Tokyo günümüzde Dünya’daki en futuristik ÅŸehirlerinden biri olarak anılıyor. Bu bir gerçek, Odaiba gibi yapay adalarda, son moda ticari bina ya da Roppongi gibi yatırımcılar tarafından inÅŸa edilen iÅŸ merkezlerinde “gelecek”i görebiliriz.
Öyleyse, eski Tokyo nerede? Osmanlı zamanındaki İstanbul gibi ahÅŸap Tokyo kurulduÄŸu 1603 yılından beri pek çok yangın geçirdi. Özellikle, Büyük Deprem, 1923 yılındaki yangın ve 1945 yılındaki Amerikan bombardımanı ÅŸehrin tamamını harap etti. Tokyo’da 100 senelik bina bile bulmak mümkün deÄŸil.
Ancak, bu sıkıntılar hiçbir zaman ÅŸehrin tarihini ya da doÄŸasını tamamen silemedi. Modern öncesi dönemde kast sistemine (samuray döneminden yapılan bir mahalle sistemi) göre yapılan bölgeleme hala iyi korunmuÅŸ durumda. Feodal lord ya da yüksek makamdan çalışanların arsaları devlet binaları, üniversite ya da yabancı büyükelçilikleri gibi “modern” alanlara dönüÅŸtürüldü. 1877 yılından kurulan Tokyo Üniversitesi Japonya’nın kuzeyinden Maeda Ailesi’nin arsası, evlerinin kapısı üzerine ve eski günleri hatırlatan havuzun üzerine kuruldu. Hiçbir ÅŸey kalmamasına raÄŸmen, hatıra ve ÅŸehrin strüktürü kalmış durumda.
DiÄŸer yandan, bölgedeki normal mahallerde baÅŸka bir durum söz konusu. İnsanların günlük yaÅŸantılarına devam ettikleri bu mahallerde modern öncesi dönemin nostaljik izlerini görmek mümkün. Bu evler kendilerini sürekli bir ÅŸekilde yenilediler ve tek binalar mimarlık tarihçileri tarafından kurtarılmak için yeteri kadar “tarihi” bulunmuyorlar. Ancak, bu evlerin arka sokaklarına göz attığımızda kuÅŸak kuÅŸak yaÅŸayanları hissedebiliyoruz. Dar geçitleri ile geleneksel “nagaya”lar ya da sıra evler ile orjinal binalar yenilendi ve çoÄŸunun biçimleri korundu.
Kesinlikle, araçların giremediÄŸi dar sokakları ile bu karışık mahalleler belediye ve kent plancıları tarafından “tehlikeli” ya da “modern olmayan” bölgeler olarak anılıyor. GeniÅŸ bulvarlara ya da betonarme yüksek binalara açılan pek çok dar-kör sokaklarında diÄŸer modern öncesi ÅŸehirlerin modernleÅŸme sürecini görebiliriz. aÅŸağıdaki fotoÄŸrafta görülebildiÄŸi gibi, Tokyo’da yeni ve eski; yüksek ve alçak; betonarme ve ahÅŸap birbiriyle savaÅŸ halinde.
Elbette ki, insanlar tarihi eserlerin korunması için fazlasıyla bir dikkat göstermeli. Dünya Mirası’na kayıt konusundaki son patlama korumanın geçerli olduÄŸunu gösteriyor. Ancak, tarihi binaların olmadığı tarihi mahalleler, korumak için yeterli görülmüyor. Hükümeti bu mahalleleri olduÄŸu gibi bırakmaları konusunda ikna etmek için, bu bölgeleri binaların fiziksel yaÅŸlanması dışında herhangi bir deÄŸerlendirme yöntemi var mı?