inecek.
Peki yolun geri kalan bölümü?
TCDD bunun ihalesini iki aşamada yapmayı planlıyormuş.
Bu aşamalarda Rusların da devreye girmeleri söz konusuymuş.
Şöyle ki: Rus Eximbank'ın Türk Eximbank'a 380 milyon dolarlık bir borcu
var. Ruslar önce bu borcu doğal gaz olarak ödemek talebinde bulunmuş. Ancak
bizden olumsuz yanıt gelince bu kez ‘‘demiryolu olarak ödeyelim’’ demişler.
Vedat Bilgin, ‘‘Ruslar devreye girdikleri takdirde bu paranın büyük
bir bölümüyle tünel yapacaklar’’ diyor.
Ankara-İstanbul tren hattında işler kızışıyor anlayacağınız.
Taşar: Göbeğimle değil beynimle çalışıyorum
TURİZM Bakanı Mustafa Taşar ile önceki gün, Lütfi Kırdar Salonu'nda
yapılan ‘‘Dış Tanıtımda Yeni Hedefler, Stratejiler’’ toplantısında
karşılaşıyoruz.
O gün Fatih Altaylı, ‘‘İnternetteki Türkiye’’ yazısında hem
siteyi, hem de ana sayfada Taşar'ın ‘‘bıyıklı’’ ve ‘‘göbekli’’
resmini eleştirmiş.
Taşar ‘‘Ben göbeğimle değil beynimle çalışıyorum’’ diyor.
‘‘Bak, 2001'de uluslararası seyahatler yüzde 1.3 oranında gerilirken, Türkiye'ye
gelen turist sayısında yüzde 12.4'lük artış olmuş.’’
Taşar, Ankara'da temaslarda bulunan Amerikan heyetinin, 1992'de kesilen
turizm teşviklerine yeniden start verilmesi önerisine de takılmış.
‘‘Bakanlığa geldiğim 10 aydan beri her fırsatta turizm teşviklerini
gündeme getiriyorum. Sesimizi duyurmak için Amerikalıları yanımıza alıp mı
basın toplantısı yapalım’’ diye soruyor.
Lütfi Kırdar'daki toplantının gündemine dönersek Taşar, hedeflerle
ilgili ‘‘Tüm zamanların rekorunu kıracağız’’ diyor.
Hedef 14 milyon turist ve 10 milyon dolar gelir.
Dış tanıtım her zamankinden daha erken başlamış ve Turizm Bakanlığı'nın
yeni stratejisine göre 12 ay boyuna devam edecek.
İki yıldan beri Avrupa'nın önde gelen ülkelerinde tanıtımı üstlenmiş
olan Dream Design Factory DDF'in hem posterleri, hem 40 saniyelik filmi son
derece başarılı.
Taşar, 11 Eylül saldırısından sonra, Turizm Bakanlığı'nın devreye
soktuğu ‘‘Kriz Kampanyası’’nı da tanıtıyor. Bu kampanyanın diğer
bir adı da ‘‘Akdeniz Kampanyası’’.
Hedefi, Türkiye'nin krizlerin yaşandığı coğrafyanın dışında, bir
Akdeniz ülkesi olarak da varolduğu mesajını vermek.
‘‘Gülümseyin Akdeniz'desiniz’’ sloganı, İspanya, Yunanistan için
geçerli olduğu gibi pekálá Türkiye için de geçerli olabilir.
Akıllıca bir kampanya, ama ABD Irak'a saldırırsa ne kadar yararlı olur işte
onu bilemem.
Dünya Bankası'na el koymuşuz
SÖZ ‘‘Akdenizliliğimiz’’den açılmışken, hem birkaç günden
beri TÜSİAD'ın bayramda yaptığı İspanya gezisini yazan Meral Tamer, hem
geziye katılan TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Lütfi Yenel bu kavramın üzerinde
önemle duruyor.
Lütfi Yenel , telefon sohbetimizde gezi izlenimlerini aktarırken,
‘‘Dikkatimi çekti İspanya Akdenizliliğe özel bir önem veriyor’’
diyor.
İspanya'nın Akdeniz havzasında işbirliği konusunda öncülüğü hafızam
yanıltmıyorsa 1995 yılına kadar uzanıyor.
O yıl Barselona'da yapılan Avrupa-Akdeniz Zirvesi'nde, Akdeniz'de 2010 yılından
itibaren Serbest Ticaret Bölgesi oluşturulması hedefi konmuştu.
Her neyse, Akdeniz'de işbirliğini pekiştirecek bir habere dün ajansları
tararken rastladım.
Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi, oluşturulması planlanan
Avrupa-Akdeniz Bankası'yla ilgili şöyle diyor: ‘‘Kuzey ile güney
birlikte çalışmalı. Avrupa Akdeniz Bankası'na, Avrupa Yatırım Bankası,
AB üyeleri, diğer Avrupa ülkeleri ve güney Akdeniz ülkeleri katkıda
bulunacak. Bu yeni banka bölgede asla Dünya Bankası ve Afrika Bankası'yla
rekabete girişmeyecek.’’
Ve şöyle ekliyor: ‘‘Zaten Dünya Bankası sadece bir tek ülkeye Türkiye'ye
yoğunlaşmış durumda. Diğer ülkelerde hiçbir varlık göstermiyor.’’
Hürriyet
|