Köşe Yazısı

Önce Kadınlar ve Çocuklar!

Yazan: Simla Sunay Özdemir Tarih: 2 Ocak 2009

2009'un ilk yazısında hepinizin gözlerini renk renk boyamak isterdim. Egolarınızı Ä°stanbul Sapphire (isimleri Türkçe olmadığından bu yapıları ve siteleri bulundukları yerde var olmamakla ve birer uzay yapısı olmakla itham ederim) gibi 261 m'ye çıkarmak isterdim. Ya da umutlarınızı, bu sevgili arsız yazımda, hani o düzgün dikemediÄŸiniz ipek kumaÅŸlar gibi rüzgâra savurmak isterdim. Ancak gemiler (ÅŸehirler, kavramlar, idealler) batıyor. Önce kadınlar ve çocukları çekiyor diplere. Kaptanlar mı? Onlar gemi batsa da batmasa da kaptanlığa devam ediyor (bakınız: Melih Gökçek). Çığlıklar iÅŸitiliyor! Duyabilene...

Tüm Türkiyeli kadınlar, pek yakında Atatürk'ten özür dilemek zorunda kalacağız. Hani günümüzde burnumuzun ucunda gerçekleÅŸen katliamlara harcamadığımız o enerjiyi tarihle yüzleÅŸmek için harcıyoruz ya. (Aslında bir devrim bu... Sonunda aydınlar isyan etti. Tarih artık özgürdür! YaÅŸasın özgür tarih! Öz-gür ve özür-lü tarih!) Anıtkabir'de buluÅŸup bize vermiÅŸ olduÄŸu hakları bir küp kül ÅŸeklinde Atatürk'e sunarken bileceÄŸiz ki; tarih tekerrür etmez... Ettirilir!

Sayın Nimet Çubukçu'nun mimariye zararlarını açıklayacağım, az sonra. Kendisini istifaya çağırmak da istiyorum ama ah ÅŸu kaptanlar...

Buna göre, Mor Çatı'nın 2005 Eylül ayında BeyoÄŸlu Kaymakamlığı ile yaptığı protokol gereÄŸi aldığı aylık 6.950 YTL maddi destek, ödenek yokluÄŸu gerekçe gösterilerek 31 Aralık'tan itibaren kesilmiÅŸ olacak. BeyoÄŸlu Kaymakamlığı / Ä°stanbul ValiliÄŸi'nin 18 kadın ve çocuÄŸun yaÅŸadığı Mor Çatı'ya aylık katkısı ÅŸöyleydi: 7/24 çalışan 5 personelin giderleri için 4.500 YTL, elektrik, su, doÄŸalgaz giderleri için 2.000 YTL, gıda için 300 YTL, giysi ve diÄŸer destekler içinse 150 YTL. DiÄŸer yandan Mor Çatı, hukuki, psikolojik, psikiyatrik, çocuk evi personel, sosyal danışmanlık, düzenli temizlik, giyecek, okul gereci, gıda, kültürel ve tedavi masraflarını kendi kaynaklarıyla, yani bağışlarla saÄŸlıyordu. Yirmi yıldır sığınakların açılması için mücadele ettiklerini belirten kadınlar karşılaÅŸtıkları güçlüklere tepkililer. Ä°stanbul'da ÅŸu an Sosyal Hizmetler Ä°l MüdürlüÄŸü bünyesinde iki sığınak ve bir istasyon sığınak var. BeÅŸ belediye sığınak faaliyeti yürütüyor. Giderleri Kaymakamlık tarafından karşılanan bir sığınak da Mor Çatı'nın sığınağı idi. Åžimdi 18 kadın ve çocuk sığınakta zor ÅŸartlarla yaÅŸamaya devam ediyor. Ancak Mor Çatı yetkilileri "Nereye kadar dayanırız, belli deÄŸil" diyor.1 

Mor Çatı Kadın Sığınağı'nda kaynağın kesilmesine karşı itiraz amacıyla ve sığınakların çoÄŸaltılıp iyileÅŸtirilmesi talebiyle toplanan 3.500 imza Meclis'e götürüldü. 30'u Ä°stanbul'dan yaklaşık 60 kadın adına Mor Çatı'dan Melike KeleÅŸ vekillerle görüÅŸen heyetteydi. KeleÅŸ, DTP'li Sevahir Bayındır, AKP Kadın Kolları BaÅŸkanı Fatma Åžahin, CHP'li milletvekilleri Gaye Erbatur ve Özlem ÇerçioÄŸlu'yla görüÅŸtüklerini aktardı.2 Peki, Nimet Çubukçu ile görüÅŸebildiler mi? Hayır! York DüÅŸesi Sarah Ferguson'un, Saray Rehabilitasyon Merkezi'ndeki gizli kamera skandalı için söylediklerini ve açtığı davayı düÅŸünürsek doÄŸrusu ben Melike KeleÅŸ olsam pek korkardım Nimet Çubukçu ile görüÅŸmeye. Sarah Ferguson için zihinsel engelli çocukları kendisi baÄŸlamış olabilir diyen bir bakandan neler beklenmez ki? Hani kendisi yıllarca iÅŸ hayatı içinde olmuÅŸ ve tek çocuk doÄŸurmuÅŸ, sözde özgür bir kadın ama -deÄŸerli Parti BaÅŸkanı Sayın BaÅŸbakan'ın sözünden çıkmamak adına olsa gerek- "her kadın en az 3 çocuk doÄŸurmalı" fikrini yürekten destekliyor. DeÄŸil Mor Çatı'ya destek olmak, çatıyı baÅŸlarına yıkabilir endiÅŸesindeyim. Bakanlığın bünyesindeki Kadının Statüsü Genel MüdürlüÄŸü (KSGM) ne kadar baÅŸarılı olabildi bunca yıl bir sormak gerek. KSGM, yapısına kadın hareketlerini dâhil etmiyor. Ä°nsan düÅŸünüyor, yahu bu kurumlar var mı? Var... Peki, ne iÅŸe yarıyor? AB'ye göz kırpmak dışında tabii...

Sayın Nimet Çubukçu mimariye açıkça zarar vermektedir. Toplumsal yapısı bozuk bir mimariden söz edebilenler bana bu yazının mimarlıkla ilgisi olmadığını söylesinler. Ah sevgili arsız yazım çubukları nereden nereye getirdin. Ben de toplayamayacağım bu iÅŸin ucunu. Åžöyle der gibisin: "Velev ki saçma?"

Ama haklısın sevgili arsız yazım, Türkiye'de kadın haklarını savunacak ne bir first lady ne de bir bakanımız var. Ancak türbanlı olduÄŸu için kahraman Türk kadını ilan edilen cumhur-lady'miz var (bakınız: Sevgili Can Dündar'ın, Sayın Abdullah Gül, CumhurbaÅŸkanı olduÄŸu zamanki yazı dizisi). Peki, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi'nde aleyhinde dava açtığı Türkiye Cumhuriyeti elinden almadan önce cumhur-lady'miz ne kadar özgürdü? Sayın Emine ErdoÄŸan'a da sormak gerek kadın hakları için neler yapmaktalar ÅŸu son günlerde? Hani Van'da genç bekâr bayan öÄŸretmenlerimiz zordalar... Mahalle baskısı almış yürümüÅŸ. Sığınma evleri bir bir kapanıyor... Eee ne de olsa kadının yeri kocasının yanı, kucağında da 3 yavru, kulağını ve düÅŸünme organı olan beynini kapatan türban ile Türkiyeli bir kadın daha ne ister?

Kadın hakları da yaÄŸmur duasına çıkar gibi korunacaksa ya da Ä°slamiyet'in çarpıtılmış kurallarına kaldıysa, vay halimize! Mimar bayanlar ne yapıyor peki? Bilmem, çıt yok! %60 bir oranla mezun oldukları üniversitelerden iÅŸ dünyasına %35'i katılıyor. Kaçının kendi ofisi var? Sosyal ve toplumsal sorunlar üzerine kaçı STK'larla çalışıyor, ya da yeni toplumsal projeler üretiyor? Bilmiyorum... Ka-der önümüzdeki belediye seçimlerinde bayan adayları desteklerken biraz da bayan mimarlarımızı uyandırsa pek iyi olacak, ne var ki hepsi fena halde at gözlüÄŸü ile yaÅŸamakta ve bay mimarlarla toplum-dışı olmak konusunda yarışmaktalar.

Ya da ÅŸöyle demeli; mimar olmaya gelene kadar ÅŸu Türkiye'deki kadınların önlerine dikilen çubuklara bir bakın! 2005 yılında Türkiye'de çalışma çağındaki kadın nüfusun yüzde 24,3'ünün çalıştığı, bu oranla Türkiye'nin, Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde, son sırada yer aldığı belirtildi. Bu oran 1990'da yüzde 33'tü. 2008'de ise 23,8'e geriledi.

Hadi kadınlarımızın, sosyal ve ekonomik özgürlükleri yok, sığınma evleri yok, baba ya da koca evine razı gelmeleri gerek. Peki, ya çocuklar?

2010 geliyor!!! Bir reklam televizyonlarda gösteriliyor ki sanki Hrant Dink Ä°stanbul'da öldürülmemiÅŸ... Ä°stanbul mutlu-mesut-mozaik... Reklamda gülen çocuklar var... En kolay etkileme taktiÄŸi... ÇocuÄŸu koy, yoÄŸurdu sat! ÇocuÄŸun kafasına iki anten koy ve beyinde ur yapan aletleri almaları için teÅŸvik et! Çığlıklar geliyor. Duyabilene...

Ä°stanbul'da çocuklar için güvenli oyun alanları yok denecek kadar az. Üç yanı ana cadde tuhaf parklar türedi son günlerde ama üzülmeyin onları da bozup benzinci yapıyorlar. Ha bir de parklara spor aletleri koyuyor belediyeler, pek şık... Hepsinin üstünde çocuklar. Ne olacak yani? Çocuk düÅŸüp de demire kafasını vursa ne olacak? BoÅŸ inÅŸaatlarda oynayan çocuklarımızın can güvenliÄŸi yok! Kadir TopbaÅŸ yakında bir açıklama yapacakmış: "Bizim mimarlarımız ipek kumaşı kesemez amma çocuklarımız demirdendir, bir ÅŸeycik olmaz onlara, bu nedenle biz zaten Ä°stanbul'u finans merkezi yapacağız! Ä°ÅŸi olmayanı almayacağız. Herkes dışarı! Önce kadınlar ve çocuklar!"


Nato Yolu, Çengelköy, Üsküdar

Aile ve kadından sorumlu devlet bakanımız Nimet Çubukçu'nun mimariye zararları saymakla bitmez. Ah sevgili arsız yazım nerelere zıpladın? Ama senin de hakkın eline pompalı almak! Eeee canına kast var, ne yapacaksın ki, vur sen de! KardeÅŸ canı acımaz, vur!

2009 Yerel Seçimleri -dürüstçe olacak mı endiÅŸeliyim, yani 6 milyon seçmen nasıl çoÄŸaldık anlamadım- yılın önemli bir fırsatı. Ne fırsatı mı? Kaptanları sıvazlama ya da... Ben Üsküdar Belediyesi'ne baÄŸlıyım. (Hani 6 milyon nasıl arttık demiÅŸsin sevgili arsızım aklım takıldı, ben korkmaya baÅŸladım, ölüler de çıkmış listeye, hortladık mı yoksa ölüler devrim mi yapacak? Eee baktılar canlılar pek hareketsiz...) Üsküdar Belediyesi ile sorunlarım büyük. Yutuyorlar efendim. Önlerine gelen her ÅŸeyi yutuyorlar. EÅŸikler, pencereler ve evler... Ä°tirazım var! Seçimlere kadar dede evimizin yarısını yutmalarından korkuyorum, hatta seçim sabahı kapıdan çıkamayacağımızın endiÅŸesini taşıyorum. 81 yaşındaki anneannemi eve kapattık ve bir daha dışarı çıkma dedik velâkin kaldırımlar kafa koparacak ve yollardaki parke taÅŸlar ise ayak kıracak ÅŸekilde tasarlanmış.


ApdipaÅŸa Sokak, Çengelköy, Üsküdar

Kadınları, çocukları ve yaÅŸlıları (engelliler, sayılma engelleri gereÄŸi bu listede yer alamayacaklar) eve kapattın mıydı ÅŸehir senin! Oh! Ä°ster finans merkezi yap, ister Dubai'nin ikiz kardeÅŸi...

Peki, siz sayın meslektaÅŸlarım binalarınızı kimler için tasarlıyorsunuz?

Tabii ki kaptanlar...

1 BÄ°A Haber Merkezi - Ä°stanbul, 20 Kasım 2008, Emine Özcan 
2 BÄ°A Haber Merkezi - Ä°stanbul, 22 Aralık 2008, Emine Özcan

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "m", küçük harf "h", sayý iki, sayý yedi, büyük harf "U", büyük harf "N"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız