Köşe Yazısı

Lara Bölgesi’nin Antalya’nın KentleÅŸmesindeki Rolü

Yazan: Pınar Engincan Bol Tarih: 29 Kasım 2007

Bugün kentlerimiz hızlı bir geliÅŸim süreci yaÅŸamaktadırlar. Bir yandan kırsal alanların yapılaÅŸmaya açılmasıyla büyürlerken, bir yandan da yapılı alanlar yenilenmekte ve deÄŸiÅŸmektedirler. Süregelen bu kentleÅŸme sürecinde özellikle “imar plan deÄŸiÅŸiklikleri” ile yaratılan yeni kentsel alanların kentin dengeli geliÅŸmesini ne kadar saÄŸladığı, saÄŸlıklı ve kaliteli bir çevrenin ne ölçüde yaratılabildiÄŸi ve özellikle de kentin kimliÄŸini oluÅŸturan öÄŸelerin ne düzeyde korunabildiÄŸi ve geliÅŸtirilebildiÄŸi önem kazanmaktadır.

BilindiÄŸi gibi, imar planlarının ve daha sonraki aÅŸamalarda yapılan deÄŸiÅŸikliklerin gerçek amacı bir beldeyi geliÅŸtirmek iken, gelinen noktada sadece yollar, bulvarlar açmak, var olan kent dokusunu daha yoÄŸun bir yapılaÅŸmaya dönüÅŸtürmek amacı için birer araç haline gelmiÅŸlerdir. Elbette ki planlama yol, bulvar vb. oluÅŸum ve deÄŸiÅŸimleri de beraberinde getirmekle birlikte kent kimliÄŸini koruyarak ve geliÅŸtirerek, gerek mekansal organizasyon gerekse de kentin kimliÄŸini sürdürülebilirliÄŸi anlamında yapılı çevrenin üretilmesi sürecini yönlendirmesi ve denetleyebilmesi gerekmektedir.

Ä°mar plan deÄŸiÅŸikliÄŸini ÅŸehir plancısı YeÅŸim Altın “mevcut yerel fiziksel planın bütünlüÄŸünü, sürekliliÄŸini, teknik ve sosyal donatı dengesini bozmayacak ÅŸekilde ulaşım sisteminde ya da kentsel donatıların yerleÅŸimi, büyüklüÄŸü ve yoÄŸunluÄŸunda yapılan deÄŸiÅŸikliklerdir” olarak tanımlamıştır. Bu açıdan bakıldığında imar planlarında yapılan deÄŸiÅŸiklikler aslında düzenleme yapan idari iÅŸlemlerdir. Ä°mar planı deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılabilmesi için bazı temel koÅŸulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Åžöyle ki; plan deÄŸiÅŸikliklerinin bir gerekçeye dayanması, kamu yararına uygunluk ilkesi ve yapılacak olan deÄŸiÅŸiklikle bütünlüÄŸün bozulmaması temel koÅŸullardır. Türk imar mevzuatında, sosyal ve teknik altyapı ile ilgili deÄŸiÅŸiklikler; yoÄŸunluk artırımı, yol geniÅŸlikleri ya da yön deÄŸiÅŸiklikleri ve bir alanın kullanımına iliÅŸkin deÄŸiÅŸiklikler olmak üzere dört tip plan deÄŸiÅŸikliÄŸi tarif edilmiÅŸtir (Altın, Türk, 2005).

Özellikle de 1985 yılında yürürlüÄŸe girmiÅŸ olan 3194 sayılı imar kanunuyla imar planlarını yapma, yaptırma, deÄŸiÅŸtirme ve onama yetkileri belediyelere verilmiÅŸtir. Bu tarihten itibaren imar planlarında yapılan deÄŸiÅŸikliklerin arttığı bilinmektedir.

Bu noktadan hareketle, Antalya özelinde yapılmış olan bu çalışmada, Antalya – Lara Bölgesi’nin alınan planlama kararları ve yapılan imar plan deÄŸiÅŸiklikleri baz alınarak, hem turizm hem de konut yapılaÅŸması ile kazandığı yeni çehresinin –kentin geliÅŸim aksı olması sıfatıyla– kentleÅŸmedeki rolü ve sonuçları irdelenmeye çalışılmıştır. Çalışma genelinde gerek kentte gerekse bölge özelinde yapılmış olan imar plan çalışmaları kentin ve özellikle de Lara Bölgesi’nin bugününü iyi okuyabilmek adına kronolojik bir sıra içinde verilmeye çalışılmıştır.

Antalya’nın kentsel geliÅŸiminde özellikle imar plan çalışmalarının verdiÄŸi yön oldukça önemli olmuÅŸtur. 1950 sonrasında her ne kadar göç almış ve diÄŸer tüm göç alan kentlerimiz gibi gecekondu sorunu ile karşılaÅŸmış olsa da bugün Antalya’nın ve özellikle de Lara Bölgesi’nin yaÅŸadığı sorunlar yapılan imar plan çalışmalarına ve süreçte alınan deÄŸiÅŸim kararlarına baÄŸlıdır. Bu açıdan, bildiri kapsamında ilk olarak Antalya’nın kentleÅŸme süreci özellikle imar planları ve deÄŸiÅŸiklikleri baÄŸlamında incelenmiÅŸtir.

Bir sonraki aÅŸama olarak Lara Bölgesi imar planları merkez olmak üzere, ÅŸu ana kadar yapılmış olan uygulamalara da yer vererek bugün nasıl bir çehreye kavuÅŸtuÄŸu açıklanmıştır. Zira, artık Lara Bölgesi yalnızca bir konut yerleÅŸim alanı deÄŸil, aynı zamanda bir ucu kent merkezine, diÄŸer ucu ise geniÅŸ turizm alanlarına ve turistik tesislere ulaÅŸan bir aks, ikincil bir merkez olmuÅŸtur. Söz konusu ikincil merkez, Lara kıyı yerleÅŸimini, iç kısımlara yayarak Lara Bölgesini bütünüyle kapsar hale gelmiÅŸtir. Öyle ki; henüz yapılaÅŸmanın yeni ama hızla baÅŸladığı bir bölgesinden –Eski Lara Yolu paralelinde– Özgürlük Bulvarı olarak anılan bir yol geçirilmiÅŸtir. Böylece bulvarın varlığından önceki dönemlerinde seracılığın yaygın olduÄŸu tarım alanı bugün artık semt içinde ikincil bir merkezi hat olma yolundadır. Bu yeni bulvar ile tartışılması gereken baÅŸlıca konu kentin geliÅŸiminde önemli bir role sahip olan bölgenin özellikle doÄŸal kimliÄŸinin yok sayılması ve bu anlamda tarım geçmiÅŸinin de giderek yok edilmesi ile hiç ÅŸüphesiz ki sürekli olarak yapılan parselasyon çalışmalarının yapılaÅŸmaya kazandırdığı ivmenin Antalya’nın kentsel geliÅŸimine verdiÄŸi yöndür.

Dolayısıyla, Lara Bölgesi’nin geliÅŸimi kentin kentleÅŸme sürecine paralel bir geliÅŸim izlemiÅŸ, Antalya’nın genelinde yapılmış olan imar plan çalışmaları bölgeye de ana kararlar anlamında yön vermiÅŸtir. Bu nedenle, kentle ve özellikle de bölge ile ilgili yerel yönetimlerce hem yapılmış hem de sürdürülmekte olan planlama çalışmaları ile sürmekte olan uygulamalar, çalışmanın ana eksenini belirlemiÅŸtir.

Antalya’nın KentleÅŸme Süreci
Eski liman (bugünkü yat limanı) çevresinde kurulmuÅŸ olan Antalya, 1950’li yıllara kadar tarımsal bir hinterlandın merkezi olan, ekonomisi ağırlıkla ticaret ve hizmet sektörlerine dayanan bir kıyı kenti iken, 1950 sonrasında hızlanan göç ve yaÅŸanan nüfus artışı ile dönüÅŸüm ve deÄŸiÅŸimlere uÄŸramıştır (Mimarlar Odası, 2004).

Antalya’nın geliÅŸim sürecini baÅŸlıca beÅŸ dönemde tanımlamak mümkündür. Bu dönemler; 1923 öncesi; Cumhuriyet’ten önceki Antalya, 1923-1950 dönemi; tarımsal hiterlandın ticaret, hizmet ve yönetsel merkezi, 1950-1970 dönemi; göçle gelen nüfus artışı, kamu yatırımlarına dayanan sanayileÅŸme ve deÄŸiÅŸimin baÅŸlangıçı, 1970-1985 dönemi; göç, nüfus artışı ve gecekondulaÅŸma, kentin planlanmasına yönelik yeni arayışlar, 1985 sonrası dönem; tarım ve sanayiye dayalı geliÅŸmeden, turizm geliÅŸmesine dayalı ticaret ve kültür kenti fonksiyonlarına dönüÅŸ ve kentte kültür, spor, ticaret ve hizmetlerde uzmanlaÅŸmaya yöneliÅŸ olarak özetlenebilir (Mimarlar Odası, 2004).

Yürütülen Ä°mar Plan Çalışmaları
1950 yılından günümüze kadar kentte üç kez imar planı çalışması yapılmıştır. Ä°lk imar planı 1957 yılında Ä°ller Bankası tarafından hazırlanmış, Ä°mar Ä°skân Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Bu plan Kaleiçi ile Bahçelievler, Yenikapı ve Åžarampol ile sınırlı kalmıştır. Planlama aÅŸamasında kentin özellikleri göz önüne alınmamış, kent yazların uzun ve sıcak geçtiÄŸi bir kıyı yerleÅŸiminden çok bir kara kenti gibi planlanmıştır. Konyaaltı Caddesi’nde inÅŸa edilmiÅŸ olan sekiz katlı binaların her biri bu planın birer sonucudur (Esengil, 1995).

1965 yılında planın yenilenmesine karar verilmiÅŸ, 1969 yılında baÅŸlanan ancak 1973 yılında durdurulan bu plan çalışması özel bir büro tarafından yürütülmüÅŸtür. 1977 yılında nazım imar plan çalışmaları baÅŸlatılmış, 1980 yılında onaylanmış ve yürürlüÄŸe girmiÅŸtir. Söz konusu çalışma sırasında kentin geliÅŸimi öngörülememiÅŸ, arsa spekülasyonu disiplin altına alınmak yerine teÅŸvik edici kararlar getirilerek Antalya’nın bugünkü durumuna zemin oluÅŸturulmuÅŸtur. YerleÅŸmeye uygun, tarımsal niteliÄŸi olmayan araziler dururken, kentin geliÅŸimi adına özgün kent dokusu zarar görmüÅŸ ve narenciye bahçeleri yok edilmiÅŸtir. Öyle ki; 1994 yılında yapılmaya baÅŸlanan son imar plan çalışmalarına kadar mevcut plana lejant maddeleri ekleyerek devam eden “kentleÅŸme” aslında 15 yıl içinde kentin büyük bölümünün yıkılması ve yeniden yapılmasıyla “kentin geliÅŸimi”nden çok kent kimliÄŸinin yok edilmesini tariflemektedir. 1997 yılında tamamlanan son imar planı çalışmaları da güncel sorun ve baskılara cevap veren uygulamalardan daha fazlasını gerçekleÅŸtirememiÅŸtir. Bunun en iyi örneÄŸini bu tarihte uygulamaya giren 1/25 000 ve 1/5000 nazım imar planlarının, 8 ay içinde deÄŸiÅŸiklik baskılarının yapılması oluÅŸturmaktadır (Esengil, 1998).

Özellikle de 3194 sayılı imar kanun, Antalya ve Lara kıyı bandında bilimsel verilerden uzak kararlar alınmasına ve uygulanmasına yaramıştır. Bu sürecin sonucu olarak, kent bugün yoÄŸun ve çarpık bir yapılaÅŸma ile karşı karşıyadır. Sözkonusu yapılı çevre yapısal kirlilik boyutuna ulaÅŸmış, kentin narenciye bahçeleri hiç kalmamış, hatta sıra tarım arazilerine gelmiÅŸtir. Bu kirlilik sadece bitki örtüsünü, kentin açık alanlarını ve özgün dokusunu deÄŸil, aynı zamanda da havasını, güneÅŸini, doÄŸal manzarasını ve kent görünümünü de yok etmektedir.

Lara Bölgesi’nin Planlanma Süreci
Antalya’nın doÄŸusunda kumsal ve kayalık olmak üzere iki farklı özellikteki doÄŸa yapısına sahip olan Lara, bir kıyı bölgesidir. Bir yandan “Lara Kumsal Bölgesi”, kıyı ÅŸeridinin bazı kısımlarındaki kumsallık alanları diÄŸer yandan da “Lara Falez Bölgesi” denizden deÄŸiÅŸen yüksekliklerdeki falezleri ve koyları bünyesinde barındırarak arkasındaki Kundu Bölgesi ile birleÅŸmektedir (Mimarlar Odası, 1996).

Lara Ä°mar Planı kent planı içinde önemli bir bölgeyi oluÅŸturmaktadır. Antalya’nın 1979 yılına ait kıyı kullanımı kararları, korumacı bir yaklaşım sergileyerek kentin derinlemesine geniÅŸlemesini amaçlamış ve bu nedenle de tüm kıyıyı yalnızca turizm ve rekreasyon kullanımına açılmıştır. 1980 yılında onanan 1/5000 ölçekli Antalya Nazım Ä°mar Planında Lara Falez Bölgesi’nde yaklaşık 8,5 km uzunluÄŸunda 150 m. eninde bir kıyı bandı “DoÄŸal Sit Alanı” ilan edilmiÅŸ, planlama çalışması bu amaca uygun olarak yürütülmüÅŸtür. Bandın ilk bölümü halka açık alanlar (yeÅŸil alanlar, plaj tesisleri vb.), ikinci bölümü ise kıyı kullanımını arttırabilmek için turistik tesislere ve daha gerisindeki bölgede de konut alanlarına ayrılmıştır. Konut bölgesinin gerisinde de tarımsal karakteri korunacak alan bulunmaktadır.

Ancak 1985 yılında yapılan imar plan deÄŸiÅŸiklikleri sadece bu bölgenin deÄŸil, tüm Antalya kent makro formunu etkileyen kararlar almıştır. Eski ve yeni plan kararları karşılaÅŸtırıldığında önemli iki nokta dikkati çekmektedir.

Bunlardan birincisi; eski planda tarımsal karakteri korunacak yerleÅŸim alanları iskana açılarak, plan hedefleri ve kentin makro formu verilen bu kararla büyük deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸramıştır (Esengil, 1995). Antalya kenti nazım imar planı sentez raporunda verilen iki önemli karar aslında yapılmış olan plan deÄŸiÅŸikliÄŸi ile çeliÅŸkilidir. Söz konusu kararlardan bir tanesi “arazi başına kentleÅŸme maliyetini minimize, sosyal faydasını maksimize eden optimal bir kent formunun elde edilmesi”, diÄŸeri ise “kenti doÄŸudan çevreleyen tarım alanlarının niteliÄŸinin korunması”dır. Oysa planda tarımsal karakteri korunacak alanlar % 80 gibi yüksek bir emsalle ve geniÅŸ bir band halinde iskâna açılmış, kentin bu yönde büyümesine neden olmuÅŸtur. Kentin geliÅŸim aksının zengin tarım potansiyeline sahip bölgelere kaydırılmasının temelde hatalı bir yaklaşım olmasının yanı sıra yapılan plan deÄŸiÅŸikliÄŸi aslında planın bütünlüÄŸünü bozmuÅŸtur. Ayrıca planlama sonrasında iskâna açılan alanlarında gerisinde kalan tarım alanları üzerinde iskana açma baskısı artmış, Lara Bölgesinin doÄŸal özelliklerinin yitirilmesi süreci baÅŸlamıştır.

Ä°kinci önemli deÄŸiÅŸiklik kararı ise; Lara kıyı bandının kullanım anlayışında meydana gelen deÄŸiÅŸikliktir. Eski planda deniz kıyısında yeÅŸil alan ve gerisinde turistik tesisler yer almakta iken, yeni planda turistik tesislerin deniz ile birebir iliÅŸkisinin bulunmasının gerekliliÄŸi fikri üzerinden yeÅŸil alanların bir kısmı yok edilmiÅŸ, turistik tesislerin aralarına sıkıştırılmıştır.

Ayrıca, 1983–84 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı bu fikri savunan yeni bir turizm yatırım politikası yürüterek “DoÄŸal Sit Alanı” sınırının Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulunca 150m.’den 35 m.’ye indirilmesini saÄŸlamıştır. Böylece yeni kent duvarları örülmeye baÅŸlanmıştır. Uygulamada ortaya çıkan yapı yoÄŸunluÄŸu süreçte rahatsızlık yaratmış, ancak Kıyı Komisyonu tarafınca yapılan çalışmalar doÄŸrultusunda her ne kadar belediye olumlu bir adım atarak, doÄŸal sit sınırını 60 m.’ye çıkarmış olsa da yöneticilerden gelen baskılara dayanamayan meclis, kararı 15 gün sonra yeni bir karar ile iptal etmiÅŸtir (Mimarlar Odası, 1996). Böylece, önceden turistik tesislerin arkasında yer alan konut alanlarının kıyı bandına talebi kıyıda ayrılmış yeÅŸil alanlarla saÄŸlanırken, bir yandan azalan rekreasyon alanları, diÄŸer yandan iskana açılan tarım alanları sahil kullanımı konusunda daha çok baskı yapar hale gelmiÅŸtir.

1980 yılında onanla planda kıyıda yer alan bu kumsal alan halkın yararlanabileceÄŸi plaj tesisleri, kumsal gerisindeki ormanlar ise çadırlı kamp alanları olarak önerilmiÅŸtir. Ancak 1984 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Lara Kumsal Bölgesi “Lara Turizm Bölgesi” olarak ilan edilmiÅŸ ve “Turizm Alanı” statüsü kazanmıştır. Böylece, 1986 yılında yapılan planlama çalışmaları Bakanlığın belirlediÄŸi ilkeler doÄŸrultusunda daha çok yatak kapasitesine ulaÅŸma baÄŸlamında yürütülmüÅŸtür (Mimarlar Odası, 1996).

Sonuç olarak, 1985–1995 yılları arasında denebilir ki; Antalya Belediyesi’nin gündemini rutin iÅŸleri dışında plan tadilatları oluÅŸturmuÅŸtur. Lara kıyı bandında yapılan diÄŸer imar plan deÄŸiÅŸikliklerine kısaca deÄŸinmek gerekirse; 

- Subasman kotunun deÄŸiÅŸtirilmesi: Lara imar planında konutlarda +0.50 m ve turistik tesislerde +1.00 m olan subasman kotu +2.50 m’ye çıkarılmış, bu kotun altında kalan 1. bodrum katının iskan edilmesine karar verilmiÅŸtir.
- Kapalı çıkmalar ile merdiven alanları inÅŸaat alanı hesabı dışında bırakılmıştır. 
- Lara kıyı bandında parsellerde kullanım biçimleri deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir. Bazı konut alanları turistik tesise yönelik alanlara dönüÅŸtürülürken, bazı turistik tesis alanları konut alanlarına dönüÅŸtürülmüÅŸtür. 
- Turistik tesis alanlarına bir yatak katı ilavesi yapılmıştır.

Yapılan bu imar deÄŸiÅŸikliklerinin yanı sıra yol kotları tespit edilmeden inÅŸaatlar baÅŸlamış, yol kotları inÅŸaatın başında tahmini verilen parsellerde sonuç 2 katlı olması gereken yapıların 5 kata çıkabilmesi olmuÅŸtur.

2000’li yıllara gelindiÄŸinde yaÅŸanan odur ki; Lara Falez Bölgesi’nden iç kısımlarına doÄŸru verilen yeni yapılaÅŸma izinleri ve yürütülen parselasyon ve imar çalışmaları ile Lara Bölgesi hızla yapılaÅŸmakta, yerel yönetimce yürütülen altyapı çalışmaları ile de yüreklenmektedir.

Elbette hızla geliÅŸen böylesi bir bölgede bölge içindeki alanları gerek birbirleriyle ve gerekse de kent merkeziyle birleÅŸmesini saÄŸlamak kentin bütünlüÄŸü açısından önem taşımaktadır. Ancak var olan eski ulaşım aÄŸları üzerinden yürütülmesi daha olası bir çalışmanın yerine, alanları öncelikle birbirlerine baÄŸlayan ve birbirine baÄŸlanan ve giderek yapılaÅŸma ile bütünleÅŸmeye baÅŸlayan bu alanları (Lara Kumsal Bölgesi ve/veya Kundu Bölgesi – Lara Falez Bölgesi) bölgesel olarak kent merkezine taşıyan yeni bir bulvar, eski tarım alanlarının ortasından geçirilerek oluÅŸturulmuÅŸtur. 2000’li yılların başında etrafı tarım arazileri ile dolu olan yapılaÅŸmanın tek tük görüldüÄŸü sadece basit bir asfalt yoldan ibaret olan Özgürlük Bulvarı, bugün artık üzerinde alış-veriÅŸ merkezleri, kolejler açılan, giderek daha çok yapılaÅŸan ve yoÄŸunlaÅŸan bir hat haline gelmiÅŸtir.

Lara Bölgesi ile ilgili olarak alınmış olan ikincil bir kent merkezi oluÅŸturma kararı bu aksın varlığından da okunmaktadır. Söz konusu aks henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, Düden Çayı’na kadar ulaÅŸan ve ulaÅŸtığı noktaya kadar da yapılaÅŸan bir süreç izlemiÅŸtir. Ä°leride “turizm bölgesi” – kent merkezi baÄŸlantı yoluna baÄŸlanacak olan Bulvar Lara Bölgesi’nde rantın konuÅŸulduÄŸu yeni bir alan olmuÅŸtur. Çevresinde hızla iskana açılan tarım alanları yüksek bloklarla ÅŸimdiden yok olmaya baÅŸlamıştır.

Sonuç Yerine; Bölgenin KentleÅŸmedeki Rolü ve GeliÅŸiminin DeÄŸerlendirilmesi
Lara Bölgesi Antalya’nın kentleÅŸmesinde ve geliÅŸiminde çok önemli bir role özellikleri nedeniyle sahiptir. Bu özellikler; 
- Kent merkezine en yakın turizm bölgesidir. 
- Kente havayolu ile gelen tüm turistlerin karşılandığı bölgedir. 
- Lara kıyı bandını kentin tüm sahil ÅŸeridinden ayıran çok önemli bir doÄŸal güzelliÄŸe sahiptir ki; o da falezlerdir. 
- DoÄŸru deÄŸerlendirilebildiÄŸinde aslında kentin sürdürülebilirliÄŸi ve ekolojik dengesinin korunabileceÄŸi ve yeniden oluÅŸturulabileceÄŸi bir noktasında hala varlığını sürdürmeye çalışan tarım alanları ile durmaktadır.

Ancak kentleÅŸme sorunlarını derinden yaÅŸamış bir bölge olarak yoÄŸun yapılaÅŸması nedeni ile bugün turizm merkezi olma özelliÄŸini giderek yitirmektedir. Turizmin en önemli unsurlarından bir olan doÄŸal güzelliklerini koruyamamakta ve giderek, yeÅŸil alanlarını, tarım arazilerini ve onunla birlikte üretimini ve falezlerini kaybetmektedir.

Antalya 1970’li yılların sonlarından itibaren Türkiye’nin turizm metropolü olma sürecine girmiÅŸtir. Ancak 3194 sayılı imar yasası ile imar planlarının yapılma, deÄŸiÅŸtirme ve onama yetkilerinin Belediyelere verilmesi ve belediye meclislerini denetleyen daha üst bir mercinin bulunmaması görülmektedir ki; imar planlarını bilimsel ve teknik kural ile gerekçelerden uzaklaÅŸtırmıştır. Böylece bir turizm kenti olarak planlanması ve kimliÄŸini koruması gereken Antalya, bu özelliÄŸi göz önüne alınmadan herhangi bir kent gibi planlanmıştır. Yapı yoÄŸunluÄŸu ve kat adetleri çeÅŸitli kararlarla arttırılırken kentsel ve sosyal altyapı donatılarına gereken önem verilmemiÅŸtir.

Oysa, özellikle Lara Bölgesi’nin önemi turizm açısından ele alınmalı, deÄŸerlendirilmeli ve buna göre planlanmalı idi. Zira, turizm kentin geleneksel kimliÄŸinin korunması, tarihi ve doÄŸal çevrenin sürdürülebilir kılınmasıyla geliÅŸtirilebilir. Bu açıdan yaklaşıldığında, bölgedeki tarım alanlarının iskâna açılmasının turizme ne denli zarar verdiÄŸi görülmektedir. Bölgedeki yerel halk yerleÅŸimi terk ederken, çok deÄŸerli tarım arazileri yüksek bloklarla dolmaktadır. Bunun sonucu olarak da bölgeye gelen turist, bölgenin bölgesel ve otantik özellikleri ile birlikte olamamakta, mevcut tesisler yiyecek ihtiyaçlarını yakın çevreden karşılayamamakta, yiyecek girdileri artmaktadır. Ayrıca, turizm tesislerinin hemen arkasında yoÄŸun bir kentli nüfusun varlığı doÄŸal kaynakların ve denizin kirlenmesini hızlandırmaktadır (Esengil, 1995).

Bölgenin konut yapımına açılması bir yandan kıyı bandının en önemli özelliÄŸi olan falezleri bozarken bir yandan da bölgenin görünümü giderek kent içi bir görünüme dönüÅŸmektedir. Böylece, bölgeye ait turistik tesisler tatil turizmi yerine kent içi otelleri iÅŸlevini yüklenmektedirler(Esengil, 1995).

Yapılan sürekli imar plan tadilatları ile iskâna açılan yeni tarım alanlarının kent merkezi ve bölge ile bütünleÅŸmesi amacıyla yeni bulvarlara yollara ihtiyaç duymakta, bunlar karşılanmaya çalışılırken iskâna açılmamış alanlar üzerinde iskan baskısı giderek yoÄŸunlaÅŸmaktadır.

Gelinen noktada Antalya’nın kentleÅŸmesinde çok önemli bir yere sahip olan Lara Bölgesi her yeni imar plan deÄŸiÅŸikliÄŸi kararıyla biraz daha herhangi bir kentin herhangi bir bölgesi olmaktadır. Sonuç olarak; gelecekte gerçek bir turizm kenti olabilmesi için bölgenin ve Antalya’nın öneminin kavranması, yapılan plan tadilatlarının kentin ve bölgenin kimliÄŸine katkıda bulunacak ÅŸekilde oluÅŸturulmaları, geç kalınmış koruma kararlarının ve bölgenin bundan sonra daha fazla yoÄŸunlaÅŸmaması için gerekli önlemlerin yerel yönetimce acilen alınması gerekmektedir.

Referanslar
Altın, Y., Türk, Åž.Åž., 2005. “Ä°stanbul Metropoliten Alanında Ä°mar Planı DeÄŸiÅŸiklikleri ile Ä°lgili Bir Analiz”, 29th of Symposium – Planlamada Yeni Politika ve Stratejiler – for 8 November World Urbanism Day, ITU and Chamber of Urban Planners, Turkey, pp. 485-499.
Chamber of Architects, 1996. Antalya Kıyı Yerleşmeleri Planlama yapılanma Kullanma ve Sorunlar, Chamber of Architects, Antalya, pp. 60-107.
Chamber of Architects, 2004. 50 Yılda Antalya’da Planlama-KentleÅŸme ve Mimarlar Odası, Chamber of Architects, Antalya, pp. 42-48.
Esengil, N., 1995. Kent Planlama AÅŸamasında Yerel Yönetimlerin Turizme Etkileri; Antalya ÖrneÄŸi Lara Kıyı Bandında Bir AraÅŸtırma. Master’s Thesis, Institute of Social Science, Akdeniz University, Turkey.
Esengil, R., 1998. “Antalya’nın Son Dönem Mekansal OluÅŸumu ile Geleneksel Kent KimliÄŸindeki DeÄŸiÅŸim”, Sanatsal Mozaik, 32(3), pp. 48-51.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

8-10 Ekim 2007 tarihleri arasında Kıbrıs, Gazimagusa’da DoÄŸu Akdeniz Üniversitesi tarafından gerçekleÅŸtirilen Uluslararası Gazimagusa sempozyumu- Medi3ology’de sunulmuÅŸ ve sempozyum kitabında yayınlanmış bildiridir.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "H", küçük harf "e", sayý sekiz, büyük harf "T", sayý yedi, büyük harf "D"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız