Hepimizin bildiÄŸi gibi endüstri kenti ayrıştırılmış ve araçsallaÅŸtırılmış kamusal mekanlar yarattı. Bu ihtisaslaÅŸmış mekanlar, kentin mevcut mekansal ve sosyal aÄŸlaÅŸmasını kendisine eklemliyordu. Kentin yerine geçmiyordu. Bu nedenle her ne kadar endüstrinin yarattığı radikal dönüÅŸümler kenti derinden etkilese de, kentin dönüÅŸümünde kamusal öznenin oynadığı rol sınırlıydı. Gaz, elektrik, su dağıtmak gibi iÅŸlevlerle kendisini sınırlandırıyordu. BetimlediÄŸi kenti bir tasarıma dönüÅŸtürecek bütünsel bir rol oynamasına imkan yoktu. Bu mekanların kuruluÅŸ mantığında ihtisaslaÅŸmış üst dillerin egemenliÄŸi yer alıyordu.
Bugün kentin endüstrisizleÅŸmesi sonucu ortaya çıkan bu kamusal alanların yeniden iÅŸlevlendirilmesi ilk kuruluÅŸ mantıklarının tersine çevrilmesini gerektiriyor Bir makine gibi araçsallaÅŸtırılmış ve ayrıştırılmış mekan düzenlerinin kente dair kapsayıcı bir iÅŸleve nasıl dönüÅŸtürüleceÄŸi sorunu “kentsel dönüÅŸüm” fikrinin ana sorunsalını oluÅŸturuyor.
Åžulan Kolatan’ın küratörlüÄŸünü yaptığı Garanti Galeri’deki sergi Galataport için alternatif bir ÅŸehir tasarımı önerisi getiriyor. “Muten ÅžehirciliÄŸi” baÅŸlığı altında ÅŸehir ve endüstri iliÅŸkisi için 19. ve 20. yüzyılın ÅŸehir ve endüstri paradigmalarından belirgin bir ÅŸekilde farklı olan “standart dışı” bir paradigmanın söz konusu olduÄŸu vurgulanıyor.
Söz konusu olan endüstri-kent iliÅŸkisine sürdürülebilirlik söylemi ile yontulmuÅŸ, konformist bir cevap vermek deÄŸil.
“Muten ÅžehirciliÄŸi”
Sergi broÅŸüründe yer alan metinde sürdürülebilirlik söyleminin politika üzerine odaklandığı, ortaya yeni malzemeler, teknolojiler, tasarımlar koyduÄŸu ama tasarım metodolojisi ile ilgilenmediÄŸi vurgulanıyor. Ekolojik paradigmanın problem çözme gibi dar bir yaklaşımdan farklı olduÄŸunu söyleyen “Muten ÅžehirciliÄŸi” daha dünyevi, çevreye daha uyumlu, daha yalın gibi sözde ekolojik kavramlara mesafe koymakla iÅŸe baÅŸlamak gerektiÄŸini öneriyor. Bu kavramlar aslında hala tek boyutlu ve endüstri doÄŸa ikilemini temsil eden paradigmanın ögeleri olarak iÅŸlev görüyor: Biz onları ne kadar baÅŸka bir baÄŸlama taşımaya gayret edersek edelim, farklı tercihleri deÄŸil, var olan pratikleri temsil ediyorlar.
Endüstri devriminin dönüÅŸtürdüÄŸü kentin kamusal özneleri aynı zamanda bu metaforları doÄŸallaÅŸtıran pratikleri üretenler. Bu pratiklerin sürdürülebilirliÄŸini saÄŸlayan onların aynı zamanda bir metafor, aynı zamanda da “meta söylem” olarak iÅŸlev görmeleri. Bu nedenle içeriklerinin deÄŸiÅŸmesi bir ÅŸey ifade etmiyor. Burada mimarlığın maddi pratiklerinin tasarım paradigmalari ile iliÅŸkisine dikkat çeken kah Althusseryen, kah Foucaultcu bir ele alış sözkonusu. “Muten ÅžehirciliÄŸi” hem bir maddi pratik olarak mimari tasarımı, hem de kopuÅŸların arkasında nasıl bir paradigma deÄŸiÅŸikliÄŸi olabileceÄŸini irdeliyor. Üstelik bunu her zaman yapıldığı gibi mimari nesne üzerinden yapmıyor, mimari temsil araçlarını sorgulayarak, açığa çıkarmaya çalışarak yapıyor. “Muten ÅžehirciliÄŸi” doÄŸrudan nesne olarak mimari mekanı deÄŸil, kendisini, yani temsil araçlarını sorunsallaÅŸtırıyor. Bir bakıma gizlenen nesneyi, ya da yerine geçen nesneyi ortaya çıkarıyor. Bu da profesyonelliÄŸin nerede ve nasıl devreye girmesi gerektiÄŸini tartışmayı gerektiriyor.
Bu giriÅŸimi nasıl adlandıracağız? Kamusal alanda bağımsız bir sorumluluk üstlenmiÅŸ olan profesyonellerin kamusal öznenin de inÅŸa edilmesinde bir rolü olabilir mi? Bu soruya cevap aramak için herkesin Garanti Galeri’de 22 Temmuz’a kadar açık kalacak olan “Project Muten Istanbul” sergisine bir uzanmalarını diliyorum.
Bütün yorumları forumda okuyun!