reklam

01 Mart 2002 Cuma
Ana Sayfa
>
Haberler

Hızlı tren eylül ayında start alıyor

YILAN hikayesine dönen Ankara-İstanbul hızlı tren projesinde nihayet mutlu sona varıldı.

Ecevit, hafta başında ağırladığı İspanyol Savunma Bakanı Federico Trillo Figuero'ya, projeye ayrılan düşük faizli İspanyol kredisinin Hazine Müsteşarı Faik Öztrak tarafından onaylandığını iletti.

430 milyon Euro'luk (400 milyon dolar) İspanyol kredisiyle ilgili aylar önce görüştüğüm Hazine Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Ersen Ekren kredinin sekiz projeye bölüştürüldüğünü ve hızlı trene yeterli miktarda para kalmadığını söylemişti.

O halde İspanyollar ek kredi mi verdi?

Soruyu İspanyol Elçi Manuel de la Camara yanıtlıyor: ‘‘Hayır ek kredi verilmedi. Sadece Hazine ile imzalanan yeni protokolde bazı teknik düzenlemeler yapıldı.’’

Zaten Hazine'nin internet sitesine girdiğinizde de yeni protokolde kredi miktarının aynı olduğunu görüyorsunuz: 200 milyon doları uygun koşullu hükümet kredisiyle, 200 milyon doları ihracat kredisinden oluşan toplam 400 milyon dolar.

Hazine ile pürüz halledildiğine göre proje ne zaman start alacak?

Elçi Manuel de la Camara, eylül diyor, ama görüşüne başvurduğum TCDD Genel Müdürü Vedat Bilgin daha iyimser. ‘‘Eylülden önce de başlayabilir’’ diyor.

Proje, Ankara-İstanbul tren hattının rehabilitasyonu.

İspanyol kredisi 570 km civarındaki hattın üçte ikisini karşılıyor.

Vedat Bilgin'in verdiği bilgiye göre, rehabilitasyonu yapılacak kısım en keskin virajların olduğu kısım. Rehabilitasyon, trenin daha fazla sürat yapmasını sağlayacak ve ilk aşamada Ankara-İstanbul 3,5-4 saatte inecek.

Peki yolun geri kalan bölümü?

TCDD bunun ihalesini iki aşamada yapmayı planlıyormuş.

Bu aşamalarda Rusların da devreye girmeleri söz konusuymuş.

Şöyle ki: Rus Eximbank'ın Türk Eximbank'a 380 milyon dolarlık bir borcu var. Ruslar önce bu borcu doğal gaz olarak ödemek talebinde bulunmuş. Ancak bizden olumsuz yanıt gelince bu kez ‘‘demiryolu olarak ödeyelim’’ demişler.

Vedat Bilgin, ‘‘Ruslar devreye girdikleri takdirde bu paranın büyük bir bölümüyle tünel yapacaklar’’ diyor.

Ankara-İstanbul tren hattında işler kızışıyor anlayacağınız.

Taşar: Göbeğimle değil beynimle çalışıyorum

TURİZM Bakanı Mustafa Taşar ile önceki gün, Lütfi Kırdar Salonu'nda yapılan ‘‘Dış Tanıtımda Yeni Hedefler, Stratejiler’’ toplantısında karşılaşıyoruz.

O gün Fatih Altaylı, ‘‘İnternetteki Türkiye’’ yazısında hem siteyi, hem de ana sayfada Taşar'ın ‘‘bıyıklı’’ ve ‘‘göbekli’’ resmini eleştirmiş.

Taşar ‘‘Ben göbeğimle değil beynimle çalışıyorum’’ diyor. ‘‘Bak, 2001'de uluslararası seyahatler yüzde 1.3 oranında gerilirken, Türkiye'ye gelen turist sayısında yüzde 12.4'lük artış olmuş.’’

Taşar, Ankara'da temaslarda bulunan Amerikan heyetinin, 1992'de kesilen turizm teşviklerine yeniden start verilmesi önerisine de takılmış.

‘‘Bakanlığa geldiğim 10 aydan beri her fırsatta turizm teşviklerini gündeme getiriyorum. Sesimizi duyurmak için Amerikalıları yanımıza alıp mı basın toplantısı yapalım’’ diye soruyor.

Lütfi Kırdar'daki toplantının gündemine dönersek Taşar, hedeflerle ilgili ‘‘Tüm zamanların rekorunu kıracağız’’ diyor.

Hedef 14 milyon turist ve 10 milyon dolar gelir.

Dış tanıtım her zamankinden daha erken başlamış ve Turizm Bakanlığı'nın yeni stratejisine göre 12 ay boyuna devam edecek.

İki yıldan beri Avrupa'nın önde gelen ülkelerinde tanıtımı üstlenmiş olan Dream Design Factory DDF'in hem posterleri, hem 40 saniyelik filmi son derece başarılı.

Taşar, 11 Eylül saldırısından sonra, Turizm Bakanlığı'nın devreye soktuğu ‘‘Kriz Kampanyası’’nı da tanıtıyor. Bu kampanyanın diğer bir adı da ‘‘Akdeniz Kampanyası’’.

Hedefi, Türkiye'nin krizlerin yaşandığı coğrafyanın dışında, bir Akdeniz ülkesi olarak da varolduğu mesajını vermek.

‘‘Gülümseyin Akdeniz'desiniz’’ sloganı, İspanya, Yunanistan için geçerli olduğu gibi pekálá Türkiye için de geçerli olabilir.

Akıllıca bir kampanya, ama ABD Irak'a saldırırsa ne kadar yararlı olur işte onu bilemem.

Dünya Bankası'na el koymuşuz

SÖZ ‘‘Akdenizliliğimiz’’den açılmışken, hem birkaç günden beri TÜSİAD'ın bayramda yaptığı İspanya gezisini yazan Meral Tamer, hem geziye katılan TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Lütfi Yenel bu kavramın üzerinde önemle duruyor.

Lütfi Yenel , telefon sohbetimizde gezi izlenimlerini aktarırken, ‘‘Dikkatimi çekti İspanya Akdenizliliğe özel bir önem veriyor’’ diyor.

İspanya'nın Akdeniz havzasında işbirliği konusunda öncülüğü hafızam yanıltmıyorsa 1995 yılına kadar uzanıyor.

O yıl Barselona'da yapılan Avrupa-Akdeniz Zirvesi'nde, Akdeniz'de 2010 yılından itibaren Serbest Ticaret Bölgesi oluşturulması hedefi konmuştu.

Her neyse, Akdeniz'de işbirliğini pekiştirecek bir habere dün ajansları tararken rastladım.

Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi, oluşturulması planlanan Avrupa-Akdeniz Bankası'yla ilgili şöyle diyor: ‘‘Kuzey ile güney birlikte çalışmalı. Avrupa Akdeniz Bankası'na, Avrupa Yatırım Bankası, AB üyeleri, diğer Avrupa ülkeleri ve güney Akdeniz ülkeleri katkıda bulunacak. Bu yeni banka bölgede asla Dünya Bankası ve Afrika Bankası'yla rekabete girişmeyecek.’’

Ve şöyle ekliyor: ‘‘Zaten Dünya Bankası sadece bir tek ülkeye Türkiye'ye yoğunlaşmış durumda. Diğer ülkelerde hiçbir varlık göstermiyor.’’
Hürriyet

 

Şubat 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz