Kapadokya elden
gidiyor
SİT alanlarına yüzlerce konuttan oluşan
siteler yapılıyor; bakımsızlık nedeniyle son 15 yılda 17 önemli peribacası
yıkıldı; Peribacası yıkıp otel inşa edenlere tepki gösterenler tehdit ediliyor;
Peribacalarının yanındaki karayolundan geçen araçlar titreşime neden oluyor; Tüm
bu gelişmelere Anıtlar Kurulu göz yumuyor, hatta yapılsın diyor.
Bir grup mimarın, "Peribacaları
korunmaya alınmazsa yok olacak" açıklamasının hemen ardından soluğu bölgede
almıştık. "Gerçek mi, neden, niçin, nasıl?" sorularına yanıt arayacaktık. Ancak
karşılaştığımız manzara, bu açıklamanın ötesinde, daha da vahimdi. Çünkü yok
olmak üzere olan sadece peribacaları değil, tüm Kapadokya'ydı.
Şehre girdiğinizde sizi, 'Asmalı Konak'
dizisinde gördüğünüz büyülü sarkıt dikitlerin yanı sıra toplu konut siteleri
karşılıyor örneğin. Kapadokya değil de Bodrum'a geldiğinizi hissettirircesine...
Ürgüp'e vardığınızda ise bir yanda halkın sosyete mahalleleri diye
isimlendirdiği villalar karşılıyor sizi, diğer yanda 1500 dairelik toplu konut
siteleri...
Yıllar önce UNESCO, "Kapadokya'nın
üzerinden uçak uçmasın" teklifinde bulunurken, herhalde peribacaları'nın tam
yanında şehirler arası bir karayolu açılacağını tahmin edememişti. Şimdi bu
karayolu üzerinde direksiyon sallayanlar, oluşan titremeden dolayı Ürgüp'ün
sembolü haline gelen nam-ı diğer 'Üç Güzeller'in yitip gitmekte olduğunu
bilmiyor muhakkak. Yetkililer her zamanki gibi ya karayollarına ya Anıtlar
Kurulu'na ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı'na atıyor suçu. Bize de
kulaklarımızda uzmanların uyarıları, Kapadokya'nın yok oluşunu seyretmek
kalıyor. 15 yıldır Kapadokya'da yaşayan Jeolog Nusret Sancaklı uyarıyor:
"Yapılan kaya otellerin hepsi kuralına uygun yapılmıyor, Zelve gibi tarihi
şehirler tamamen ziyaretçilere kapatılmalı. Yoksa Zelve’nin en büyük peribacası
bir gün bir grup turistin üzerine yıkılacak..."
Kaya evinde pavyon
İddialara göre, kaya otellerin altında açılan pavyonlara ya da kendine bir
kayayı ev edinip '152 odalı evim var' diyen 'bey'lere, izin almak isteyen butik
otele her nedense hemen onay çıkaran Anıtlar Kurulu'na kimse ağzını açıp da bir
şey söylemiyor. Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, bazı toplu konut
inşaatlarına izin vererek hata yaptıklarını kabul ediyor, fakat Anıtlar
Kurulu'na kızmadan da edemiyor: "Geçenlerde yine bir otel açılıyordu, biz de
'Doğal yapıyı bozuyorlar, yapmamaları gereken bir balkon inşa ediyorlar' diye
Anıtlar Kurulu'na başvurup verilen iznin iptalini istedik. Ne cevap geldi
dersiniz: 'Hayır, devam etsinler.' Ben şimdi belediyeye gelen projelerde, en
azından bölgeye ait doğal taşın kullanılması konusunda özen gösteriyorum."
İnsanın, Kapadokya'nın bu kadar popüler
hale gelmesinde önemli rolü olan 'Asmalı Konak' dizisine atası geliyor suçu ya
neyse; çünkü "İnsan elinin değdiği her yerde bir tahribat söz konusu" diyor
Bekir Ödemiş. İki dönemdir belediye başkanlığı yapıyor Ürgüp'te. Kendisinden
önce arazilerin müteahhitlere adeta peşkeş çekildiğini anlatıyor. Kapadokya'nın
ne kadar zamanı kaldığı konusunda bir fikri yok, ama gelen turist sayısının 2004
yılında yüzde 37 oranında azaldığını açıklıyor: "Eskiden Kapadokya tek başına
turistler için yeterli bir tatil bölgesiydi. Buraya gelen kitle, kültür turizmi
için geliyor. Ama yeni öğrendiğimiz bir şey bizi inanılmaz üzdü; Avrupa'dan
gelen turiste Antalya’nın yanında promosyon olarak veriliyormuş Kapadokya. Şimdi
elimizi başımızın arasına alıp düşünme vakti geldi galiba."
Jeolog Nusret Sancaklı, şimdiye kadar
17 önemli peribacasının yıkıldığını anlatıyor: "Müzelerin yıllık girişlerinden
toplanan paranın yüzde 20’sini ayırsalar, peribacalarını koruyabilirler. Ama
hayır, kimsenin bir şey yaptığı yok. Hatta çevre yolunu, turistlerin en çok
uğradığı peribacalarının yanından geçirdiler. Yakında yıkılır. Ya da Zelve.
Orada konserler, yürüyüşler, toplu gezmeler kesinlikle yasaklanmalı. Bir
turistin başına yıkılırsa anlayacaklar, hem doğal değerleri hem turistleri
kaybedeceklerini..."
''Kapadokya'yı satıyorlar''
Ağır vasıtaların Kapadokya'dan geçmesini korkunç buluyor Nusret Sancaklı.
Ankara'da bu yolları planlayanların Türkiye'yi korumaktan çok uzak olduğunu,
Mısır'daki piramitlerin bir sıva sistemiyle korunduğunu, ama Kültür ve Turizm
Bakanlığı'nın bundan haberi bile olmadığını anlatıyor: "Bu bölge başka bir
ülkede olsa üstü kapatılırdı emin olun. Eski kayalar otel yapılıyor. İçeriye
kanalizasyon döşeniyor, elektrik getiriliyor. Yunak Evleri gibi birkaç yerin
dışında hepsi katliam yapıyor. Nereye gitsen 50 odalık otel yapmaya çalışan
mimarlara rastlıyorsun. Hedefleri ne bölgeyi korumak, ne de bir zenginlik
kazandırmak. Bir tek ceplerini doldurmayı hedefliyorlar. Göreme Milli Parkı'nın
ortasına toplu konut yaptılar. Zelve kentinin tam karşısındaki 1500 konutluk bir
diğer siteyi görünce iyice şoka giriyorsunuz. Üç peribacası yıkılıp, otel inşa
ettiler. Tepki gösterince tehdit ediliyorsun tabii. Aynı tehditleri karayolu
inşasına karşı imza toplayınca da aldık. Bir kansere kurban ediyorlar
Kapadokya'yı."
''Yeni bir Kapadokya yapamazsınız''
Kapadokya bölgesi üzerine çalışma yapan Dr. Emrullah Güney, 'Nevşehirli
Kapadokya' isimli kitapta, yöreyi etkileyen sinsi tehlikeyi anlatıyor: "Volkan
tüfleri sonucunda doğal dengesi bozulan yerlerde toprak kayması olur. Su,
toprak, bitki örtüsü arasındaki denge çabuk bozulabilir. Sonuçta toprak yerinden
oynar, hareket eder; öyle ki bazen evler ve şekiller yıkılır, bozulur. Bazı
peribacalarının başlıkları özellikle düşürülüyor. İnsanlar, bu başlık düşerse
çocuklar zarar görür, hayvanlar ölür diye zorlayarak bunları düşürüyor. Her
şekil, aynı türdeki topraktan sıva yapılarak püskürtme sonucu tüm yüzeyinin
kaplanmasıyla korunmaya alınabilir. Aynı durum kaya gibi gözüken peribacaları
için de geçerli. Bir sahil yaparsınız; ama yeni bir Kapadokya yapamazsınız...
Tüm kötü olan şeylerin yanında Kayakapı
gibi bazı projeler insanın yüreğine su serpiyor. Magic Life'ın eski sahibi Cem
Kınay, projeyi belediye ile birlikte sürdürüyor. Kapadokya'nın en zengin ve
tarihsel açıdan çok önemli Kayakapı Bölgesi'ne tarihsel doku tamamen korunarak
bir turistik tesis inşa edilecek. Bölgede Kayakapı projesine tek karşı çıkanlar
ise rehberler. Örneğin, 10 yıldır Kapadokya'da çalışan Edip Özcan Arslan, "Magic
Life, Akdeniz turistlerini taşıyacak bölgeye. Biz bu tip turistlere hizmet
vermek istemiyoruz. Toplu konutlardan bir farkı olmayacak diye korkuyoruz"
diyor.
İsminin açıklanmasını istemeyen
Nevşehir Müzesi'nden bir yetkili de, ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma
ve Tanıtma Vakfı) Kapadokya Koordinatörü Yavuz Ayhan da aynı şeyi söylüyor:
"Yeni kaya oluşumları çok az miktarda olacak. Devlet hiçbir şey yapmıyor. Göz
göre göre teslim ediyorlar Kapadokya'yı, hem doğal hem yapay erozyonlara." Hem
devlet yetkilisinin hem toplum gönüllüsü birinin aynı dili paylaşması ne kadar
ironik değil mi!
Tempo Dergisi - Yasemin Yurtman |