reklam

21 Nisan 2005 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Eski Bir Kutu Yeni Bir Projeyle Hayat Buluyor

Bütün bu kargaşa, kurumsal egoların gövde gösterilerine rağmen – peş peşe ortaya çıkan müze ek binaları- Walker Sanat Merkezi’nin yeni yuvası için heyecanlanmamak elde değil.

Sanat camiasıyla kurduğu temel ilişkilere rağmen, Walker, yıllardır bütün müzelerin içinde en dinamik ve bağımsız merkezlerden biri olarak yerini korumayı başardı. Müze 1970’lere ait eski binasının renovasyonu ve 67 milyon Dolar’lık yeni ek binası için Jacques Herzog ve Pierre de Meuron ile anlaştığında, bu mükemmel bir eşleşme olmuştu. Mimarlar zaten Tate Modern Müzesi ve Münih’deki Goetz Koleksiyonu için yaptıkları titiz ve rafine çalışmalarla, malzeme seçimleri ve dingin iç mekanlarla adlarını duyurmuşlardı.

Sonuç sanat ile içiçe coşkulu bir mekan oldu. 1000 metrekarelik ek bina 385 kişilik tiyatrosuyla, popüler restoranı ve genişletilmiş kitapçısıyla sanatı her an merkezde tutmayı başararak bir müze deneyimi yaşatıyor. Alüminyum kaplama bir kuleyle demirlenmiş ek bina tüketilmiş motiflerin yeni bir ortamda nasıl tekrar yeni anlamlar kazanacağını gösteriyor.

Mimarların sadık takipçileri müzeye ilk yaklaştıklarında bir nebze hayal kırıklığına uğrayabilirler.Genelde Herzog & de Meuron’un en çok tanınan projeleri, parlak bakır veya baskılı beton gibi gözalıcı kaplamalarla paketlenmiştir. Ama Minneapolis’in donuk gökyüzünde kaybolan Walker’ın yeni kulesi, gri alüminyum panellerle kaplı.

Walker’ın eski binası Edward Larabee Barnes tarafından tasarlanmış, modernist bir kutu. Moda’daki değişimler için kaygılanmak yerine Herzog & de Meuron’ın yaklaşımı, bu geçmiş üzerine inşa etmek. Alüminyum kulenin hafifliği sert hatlara sahip Barnes binasıyla görsel bir kontrpuan oluşturuyor.

Bu formlar arasındaki zıtlık sokağın köşesindeki iki kilisenin taş kuleleri ve uzaktaki gökdelenler arasında da gözlemleniyor. Bu muhteşem birlikteliğin bir parçası olarak, Walker Sanat Merkezi kültür, ticaret ve din arasındaki karmaşık ilişkiyi hissettiriyor.

Asıl projede Herzog & de Meuron binayı, tıpkı kağıttan yapılma bir fener gibi parlak bir teflon malzemeyle kaplamayı düşünmüşler ama müze yetkilileri bunun çok pahalı olacağını öngörmüşler. Sonuçta çıkan ürün – biraz kırıştırılmış kağıt görünümüne sahip alüminyum panellerden örülü bir grid- belli bir mesafeden görüldüğünde çok belirsiz.

Gene de kulenin köşesi, kaldırıma doğru bir çıkma yaparak çarpıcı bir giriş kanopisi oluşturuyor ve sizi müzenin içine doğru çekiyor. Oradan yukarı doğru sizi yönlendiren merdiven ise sizi adeta dikey bir şehir gibi görünen kuleye götürüyor. Bu kule müzenin kamusal bölümlerinin çoğunu (restoran,tiyatro ve aktivite mekanları) kendinde topluyor.

Birbirinin üzerine yığılmış çeşitli mekanlar, siz yükseldikçe görsel olarak birbirlerinin içine sızıyor ve sıkıştırma duygusunu artırıyor.

Lobi tavanında açılan koca bir pencere aşağıdan yukarıdaki restoranın oturma bölümüne göz atılmasına olanak tanıyor. Tavan sonlara doğru eğimlenerek yukarıdaki tiyatro mekanı için bir alan yaratır.

Galerilere girdiğinizde, yeni ve eski binalar arasındaki denge neredeyse mükemmele varıyor. Barnes’ın binası, çekirdek etrafında sarmallaşan bir dizi platform olarak algılanmış. Herzog& de Meuron da Barnes’ın yarattığı etkiyi, iki kule arasında zemin kotunda bir dizi yeni galeri yaratarak korumuşlar.

Yakından baktığınızda, detayların çok net biçimde rafine edildiğini görüyorsunuz. Ahşap panellerle dekore edilmiş derin girişler, her galerinin girişinde zihinsel olrak duraklamanıza sebep olur. Yeni galerilerin içlerindeki kirişler de daha yüzeyseldir ve sanat yapıtlarını rahatsız etmezler. Bu tip detaylar küratörleri kendinden geçiren ve sizin sanata odaklanmanızı sağlayan detaylardır.

Herzog & de Meuron’un bu tasarımlarında kullandıkları malzemeler her ne kadar daha az sofistike görünse de, tüm deneyim daha detaylı ayarlanmış. Anıtsal bir nesne yerine, tasarımcılar kentli ve banliyö kültürlerin kesişim noktasında bir bina kurgulamışlar.
New York Times – Çeviren: Şevin Yıldız

 

Nisan 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  
diğer aylar için tıklayın

Kitap

Genç Çizgiler 2004
Editör: İdil Erkol
Grafik Tasarım: Aslı Ayhan

Arkitera Mimarlık Merkezi Yayınları

Ücret: 20 milyon TL
(20 YTL).
Dağıtım ve kargo masrafları dahil.

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz