'Az hasarlı’ binalarının
enkazında hukuk arıyorlar
Düzce depreminin 3. yılında bir grup depremzede, ilginç bir hukuk mücadelesi
veriyor. 17 Ağustos depremi sonrasında önce, ‘çok hasarlı oturulabilir’
daha sonra da ‘az hasarlı’ raporları verilen binaları, 12 Kasım
depreminde yıkılan ve yakınlarını kaybeden depremzedeler, devletten manevi
tazminat istiyorlar.
Bozuk zemine rağmen çok katlı binalara göz yuman Düzce Belediyesi ve
deprem riskine rağmen hasarlı konutlara girip ‘oturun’ diyen Bayındırlık
ve İskan Bakanlığı’ndan hak talep eden demremzedeler, Sakarya 2 No’lu İdare
Mahkemesi’ne manevi tazminat davası açtı. Mahkemeye ‘deprem öngörülemez’
diye rapor veren Kandilli Rasathanesi ise depremzedelerin tepkisini çekiyor.
TÜBİTAK ve Maden Tetkik Arama’nın raporların da, depremzedeler için
iyi bir delil. Raporda, 17 Ağustos depremi sonrasında kırılan fay hattının
Düzce Gölyaka’da durduğu ve fay hattının her an ilerleyebileceği açıklanıyordu.
Sakarya 2. İdare Mahkemesi’ne ‘Deprem önceden öngörülemez’ raporu gönderen
Kandilli Rasathanesi’nin şimdiki müdür vekili Doç. Dr. Bilge Siyahi ise kısa
vadede depremlerin öngörülemediğini; ancak uzun vadede belirli bölgelerin
deprem açısından riskli olabileceğinin kabul edildiğini açıklıyor.
12 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen depremde eşi Hatice Topkara’yı
kaybeden Naci Topkara, söz konusu idare mahkamesine dava açan mağdurlardan
biri. 17 Ağustos Marmara depreminden sonra hasar tespiti yapan Ordu Bayındırlık
ve İskan Müdürlüğü, Topkara ailesinin dairesi için ‘çok hasarlı
oturulur’ şeklinde rapor düzenledi. Yaklaşık iki hafta sonra ise bu sefer
‘az hasarlı’ raporu verilen Topkara’ların dairesi için üçüncü ve
kesin raporda ise yine ‘az hasarlı’ dendi.
Topkara, 17 Ağustos’tan sonra verilen ‘az hasarlı, oturulabilir’
raporunu ve Düzce’de yapılan ‘evlerinize girin’ uyarılarını dikkate
alarak evlerine girdiklerini söyleyerek 12 Kasım akşamını şöyle anlatıyor:
“Apartman yıkılmıştı. Eşim benim kolumun üstünde can verdi. Ben 26
saat sonra enkaz altından kurtarıldım. Oğlumun sağ kurtulması tek moral
kaynağım oldu.”
O tarihlerde Bolu Valisi Nusret Miroğlu’nun, “Herkes evlerine geri dönsün.”
dediğini açıklayan Topkara, hasarlı binalara zorla sokulduklarını
kaydediyor.
Topkara ailesi gibi yine aynı apartmanda oturan Nurcan Batur da aynı
nedenle Sakarya 2. İdare Mahkemesi’ne dava açan bir başka isim. Batur da Düzce
Depremi’nde 12 yaşındaki kızı İrem ile babası Orhan İbrahimoğlu’nu
kaybetmiş. Batur, annesi ve abisi ile birlikte babalarının ölümü nedeniyle
Düzce Valiliği ve Düzce Belediyesi’ne toplam 9 milyar liralık manevi
tazminat davası açmış.
Şu ana kadar Sakarya İdare Mahkemesi’ne 13 dava açan Düzce
Depremzedeler Derneği Başkanı Avukat Ayşegül Şenol ise açtıkları
davalar aracılığıyla idarenin sorumluluğunu ortaya çıkarmaya çalıştıklarına
dikkat çekiyor. Düzce’nin birinci derece deprem bölgesi olduğunu hatırlatan
Şenol, imar planlarının buna göre yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Zaman
|