reklam

Bu sene Bodrum'da gerçekleşen Denizi Pişirdik Sergisi'nde eserleri sergilenen sanatçılardan bazıları deniz, seramik, sanat ve Denizi Pişirdik üzerine görüşlerini Arkitera.com ile paylaştı.

Birsen Şenoğlu Canbaz
Balıklara sesleniyorum...
"Eşyalar, eşyaların sahiplerinin sahipleridir" der Eduardo Galeano.

Birkaç giysi ve çamuru şekillendirmek için biraz alet ile kendimi kendime yakın hissettiğim bir yere sürgüne gönderiyorum; denizin yakınına, güneşin altına, Bodrum'a seramik üretmeye. Her günkünden farklı bir yere. Güneşin yakıcılığı dışında gözlerimi kapamam gereken bir şey yok. Rüzgar, toprak buraya ait olmadığımı anlar mı acaba?. Bilemem. Karşılığında sırlarımı, seramiklerimi vereceğime söz verdim. 10 gün kadar aynı dili konuşacağız doğa ile, belki bana bir iki tavsiyede bulunsa hiç fena olmaz. Kabatepe Dürümcüsü'nün para üstünü vermemeyi kafaya koyması gibi alacak verecek davası yaşamam muhtemelen Osmanlı tersanesinde.

Fakirlerin zengin, zenginlerin az, bekarların evli, evlilerin boş olmak istedikleri bu ortamda niyetim Bodrum'un denizinden, güneşinden, havasından ürettiğim yapıtı pişirip Kaçakçı Koyunda suya indirmek. Balıklara sergi yapıyorum galeri kiralamadan, komisyon bırakmadan. 

Balıklar sizi şimdiden uyarıyorum; seramiklere benzemeye çalışmayın zaten aldığım ilham sizden. Dolaşarak, bakınarak, yorum yapın ama benzemeye çalışmayın. Sizler için davetiye, katalog, afiş basılmayacak, kokteyl verilmeyecek. 24 Temmuz'dan 10 Ağustos'a kadar yapıtları izleyebilirsiniz. 

Park yeri sorunuz yok. Geç saatlere kadar sergide kalabilirsiniz, ertesi günü işe gitme derdiniz yok. Eserlerden yemeyin kendinize "sanat içinde kalmış" dedirtmeyin. Balık doğru söylüyor "hiçbir öğünde sergiden bahsedildiğini duymadım". Bir sergiden ancak insanlar beslenir. Çadır sanatları gibi plastik sanatların da eski seyircisi kalmadı diyen balıklara davetim... Su altında hiç aksiyon olmuyor demeyin. Uzaktan bir tanıdık mı geliyor girin kolkola gelin sergiye. Durun, biraz daha kalın, en azından 10 Ağustos'a kadar sergiyi yalnız bırakmayın, torunlarınıza anlatacak birşeyleriniz olsun. Sonra, elveda bir sonraki "Denizi Pişirdik" sergisine kadar...

Türkan ve Yüksel Güner
Topluma sunulan sanatsal yapıtların, özellikle de bizlerin uğraşı olan seramik yapıtlarının izlenmesi ve satın alınması arzusunun yeterince oluşamadığı, sanatçıların devamlı şikayet konusu ola gelmektedir. Sanatçıların yeni yapıtlar yaratma motivesyonunu önemli ölçüde kısıtlayan bu ilgisizliği gidermek için toplumu aydınlatma, özendirme ve sanatsal seramik yapıtlara yönlendirmede yine seramik sanatçılarına kalmaktadır.

Geçen yıl başlatılmış olan "Denizi Pişirdik" sloganı ile deniz altında seramiklerin topluma sunumu ve iyi bir tanıtım uygulaması ile tüm medyanın yayınlarına girerek toplumun her kesimine ve ulaştırılabilmiş ve şimdiye kadar görülmemiş bir ilgiyle seramik sanatı üzerine dikkatlerin çekilebilmiş olması tüm sanatçılar için çok çarpıcı bir örnek olmuştur.

Böylesine bir etkinliği planlayarak işe girişip uygulamada da geçen seneki başarılı sonuçlama ulaşabilen arkadaşlarımıza canı yürekten teşekkürlerimizi sunuyorum.

Bu seneki Denizi Pişirdik Sergisi'ne davet edilmiş olmanın onur ve mutluluğu içinde biz de konu ile ilgili bazı yorumlar oluşturmaya çalıştık. Umarız bu sene sergi daha büyük başarıyla beklenenden fazla ses getirebilir.

Sanatçılar yalnız yapıtlarını yaratmakla hedeflerine ulaşmış sayılmazlar. Önemli olan bunu toplumla paylaşabilmek, yapıtların topluma ulaştırılarak izlenmesini, sanatın sevilmesini ve izleyicilerin bu sanat yapıtlarına sahip alma arzularının oluşturulması da hedefin önemli bir bölümüdür diye bakıyoruz.

K. Deniz Pireci
Doğa bakmasını bilenler için iyi bir öğretmendir ve deniz ise gezegenimizdeki çılgın çeşitliliği sergileyen bir okul. Alışık olduğumuz tüm kuralların geçerliliğini yitirdiği, görmeye alışık olmadığımız bir sürü farklı canlıyı içinde barındıran bir dünya. İnsan hemen suya dalıp gördüğü her güzelliği öğrenmek ve daima hatırlanır kılmak istiyor. İşte tam da bu sebepten ötürü Deniz'i Pişirdik var. Ve tam da bu sebeplerden ben de bu sergiye katılıyorum. Yapıtlarımın herbiri ayrı bir özlemi, tutkuyu, rüyayı ve gizemi anlatıyor. Hepsi yaşamın içinden taa içinden Deniz'in .

Serginin Bodrum'da gerçekleşmesi de seramik tutkusunu İstanbul dışına taşıyor.Ayrıca on gün boyunca sürecek workshop da yaratıcılığımızı besleyen ilginç bir deneyim olacak. Bu aşamadan sonra sanırım işlerim yaptığım bu büyülü yolculuğun izlerini taşıyacaktır.

Selda Özkurt

1997 yılında Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümünü bitirdim. Atölyecilik yaşantım seramik sektörüne ürün geliştirmek tasarlamak ve reçine bordür üretmekle geçti bu yıl ticareti bırakıptekrar heykele dönmeye çalışıyordum. Bu sergi bu noktada benim için iyi bir başlangıç oldu.

Kendimde tekrar başlamaya cesaret buldum. İlk yıllardan beri her yıl fahri olarak içindeydim.Sergilerin kurulmasından organizasyonlarının çoğunda içinde hissederek yaşadığım Denizi Pişirdik sergileri bir çoğumuzun büyük özverileriyle gelişti ve artık festival havasına bürünüyor. Bu yıl bir çok sanatçıya ortak bir çalışma şeklinde oluşmaya başlayınca ben de üretmek istedim ve onlara yaptığım işlerle katılmaktan onur duydum.

Uzun zamandır hep heyecanla izlediğim sergide olmaktan mutluyum. Denize ve canlılarına olan sevgim her seferinde daha fazla artıyor. Bu yüzden bu yıl mesleğime son sürat döndüm ve bu yüzden bu yıl Bodrum'da sergideyim.