Köşe Yazısı

Etik

Yazan: Nilüfer Kozikoğlu Tarih: 16 Şubat 2006
“İyi” mimarlık üstüne yazmak istiyordum ve bu sebeple İstanbulda fotograf çekimi yapacaktım ancak haftalardır süren yoÄŸun kar yağısı sebebi ile planladığım orijinal metin yerine bahsetmek istediÄŸim konu ile ilintili olduÄŸu için 2 yıl once grup arkadaÅŸlarım Anat ve Velazquez ile Londra’da hazırladığımız bir metinden bir bölümü eklemeler yaparak tercüme ettim. Umarım ilginizi çeker.

EÄŸer “etik”, bir sistemin gerçekleÅŸtikten sonra kalıcı olmaya ve geniÅŸlemeye meyli olarak tanımlanabilseydi kapitalizmi hırsın etiÄŸi olarak örnek verebilirdik; mimarlıkta da belli bir tarzın sürekliliÄŸini ve kalitesini saÄŸlayan da onun etiÄŸi diyebilirdik.

Ali Rahim “güncel tasarım sürecleri bugün düÅŸündüÄŸümüz ve yaÅŸadığımız kadar dinamik ve akıcı olmalı” diyor. (Breaking the Mold, AD 70/3 6-2000) Bu cümlesi ile tasarımda güncel olana dair bir prensip koyuyor. Mimarlıkta da etik üstüne çok yazılagelmiÅŸ, akla Vitruvius geliyor; imparator August için dönemin yapıcılarına karşı uyarılarını dile getirir ve mimari standartlar üzerine yazar. Oran gibi sanatsal deÄŸerlerdeki cehaletlerine ya da inÅŸaatta dolap çevirdiklerine dair dönem yapıcılarını suçlar, mimarlıkta iyi deÄŸerler için kurallar geliÅŸtirir.

Manifestoların, uyulacak prensipleri belirledikleri için “etik” metinler olduÄŸunu söyleyebiliriz. Büyük savaÅŸların öncesi ve sonrasında batı kültürü mimarlık dışında yoÄŸun politik görüÅŸler de içeren bir çok benzer metinle beslendi. Bugünün batılı ÅŸehirleri bu metinlerin etkilerini içeren kolajlardır, denebilir. Kimi metinler öncekinin tamamen karşıtı iken kimi bir geçiÅŸ döneminin köklerini oluÅŸturur. Hemen hemen tümü mimarlığı daha iyi bir yaÅŸam kalitesine, daha iyi bir çevreye, sanayiye ya da sosyal yapıya terfi için kullanır. Bazı istisnalar dışında mimarlık etiÄŸine iliÅŸkin bu metinler mekanın insan davranışlarına doÄŸrudan etkisi olduÄŸu varsayımına dayanır.

Tarihsel kayıt olmanın dışında bu tip metinlere özel bir “yapılması ve kaçınılması gerekenler” listesi olması kaçınılmazdır. Etik ahlak-töre nosyonu içerir, iyi ve kötüyü tarifler. Romantik bir yapısı vardır, adeta ‘doÄŸru’ tasarımla belli bir ütopyaya ulaşılacaktır. Bu "ideal"e modern örneklerinde olduÄŸu gibi Zevi’nin klasisizm karşıtlığında ya da Giedion’un fonksiyonalizminde görebiliriz. Bu metinlerle bir tasarımın doÄŸruluÄŸunu ölçebildiÄŸimiz tartıyı ediniriz. Giedion için mimarlığın görevi “günümüzde geçerli yaÅŸam tarzının yorumu” olmaktır. (1967, Space Time Architecture) ÇaÄŸdaÅŸ olma kalitesini edinmek için bir prensip…

Karsten Harries The Ethical Function of Architecture, (Mimarlığın Etik Fonksiyonu) adlı kitabında 20 yy sonundaki belirsiz mimarlık pratiÄŸi örneklerinden dem vurarak belirsizliÄŸin ortadan kalkacağına emin olan Giediona atıfta bulunur ve 90'ların postmodern, post strüktürelist ve dekonstrüktivist deneylerinden sonra hiç bir teslimiyet iÅŸareti görmediÄŸini belirtir. Giedionun reçetesini sorgular; ne tür yorum için ne tür gereçler kullanılmalı ve ne tür yaÅŸam tarzı günümüzü yansıtmaktadır, zira dönemimiz karşıtlıklarla dolu, aşırı heterojen ve ırk, din, soy, cins, yaÅŸ vs düÅŸünüldüÄŸünde her biri için farklı bir yaÅŸam tarzı söz konusu.

Öte yandan Neil Leach “The An-aesthetics of Architecture” adlı kitabında topluluklarda özgürlükçü tavrın mimarlık söylemindeki serbestlikten kaynaklandığını iddia eder; ‘giderek mimarlar mesleklerine zarar verecek derecede aşırı imajla ve imaj-yapma ile takıntılı hale geliyor, imajın narkotik etkilerinin sosyal ve politik bilinci azaltmakta…’Ona gore, “imajın zehirli dünyasında mimarlık estetiÄŸi, mimarlık anestezisine dönüÅŸmektedir… Sonuç olarak bu bilinçsiz tüketim halinde tek çare baÅŸtan çıkarma olmaktadır. Mimari tasarım baÅŸtan cıkarıcı formların yapay oyunları, entellektüel bir cilalama ile bu formların gerekçelendirilmesine dönüÅŸmektedir.”

Dönemimiz için bir etik kurgu arayışını 2000 Venedik Bienali'nin baÅŸlığında görüyoruz: ‘More Ethics, Less Esthetics’ (Daha Çok Etik Daha Az Estetik). İtalyan Fuksas EtkinliÄŸin senaryosunu “kentler” kavramı etrafında düzenledi: sürekli krizle biçimlenen bir baÄŸlam olarak: kent. Fuksas’a göre mimarların kente yaklaşımlarında sinik bir tavır sergilemelerine izin verilemez, 50 milyon nüfusu ile Calcutta veya 22 milyon nüfusu ile Mexico City gibi ÅŸehirlerin inÅŸa edilmesinin muazzam etkisi “hayatın yokedilmesine” yöneliktir. Mart 2000'de Fuksas Berlage Institute'de de mimarların pozisyonlarının farkında olmaları ve gönül vermeleri gerektiÄŸini söyler, ”sadece mimar olmak yetmez, mimarlar geleceÄŸi inÅŸa etmeli sadece binaları deÄŸil”…

Benzer anlatımda ama oldukça farklı bir çaÄŸrıyı “mimarlık kendini aÅŸmalı” sloganı ile yola çıkan Volume (Archis) Dergisi'nin 1 nolu sayısında Ole Bouman dile getiriyor: “Mimarlık size ne inÅŸa edebilir diye sormayın, sizin için ne yapabilir diye sorun, Nereden müÅŸteri bulabilirim diye sormayın, nerede bana ihtiyaç var diye sorun, Mimarlık yapmayın mimarlığı keÅŸfedin… Mimarlık insanları birarada tutar ya da ayırır, birarada olma ve ayrı olma kavramları deÄŸiÅŸtiÄŸine gore mimarlık da deÄŸiÅŸmeli”

…devam edebilir…
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "f", küçük harf "w", küçük harf "a", küçük harf "a", küçük harf "p", büyük harf "V"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız