Köşe Yazısı

Nasıl Başkan? Nasıl Şehir?

Yazan: Simla Sunay Özdemir Tarih: 5 Mart 2009
Çocuklara kent bilinci kazandırmak amacıyla "Nasıl Bina?=Nasıl Biri?" adlı bir proje yürütüyorum. ÇeÅŸitli bina resimlerini incelemelerini, çizerek bir canlıya dönüÅŸtürmelerini ve nasıl biri yarattıklarını yazmalarını istiyorum. Bütün mimarlar dikkat! Yeni, eski tüm yapılarınız çocukların elinde hayli ilginç yorumlanıyor.

Nihal Kuyumcu1 tarafından daha önce BeyoÄŸlu çevresinde gerçekleÅŸtirilen "Binaları KiÅŸileÅŸtirme" etkinliÄŸinin devamı niteliÄŸindeki atölyemizi, Tarlabaşı Toplum Merkezi'ndeki çocuklarla ve 2008 TÜYAP Ä°stanbul Kitap Fuarı'na gelen çeÅŸitli okullarla gerçekleÅŸtirdik. Nihal Kuyumcu'dan aldığımız ilhamla baÅŸladığımız etkinliÄŸe, tasarlanan kiÅŸinin metinle tanımlanması yönergesini ekledik. Belli bir bölge deÄŸil, farklı tipte yapı resimleri üzerinden çocukların bu binaları bir canlı olarak yeniden çizmelerini ve nasıl biri olduÄŸunu, bir roman karakteri gibi sözcüklerle dile getirmesini istedik. En son TÜYAP'taki etkinlikte yönergelere modern birkaç yapı ekleyerek, yeni mimari için çocukların ne düÅŸündüÄŸünü kavramayı planladık.

Nihal Kuyumcu, Lignes D'écritures dergisinin Mayıs - AÄŸustos 2005 sayısında yayımlanan makalesinde, etkinliÄŸin çıkış noktasını ÅŸöyle ifade ediyor: "YaÅŸadığımız çevreye karşı bir duyarlılık yaratarak fark etmeyi, fark edilenler üzerinde düÅŸünmeyi ve giderek eleÅŸtirel bir bakış açısıyla çevremizdeki çarpık kentleÅŸmeye karşı bir bilinç oluÅŸturmayı amaçlıyor."

EtkinliÄŸin içeriÄŸini ise ÅŸöyle açıklıyor: "ÖrneÄŸin, BeyoÄŸlu'ndan dış cephe süslemelerine, giriÅŸine, pencerelerine kadar her ÅŸeyin özenle yapılmış olduÄŸu bir apartmanı, Süleymaniye'den Cumbalı, kafesli pencereleri olan bir ahÅŸap konağı ya da 25-30 katlı, dış cephesi tamamen camla kaplı bir gökdeleni düÅŸünelim. Her birini gözümüzün önüne getirip kendi kendimize ÅŸu soruları soralım: ‘Bu bina eÄŸer bir insan olsaydı nasıl biri olurdu. Genç? YaÅŸlı? Modern? Klasik? Zengin? Fakir? EÄŸitimli? Mutlu? Mutsuz?' AhÅŸap bir konak, genç, dinamik modern birini hatırlatmadığı gibi yüzeyi cam kaplı bir gökdelen de bize yaÅŸlı, bakımsız, fakir, düÅŸkün birini çaÄŸrıştırmazdı, deÄŸil mi?" 2

Tarlabaşı'nda gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz etkinliÄŸe, önce çevremizdeki binalar hakkında küçük bir sohbetle baÅŸladık. 9 - 13 yaÅŸ aralığındaki çocuklar çevrelerindeki binalar hakkında kararsızdılar. BeÄŸenip beÄŸenmedikleri konusunda net bir ÅŸey söyleyemediler. Söz hakkına sahip olmadıkları izlenimi taşıdıkları anlaşılıyordu cümlelerinden. Ancak sorularla ve örneklerle çözüldüler. Kentin tam orta yerinde, oyun alansız, aÄŸaçsız yani çocuk olmanın imkânsız olduÄŸu bir çevrede yaÅŸadıkları için mutsuz olduklarını belirttiler. Geceleri silah sesi korkusuyla yataklarına giriyorlardı. YaÅŸadıkları çevrede suç oranı çok yüksekti ve ÅŸu küçük yaÅŸlarında pek çok olaya tanık olmuÅŸlardı. Tarlabaşı'ndaki çocuklar, bir kentin olası bütün olumsuzluklarını sırtlarında taşıyordu. Bir tanesi ÅŸöyle dedi: "Biz aslında taşınacağız."



Taşımak / taşınmak çözüm müydü? Ön sohbetimizdeki çekimser cevaplarına raÄŸmen bina resimlerini canlandırırken, binanın üzerindeki detayları neredeyse tümüyle kullandılar. Ä°ki farklı etkinlikte, çocukların ürünlerinden altışar tanesini seçerek bazılarını yorumladım:



Cahit'in soldaki gökdelen fotoÄŸrafına bakarak dönüÅŸtürdüÄŸü karakterin çiziminde dikkati çeken, Cahit'in yatay çizgileri yoÄŸun algılaması ve bunu yarattığı canlıda kullanmasıdır. Bu yatay çizgi bir dudak çizgisidir, ne güler ne somurtur. SaÄŸdaki metinde yazdıkları, kelimenin ifade etmede ne kadar etkin olduÄŸunu da göstermektedir. Bu nedenle metin yönergesi bu çalışmaya yararlı olmuÅŸtur. Cahit'in yazdığı metinde yarattığı canlı; bekâr, ailesiz, oabisi adam öldürmek olan ve çocukları sevmeyen bir askerdir. Adı da Memati'dir. Memati aslında Kurtlar Vadisi adlı dizide bir karakterdir. Gökdelen, Cahit'te korku ve ÅŸiddet çaÄŸrıştırmıştır. Çocukları sevmeyen bir yapıdır gökdelen.



Hülya'nın yarattığı çizim yazdığı metinden daha çok ÅŸey anlatır. Soldaki tarihi kâgir binanın giriÅŸ katındaki sarı boya ve sonradan eklenen çekme kat Hülya'nın çiziminde daha da çarpık bir halde izlenir.



Tarık, Hülya ile aynı binayı dönüÅŸtürmüÅŸtür. Aynı binayı birden çok çocuÄŸun kiÅŸileÅŸtirmesi bize algılamadaki farklılıkları kanıtlamak açısından önemlidir. Tarık'ın resminde; soldaki binanın, boya, binanın kendisi ve çekme kattan oluÅŸan üç farklı görünümü, üç farklı canlı olarak kendini göstermektedir. Tarık ayrıca yaratısına zengin de bir metin eklemiÅŸtir.



Elif, çiziminde ve metninde; tiyatro oyuncusu, çevreci, zengin ve evlenmek üzere olan bir kadını yaratmıştır. Yeni restore edilmiÅŸ tarihi ahÅŸap bina, çevresindeki aÄŸaçlar Elif'te mutluluk uyandırmıştır.



Beyaz ahÅŸap yalı, Zeynep'te, şık, zengin, tatlı ve mutlu bir adamı çaÄŸrıştırır. Bu kiÅŸi saat takar ve 9 canlıdır. (Zenginler ölümsüz müdür?)



"Saçları var, kravatı var, gülü var, ÅŸemsiyesi var, harfi var, telefonu var, takımı var, renkleri var, ayakları var..." Bu yapı ise Ebru'ya cinsiyeti dahi belirlenemeyen bir karmaÅŸa çaÄŸrıştırmıştır. Bu binanın kim olduÄŸunu söylemek imkânsızdır. Her ÅŸeyden birazcık vardır iÅŸte...

TÜYAP'taki etkinlikteki ürünler ise Tarlabaşı'ndakiler kadar zengin çıkmasa da, çok ilginç veriler sunmaktadır. Tarlabaşı'ndaki çocuklar kadar kentin içinde yaÅŸamadıklarından gözlemleri daha zayıf ve çizgileri çekimserdir. Ancak sözle ifade etmede Tarlabaşı Toplum Merkezi'ndeki çocuklardan daha yetkindirler. TÜYAP'taki bu etkinlikte ilk defa modern yapı resimleri ile çalıştık.



Ankara-EskiÅŸehir yolu üzerindeki DoÄŸan Medya Merkezi (TabanlıoÄŸlu Mimarlık), Ege adlı katılımcımızda güçlü bir erkek çaÄŸrıştırmıştır. Aydın DoÄŸan bunu görse mutlu olurdu herhalde.



Han Tümertekin'in tasarladığı AÄŸa Han ödüllü B2 evini kiÅŸileÅŸtirirken Kerem adlı katılımcımız ÅŸöyle yazmış: Camları güzel, taÅŸları iÄŸrenç, yaÅŸ 22. AhÅŸap yalılar için çocukların belirttiÄŸi yaÅŸ 80 ve üstü olurken modern yapıların ve gökdelenlerin yaÅŸları çoÄŸunlukla 20-30 arası olmaktadır. Modern yapılar çocuklarda gençlik kavramıyla örtüÅŸmektedir.






Asra adlı katılımcımız soldaki resmi canlandırırken, yaÅŸlı, erkek, yaratık, eski, aÄŸlayan, fakir, sıkılmış, solmuÅŸ, yıkılmış ve küsmüÅŸ sıfatlarını kullanmıştır. Bir çocuk için olumsuz kullanılabilecek tüm sıfatları kullanmıştır. Evet, bu bina olsa olsa küsmüÅŸ bir canlı olabilir!






Yine baÅŸka bir çocuktan bir gökdelen için çirkin ve genç ifadesi kullanılmış.

Tüm bunları bu seçim arifesinde neden bir köÅŸe yazısı olarak anlattım merak etmiÅŸsinizdir. Büyükleri kıstırmak için çocukların ürünlerinden yararlanmak kadar keyifli bir ÅŸey olamaz, beni affedin. Çocuklarımızdan cansız varlık olan binaları canlı hale getirmelerini istemiÅŸtik. Bunun tersini ÅŸehirler ve belediye baÅŸkanları açısından düÅŸünecek olursak, neler olur? Dikkat, birazdan yazım kiÅŸiselleÅŸecek!

Ä°stanbul'u gelecek beÅŸ yıl için, bıyıklı, mavi gözlü, hafif toplu, saçlar tepede dökülmüÅŸ, içki kullanmayan, dini bütün, bir kere dini içerikli bir filmde baÅŸrol oynamış, mimar ama yerli mimarları pek beÄŸenmeyen, mimarlarca Mimar Sinan'a mezarında ÅŸikâyet edilen, muhafazakâr ama muhafaza etmeyen, her ÅŸeye raÄŸmen nazik, biraz sessiz, uyumlu, söz dinleyen, tiyatro ve opera izlemeyen, sergi gezmeyen, çalıştığı makamı altın varaklarla dekore ettiren, Osmanlı padiÅŸahlarının portrelerini koridorlara astıran, sınıf arkadaÅŸlarına arsalar, vadiler sunacak kadar cömert, Leonardo Da Vinci'ye özenip Haliç'e köprü çizen, Ä°stanbul'un en çok camiye ihtiyacı olduÄŸunu vurgulayan ama nedense cami arazilerini iÅŸ adamlarına verdikten sonra futbol federasyonu gibi fakir ve toplumsal bir kuruma hediye eden, Mevlana'yı bile yanlış anlayan, Ä°stanbul'u Dubai olarak hayal eden, "Saray"da büyümüÅŸ, zengin, mutlu, seçim gezilerinde genellikle ölüleri anmak için kullanılan kırmızı karanfil çiçeklerini halka neden dağıttığı anlaşılamayan, yakışıklı biri olarak mı görmek istiyoruz.

Ya da dürüstlüÄŸü iÅŸ göremez boyutta görülen, mütevazı, çalışkan, hazır cevap, hayli sakin, kibar, saygılı, kültürlü, memur görünüÅŸlü olduÄŸu için yadırganan, kabadayılara alışanlarca dışlanan, Türkiye için aykırı, yine bıyıklı, beyaz saçlı, Ä°smet Ä°nönü tavırlı, ayaklarını çamura bulamaya cesaret eden, rahat milletvekili koltuÄŸunu bırakıp kaosların ÅŸehrine baÅŸkan olmaya talip, elinde kırmızı gül taşıyan, hafif çelimsiz, zayıf, kılıç balığı alacak parası olmayan, Tunceli'de büyümüÅŸ, fakirliÄŸi tatmış, mutlu, duyarlı, vazife adamı olarak mı?

Nasıl bir baÅŸkan ve nasıl bir ÅŸehir istiyorsunuz? Oy verirken aslında kendi kiÅŸiliÄŸinizin portresini de çiziyorsunuz. Bunu inandığınız bir ideoloji için yapıyorsunuz. Sizin ideolojileriniz de ÅŸehirleri çiziyor, yazıyor.

Dilerim dürüstlük bir kılıç gibi keser kukla Ä°stanbul'u tutsak eden ipleri... Ve Ä°stanbul, Ä°stanbul olur sadece.

1 Nihal Kuyumcu: Ankara Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu, dramaturg, çocuk tiyatrosu eleÅŸtirmeni.

2 Nihal Kuyumcu, "Binalar dile gelse de anlatsa! Ya da biz onlara kulak versek...", Lignes D'écritures, Mayıs-AÄŸustos 2005, Fransa (http://www.lignesdecritures.org/Si-les-batiments-pouvaient-parler.html)

Takip
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý dört, büyük harf "M", büyük harf "X", sayý yedi, küçük harf "e", sayý yedi

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız