Köşe Yazısı

Mimari Proje Yarışmalarında Ödül Almanın Yolları (Garantili)

Yazan: Ahmet Turan Köksal Tarih: 30 Ekim 2008

Ä°ÅŸte büyük hizmetimiz. Sormayın, çok iddialıyız. Garantiyi nasıl veriyorsunuz diye sorarsanız; hemen belirtelim, bu yazıyı ÅŸimdiye kadar katıldığı ortaklı mimari proje yarışmalarında en iyi derecesi ikincilik olan, yani hiç birinci olamamış ve ayrıca tek başına müellifi olduÄŸu yarışmalarda ödül alamamış bir mimar yazıyor. O yüzden benim yaptıklarımın ve düÅŸündüklerimin tam tersini yaparsanız kesin ödül alırsınız. Ä°ÅŸte size en hasından garanti.

AÅŸağıdaki maddeler akıldan ilk geçenler ya da olması gereken, istenen durumlar. Ama açıklamasında gerçekte olanların eleÅŸtirilerini –belki biraz kara mizah kullanarak- sunmaya çabaladık. Yarışmada ödül almak çok önemli deÄŸil belki ama olması gerekenlerin olmadığını görmek, çalışmalarınızı yönlendirmeniz açısından önemlidir.

Bu kadar olumsuz düÅŸünmeme raÄŸmen, ben hala ÅŸartların böyle geliÅŸmeyeceÄŸini düÅŸünüyor, her yarışmada iyi niyetle ve sıfırdan baÅŸlıyorum.

Tabii ki ödülü garantileyen çok iddialı bir baÅŸlık oldu ama ÅŸaka yollu verdiÄŸimiz bu baÅŸlıktan sonra maddeleri okuyunca çoÄŸu kiÅŸi bana hak verecek, hatta azıcık gülümseyerek “Benim de aklıma gelmiÅŸti” diyecek biliyorum…

Ülkemizde mimari tasarımı teÅŸvik edici yarışmalar oldukça fazladır.

Ne yazık deÄŸil. Kolaylıkla yarışma açılmaz. Hele hele kamu sektöründe oldukça azdır. Ülkemizdeki yapı üretimi (kriz öncesi dikkate alınırsa) oldukça fazladır. Üretilen mimari projelerin birçoÄŸunun çoktan seçmeli olması beklenir ama deÄŸildir. Bazı mimari bürolar çok iÅŸ alırlar. Bu bürolar çok iyi iÅŸ çıkarmasalar ya da önceki projeleri aynen taklit etseler hatta kendilerini aynen taklit etseler dahi hala iyi iÅŸ, çok iÅŸ alırlar. Ä°ÅŸ alamayanlar ne kadar yetkin olsalar bile yine iÅŸ alamazlar. Çünkü iÅŸverenler onları bilmez. Bilemez.

Kısacası tasarlamak ve tasarımlarını uygulatmak için yeni bir büronun ve adı duyulmamış ya da genç mimarların doÄŸru dürüst ÅŸansları yoktur. Ancak bir belediye baÅŸkanı akrabaları olmalı ya da çevreleri olmalıdır. Yarışmaların bu “tanıdık” ya da “çevre” torpilini gereksiz kılacak önemli bir yeteneÄŸi ortaya koyma olanağı sunduÄŸu hep göz ardı edilir.

Biraz açılım yapalım.

Kamu kuruluÅŸları yarışmaları destekler düzenler.

Ä°lgisi yok efendim. Ä°lk örnek belediyeler. Belediye baÅŸkanı tanıdığı eÅŸe dosta ya da istediÄŸini yapacak bir mimarı veya grubu zaten elinin altında tutuyordur. Yarışma yapıp herkesin tasarım olgusuyla özgürce iÅŸe ortak olmasına ne gerek var. Bir de ya belediye baÅŸkanı beÄŸenmezse. BaÅŸkanın muhakkak hoÅŸuna gitmeli. Belediye baÅŸkanı kendini bir de Türk Mimarisi’ni kurtarma gönüllüsü olarak görüyorsa, yarışma denen olgu daha baÅŸtan ters kaçar. Onun tanıdığı her zaman en iyisini, yani kendisinin istediÄŸini yapar. Bazen bu tür iÅŸ vermeler “verdim gitti, size ne” ÅŸeklinde, herhangi bir kanuna tabi deÄŸilken, bazen ihale ile halledilmektedir. Ä°hale ile tasarım yarptırmak, çok iyi bir yöntem midir? Bir mimari proje için kim az teklif verirse o müellif olmaktadır. Burası ÅŸaşırtıcı. Ä°yi bir mimari büro bir iÅŸ için fiyatını belirlemiÅŸken, ondan daha az teklif verdi diye belki de daha vasıfsız büronun iÅŸi alması mümkündür bu ÅŸekilde.

Kısacası kamu kuruluÅŸları ve belediyeler genelde yarışmaları desteklemez ve düzenlemezler. Ä°ÅŸlerine de gelmez.

Kamu kuruluÅŸu örneÄŸin bir belediye. Ve beldesine bir anıt yaptıracak. Bunu yarışma ile yaptırmazsa ne olur?

Åžöyle olur:

Keçiören’deki Saat Kulesi. Arkitera’daki haberden:

“Keçiören’in simgeleri arasına Saat Kulesi de eklendi. Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan 30 metre yüksekliÄŸindeki saat kulesinin üzerine Sivas’ın DivriÄŸi ilçesindeki tarihi Ulu Cami ile DarüÅŸÅŸifa yapılarındaki motifler iÅŸlendi.

Åželaleleri, Estergon Kalesi ve teleferiÄŸi ile tanınan Ankara’nın Keçiören ilçesine, belediye tarafından yaptırılan saat kulesi, Ä°zmir’deki tarihi saat kulesine benzerliÄŸi ile dikkat çekiyor.” 

Peki, söz konusu mükemmel ve bir o kadar da “özgün!” tasarımı kim yapmıştır. AÅŸağıda yapan firmanın web sitesindeki kendileri için yazdıkları “tanıtımları” var.


















Keçiören Belediyesi de bu mükemmel çalışmayı iki adet yeni mezun iç mimar arkadaşımıza vermiÅŸ. Yarışma düzenlemeye gerek duymamış. Çünkü zaten Belediye BaÅŸkanı tüm binaların cephelerini “imzalamadan” inÅŸaat ruhsatı vermiyor. Evet, Belediye BaÅŸkanı bizzat tahsis (pardon tashih) yapıyor ve imza atıyor. Daha kolay ve zahmetiz olan yöntem; 2007 yılının ilk çeyreÄŸinde mezun olan arkadaÅŸlarımıza, 2008'in ilk çeyreÄŸinde iÅŸ yaptırmak hem de anıtsal bir iÅŸ.

“H&E Dizayn Åžirketi” ismindeki “Dizayn ÅŸirketi” ibaresi hakkında oldukça fazla düÅŸündüm. “Åžirket”, hem de “dizayn” bak bak. “Tasarım”ın esamesi yoksa ne olmuÅŸ, “dizayn” var. YaÅŸasın “dizayn”.

Gençlerin önemli iÅŸler yapmasına karşı deÄŸilim hatta isterim de ama bu türden kiÅŸiliksiz, kopya, yaratıcılıktan yoksun bir tasarımın çıkması ve iÅŸin sorgusuz sualsiz “direkt” tahsis edilmesi, belediyenin Türk Mimarisi’nin koruması ve kollaması olarak gösterilmektedir. Zavallı Türk Mimarisi’ni kollamak bu büyük düÅŸünür belediye baÅŸkanımıza kalmış ve “kollama” nasıl yapılmış iÅŸte size örnek.

ArkadaÅŸları, mezun olmadan bir yıl önce “dizayn ÅŸirketi” kurdukları için ve mezun olduktan bir yıl sonra Ä°zmir’deki saat kulesinden kopya çıkarmayı becerebildikleri için tebrik ediyor konuya geçiyoruz.

Yarışma açıldığında hemen herkesin haberi olur.

Ne yazık ki olmayabilir. Öncelikle yarışmaya girecek bir kiÅŸi uyanık olmalıdır. Ya da bazı web sitelerini takip etmelidir. Öyle yarışmalar için özel bir dergi bir portal ya da web sitesi yoktur. Mimarlar Odası sadece yarışmalar için özel bir site yapmayı düÅŸünmez. GereÄŸi yoktur.

Yarışmaya girmek, proje vermek oldukça kolaydır.

Tüm olumsuzluklara raÄŸmen yarışma açıldı. Hemen koÅŸa koÅŸa yarışmaya girebileceÄŸinizi düÅŸünebilirsiniz. Hayır, önünüzde uzun ve çok çalışma gerektiren bir süreç var. Ekibinizin oldukça iyi olması ÅŸarttır öncelikle. “Bir iÅŸ yapıyorum ondan maddi gelirim var, yanında da yarışma devam ediyor” demek pek kolay olmuyor. Yapan kiÅŸiler var ama bilirim ki o kadar kolay deÄŸil.

Yarışmada öncelikle tasarım ekibi eskizler yapar durur. Çalışma maketleri yapılır. Zor kararlar alınır. Mimari ekip sanki projeleri yarın uygulanacakmış gibi çaba sarfeder. Sorumluluk alır. Bu oldukça meÅŸakkatli bir durumdur. Tek başına giriyorsanız nispeten tek karar verici siz olursunuz ama o da yetkinlik ister, disiplin ister. Program en ince ayrıntısına kadar özümsenir.

Yarışmalar maddi ve manevi olarak hele ülkemiz ÅŸartlarında ortalama bir mimar için oldukça zorlayıcıdır. EÄŸer kazancınız devamlı ve düzenli deÄŸilse, bir yarışmaya girmek kredi kartınızın ödenmesinde büyük delikler açar. Çok çalışıp ancak ve ancak 4-5 ayda delikleri kapatabilirsiniz.

Yarışmalarda ekip kurmak kolaydır.

Yarışmalarda bazen öyle bir ÅŸartname gelir ki, mimar, inÅŸaat mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi, peyzaj mimarı, heykeltıraÅŸ, kent plancısı, akustik uzmanı ve daha bilemediÄŸimiz bir sürü uzman hem de imzasıyla istenmektedir. Ä°ÅŸin komiÄŸi bazen ÅŸartnamede geçen bu uzman ÅŸartlarını jüri unutur. Belki de unutmaz ama daha kötüsü o kadar uzman istediÄŸi halde seçtiÄŸi projede bunların esamesi okunmaz. Kendi kendisi ile çeliÅŸir.

Sonra haydi bu uzmanları buldunuz. Bunlar sizin gibi fedakârlık yapmak zorunda mıdır? Onların imzaları ve uzmanlık görüÅŸleri deÄŸerli deÄŸil midir? Bunları maddi yönden karşılamak ekip başı için kolay bir iÅŸ midir? Ä°stenen raporların çoÄŸunun, ekipteki bir mimar tarafından oradan buradan alınmış bilgilerle yazıldığı ve eÅŸ dosttan oda sicil numaraları istenip yazıldığını bilmeyen var mıdır?

Bir uzmandan yardım almak tabii ki önemli ve gereklidir. Zaten uzmandan yardım alanla, almayan bir olur mu? Jüri bunu sonuçta fark edemiyorsa ve sonuca etkisini ortaya koyamıyorsa, tüm bunların ÅŸart koÅŸulması hatta bazen abartılması gerekli midir?

Yarışmalara girmek için ÅŸartnameler olsun, genel kurallar olsun kolaylıklar saÄŸlanır, teÅŸviklerde bulunulur.

Olur mu canım öyle ÅŸey. Yarışmaya girmek zor olmalıdır. Öyle herkesin harcı deÄŸildir. Åžartnameleri almak için illa ÅŸartnameleri veren yere bizzat gitmek gerekir. Verilen yer ile ilgisi olmayan bir bankaya üç satırlık ismi olan bir hesaba para yatırılır. Banka bazen saat 15:00’dan sonra bu iÅŸi yapmaz. Diyelim ki yaptı. Siz bu dekontu alıp ÅŸartname alacağınız yere koÅŸturursunuz. Eh, fotokopisi yoktur. Onu halledersiniz. Sonra parasını verip ÅŸartnameyi alabilirsiniz.

Yarışmaya giren ve devamlı bu ÅŸekilde çalışan firmalara vergi indiriminden, mesleki kredilendirmeye kadar teÅŸvikler edilebilir. Ya da ben nasıl bir rüya görüyorumdur?

Mimarlar Odası yarışma düzenler.

Yok düzenlemez. Hatta düzenlediÄŸinde gün gelir ödül de vermeyebilir. Bunun için Oda’yı mahkemeye vermek gereklidir. Mahkeme sonucunda kazandığınız ödülü alabilirsiniz. Sonra Oda kendi bülteninde üyelerine, “Kazananın uygulama projesi için çok para istediÄŸi için ödülünü veremedik” yazar.

Oda, bulunduÄŸu kentte nasıl bir çarpık durum varsa hemen bu konu hakkında bir yarışma düzenlemelidir. Üyesinden böylece daha doÄŸru fikri alabilir.

Kamuoyu, mimarların neler düÅŸündüÄŸünü, içinde “emekçi, rant, sömürü, kapitalizm, yaÄŸma, sermaye” gibi laflarla dolu, öncekinin aynısı olduÄŸu için kimsenin artık pek takmadığı basın bültenleri ile deÄŸil de mimarın asıl iÅŸi olan alternatif PROJE ve MÄ°MARÄ° TASARIMLAR ile görse daha iyi olmaz mı? Evet bu tür kelimeler doÄŸru olabilir, haksız kazanç saÄŸlamak için kentlerimiz yukarıdaki kelimelerin kullanılabileceÄŸi durumlara sokulmuÅŸ olabilir ama daha iyi proje ortaya koymak bizim iÅŸimiz. Siyasi parti gibi basın bültenleri yayınlamak deÄŸil. Hem bu üretim için yarışma düzenlenmiÅŸ olur ve Oda’nın üyeleri de bu yarışmalarla beslenir geliÅŸir.

Her önüne gelen ÅŸeye itiraz etmek yerine yarışma ile çözüm üretmiÅŸ olur. Oda sadece karşı olma iÅŸini mahkemeye verip avukatlarla çözmek yerine kendi üyesinin fikriyle, yaratıcı çözümler bularak cevap vermelidir. “Oda her ÅŸeye karşı” derken karşı olduÄŸu ÅŸeylerin başında yarışma düzenlemek olmamalıdır.

Mimarlar Odası yarışma düzenlemek isteyen kurum ve kuruluÅŸlara önayak olur. Bürokrasiyi hafifletir.

Ne yazık Mimarlar Odası baÅŸlı başına bir bürokratik kurumdur. Ne kadar çok belge yazı, damgalı mühürlü iÅŸ güç varsa yapar yaptırır. Her ÅŸey kâğıt üzerinde olmalı damgalanmalı yetkili tarafından imzalanmalıdır. Sonra bunlar arÅŸivlenir saklanır. “Kâğıtsız çalışma” denen bir ÅŸeyden Oda habersizdir.

Mimarlar Odası’na yarışma düzenlemek için bir firmanın baÅŸvurması, sonucu çok iyi olmayacak kadar bürokratik iÅŸlerle uÄŸraÅŸmasına sebeptir. Hatta Oda yetkilileri firmayı azarlayabilirler. Ne kadar saygılı olursa olsun, sonunda Oda yetkilileri firmanın “KeÅŸke böyle bir iÅŸe kalkışmasaydık” demesine sebep olabilirler.

Oda, firmaları yarışma düzenlemeye ikna edici çalışmalar yapmaz. Yapanları teÅŸvik etmez. Ayrıca bu tür yarışma düzenleyenlerden para talep edebilir.

Onlar da yarışma ile çoktan seçmeli bir sonuca ulaÅŸmak istiyorlarsa kendileri kapalı yarışma düzenlerler ve Oda ile uÄŸraÅŸmazlar. Oda’nın yarışmayı teÅŸvik edici bir unsuru olmadığını onlar da görmüÅŸlerdir.

Mimarlar Odası, yarışmaya katılan üyelerini yarışma sürecinde cesaretlendirir. Üyeler odalarına yarışma sürecinde gidip araÅŸtırma geliÅŸtirme yapar veya toplantılarla bilgilenirler.

Evet, üyeler odalarına yarışmaya hazırlanma sürecinde muhakkak uÄŸrarlar. Ama toplantılara katılıp yarışma sürecinde bilgilenmek için deÄŸil. Mimarlar Odası kayıtlarının olup olmadığını, meslekten men cezası alıp almadığı ve daha önemlisi ODA’YA BORCUNUN OLUP OLMADIÄžINI belgelemek için. Oda bu yarışmaları, aidatları faizleri ile toparlama olarak görür.

Yarışmaya her mimar katılsın. Yarışma sonrasında zarflar açıldığında Oda’dan raportörlük bu belgeleri istesin. EÄŸer katılımcının borcu varsa zaten ödül sayesinde bunu öder. Zaten mimar deÄŸilse elenir gider. Bu kadar basit.

Ülkemizde herkese açık yarışma sayısı, kapalı yarışma sayısından fazladır.

DoÄŸru bir önerme deÄŸildir. Kapalı yarışma sayısı bir aralar, herkese açık yarışma sayısından fazlaydı. Herkese açık yarışmalar teÅŸvik edilmezse sadece kapalı yarışmayı düzenleyenlerin ve onlara katılanların haberi olur. EÄŸer uygulanan projenin bir yarışma projesiyle ortaya konduÄŸu açıklanmazsa biz böyle bir yarışmadan haberdar dahi olamayız. DiÄŸer yandan Türkiye’nin mimari yarışma hafızası da bu ÅŸekilde kaybolup gider, belgelenmez, arÅŸivlenmez ve sonradan faydalanılamaz.

Ülkemizde düzenlenen her kapalı yarışma, yetkin mimarlık olgusunun kazanılmasına olumsuz etkisi olan, iÅŸ ve tasarım yapma hakkı adaletsizliÄŸini doÄŸurur. Oda ve diÄŸer mimarlık merkezleri, kapalı yarışma yerine açık yarışma yapmayı, yaptırmayı ilke edinmelidir.

Yarışmanın genel olarak ne aÅŸamaya geldiÄŸini web sitesinden takip ederek öÄŸrenebiliriz.

Yoktur öyle bir site. Ancak söylenti ve dedikodularla öÄŸrenebiliriz. Genelde yarışmaların bir web siteleri yoktur. Yarışmanın duyurusu ve ÅŸartnamenin bir bölümünün çekilebildiÄŸi bir web linki olabilir ama bu yarışmanın web sitesi olmasına yeter bir durum deÄŸildir. Zavallı yarışmacılar, yarışma ile ilgili haber alabilmek için, belediyelerin o ÅŸahane web sitelerinin görüntüleme sayılarını attırıp dururlar. Böylece, baÅŸkanın ne zaman yaÅŸlılar yurduna gidip el öptüÄŸünü ya da yeni çöp arabalarının resimlerini ezberlerler.

Ancak forumlardan o da forumu kullananların bilgiyi paylaÅŸma istekleri doÄŸrultusunda bilgi edinebilirler. Kullanıcılar da ilk kulaklarına geleni samimiyetle yazdıklarından, kulaktan kulaÄŸa oynarmış gibi bir sürü doÄŸru olmayan bilgi ortalıkta dolaşır.
Åžöyle sadece yarışma için alınmış bir alan adı olsa, haydi vazgeçtim sadece bu yarışma için bir sayfa açılsa, raportörlerden tutun yarışma üyeleri hakkında kısa özgeçmiÅŸlerden, yarışmayla ilgili tüm verilere ulaşılsa. Harita, dwg, ve tüm fotoÄŸraflar dahil. Ayrıca diyelim ki teknik bir sorun var. Haritacının verdiÄŸi NetCad dosyası açılmadı ya da eksik açıldı filan. Bir katılımcı bunu gördü düzeltti. (Katılımcılarda canavar çocuklar var, isterlerse Google Earth’tan yeniden harita çıkartırlar.) Bunun hemen diÄŸer kiÅŸilere de aktarılması gerekir. Adil bir ortam olmalı.

Sonra bu web sitesinde, baskı ya da fotoblok istenmiÅŸse çeÅŸitli ÅŸehirlerde yarışmacılara indirim yapacak baskı merkezlerinin isimleri olur. Åžuraya giden, ÅŸu yarışmanın katılımcılarına %xx indirim gibi. Güncel bilgiye ulaşılması ve katılımcının, bu yarışmayı “Ortaya koyduk, alan alır, almayan kaçar gider” ÅŸeklinde bir tavır yerine “Bizim gibi bu yarışma ile yatıp kalkan birileri varmış bize, biz talep etmeden bilgi veriyorlar” diye mutlu oluruz. Evet, biri beni çimdiklesin.

Sonra, jüri toplandı mı? Ne zaman ne kadar sürdü. Bunların gün gün yazılması hoÅŸ olmaz mıydı? Yani böyle bir site parçacığı -hatta bırakın blog bile olur- yapmak, çok mu zor. Kapatılmazsa biz de oraya baksak faydalansak. Haydi o olmadı, yarışmanın forumlarda geçen konularına müdahil olsalar artık ona bile razıyız.

Åžartname herkese açıktır, ÅŸartname satın almayanlar da ulaÅŸabilir ve inceleyebilirler.

DeÄŸildir. Parasız olur mu bu iÅŸ. Åžaka yollu, ÅŸartname ile gelen paranın genel harcamaların yanında dikkate alınmayacak bir meblaÄŸ topladığını biliyorum. Ama ÅŸu iÅŸin bu kadar bürokratik olmasına ne gerek var ki. Åžartname proje teslim edilirken de satın alınabilir olmalı. Åžartname tam takım olarak yukarıda bahsettiÄŸim web sitesinde yayınlanmalıdır. Hem de teknik açıdan düzeltilmiÅŸ hali ile.

Åžartnameyi görüp ona göre satın almak isteriz. Ä°cabında anlamadığımız halde karpuzu bile pat pat vura vura alıyoruz.

Mimari proje yarışmalarında Raportörlük çok önemli bir kurumdur.

DeÄŸildir. Aslında raportör pek bir ÅŸeye karışamaz genelde. Tabii bunun sayesinde pek de fazla sorumluluk da almaz. ÖrneÄŸin yarışma ortaya çıkar ama jüriden kimse ortalıkta yoktur. Bütün soruları, bütün dertleri raportörler çeker. Ancak onlar da belirli bir zamandan sonra yanlış yönlendirme yapmamak için kendilerini geri çekerler.

Raportörler yeri gelir o koca paftaları, o koca maketleri oradan buraya taşımak, kırılmamalarını saÄŸlamakla yükümlüdürler. Ancak yarışmayı düzenleyen de, jüri de bunu pek dikkate almayabilir.

Aslında raportör, daha jüri toplanmadan tüm paftaları ve gelen projeleri irdeler, yarışma dışı kalması kesin bazı ibareler taşıyanları belirler, kararını verir ve jüri çalışmaya baÅŸlamadan raporunu verir.

Hatta jüri çalışmalarında, jüri üyelerinden gözünden kaçmış bir durum varsa uyanık olmalı, hemen müdahalede bulunmalıdır. Eh, jüri yaÅŸ ortalaması 55’ten yukarı olabilir. Raportör, gözden kaçırmaları fark edip yarışmanın adil olmasını saÄŸlamakla yükümlüdür. Yani raportörlük getir götür iÅŸi deÄŸil, jürinin iskeletidir. Hatta öÄŸrencilerden ve isteklilerden oluÅŸan ön raportörlük olmalı. Fiziki iÅŸleri onlar yapmalı, raporlarını asıl raportörlüÄŸe vermeli sonra daha yetkili ve tecrübeli kiÅŸiler raportör olmalıdır.

Bilinmelidir ki, raportörler ilerinin jüri üyeleridir.

Yarışmalarda 3 boyutlu sunum çok önemlidir. Ä°yi sunumu olan kesin kazanır.

Jüri isterse önemli deÄŸildir. Bazen jüri garip bir ÅŸekilde 3 boyutlu modelleme istemez. Plan, kesit ve görünüÅŸle ve maketle projeyi anlamak ister. Sebebini tahmin edebiliyoruz ancak. Tahminimizce, çok cafcaflı sunumlarla iyiyi kötüden ayıramamak endiÅŸesi olsa gerek. Ä°yi de bu zaten jürinin görevi deÄŸil midir? EÄŸer jüri 3 boyutlu sunumlardan etkilenecekse, daha baÅŸtan kendi kendisine hakaret etmiyor mu?

Ä°steyen istediÄŸi ÅŸekilde sunumunu yapabilmelidir. Bir ara da sadece siyah beyaz olacak dendi. Neden? Bilinmiyor. Daha doÄŸrusu mutlaka kendilerince bir sebepleri vardır, jüri kendisi yapamıyor ya da kullanmıyor diye “Ben anlamam öyle alengirli iÅŸlerden” demek mi istiyor. Ya da bu nasıl bir adil olma çabasıdır bilinmez.

Sonrasında durum fena oluyor. Buna raÄŸmen 3 boyutlu modelleme yapan ve sunan katılımcıların elenmesi gerekli. Bunu yaptığı için jüri, katılımcıları elerse iÅŸini ne kadar da kolaylaÅŸtırır. Bakılması gereken proje sayısı hemen azalacaktır. O zaman ne ÅŸahane bir yarışma ve seçim olur deÄŸil mi?

Yok elemezse diÄŸerleri “Madem öyle biz de yapardık” diyecekler. Jüri böylece daha baÅŸtan kendisine kelepçe takmış oluyor. Olmaz canım demeyin oluyor vallahi.

Åžartname çok önemlidir. Åžartnamedeki ÅŸartlara uymayanlar elenebilirler.

Ä°ÅŸte birkaç parça kağıt. Hele hele son yarışmalarda hiç dikkate alınmıyor.

Yarışmanın arsasını büyütecek bir durumu ÅŸartname kesin bir dille, “orayı kullanmayın” diye belirtirken, yarışmanın seçileni bir güzel kullanmış ve yayılmış olabilir. DiÄŸer yarışmacılar itiraz edince de “Eh siz de kullansaydınız” denmiÅŸtir. Olur böyle ÅŸeyler.

BaÅŸka bir örnek, ÅŸartnamenin neredeyse yarısı bir cami tasarlanmasını isterken, hatta yarışmacıların 1/200 planlar için “kesinlikle cami ve seçtikleri baÅŸka bir yer” diye yol gösterirken, jüri aslında “Bu proje cami projesi deÄŸil ki” diyerek ÅŸartnamede yazılanları okumadığını göstermiÅŸtir. Madem hiç önemi yoktu, bir binanın ikinci katında bir salon da camiden sayılacaktı, neden 1/200 istediniz, ÅŸartnamede bir sayfada buna yer ayırdınız deyince, “Düzelir düzelir” cevabı verilebilmiÅŸtir.

Olur böyle ÅŸeyler.

Siz yine de ÅŸartnameyi pek takmayın. Kendinizi ÅŸartnamede yazanlar için paralamayın.

Åžartnameleri Jüri hazırlar.

Bu muallakta kalan bir durumdur. Yani ÅŸartnameleri jüri o kadar kolay delebilmekte ve ÅŸartnameye uygun olmayan projeleri fütursuzca seçmektedir ki, “Bu ÅŸartnameyi jüri yazmamış” tahmini yapılmakta. Hatta belli ki ÅŸartnameyi yapanlar jüri üyeleri ile takışmış da jüri o yüzden inadına ÅŸartnameyi yok sayanı seçmiÅŸ bile dediÄŸimiz oluyor.

DoÄŸrusu ve beklenen ÅŸartnamenin jüri tarafından hazırlanmasıdır. Hatta ÅŸartnamenin hazırlanması, gelen projelerin seçilmesi çalışmasından daha zor bir süreç olmalı. Jüri toplanıp ÅŸartnameyi hazırlarken araziyi kafasında canlandırmalı, yarışmacılardan gelecek projeleri tahayyül etmeli hatta diÄŸer taraftan bakıp, soruların nereden geleceÄŸini kestirip, anlaşılır olması için daha gelemeden sorunun cevabını vermeli. DediÄŸimiz gibi iyi bir ÅŸartname, tekrarı olmayan az soru sorulan ÅŸartnamedir.

Belki ÅŸartnamenin raportör tarafından hazırlandığı bir yarışmaya sezon açıldıktan sonra takımın başına getirilen -tabii bunun için hiçbir taahhüdü olmayan- teknik direktör gibi jüri üyesi hatta baÅŸkanı seçildiÄŸi durumlar olabilir.

Raportörlere ulaÅŸmak çok kolaydır. Her türlü iletiÅŸim aracı ile baÄŸlantı kurulur hızlı ve güvenilir bilgi hemen alınır.

Raportörlere ancak telefonla ulaşılabilir. Önceden de dediÄŸimiz gibi bu bütünüyle raportör arkadaÅŸların insafına kalmış bir ÅŸeydir. Bazen raportörler çok sert ve bilgi vermek istemeyen kiÅŸiler olabilirler. Sadece telefonla ulaşılabilirler ama ulaşılmak da istemezler.

Belirtmeden geçemeyeceÄŸim, raportörü telefona çıktığına piÅŸman edecek katılımcılar da vardır. Her ÅŸeyi sorup dururlar. Bazen katılımcılar da raportörü arama iÅŸini abartabilirler.

Ama genelde raportörlerin bilmediÄŸi ve karar veremediÄŸi çok ÅŸey vardır. Jüriden kimseyi hemencecik bulamazlar, soruları cevaplayamazlar. Yine raportörlerin verdikleri cevaplar sonradan jüri tarafından onaylanmayabilir. Kısacası raportörün yetkileri ve sorumlulukları çok kesin olarak belirlenmemiÅŸtir. Soru-cevaplar dışında jüriye ulaÅŸmak mümkün deÄŸildir.

Yarışmalarda soru-cevap oldukça önemlidir. Dikkatle incelenmelidir. Ayrıca soru-cevaplar ne kadar fazla ise o kadar faydalı olur.

Çok önemli olmayabilir bu soru-cevaplar. Genelde çok uzun ve tekrarlardan oluÅŸurlar. Cevaplar da genelde 7. veya 8. sorudan sonra. “Bakınız cevap-2” ÅŸeklindedir. Hatta bazen cevaplarda yazanın sinirlendiÄŸini anlarsınız. “Bu sorular elektronik ortamda ya da faks ile geliyor yahu, soran kiÅŸi önceden sorulduÄŸunu bilse aynı ÅŸeyi sorar mı?” diye düÅŸünmeden aynı soruya azarlar vaziyette cevap verildiÄŸini de gördük.

Sorular ne kadar az ise o kadar anlaşılır bir ÅŸartname yazılmış demektir. Çok tekrarın olması ise yarışmacının ilk ama ilk aklına gelen ve ÅŸartnamenin ilk akla gelecek soruyu düÅŸünememiÅŸ olduÄŸunu gösterir.

Yarışmacılar jüriyi sayar ve severler. Jüride bulunmak kolay iÅŸtir.

Ne yazık öyle deÄŸil. Jürinin üzerine çok gidilir. Ödül alamayanlar da ödül alıp birinci olamayanlar da bir fikir sahibidir. Jüri olmak yarışmacı olmaktan kesinlikle daha zordur.

Jüri de bunu bilmelidir. Bazen jüriye -olmasa çok iyi olur- olmadık ithamlarda da bulunabilirler. Yok ÅŸunu bilerek seçtin, ÅŸunu kayırdın gibi. Jüri bu tür heyecanlı gençlerin olacağını da bilmelidir.

Kolokyumda sert bir soru geldiÄŸinde “Ben elli yıllık mimarım, ÅŸöyleyim böyleyim” demesi sorunun cevabı deÄŸildir. Jüri olmak kolay deÄŸildir. Oradaki herkes aylar boyu çalışmış maddi manevi olarak hırpalanmıştır. “Yaptığın da olmamış” denen biri, daha kabul edilebilir cevaplar bekler.

Herkes projesinin inceliklerini jürinin görüp görmediÄŸini merak eder. Ya da bir dahaki yarışmada ne eksiÄŸi var onu görmek ister. Jüri tecrübelerini aktarmak için oradadır. Yoksa bir sarsılmaz otorite olduÄŸunu göstermek için deÄŸil.

Jüri, kolokyumda soru soran herkesi “Kazanamadı da o yüzden” olarak görmemelidir. Yanlışlarının ya da görmediÄŸi yerler olduÄŸunun kabulünü de bilmelidir. EÄŸer zor geliyorsa jüri üyesi olmamalıdır.

Mimari proje yarışmalarında jüriyi tanımak önemsizdir…

Hayır, çok önemlidir. Aman yanlış anlaşılma olmasın, jüriyi tanıma derken torpil ya da yolsuzluktan bahsetmiyorum. Jüriyi tanımak, jürinin nasıl bir karara yatkın olacağını bilmek ve ona göre davranmak üstünlüÄŸünden bahsediyorum.

Tabii arada sırada proje içinde ufak tefek, haber uçurmalar olabilir. Bunlar örneÄŸin bir projede ödül almış tasarımın, alakasız baÅŸka bir proje için simetriÄŸinin alınması farklılığı ile sunulması ile de olabilir, sadece bir kiÅŸinin kullandığı bilinen garip terimlerle de olabilir. Bunları bilemeyiz. Kimseyi de suçlayamayız. Bu jürinin etik tutumuna baÄŸlıdır.

Bir profesör ya da büro sahibi mimar jürideyse, onun asistanları ya da eski çalışanları o yarışmaya girmeyi uygun görmezler!!!

Ayrıca jüri baÅŸkanının jüri heyetine olan etkisi ve kararın sonlandırılmasındaki tutumunu bilmek ve ona göre oynamak da önemlidir. EÄŸer çok etkili bir jüri baÅŸkanı varsa onu düÅŸünüp, tüm önceki yarışmalardaki kararlarını ve onun binalarını irdeleyip projeye azıcık katmak katıştırmak da önemlidir.

Mimari proje yarışmalarında jüri, önceden yarışma kazanmış ve jürilik konusunda deneyimli kiÅŸilerden oluÅŸur. YaÅŸ ortalaması jüride ne kadar yüksekse o kadar iyi karar verilir.

Hayır, yaÅŸ ortalaması yükseldikçe ya da jüri baÅŸkanı genelde kuvvetli bir isimse jürinin sonucuna etkisi artar. Jürinin genç ve baÅŸarılı tasarımcılardan seçilmesi daha uygun olacakken, bazen sırf ismi duyulmuÅŸ diye birileri jüri olabilir. Sonuç çok ÅŸaşırtıcı olacaktır.

Ayrıca jüri baÅŸkanı yardımcısı gibi kiÅŸiler, duyma görme konularında yaÅŸları yüzünden zorluk çekebilirler. YaÅŸ ortalamasının jüride düÅŸmesi her yönde iyidir. Ülkemizde genç ve baÅŸarılı, kendi dünya görüÅŸü olan ve yarışmalarda ödül almış bir sürü kiÅŸi vardır. Ayrıca önceden raportörlük yapmış, jürinin içinde ama tartışmalardan uzak durmuÅŸ ve deneyim kazanmış kiÅŸiler de vardır.

Jüri seçilirken, yarışmayı düzenleyen kurum ile jüri arasında bir baÄŸ olması beklenmektedir. Jürilik konusunda deneyimi olmayan bir akademisyen, kurum ile arası iyi ise jüri baÅŸkanı olur. Kolokyumda kimseyi dinlemez. Yanlış rapor yazıp, ikinci mansiyon ile ödüllendirdiÄŸi projenin raporundaki detayların projede olmadığını gördüÄŸünde, “Özür dilemek dışında yapacak bir ÅŸey yok bu saatten sonra” diyebilir.

Yarışma raporu herkese açıktır ve jüri yazar yazmaz dağıtılır.

Hayır, rapor gizli belgedir. Öyle hemen elde edilemez. Raportörlükten istendiÄŸinde, zaten size iadeli taahhütlü postalandığı belirtilir.

“Neden bunu yayınlamıyorsunuz, neden bu kadar gizli” diye sorunca yine raportörlük bir gize bürünür, bir suskunluk alır götürür onları. Yine olay gelip gelip, yarışmaların kendilerine özgü elektronik ortam iletiÅŸiminin olmadığına dayanır. Kısaca, basit bir web sitesi sayfasından bahsediyoruz.

Yarışma raporunu jüri üyeleri yazar, yazdırır ve genel olarak kalitesini kontrol ederler. Açıklayıcı ve kolay anlaşılırdır.

Olay o ÅŸekilde geliÅŸmez. Jüri zaten gereÄŸinden fazla mesai harcamıştır. Raportör alel acele bir ÅŸeyler yazar. Genelde jüri esnasındaki notlardandır. Jüri üyeleri de uçaÄŸa yetiÅŸecektir filan.

Ä°mzalar pıtır pıtır atılır. Ama raporda ne imla hataları, ne mantık hataları vardır. Bazen raporda “cami” yazılır, “camii” yazılır. BaÅŸka bir raporda, mansiyon ödülü almış projede rampa ve kule beÄŸenilmedi yazar, ancak projede ne rampa ne de kule vardır. Jüri raporu okumamıştır bile.

Yani sizin aylarca üzerinde çalıştığınız proje eÄŸer birinci elemede elenmiÅŸse yok sayılır. Sonraki elemeler içinse tek satırlık düÅŸük bir cümle ile geçilir. O cümleyi defalarca okur okur durursunuz. Ama cümle bir kelamda ağızdan çıkmış, raportör o anda onu not almış da olabilir. Yarışmaların cilvesi de biraz budur.

Yarışma kolokyumları, çok verimli ve açıklayıcı geçer.

Geçmeme ihtimali yüksektir. Genelde herkesin soracağı bir ÅŸeyler vardır. Ya “Tamam birincinin ÅŸusu busu eksikti ama bunlar düzelmeyecek ÅŸeyler deÄŸil, düzelir düzelir” diyerek seçimin ne kadar göreceli olduÄŸunu gösterir. Ya da birinci projeyi kendi malı gibi savunur, “Mükemmel fikir projesiydi” der. Sonra “Madem fikir projesi istiyordunuz neden bu kadar uzman ve bilirkiÅŸi ismi imzası istediniz” deyince de “Yanlış anladınız” denir. Bir türlü doÄŸrusu anlaşılamaz.

Hepsi olmasa da, birçok kolokyum çok verimli geçmez. Zaten 3-4 saattir. Bunun yerine forum gibi bir merkezde kolokyum tarihinden 2 hafta önce baÅŸlamalı, her jüri üyesi bu forumda yazar olmalı ve büyük tartışma konuları hakkında genel bilgiyi kolokyumda jüri yeniden tartışmaya açmalı.

Maketi paketle, projeyi al fotoÄŸraf çek derken, ÅŸehir dışından gelip o anda uçaÄŸa yetiÅŸmesi gereken katılımcılar için kolokyumu takip etmek oldukça zordur.

Yarışma sergisi ve kolokyum sonrası projemi maketimi ve eksiksiz olarak geri alabilirim.

Yok öyle ÅŸey. Hatta bazen almak istediÄŸinizde ÅŸaşırırlar. Maketinizin üstündeki pleksi koruyucu çıkartılmış, eÄŸer iyi yapıştırılmışsa kırılarak çıkartılmış olabilir. Sebebi fotoÄŸraf çekilmesiymiÅŸ. Genelde raportörlük iyi çalışmıyor ve düÅŸünmüyorsa maket ve proje kuruyucularını atar. Sergi eÄŸer halka açık mekânlardaysa, sizin maketi çoluk çocuk parmaklar ve kaç Newton/metre kuvvetle kırılabildiÄŸini test eder.

Siz yanınızda koli götürüp, o hengâmede kendiniz kolilemek ve paketlemek zorundasınızdır.

Jüri ödül vermek zorundadır.

Åžartnamede açık açık belirtilse bile jüri o andaki haline göre ödül filan vermeyebilir. Büyüüükkkkk jüri, katılımcıların mimari yetkinliklerini sınar. Hiç beÄŸenmezler. “Ödül falan yok, dağılın bakayım” derler. Bu büyük jüriyi mahkemeye verdiÄŸinizde onlar da kendi avukatlarına filan danışarak zorla mansiyon verirler.

Bazı büüüüyyyyüüükkk jüri üyeleri ise “Bak önceden söyleyeyim o gün canım sıkkınsa ödül filan vermem” hakkını kazanmak için bunu ÅŸöyle fazla göze batmayan bir ÅŸartname köÅŸesinde belli ederler tek satırla. Bunu protesto etmek ve bu yarışmaya katılmamak mimarın elindedir. Ama o kadar az yarışma vardır ki…

Ödül alan kiÅŸi, ödülünü eksiksiz ve tam zamanında alır.

Bu genelde yarışmayı açanın durumuna kalmıştır. EskiÅŸehir Ticaret Odası gibi ödül töreninde ödül sahiplerine çek veren, istisnai kurumlar ne yazık kaideleri bozamamaktadır.

Ödül alan proje, eksiksiz uygulanır.

Ä°ÅŸte bu imkansız. Bir sürü sebebi olabilir. Ancak genelde çok zor olur. Yarışma projesinin uygulanabilirliÄŸi, yarışmayı yaptıranın tasarıma saygısı gibi bir sürü unsur devreye girer. Ä°yi örnekler de vardır tabii. Ama oldukça zordur.

Ülkemizin yarışmalar hafızasını sunabileceÄŸi elektronik bir ortam sayesinde eski yeni tüm yarışmalar takip edilir.

Ne yazık yoktur. Arkiv, bunu yapmak için çabalar ancak bu ülkede gelmiÅŸ geçmiÅŸ tüm yarışmaları yayınlayan bir ortam yoktur. Olmaması yarışmalarımızın kalitesini düÅŸürmektedir. Yine konu yarışmaların web siteleri olmasına geliyor. Bu andan sonra bile baÅŸlaması mimari hafızamız için önemlidir.

Sonuç:
Evet, hem iyi hem kötü örnekler verdik. Çarpıklıkları ve olması gerekenleri söyledik. Bu kadar vahim de deÄŸil durum. Biliyoruz ve ÅŸükrediyoruz. Gerçekten iyi jüriler, kolokyumlar ve iyi projeler de gördük. GöreceÄŸiz daha da iyiye gidecek. Ama çarpıklıkları göstermek de bizim görevimizdir.

Ancak daha önemli görevimiz, çoktan seçmeli projelerin daha çoÄŸulcu olduÄŸunu kabul etmek ve her türlü kamusal projenin yarışma ile üretilmesi için çalışmak olmalıdır.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý beþ, büyük harf "J", küçük harf "w", küçük harf "m", küçük harf "x", büyük harf "R"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız