Köşe Yazısı

Hippodamos

Yazan: Gürhan Tümer Tarih: 8 Kasım 2007

İlk Kent Plancısı
Ä°Ö VI. yüzyıl sonlarında, Anadolu’da, Miletos’ta Euryphon’un oÄŸlu olarak dünyaya gelen, Ä°Ö V. yüzyılın ikinci yarısında Ä°talya’da Thurioi’de ölen Hippodamos’a iliÅŸkin bilgilerimiz, oldukça azdır. Onu daha çok Aristoteles aracılığıyla tanıyoruz. Bu ünlü filozofun ünlü kitabı Politika’dan öÄŸrendiÄŸimize göre, Hippodamos, uzun saçları, pahalı takıları, yaz kış deÄŸiÅŸtirmediÄŸi giysileriyle biraz tuhaf bir insandı. Yine Aristoteles’e göre, bu insan doÄŸabilim uzmanı olarak anılmaktan hoÅŸlanırdı. Oysa, ona ün kazandıran, yani Hippodamos’u Hippodamos yapan, adını bugünlere taşıyan doÄŸa deÄŸildir, bir bakıma doÄŸanın karşıtı olan, doÄŸayı bozan, doÄŸayı kirleten, zaman zaman, yer yer, ölesiye öldüresiye bozan, kirleten kenttir. Ama bütün bunlar, Hippodamos’un, adı bilinen ilk kent plancısı olduÄŸu gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmez.

Hippodamos Şeması
Hippodamos Åžeması’na göre planlanmış bir kentin, bir uçtan bir uca uzayıp giden sokakları, caddeleri, birbirlerini dik açılarla keserler. Bu kesiÅŸmeler eÅŸit aralıklarla olabileceÄŸi gibi, aralıklardan biri ya da birkaçı ötekilerden daha küçük ya da daha büyük olabilir. Binalar, böyle oluÅŸan dikdörtgen ya da kare biçimli kutuların içinde inÅŸa edilirler. Böyle bir kent küçük parçalara bölünmüÅŸ bir kenttir. Bu nedenle Hippodamos’a “kentleri bölen adam” diyenler olmuÅŸtur. Bu bölmeyle ortaya çıkan ÅŸemanın bir adı da “dama tahtası” ya da “satranç tahtası”dır, çünkü böyle bölünen kentler onları andırırlar. Hippodamos Åžeması’na göre bölünen kentler, aynı zamanda ızgara biçimindedirler.

Aslına bakılırsa, bu ÅŸemanın, dört dörtlük bir ÅŸema olduÄŸunu söylemek zordur; o, biraz kaba, biraz vurdumduymaz, biraz katıdır. DeÄŸiÅŸen çevre koÅŸullarına, arazinin engebelerine pek aldırmaz, dere tepe uzar gider. Spiro Kostof ise The City Shaped- Urban Patterns and Meanings Through History adlı kitabında bu ÅŸemanın uygulanması sırasında her yolun dümdüz olmayabileceÄŸini, kimi yolların bir tepenin kıyısından dolanabileceÄŸini söyler ki, bu da, satranç ya da dama tahtasının, ızgaranın, düz çizgilerinden ödün verebilecekleri anlamına gelir.

BilindiÄŸi gibi, birçokları için, düz yol, dik açı, akılcılığı, mantıksallığı simgeler. Bu nedenle birbirlerini dik açılarla kesen düz yolların oluÅŸturduÄŸu Hippodamos Åžeması da öyle bir özelliÄŸe sahiptir. Bu nedenle Hippodamos’u Le Corbusier’ye baÄŸlamak çok da abes olmayacaktır. Halikarnas Balıkçısı’nın ÅŸu sözleri aynı inancı, Anadolu Kültürü’nü öne çıkararak yansıtmaktadır. Cevat Åžakir KabaaÄŸaçlı Ä°yonya – Anadolu baÅŸlıklı yazısında o kendine özgü üslubuyla ÅŸöyle der:

Rasyonel sayılan “fonksiyonel” ÅŸehircilik dünyada ilk kez, Ä°.Ö BeÅŸinci Yüzyıl’da Anadolu’da filizlenmiÅŸ ve geliÅŸmiÅŸtir. Ä°.Ö BeÅŸinci Yüzyıl’da Miletoslu Hippodamos fonksiyonel ya da rasyonel urbanizmi icad etmiÅŸtir[…] Anadolu’nun böyle fonksiyonel ÅŸehirciliÄŸine karşın, Hellenistan ÅŸehirleri ve özellikle Atina cambul cumbul rastgele yapılmış bir çamur evler kargaÅŸalığıydı.

Hippodamos Åžeması, Hippodamos’un adını taşımasına karşın, onun tarafından bulunmuÅŸ, ilk kez onun tarafından uygulanmış deÄŸildir. Hippodamos’tan yaklaşık 100 yıl önce yaÅŸamış olan Herodot, Babil kentinde sokakların bir bölümünün nehre paralel, bir bölümünün ise ona dik olduÄŸunu yazar. Aslında Babil’deki Hippodamos Åžeması’nın tarihi daha gerilere, Kral Hammurabi’nin egemenlik dönemine, yani Ä°.Ö. 2000’lere, bir baÅŸka deyiÅŸle Hippodamos’tan yaklaşık 1.500 yıl öncesine uzanmaktadır.

Dolayısıyla, yeryüzünde çok eskiden kalma Hippodamos Kentleri’nin yanı sıra, onlara kıyasla çok yeni olan Hippodamos Kentleri de vardır. AÅŸağıdaki bölümde bu kentlerin birkaç tanesine kısaca deÄŸineceÄŸim.

Hippodamos Kentleri
Bu deyimi, adı üstünde, Hippodamos Åžeması’na göre planlanmış olan kentleri belirtmek için kullanıyorum. Bu kentlerin sayısı hiç mi hiç az deÄŸildir, çünkü Hippodamos Åžeması, karışık karmaşık bir ÅŸema deÄŸildir. Bir sokak bir sokağı dik açıyla kesmektedir ve Hippodamos Åžeması hemen hemen tümüyle budur, bu kadardır. Bu ÅŸemanın çizilmesi de uygulanması da kolaydır; onun, baÅŸta Hippodamos’un kenti Miletos olmak üzere Ä°yon ve Yunan kentlerinin kurdukları kolonilerde çokça kullanılması bu nedenledir.

Alan M. Greaves Miletos-History adlı kitabında bu kentteki Kalabaktepe’nin yamaçlarında yürütülen yeni kazıların kentin arkaik dönemine iliÅŸkin birçok veri ortaya koyduÄŸunu ama bu veriler içinde o bölgenin Hippodamos Åžeması’na göre planlandığını gösteren hiçbir bilgi, bulunmadığını söyler. Gerçekten de Miletos, Hippodamos Åžeması’na göre Ä°.Ö. 494 yılında Persler’in kenti yakıp yıkarak gelip geçmesinden sonra planlanmıştır.

Miletos’un az ötesindeki Priene, Hippodamos Åžeması’nın tam olarak uygulandığı, bir baÅŸka örnek-kenttir. Olynthos, Rodos, Lokroi, Thurioi gibi kentler de Hippodamos Kentleri’dir.

Hippodamos Kentleri’ne Ä°ndus Vadisi’ndeki Mohenjo Daro ve Harappa’da da, Santa Domingo’da da ve Güney Amerika’nın daha baÅŸka kentlerinde, Quito’da, Lima’da da rastlıyoruz. Sonra Venedik’te deÄŸil ama, Ä°skenderiye’de, Ä°stanbul’da deÄŸil ama, New York’ta da Hippodamos ile karşılaşıyoruz.

Son olarak bir de ÅŸu: Az önce de belirttiÄŸim gibi, Ä°stanbul bir Hippodamos Kenti deÄŸildir. Ama Ayla Ödekan bir çalışmasında Selimiye Kışlası çevresinde oluÅŸan Selimiye Mahallesi’nin Ä°stanbul’da “dama tahtası” düzeninde kurulmuÅŸ bir yerleÅŸme birimi olduÄŸunu söyler.

Hippodamos’un Yitik Kitabı
Hippodamos’un kent planlaması ve yönetimi konusunda bir kitap yazdığı da bilinmektedir. Ne var ki bu yapıt günümüze ulaÅŸamamıştır, elimizde yoktur. Ama Aristoteles’in Politika’sında, Hippodamos’un o yitik kitabı ile ilgili bilgiler de bulunmaktadır.

O kitabında, 10.000 nüfuslu ütopik bir kentten söz edilir. Yazarın bu kenti oluÅŸtururken, kendini sayıların gizemine kaptırdığı ve üç sayısını önemsediÄŸi görülmektedir. Gerçekten de söz konusu kentin halkı, usta iÅŸçiler, tarımcılar, ülkeyi silahla savunanlar olmak üzere üç grupta toplanırlar. Orada toprak da üç bölüme ayrılmaktadır. Dahası, yasalar da üç çeÅŸittir. Yalnızca Yargıtay bir tanedir ve bütün davalar tıpkı çaÄŸdaÅŸ hukukta olduÄŸu gibi, bu üst mahkemeye götürülebilir. Yargıtay üyeleri seçkin yaÅŸlılardan oluÅŸur. Kitapta, yargının çalışma ve karar verme sürecindeki sorunlar ele alınır ve bir çözüm modeli ortaya konulur. Ayrıca, bu ütopik kentte, yararlı buluÅŸlar yapanlara ödüller verilir, savaÅŸta ölenlerin çocuklarının bakımı devlet tarafından üstlenilir.

Hippodamos’u EleÅŸtirmek, DeÄŸerlendirmek
Aristoteles, Hippodamos’un yukarıda kısaca özetlediÄŸim kitabının içeriÄŸini aktarmakla yetinmez, aynı zamanda onu ayrıntılı bir biçimde eleÅŸtirir. Åžu satırlar bu ünlü filozofun Politika adlı kitabından alınmıştır.

Benim ilk eleÅŸtirim yurttaÅŸların üçe bölünmesi konusunda olacak; çünkü iÅŸçiler, tarımcılar ve silah taşıyanların hepsi tam yurttaÅŸlık haklarını paylaşıyorlar; oysa çiftçilerin silahı yoktur. Ä°ÅŸçilerin toprağı da yoktur, silahı da yoktur; bu, onları silah sahibi olanların adeta uÅŸağı haline getirir. Bu durumda, devlet görevlerini ve ÅŸerefleri eÅŸit olarak paylaÅŸmaları olanaksızdır.[…] Çiftçiler yalnız kendilerini ve ailelerini besleyeceklerse devlete ne faydaları vardır? Ä°ÅŸçiler elbette zorunludur; her devlet onlara gereksinme duyar; zaten öteki ülkelerde olduÄŸu gibi, zanaatlarından elde ettikleri kazançlarla kendi kendilerine geçinebilirler.

Aristoteles, Hippodamos’un kurduÄŸu yargı düzenini de beÄŸenmez ve ÅŸöyle sürdürür eleÅŸtirilerini:

Hippodamos’un mahkemelerde verilen kararlara iliÅŸkin önerileri de bunlardan daha iyi deÄŸildir. Gerekli kararın basit bir “evet” ya da “hayır” olduÄŸu yerde bile, çeÅŸitli yargıçlar ayırımlar yapsın, nitelendirmelerde bulunsun istiyorlar. Fakat, bu, yargıcı hakeme çevirmektir. Besbelli, hakemliklerde öyle yapılır; birkaç hakem varsa, kararlarını aralarında tartışırlar. Fakat bir mahkemede bu olanak yoktur, istenilir bir ÅŸey de deÄŸildir; çoÄŸu yasamacılar yargıçların birbirlerine danışmalarını önlemeye çalışmışlardır.

[…]Devlet için yararlı bir ÅŸey bulanlara ödül verilmesi hakkındaki önerisine gelince: Böyle bir yasa, göze ve kulaÄŸa hoÅŸ geliyor, ama çok sakıncalıdır. Bu, perde arkasında dalaverelere yol açacak, bazı durumlarda da anayasal yaÅŸayışı alt üst edecektir.


Aristoteles, Hippodamos’un önerdiÄŸi devlet modelinin daha baÅŸka özelliklerine de karşı çıkar. ÖrneÄŸin ÅŸöyle der:

Sparta kadınlarına tanınan başıboÅŸluk hem anayasanın amaçlarına eriÅŸmesine, hem de ÅŸehrin mutluluÄŸu için zararlıdır.

Aristoteles, Hippodamos’a bütünüyle karşı çıkmamakta, onun bir ÅŸehir plancısı olarak kimi fikirlerini olumlu bulmaktadır. ÖrneÄŸin, Politika’nın II. Kitabının sekizinci bölümü ÅŸu sözlerle baÅŸlar:

Euryphon’un oÄŸlu Hippodamos Miletoslu’ydu. Edimsel olarak bir anayasa düzeni kurmaya çalışanlar bir yana bırakılırsa, “En iyi devlet” üstüne ilk konuÅŸan odur. Åžehirleri, semtleri ayırmayı o bulmuÅŸ ve Peiraieus’un (Pire) sokak planını yapmıştır.

Lewis Mumford ise, geniÅŸ kapsamlı kitabı The City in History’de , Hippodamos’un asıl baÅŸarısının, bir kentin fiziksel yapısıyla, toplumsal yapısı arasında sıkı bir iliÅŸkinin varolduÄŸunun, kent plancısının, günlük sorunları çözmenin ötesinde, uzun vadeli çalışmalar gerçekleÅŸtirmesi gerektiÄŸinin bilincine varması olduÄŸunu söyler.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "f", büyük harf "W", büyük harf "F", sayý iki, büyük harf "F", sayý beþ

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız