Mercek Altında
Sanat > Mercek Altında

 

AVNİ ARBAŞ ve 60 yıllık Resim Serüveni 
İş Sanat Kibele Galerisi 07 Aralık 2001 - 26 Ocak 2002

 

Kendine Hiç İhanet Etmeyen' Bir Resim Ustası

"Neden resim yapıyorum? Kendi hissettiklerimi anlatmak için...Başkalarının söylediklerini yaparsam kendi resmimi yapmamış olurum. Geleceğin veya geçmişin değil kendi resmimin peşindeyim ben" sözleriyle resimle geçen 60 yılının özetini yapan Avni Arbaş, uzun bir aradan sonra , İş Sanat Kibele Galerisi'nde sanatseverlerle buluşuyor.

 

Türk resminin ustalarından Avni Arbaş'ın 60 yıllık resim serüveni, İş Sanat Kibele Galerisi'nde 6 Aralık 2001- 26 Ocak 2002 tarihleri arasında yer alan "Avni Arbaş Retrospektif Sergisi" ile sanatseverler ile buluşuyor.

Avni Arbaş'ın, 10 özel koleksiyondan seçilen ve aralarında "Manzaralar", "Nature-Mortlar", "Portreler", "İnsan Manzaraları", "Atlar/Atlılar" gibi temaları konu alan 110'u aşkın yapıtının yanı sıra, sanatçının yaşamından önemli kesitleri fotoğrafların yer aldığı bu dev sergi kapsamında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan Avni Arbaş kitabı da sanatseverlere sunuldu. Ferit Edgü'nün kaleme aldığı kitabın grafik tasarımını Erkal Yavi gerçekleştirdi.

Ferit Edgü, resme başladığı yıllardaki çizgisini geliştirerek bugüne kadar getiren ve bu süreçte moda olan akımlara kendini kaptırmayan Avni Arbaş'ı kitapta şöyle anlatıyor: "O, kendinden önce varolan resmin dilini kullanarak, o resim dili içinde kendi sesini, dilini ve kişiliğini aramıştır.Bu nedenle Avni'nin yaklaşık yarım yüzyıllık sanatında iniş çıkışlarla karşılaşmıyoruz. Nerede olursa olsun hep aynı resmi yapıyor. Avni gibi sanatçılar, kendinde bir geçmiş ve o geçmiş içindeki sanatçılardan bazılarını seçer yol gösterici olarak. Onlara öykünmek için değil, onlarla bir göbek bağı olduğunu sezdiği için böyledir bu.."

Modern resmin ustaları arasında Avni Arbaş'a en yakın sanatçının Picasso olduğunu belirten Edgü, 'resim, benden daha güçlü, ne isterse yaptırıyor bana" diyen Picasso'nun tam tersine, Arbaş'ın "resme söz geçirmeye çalıştığını" söylüyor. Sanatçının, öğrencilik döneminden yıllar sonra gerçekleştirdiği gerek desenlerinde, gerek yağlıboyalarında beli bir ustalığın izlerini taşıdığını ekleyen Edgü, Arbaş'ın sanat çizgisini ise şöyle değerlendiriyor: "...Bu resimlerde gördüğüm bir şey var ki, o, pek o kadar olağan değil. Avni'nin Türkiye'de, daha sonra Fransa'da, daha sonra yine Türkiye'de geçen, uzun sanat yaşamı boyunca, Akademi'deki gençlik yıllarında tuttuğu yoldan ayrılmamış olması. Kuşkusuz, aradan geçen yıllar boyunca hep aynı resmi yaptı demiyorum. Ama, her zaman, aynı anlayışta resimler yaptı, diyorum" .

Arbaş ise, "Resim bir itiraftır" diyor ve ekliyor "Hayatın gayesi kendisi olmaktır insanın. Kalkıp başkası olmaya kalksam ne ifade eder bu... sanatçı kendini ifade eder resimlerinde." Eleştirmenler, Avni Arbaş'ı doğanın bir kopyacısı olmaktan kurtaranın, modeli yani doğayı kendi tuvalinde yeniden yaratması olarak yorumluyor. Ferit Edgü ise "Arbaş'ın yapıtlarında, sahte bir naiflik, folklara dayalı bir yerellik ve rastlantısal bir şiirsellik yok. Arbaş'ın resimlerinde insanlar var, dünya var...özellikle de atlar, hareket ve mücadele." diyor.

RESİMLE BÜTÜNLEŞEN BİR HAYAT : AVNİ ARBAŞ

1919 da İstanbul'da doğan Avni Arbaş'ın resimle ilişkisi çocukluk günlerine, babası, Kuvâyi Milliye subaylarından süvari albayı Mehmet Nuri Bey'in çalışma odasında gördüğü suluboyalara ve yine babasıyla başladığı ilk resim alıştırmalarına kadar uzanıyor. Sanatçı bu süreci ' Kendimi bildim bileli, resimle iç içeyim, hayatımın hiçbir dönemimde "ne yapmalıyım?", "ne olmalıyım?" gibi bir düşüncem ve endişem olmadı' sözleriyle açıklıyor.

1946 yılında Galatasaray'dan mezun olup, kazandığı bursla Fransa'ya giden sanatçı, aynı dönemde yaşamlarını Paris'te sürdüren ressamlarımız Fikret Mualla, Abidin Dino, Nejad Devrim, Mübin Orhon ile birlikte "L'Ecole de Paris" sanatçıları arasında anıldı.

1951'den bu yana İstanbul, New York, Paris, Ohio gibi sanat merkezlerinde kişisel sergiler gerçekleştiren Avni Arbaş, yaşamının 30 yılını Paris'te geçirdi ve 1977'de Türkiye'ye döndü. 1970 ve 80'lerde ağırlıklı olarak "Mustafa Kemal" portrelerinin yanı sıra, "İstanbul" ve "Boğaz" konulu yapıtlar üreten Avni Arbaş, yaşamını Foça'da sürdürüyor. Sanatçının yapıtları İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Musee de Picasso (Antibes), Amman Güzel Sanatlar Müzesi gibi kurumların yanı sıra, Türkiye, Fransa, İtalya, İsviçre ve ABD'deki özel koleksiyonlarda bulunuyor. Sanatçı, 60 yılı aşkın sanat yaşamını bir cümle ile özetliyor: "Kendime hiç ihanet etmedim!"

Arşiv

Sanat ve tasarım forumunda kültür ve sanat olayları hakkında görüş alış verişinde bulunabilir, tasarım dünyasındaki yenilikler hakkında tartışabilirsiniz.
arkitera.com/forum

 

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz