Köşe Yazısı

Tersanelerde Olası Ters Haller

Yazan: Gül Köksal Tarih: 20 Nisan 2006

1982’de ICOMOS tarafından oluÅŸturulan “Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü”, her yıl 18 Nisan’da dünyadaki miras çeÅŸitliliÄŸini vurgulamak amacıyla kutlanmaktadır. 18 Nisan’ın sadece ulusal mirasın kutlanması deÄŸil, aynı zamanda dünyada mirasın önemsenmesi ve korunması yönünde dayanışma içinde bir kutlama günü olması hedeftir. ICOMOS’un 15. Genel Kurulu sırasında Yönetim Kurulu tarafından 2006 yılı Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü için özel bir tema belirlemiÅŸtir; “Endüstri Mirası”. Bu seçime gerekçe olarak ise, endüstri mirasının, dünyadaki diÄŸer kültür mirası alanlarında olduÄŸu gibi tehdit altında olması, bu sitlerin deÄŸerinin çoÄŸunlukla yanlış anlaşılması, bu mirasın önemine yönelik bilinç ve özellikle de halkın onunla bütünleÅŸme isteÄŸinin eksik kalması gösterilmiÅŸtir (www.international.icomos.org/18april2006.htm).

2006 Anıtlar ve Sitler Günü’nü geçtiÄŸimiz gün TaÅŸkışla’da “HaydarpaÅŸa-Endüstri Miras ve Koruma” teması çerçevesinde kutladık. BildiÄŸiniz gibi HaydarpaÅŸa, Galataport, Kartal gibi alanlar için üretilen projeler, çok farklı amaçlar için hazırlanan ve kentin belleÄŸini, kimliÄŸini yok edecek nitelikte tehlikeli iÅŸler. Bu konuda çeÅŸitli açıklamalar ve tartışmalarla karşılaÅŸmak mümkün. Bu yazıda, henüz bu iÅŸler gibi gündeme çıkmamış, ancak hazırlık çalışmaları son hızla ilerleyen, ICOMOS’un konu seçiminin de çok yerinde olduÄŸunu ispatlayan, Ä°stanbul’un en önemli endüstri arkeolojisi sitlerinin birinden sözetmek istiyorum; “Haliç Tersaneleri”. Haliç’in kuzey kıyısında, Atatürk Köprüsü’nden Hasköy’e uzanan 2 km’lik kıyı ÅŸeridinde ve toplam 51 ha’lık alanda konumlanan Tersaneler için son dönemlerde üretilen senaryoların sadece rant amaçlı olduÄŸu açıkça görülmektedir.

Osmanlı teknoloji ve sanayi tarihinin önde gelen tesislerinden biri olan Haliç Tersaneleri (Tersane-i Âmire veya Ä°stanbul Tersaneleri), günümüzde BeyoÄŸlu Ä°lçesi sınırları içinde olup, Haliç, Camialtı ve TaÅŸkızak Tersaneleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Haliç ve Camialtı Tersaneleri Türkiye Denizcilik Ä°ÅŸletmeleri A.Åž.’ne, TaÅŸkızak Tersanesi ise, T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na baÄŸlıdır. Tersane, gemi yapım, bakım ve onarım iÅŸleriyle gemiciliÄŸe ait gereçlerin yapıldığı tesise verilen isimdir. Tersane kelimesi arapça “dârü’s-sınâ’a” ya da “dâr-sınâ’a”dan gelmektedir. Tersanenin ilk harfi olan “t” nin Türklerden daha önce 12. ve 13. yüzyıllarda Ä°spanya, Fransa ve Ä°talya gibi birçok ülke tarafından kullanıldığını yazılmaktadır. Buna göre adı geçen ülkelerden alınan “tersaná” kelimesine -hane (ev) eklenerek, sondaki -a harfi -e’ye dönüÅŸtürülmüÅŸ ve tersahane (tersane) olmuÅŸtur (Köksal, 1996).

Tersanede gemi iÅŸleri dışında bahriye askerlerinin eÄŸitimi ve denizcilik iÅŸleri de yapılmaktaydı. Ayrıca tersane bünyesinde 18. yüzyıl ve sonrasında kentte inÅŸa edilen okul ve hastane yapıları ile donanmada görev alan kiÅŸilerin eÄŸitim ve saÄŸlık ihtiyaçlarıyla da ilgilenilmiÅŸtir. Ancak tersanenin görevleri sadece bunlar deÄŸildi; ÅŸehir içinde ve kıyısında yapılan inÅŸaatlara yardımcı olmanın yanı sıra; cami, külliye gibi büyük programlı yapılara malzeme iletimi ve taşıma iÅŸinde, kale çizimi gibi teknik konularda, kazıklı temel, batardo, köprü ve duba yapımında da önemli bir rol üstlenmekteydi. 18. yüzyılda tersanede Osmanlı teknik elemanları dışında, levanten ve yabancı mimar-mühendisler de yer almaktaydı (Köksal, 1996).

Ä°stanbul’un fethinden sonra donanma için gemi yapımına en uygun yer olarak Haliç’in kuzey kıyısı seçilmiÅŸ ve burası yüzyıllar süren ardarda yapımlar sonucunda geliÅŸerek günümüze ulaÅŸmıştır. Ä°lk gemi inÅŸa yeri olarak tonoz örtülü, kemerli açıklıklarla birbirine baÄŸlanan ve 16. yüzyılda tüm kıyıyı kaplayan gözler vardı. Gözlerin ardından gemi inÅŸasında kızaklar, kuru havuzlar gibi düzenekler kullanılmıştı. Sultan I. Mahmud döneminde donanmanın geliÅŸtirilmesi ve tersane halkının eÄŸitimi için Mühendishane-i Bahri Hümayun kuruldu. Nizam-ı Cedid reformları kapsamında tersanede gemiler sınıflandırıldı, personel düzenli eÄŸitime tabii tutuldu. Ä°lk buharlı gemi tersanedeki deÄŸiÅŸime öncülük etti. Ä°ngiltere’den ithal edilen makinelerle ilk modern iÅŸletme binaları kullanıldı. 1834 yılında ilk buharlı makineden yararlanan haddehane, 1835’te demirhane ve buharla iÅŸleyen bir bıçkıhane kuruldu. Buharın kullanılmaya baÅŸlanmasıyla tersanede fabrikalar devreye girdi. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun ilk denizaltı burada yapıldı. Ayrıca tersane halkı için eÄŸitim yapıları, saÄŸlık binaları, un fabrikası gibi mekânlar, Aynalıkavak Kasrı ve kışlalar da tersanelerin mimari bileÅŸenleri olmuÅŸtur. Tersane içinde gemi inÅŸa kızakları, kuru havuzlar, vinçler olmakla birlikte, tasarım, modelleme, döküm atölyeleri, motor bakım ve onarım fabrikaları da bulunmaktadır. Güncel üretim tesislerini içeren bu teknolojik altyapı yanında, tersane içinde Bizans ve Osmanlı klasik dönemlerinden kalan tarihsel belge niteliÄŸindeki çok önemli kalıntılar mevcuttur (Köksal, 1996, 2001, 2004).

Haliç Tersaneleri kullanıcı müdahalelerine raÄŸmen, 20. yüzyılın sonlarına kadar genel karakterini yitirmeden iÅŸlevini sürdürmüÅŸtür. Zarar etmesi için yapılan tüm çabalara raÄŸmen iÅŸlevini halen sürdürmektedir. Tarihsel önemi yanında bugüne kadar kendisini yenileyerek gelebilmesi, ileri teknoloji gerektiren konularda dünyadaki geliÅŸmelere ayak uydurabilmesi, tersaneye süreklilik taşıyan bir endüstriyel miras özelliÄŸi kazandırmaktadır. Bu baÄŸlamda tersaneler gemicilik tarihi ve teknolojik geliÅŸimin en önemli belgesi olmanın yanı sıra, gemi inÅŸa ve bakımı konusunda da teknik bilgiler vermektedir (Köksal, 1996, 2001, 2004). Tersaneler kendi geliÅŸimleri ile eÅŸ zamanda hem konumlandıkları semtin geliÅŸimine katkıda ve etkide bulunmuÅŸlar, hem de yeni yapılanmalara neden olmuÅŸlardır. KasımpaÅŸa’dan Hasköy’e kadar uzanan alanın tarihçesi ve yerleÅŸkesi tersanelerden bağımsız düÅŸünülemez. DiÄŸer yandan Tersaneler Türkiye’nin gemi sanayisi için önemli bir ekonomik kaynaktır. Bugün Åžehir Hatları Vapurlarının bakım-onarım ve imalatının gerçekleÅŸtirildiÄŸi en ekonomik tek tesistir.

Tersaneler Anıtlar Kurulu tarafından 22 Mart 1995’te tarihi sit alanı olarak tescil edilmiÅŸtir. 24 Nisan 1996’da ise, Haliç, Camialtı ve TaÅŸkızak Tersaneleri’ne ait toplam 31 yapı/yapı kalıntısı da ayrıca tescil edilmiÅŸtir. 2863-3386 sayılı Koruma Kanunu uyarınca tersane alanında yapılacak her türlü uygulama için ilgili kurul görüÅŸü alınmalıdır. Öte yandan ÖzelleÅŸtirme Ä°daresi’nin yine bir ICOMOS gününde 18 Nisan 2000 yılında aldığı bir kararla Haliç ve Camialtı Tersaneleri’nin zarar ettikleri gerekçesi ile kapatılması, Haliç Tersanesi’nin Ä°.Ü. Deniz Bilimleri Fakültesi’ne, Camialtı Tersanesi’nin de Ä°stanbul ValiliÄŸi Ä°l Özel Ä°daresine verilmesi Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Türkiye Liman, Dok ve Gemi Sanayi Ä°ÅŸçileri Sendikası’nın sözkonusu kararı iptal talebi, Ä°stanbul 2. Ä°dare Mahkemesi tarafından “iÅŸyerinin stratejik önemi ve amacı dışında kullanılmaması” gerekçesi ile kabul edilmiÅŸtir. ÖzelleÅŸtirme Ä°daresi’nin bu kararın reddi talebi ise, oy birliÄŸi ile reddedilmiÅŸtir. Özetle, tersane özgün iÅŸlevini sürdürme yetkisine yasal olarak sahip olan, alanı ve yapıları ile Koruma kurulu tarafından tescil edilmiÅŸ, 15. yüzyıldan bugüne ardı ardına yapımlar sonucu geliÅŸen, Türkiye’nin en önemli endüstri arkeolojisi sitlerinden birisidir.

Bu kadar önemli bir alanın geleceÄŸi yasal kararlarla belirlenmiÅŸ olmasına raÄŸmen, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi ve Ä°stanbul Metropoliten Planlama (Ä°MP) Bürosu’nun zaman zaman yaptığı açıklamalar oldukça tehlikelidir. Alanın özel ÅŸirketlere devredilmesi, turizm amaçlı kullanımı, çok katlı otellere mekân edilmesi, ÅŸahsi kararlarla yeni iÅŸlevler öngörülmesi veya Türkiye Denizcilik Ä°ÅŸletmesi tarafından bütün olanaklarının, açık-kapalı atıl alanlarının ücretsiz ve baÅŸkalarına devir hakkı açık olmak üzere BüyükÅŸehir Belediyesi’ne devredilmesi bunlar arasındadır.

Gelecek ICOMOS Dünya Anıtlar ve Sitler günlerinde HaydarpaÅŸa örneÄŸinde olduÄŸu gibi, Haliç Tersaneleri için de olumsuz ifadeler kullanmamak için, bu alan üzerinde hesaplanan iÅŸlere karşı iÅŸbirliÄŸi ve geniÅŸ bir kamuoyu gücü oluÅŸturmak gerektiÄŸi kanısındayım. Bu nedenle meslek odalarının, sivil toplum kuruluÅŸlarının, sendikaların, üniversitelerin, halkın ve ilgili tüm kiÅŸi/kurumların desteÄŸine ihtiyaç vardır. Bilgilerinize…

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar:
Köksal, G., 1996, Haliç Tersaneleri’nin Tarihsel-Teknolojik GeliÅŸim Süreci ve Koruma Önerileri, Ä°TÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ä°stanbul, (Y. Doç. Dr. Gülsün Tanyeli danışmanlığında).
Köksal, G., 2001, “Ä°stanbul’un Önemli Bir Endüstri Arkeolojisi Siti; Haliç Tersaneleri“, Ä°stanbul, sayı: 39, s. 27-32.
Köksal, G., 2004, “Haliç Tersaneleri’nin Tarihsel-Teknolojik GeliÅŸim Süreci ve GeleceÄŸi”, Dünü ve Bugünü ile Haliç Sempozyumu, Kadir Has Üniversitesi, Ä°stanbul, s. 411-420.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "a", büyük harf "R", küçük harf "t", küçük harf "t", küçük harf "r", sayý altý

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız