Köşe Yazısı

Uluslararası Olma Motivasyonu

Yazan: Ömer Kanıpak Tarih: 6 Temmuz 2006
Türkiye’deki mimarlık üretiminin ve müellif mimarların çeÅŸitli ortamlarda zaman zaman uluslararası meslektaÅŸları ile ve onların ürettikleri ile kıyaslandığını görüyoruz. ÇoÄŸu zaman da bu kıyaslamayı mimar adaylarının veya mesleÄŸe yeni adımını atmış genç mimarların farklı ortamlardaki tepkilerinden algılıyoruz. Arkitera Forum’da da zaman zaman bu çerçevede konular açılıp tartışmalar sürüyor. “Neden Türkiye’den dünya çapında bir mimar çıkmıyor?” veya “Sizce Türkiye’deki en Star(!) mimar kim?” gibi kuru rekabet ve karşılaÅŸtırma seviyesinden öteye geçmeyen tartışmaların altında çok daha farklı bir sorun yatıyor aslında.

Bin yıldan fazla bir medeniyet tarihi olan Türkiye’nin, ve ondan öncesinde aynı coÄŸrafyada iz bırakmış pek çok uygurlığın ardından, “Turkish Architecture” denince zihinlerde ilk beliren imgenin Safranbolu evlerinden baÅŸka bir imge olmaması veya tek akla gelen ismin Mimar Sinan olması, belli ki genç mimar neslini rahatsız ediyor. Oysa Türkiye ekonomisinin neredeyse çok büyük bir kısmı inÅŸaat sektörüne dayanır. GeçtiÄŸimiz aylarda açıklanan istatistiklere göre de inÅŸaat sektörü bir önceki döneme göre %25 gibi inanılmaz bir seviyede büyümüÅŸ ve diÄŸer tüm sektörlerin önünde lokomotif olarak eski yerini almış.

Bu kadar imar faaliyetin yapıldığı bu coÄŸrafya ile ilgili dünyanın gündeminde Dubai Kuleleri veya Zaha Hadid’in Kartal Projesi dışında yer alamamak düÅŸündürücü. Üstelik, Türkiye inÅŸai faaliyetleri ile uluslararası gündemlerde yer alırken, mimarlık pek de ön planda tartışılan konuÅŸulan bir hadise de olmaz. Yatırımcılar, belediye baÅŸkanlarının beyanatları, satılan veya hibe edilen arazilerin deÄŸerleri, gelecek yabancı mimarların hangileri olduÄŸu gibi konular konuÅŸulur ama mimarlık konuÅŸulmaz, mimar adı hemen hemen hiç telaffuz edilmez.

Esas yakınmamız gereken uluslararası veya ulusal gündelik basında neden mimarlığın ve mimarların yer alamadığı olmamalı. Muhtemelen de dünyanın pek çok yerinde olduÄŸu gibi mimari üretimin aktörleri Türkiye’de ikinci planda kalır hep. Bu kabulle devam edersek esas sorgulanması gerekenin, uluslararası mimarlık gündeminde Türkiye’deki mimarların ve onların üretiminin nasıl yer aldığı olmalı. Çünkü uluslararası mimarlık camiası o kadar da kalabalık ve yer bulunması zor bir alan deÄŸil.

Görünen o ki, Türkiye’deki hemen hemen hiç bir mimarın uluslararası olma motivasyonu yok. Gündelik hayat içinde ofisinin hayatta kalması için çabalarken mimarların yapılan projelerinin yayınlanıp tartışılacağı ortamlara açmak için bir çaba sarfedememesi anlayışla karşılanmalı belki de. Türkiye’deki hizmet sektörü ile üretim sektörüne eÅŸit uygulanan vergi yükleri tüm mimarlık ofislerinin en büyük sıkıntılarından biri. Bunun yanısıra, modernleÅŸme hareketi yapay olarak baÅŸlatılıp da yarım kalmış bir ülkede iÅŸveren-mimar iliÅŸkileri de mimarları yıpratıp enerjilerini tüketiyor. Niteliksiz inÅŸaat sektörü iÅŸçileri ile uÄŸraÅŸmak ve tüm bu ortam içinde nitelikli iÅŸler çıkartıp bunları gururla dünyayla paylaÅŸmak için hiç bir mimarın motivasyonu ve enerjisi kalmıyor anlaşılan.

Ancak mimarlık ofislerinin yürütücülerinin çalışma ÅŸekillerinde bir verimsizlik ve zamanı iyi kullanamama gibi bir sıkıntıları olduÄŸu da gözleniyor. Uzun süren verimsiz toplantılar, fazlası ile yoÄŸun elaman sirkülasyonu, çalışanlara doÄŸru iÅŸ delagasyonunun yapılamaması, yetki ve sorumluluk hiyerarÅŸisinin kurulamaması, teknik olarak yetersiz altyapı ve bilgisayar sıkıntıları mimarlık ofislerinde zamanı yiyen faktörler olarak hemen göze çarpıyor.

Durum böyle iken, Türkiye’deki mimarlar, uluslararası meslektaÅŸları hangi proje ile ilgileniyor, hangi uluslararası yarışma açılmış sonuçlanmış, hangi eleÅŸtirmen kimin binası için neler demiÅŸ gibi dünya mimarlık gündemini oluÅŸturan konulardan uzak kalıyor. En önemlisi, hızla sınırların belirsizleÅŸtiÄŸi global kültür alanında, bir iki örnek istisna olmak üzere, Türk mimarlar gitgide kendi içlerine kapanıyor, dünyadan kopuyorlar. Sonuçta, ellerine geçen yabancı mimarlık dergilerindeki projeler kopyalanacak birer örnek olmaktan öteye gidemiyor. Kendi projelerini bu dergilerde yayınlatmak gibi bir istek ise hemen hemen hiç yok. Türkiye’deki mimarlık ortamının uluslararası ortama dahil olabilmesi için, öncelikle mimarların hayatta kalma mücadelesi içinde ofislerindeki verimsizliÄŸi yok ederek sorunlarını azaltması ve uluslararası olma motivasyonunu kazanmaları gerekir. Belki bu ÅŸekilde Türkiye’deki kavruk kalmış kısır mimari ortam biraz daha zenginleÅŸebilir.Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "k", büyük harf "B", küçük harf "w", sayý 9, büyük harf "M", büyük harf "E"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız