reklam

26 Nisan 2005 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Büyüteçle Yeşil Aramak

Avrupa’da bir kentte kişi başına ortalama 20 metre kare yeşil alan düşüyor. Bu oran, acaba Osmanlı döneminde meyve bahçeleri ve yeşili ile anılan İstanbul’da ne kadardır? Maalesef sadece üç metre kare… O da askerî alanlar, mezarlıklar ve türbelerin civarındaki ağaçlık alanlardan ibaret!.. Onları da “çarpılırım'' diye kesmiyorlar herhalde !

Tarih bilgimizi yenileyelim. Yıl: 1402, Ankara Savaşı. Timurlenk ile I. Beyazıd arasında. Kim kazandı bu meydan savaşını? Timurlenk! Kazanmasındaki en önemli etken nedir? Filler! Bu filler, Ankara ve Kayseri’nin ormanlarında saklanmıştı ve Osmanlı ordusu onları görememişti. Aynı alana bugün göz attığınızda, bir tavşanın bile saklanmakta zorlanacağını göreceksiniz. Kim kesti ki bu ağaçları?

Ege'den Yola Çıkan Sincap
Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Ege’den yola çıkan bir sincabın, ağaçtan ağaca atlayarak Güney Doğu Anadolu’ya gidebildiğini yazar. Tabiî 50 kişiye oksijen sağlayan, 150 kişinin hava kirliliğini temizleyen, 30 yılda zor yetişen bu ağaçları yok ettik, donanma kurduk, ev yaptık, hamamlarda ve lokomotiflerde kullandık, yaktık ve tarla açtık. Bir turne sırasındaydı. Çanakkale-Bolluca yolunda ölüm mangası gibi dizilmiş kesik ağaçlar gördük. Bir de tabelâsı vardı: “Orman İşletmesi''. Efendim, neyi işletiyorlar? Maden İşletmesini anlıyorum da, orman işletilmez ki! Orman yaşatılır, çoğaltılır, yaratılır, belki bakıma alınır; ama işletilmez!

Bürolarına daldım öfke ile. “Kim kesti bu ağaçları?'' diye sordum. Müdürün cevabı basit ve kısaydı: Ankara’ya ödenecek maaşlar için para lâzım… Hemen o dönemin Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nu cep telefonundan aradım. Müdür, bakanla konuştuğum için bana epey kızgın. Birlikte dışarı çıkıyoruz, koca bir ağacı göstererek “Bakın'' diyor, “Bu ağaç da yaşlı; onu da kesip, sizlere kapı ile pencere yapacağız.'' Yüzüne öfke ile bakarak “Senin baban kaç yaşında?'' diye soruyorum. “Yetmiş.'' diye mırıldanıyor. “O zaman onun da zamanı gelmiş, onu da öldürelim!''

Ağaçları Kesip Satın
Aradan yedi ay geçti. Sabah gazetesinde bir makale ilişti gözüme. Habere göre, Orman Bakanlığı maaşlarını ödeyemediği 50 bin orman işçisine “Ağaç kesip, satın; böylece maaşlarınızı almış olursunuz.'' demiş. Umarım yalandı, umarım bu sözler söylenmemiştir. Yeşil görmeyen kişi ruhen rahatsızdır ve saldırgan olur. Sarı, siyah, beyaz ırk ! Herkesin bir renge ihtiyacı var… Tabii ki bu renk “yeşil''. Bu sebeple artık “Baltalar elimizde, uzun ip belimizde, biz gideriz ormana.'' gibi sözler içeren şarkıları çocuklarımıza söyletmeyelim lütfen.
Birgün - Prof. Dr. Orhan Kural

 

Nisan 2005 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  
diğer aylar için tıklayın

Kentin fiziksel çevresi, sorunları ve kentli olmak üzerine görüşlerinizi Kent başlığı  altında tartışıyoruz.

Arkitera.com/forum

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz