reklam

12 Nisan 2005 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Her Disiplinin Dilinden Konuşan Meslek: Mimarlık

Uğur Tanyeli’nin moderatörlüğünde, Bülent Tanju, Abdi Güzer ve Belkıs Uluoğlu’nun katılımı ile yapılan “Yapı Buluşmaları 2” 7 Nisan 2005 Perşembe günü 19:00 - 20:30 saatleri arasında Yapı-Endüstri Merkezi’nde gerçekleşti. “Mimarlık Yazını” başlığı altında gerçekleştirilen toplantıda “yazı”nın ve “söz”ün farklı etkileri, yazının meşrulaştırıcı yönü ve beraberinde getirdikleri “mimarlık yazını” üzerinden tartışıldı.

Mimarlığın yazı ile buluştuğu zaman nasıl bir durum aldığı, mimarlığın yazılı bilgisinin sözlü bilgisinden çok farklı olduğu ile konuşmaya başlayan Uğur Tanyeli ilk sözü Bülent Tanju’ya verdi. Tanju yapı üretimi olarak tanımlanan bir mesleğin kendini tanımlayan normlardan emin olmak ve kendini kanıtlayabilmek için yazısının yazıldığını belirtti ve yazının genel olarak yazılı kültürün “pratiğin tarihini hatırlamak için” varolduğunu açıkladı.

Abdi Güzer’in ise mimarlık yazınına yaklaşımı daha çok mimarlığın hangi disiplinler arasında durduğu, hangileri ile alış-veriş yaptığı üzerineydi. Güzer, mimarlık yazını ile ilgili problemi “sınır” olarak tanımladı; mimarlığın herşeyi kapsaması ve sınırlarının bu derecede esnek olması ve mimarlığın herşeyi konuşmasının zaman zaman da olsa bazı pürüzlere yol açabileceğini söyledi. Mimarlığın diğer disiplinlerle bu kadar içli dışlı olmasının, diğer disiplinlerin argümanları ile konuşmasının mimarlığı bir bakıma “borçlu” duruma düşürdüğünü belirtti ve mimarlığın kendi modellerini geliştiren özgün bir alanı olmadığını ekledi.

Bülent Tanju, Güzer’in mimarlığın disiplinlerarası duruşuna olan yaklaşımı üzerine bunun sadece mimarlığa ait olmadığı, psikoloji bilimi olmadan sosyolojinin yazılamaması gibi mimarlık yazının da başka disiplinlerin argümanları kullanılamadan yazılamayacağını belirtti.

Belkıs Uluoğlu bir mesleğin kendine özgü bilgi alanının olması için bilgilerin başka yerden gelmesinin önemli olmadığını, önemli olan noktanın "bilgilerin nasıl yanyana getirildiği" olduğunu söyledi. ”Yazı”nın kutsalaştırıcı ve yüceltici yanının “din” alanında bile olduğunu mimarlık için yazının bu durumda hayli önemli olması gerektiğini belirtti. Uğur Tanyeli yazının kutsallaştırıcı yanının olduğu gibi meşrulaştırıcı yanının olduğunu belirtmesine ise Bülent Tanju, “kutsal metinlerin kutsallığını bozan bir o kadar da karşı yazın vardır” diyerek yazının sadece meşrulaştırıp, kutsallaştırmadığını aynı zamanda çürütücü bir yanının olduğunu da vurguladı.

Abdi Güzer mimarlık yazınının kendi pazarını yarattığını, bu pazar içerisinde yazının içeriğinin çoğu kez boşaltıldığı konusuna değindi. Sonrasında mimarlık yazınının kendi başına bir meslek haline gelmesi, yazılan yazıların birbirleri ile ilişkide olmaması, akadamik yazının ve kullanılan dilin problemleri, mimarlık yazının diğer disiplinlerin yazıları gibi sık üretilmemesi gibi konular üzerinde durulduktan sonra izleyicilerden gelen sorularla devam edildi.
Arkitera - Gülin Şenol

 

Nisan 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  
diğer aylar için tıklayın

Mimarlık ve tasarım dünyası ile ilgili genel tartışma konuları Mimarlık forumunda

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz