Köşe Yazısı

Residence Konutta Birey Olmak ya da Saksıda Çiçek...

Yazan: Pınar Engincan Bol Tarih: 28 Eylül 2006
Son zamanlarda fazlaca duyar olduÄŸumuz rahat yaÅŸamın anahtarı olarak lanse edilen residence konutlarda beni tedirgin eden ÅŸeyin ne olduÄŸunu bulmakta açıkçası zorluk çekiyorum. Bu yüzden elimde bulunan örnek katalogları inceliyorum. Aslında büyük çoÄŸunluÄŸunda bir ana iri bloÄŸun bulunduÄŸu ki bu residence olan blok ile sözkonusu yerleÅŸime dahil olan diÄŸer blokların birarada yer aldıkları toplu konut yerleÅŸimi oldukları okunuyor. Ä°ri blok hem oturduÄŸu alan itibariyle hem de yüksekliÄŸi ve mimari anlamda çalışılmış olmasıyla yerleÅŸimde merkezi konumda. Alanın en güzel noktalarına bakan, en iyi tasarlanmış, en lüks yani deyim yerindeyse hizmette kusuru bulunmayan yapıları... ve sanki diÄŸer yapıları rantabl kılacak olan yapı da aslında bu..

Residence konut yerleÅŸimi sanki bir toplu konut yerleÅŸimi gibi.. “Toplu konut” modern dünyanın ürettiÄŸi, geleneksel yerleÅŸme pratiÄŸini alt-üst eden bir yerleÅŸim biçimi. Yani, hem zaman içinde geliÅŸerek oluÅŸan bir yerleÅŸim yerine yekten tasarlanan, baÅŸtan içindeki insanın yaÅŸamı kurgulanan bir sistem, hem barınma iÅŸlevine odaklanmış olmakla birlikte sosyal donatı alanlarına da sahip bir sistem ve hem de içinde istisnaları ya da farklılıkları hem yaÅŸamsal anlamda hem de arz-talep iliÅŸkisi anlamında barındırmayan bir sistem.

18. yüzyılın sonlarından itibaren toplu konut örneklerinin çoÄŸaldığını, 20. yüzyılda özellikle de son yarısında yapılı çevreye damgasını vurduÄŸunu biliyoruz. Özellikle son birkaç onyılda enformasyonun hareketlendiÄŸinin ve zaman-mekan iliÅŸkisinin aslında çöktüÄŸünün farkındayız. Buradaki gerçek soru 21. yüzyıla damgasını vuracak olan, kırılmayı yaratacak olanın birey-mekan iliÅŸkisi olup olmadığı... Residence konutların insanı ürküten boyutlarının ötesinde bu tarz üretimin -ki aslında tüketim anlamına gelmekte- ardında varlığının dışına taÅŸan bir oluÅŸuma gebe olup olmadığı...

Ä°ster toplu üretim olsun ister tekil ya da geleneksel, aslında insanın temel ihtiyacından, barınmaktan hatta daha da önemlisi biz modern insanın “özel alan”ından söz ediyoruz. Evlerimizden, aile yaÅŸantımızdan, kiÅŸisel iliÅŸkilerimizden... Konut birimlerimizde yaÅŸarken mekanımızla içsel bir baÄŸlantı kuruyor, mekana ait donatılarımıza anlamlar yüklüyoruz. Tüm gün denetimsizce algı dünyamıza girip çıkan modern dünyanın nesne ve olgularından uzaklaşıyor, beÄŸenerek, seçerek aldığımız ve görmekten mutlu olduÄŸumuz, üzerine anılarımızı yüklediÄŸimiz nesnelerimizi algılıyor ve yaÅŸamlarımızın aslında çok az bir süresinde de olsa denetim saÄŸlamış oluyoruz. Yani algı dünyamızdaki dinginliÄŸi saÄŸlamak modern insanın “özel”ini oluÅŸturması gibi birÅŸey aslında..

Tam da bu noktada, hayatımıza girmekte olan residence konutlarla mekan-birey arasındaki iliÅŸki yeniden mi tarifleniyor acaba diye düÅŸünüyor insan... Modern insanın özel alanı ile kurduÄŸu baÄŸa ait yapı taÅŸları, sanki teker teker sökülüyor da karşılığında bireyin seçim hakkı yerine rahat yaÅŸam hakkı olan bir sistem mi sunuluyor...

Öyle ki; dayalı döÅŸeli residence mekanlarında, yerleÅŸim alanının en güzel manzarasını mekanın hiçbir sorumluluÄŸunu üstlenmeden yaÅŸamanın bedeli, insanın “özel alanı”nı seçmediÄŸi kat görevlisi ile paylaÅŸması anlamına gelmesi, seçmediÄŸi eÅŸyalara benim demeye çalışması ya da belki de “özel alan”ın artık o kadar da özel olmaması mı olmalı gerçekten..

Bugün boy boy reklamları yapılan residence konutları birbirinden farklı bölgelerde, birbirlerinden çok da farklı olmayan özelliklere sahipler. Kimisi mobilyalı iken, kimisi sadece beyaz eÅŸyaya sahip mesela ya da kimisi oda servisi, oda temizliÄŸini ön plana çıkarırken, kimisi de zengin yerleÅŸim donatı alanlarını ortaya koymakta. Ama hepsinin ortak bir noktası var ki; o da çok katlı bir yapıya irili ufaklı alabildiÄŸince konut birimini yerleÅŸtirmek, rahat yaÅŸamı vadetmek ve vadedileni gerçekleÅŸtirmek için hizmet sistemini etkin kılmak..

Yani bir bireyi düÅŸününüz lütfen.. Hatta kendinizi.. Bir konut alıyorsunuz.. Bu öylesine bir konut ki varmak için örneÄŸin tam 22 kat çıkıyorsunuz... Yol boyunca güvenlik, resepsiyon, kat görevlisi gibi noktalara takılarak ilerliyorsunuz... Ä°çeri girdiÄŸinizde sizin için döÅŸenmiÅŸ bir daire. Renklerini seçerken zorlanmadınız, yerleÅŸtirirken nereye koysam diye düÅŸünmediniz mobilyalarınızı, beyaz eÅŸyanızın markasına karar vermek lüksünüz olmadı hiç... Ama yine de herÅŸey var... Hem estetik, hem kullanışlılar... Olmayan tek ÅŸey size ait kılmak için ne yapmanız gerektiÄŸine dair bir kılavuz..

DüÅŸünüyorum da aynı saksıdaki çiçeÄŸim gibi... Saksısını ben seçtim... Bahçe toprağı deÄŸil de, özel gübreli toprağı olsun istedim... Çok şık metal askılar aldım ki korkuluÄŸa astığımda rahat güneÅŸ alabilsin diye... Hem hergün de suluyorum düzenli olarak... Toprağı eksildi mi hemen ekliyorum... Her bahar toprağını da yeniliyorum... Ama o yine de saksıda çiçek... DoÄŸal ortamından koparıp bir apartmanın 4. katının balkon korkuluÄŸuna yerleÅŸtirdiÄŸim, gözüm gibi baktığım saksıda çiçek...Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "J", küçük harf "x", büyük harf "U", büyük harf "H", küçük harf "u", büyük harf "R"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız