Mekan deÄŸiÅŸtirdikçe yaÅŸamımı sürdürdüÄŸüm ortamı deÄŸerlendirmem daha kolay oluyor. Yurtdışı seyahatlerimde "Dünya nereye gidiyor ve ben bu geliÅŸim içinde neredeyim?" diye sorgulama fırsatını buluyorum.
Bu yaz sıkıştırılmış bir süre içinde Roma, Londra ve Miami'de bulundum. Belki de çoÄŸumuzun ziyaret ettiÄŸi ama fazla egzotik saymadığı bu kentlerdeki son deÄŸiÅŸimler dikkatimi çekti. Hepimizin yaptığı gibi, bende diÄŸer kentlerde gördüÄŸüm yaÅŸamları Türkiye'deki yaÅŸamımızla mukayese etmekten kendimi alamadım. Aramızdaki yaÅŸam farklılığının, sadece ekonomiden kaynaklanmadığını, öncelikle deÄŸiÅŸik toplumsal tercihlerimizin yansıması olduÄŸunu düÅŸünmeye baÅŸladım.
Mesela, günümüzün Romalıları yaÅŸam tarzlarında bazı kesin tercihler yapmışlar. Kent içinde çoÄŸunlukla "Mini" veya "Smart" gibi küçük ama kaliteli tasarlanmış otoları kullanırken, çok sade ve şık giyiniyorlar. Küçük porsiyonlu "gurme" özel yemekleri acelesiz ve zevkle yiyorlar. İtalyanlar bilinçli bir tercihle tüketimlerini sınırlayıp kalitesini yükseltmiÅŸler. Yüksek kaliteyi yansıtan detaylara önem vermeleri tabiatıyla mimarilerine de yansımış. Roma içindeki mevcut tarihi yapılar titizlikle korunurken yeni yapılar, kitle ve ölçek olarak, çevreleriyle uyumlu ama ayrıntılarında çaÄŸdaÅŸ ve modern. Roma'nın kent mimarisi, geçmiÅŸiyle barışık insanların, çaÄŸdaÅŸ yaÅŸama verdiÄŸi önemi yansıtıyor.
Londra, New York ve Hong Kong ölçeÄŸinde bir dünya kenti olmuÅŸ. "London Eye" döner dolabından tüm kente bakınca, Londra'nın geleneksel siluetinin birçok yeni kuleyle delindiÄŸi görünüyor.
Foster'in yeni kulesi "Gherkin" (Salatalık) çevresindeki kent dokusuyla uyum saÄŸlamayı reddediyor.
Hemen yanındaki, rafineri görüntülü, "Lolyd's of London" binası kadar bile çevresiyle barışık deÄŸil. Londra çaÄŸdaÅŸ yapılarını tarihi kent dokusunun içine, kontrast yaratacak ÅŸekilde, "cesurca" yerleÅŸtiriyor. Kentin kozmopolit nüfusu bu ölçeÄŸi ve bu yoÄŸunluÄŸu kabul edebiliyor. Bu liberal hoÅŸgörü İngiliz monarÅŸi düzeninin parlamenter demokrasi içinde barınabilmesini andırıyor.
BahsettiÄŸim diÄŸer iki kentle mukayese edilince, Miami'nin adeta yapılaÅŸma patlaması geçirdiÄŸi fark ediliyor. Bir çok ABD kentlerinde olduÄŸu gibi, tüketimin hacmi hızlı deÄŸiÅŸimi körüklüyor.
Her ÅŸeyin daha yenisi, daha büyüÄŸü ve daha hızlısı sorgulanmadan tercih ediliyor.
Kentin güneyinde 1930'lardan kalan "South Beach" sanal bir eÄŸlence bölgesi olarak korunurken, bunun yanında, kuzey sahildeki yeni devasa gökdelenlerin mimari kalitesi ve ölçeÄŸi İstanbul Maslak'taki kuleleri aratıyor. Miami arkasına bakmadan geleceÄŸe doÄŸru koÅŸuyor. İki asırda, koca Kuzey Amerika kıtasını, Atlantik'ten Pasifik Okyanus'una kadar ıslah eden bir toplumun geleceÄŸe iyimser bakması tartışılmaz görünüyor.
Roma, Londra ve Miami kentleri aralarındaki yaÅŸam farkları ÅŸöyle özetlenebilir: Romalılar geçmiÅŸi geleceÄŸe entegre eden bir kent yaÅŸamı tercih ediyorlar; Londralılar geçmiÅŸ ve gelecek arasındaki kontrastı kabul ederek, her ikisinden de taviz vermeyen bir tutum sergiliyorlar; Miamililer kent yaÅŸamlarında sadece geleceÄŸi önemseyip yakın geçmiÅŸlerini sanal olarak korumakla yetiniyorlar.
Gezimin sonunda İstanbul'a döndüÄŸümde, bizim toplumsal yaÅŸam tercihleri yapmadığımızı fark etmeye baÅŸladım. Ne yazık ki İstanbul, Roma gibi tarihi kent dokusunu koruyamıyor; Londra gibi, mevcut kent dokusu içinde yüksek katlı ve uyumlu bir yoÄŸunlaÅŸmayı beceremiyor; ve Miami gibi, cesurca, tereddütsüz geleceÄŸin mimarisini inÅŸaa edemiyor. Kent karakteri, kentlilerin toplumsal tercihlerini belirlemesiyle yapılaşır ve olgunlaşır diye düÅŸünüyorum.
Biz toplum olarak yaÅŸam tercihlerimizi yapmadığımız için mimari tasarım hedeflerimizi belirlemekte zorlanıyoruz. Bilim ve teknik alanlarındaki geri kalmışlığın ÅŸaÅŸkınlığı ve paniÄŸi içinde kendi yaÅŸam kalitemizi önemsemeden materyal zenginliÄŸe eriÅŸmeye çalışıyoruz. Böylece sürekli ötekilerini kopyalamaya mecbur kalıp tasarımda kısırlaşıyoruz. YaÅŸamımızda tercihler yapmamızı teÅŸvik etmek amacıyla aÅŸağıda iki ayrı görsel liste hazırladım. Kontrastları vurgulamak için "A" ve "B" listelerini kutuplaÅŸtırarak abarttım. İki listede aynı kullanım amaçları olan nesneler deÄŸiÅŸik tercihlerle tasarlanmışlar. Bu listeyi geniÅŸletmeniz mümkündür.
Liste A
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye de üretilen tasarımlara bakınca toplum olarak iki liste arasında kararsız kalmış görünüyoruz. İstanbul da üçüncü köprünün hala gündemde kalmasıyla BeyoÄŸlu'nda "Fransız Sokağı" uygulamasını dengesiz tercihler olarak algılıyorum.Konuyla İlgili LinklerYazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin