Köşe Yazısı

Birlik Ve/Veya Çeşitlilik

Yazan: E. Yılmazgil - P. Kuster Tarih: 28 Mayıs 2009
Avrupa Birliği yeni parlamentosunu seçmeye hazırlanıyor. Kriz, herkesin olduğu gibi seçimlerin de gündeminde. Böyle bir dönemde biz de biraz paradan bahsetmek istedik.

Hollanda gündelik yaşamında tasarımın ve tasarımcıların rolü büyük. Telefon kartları, bira şişeleri, çöp kutuları, para, pul gibi her gün elimizin altında olan eşyalar, yenilikçi tasarımcıların eserleri.

2002 yılında Avrupa Birliği resmi para birimi olarak Euro'ya geçince, Hollanda "dünyanın en güzel parası"na veda etmek zorunda kaldı. Dolaşımdan kalkan bu banknotlar, geçen yıl ulusal bir gazetenin düzenlediği yarışmada, halktan gelen oylarla "Hollanda tarihinin en iyi tasarımı" seçildi. Bu başarı, alışılmadık ve yenilikçi tasarımları ile Ootje Oxenaar'a aitti.

1980'li yıllarda dolaşıma çıkan bu yeni banknotlar ile o yıllara kadar banknotlara egemen olan önemli şahısların portlerinin sonu gelmiş oldu. Böylece bir deniz kahramanı yerini bir çulluğa terk etti. 50'lik banknotta turuncu-sarı ayçiçekleri, 250'lik banknotta da mor deniz feneri yerini aldı. Sonraki yıllarda döviz büroları, bunların sahte para olup olmadığını soran turistler ile doldu. İşin ilginç tarafı, oyuncak para izlenimi uyandıran bu yeni banknotların, basım tekniği ile güvenlik açısından birer uzmanlık emsali olmasıydı. Sanatsal özgürlüğün, ileri teknoloji ile uyumlu beraberliği yakalanmıştı.

Tasarımcı banknotlarda mizahı da eksik etmemişti. 250‘lik banknota hayatındaki üç önemli kadının isimlerini (torunu, sevgilisi ve bir arkadaşı), 1000'lik banknota da parmak izini (orta parmağı!) saklamayı becermişti. Paralar piyasaya çıkıp, bir koleksiyoncu tarafından fark edilinceye kadar merkez bankası bu durumdan habersizdi.

Oxenaar, 250 Gulden için bir yüzünde Schröder evinin perspektif çizimini içeren bir versiyon da önermişti. 1925 tarihli, De Stijl prensipleri ile tasarlanmış evin resmedildiği banknot sonuç olarak seçilmedi. Mimarlık, Hollanda Guldeni'nde yerini bir türlü bulamadı, bunun için Euro'nun dolaşıma çıkmasını beklemek gerekiyordu.

Tekrar Geri...
Kullanımdaki Euro'lar ise pencere, kapı, köprü çizimleri gibi "mimari elemanlar" ile dolu. Bu çizimler, Avrupa mimarlık tarihinin yedi farklı dönemine - klasikten moderne- atıfta bulunuyor. Herhangi bir ülkeye referans vermemeleri gerektiğinden kurgusal, fakat hayalgücünden yoksunlar. Geriye kalan ise ülkeler/halklar arasında "açıklık, iş birliği ve iletişimi" temsil eden kof semboller.

Bu durumda sanatsal özgürlüğü, birlik ülkelerinde dönem dönem basılan hatıra paralarında aramak gerekiyor. İşte Hollanda'da piyasaya çıkan mimarlık temalı özel madenî para bunlardan biri. Maliye Bakanlığı, Hollanda mimarisinin, şu an ve geçmişteki uluslararası itibarını simgelemeyi amaçlayan para için geçen yıl bir yarışma düzenledi. Yarışmanın birincisi Belçikalı mimar ve sanatçı Stani Michiels oldu. Sanatçı, tasarımında Hollanda mimarlığının günümüzdeki konumunu "mimarlık elemanları" ile ifade etmeyi tercih etmemiş. Ayrıca, UNStudio, NOX gibi mimarlık ofislerinin de davetli olduğu yarışmada, Michiels'in bütün tasarım sürecinde yalnızca açık kaynak yazılımlar kullanmış olması da dikkat çekici.

Para, bir yüzünde Kraliçe Beatrix'in portresi, öteki yüzünde ülke haritası ile ilk bakışta geleneksel bir izlenim uyandırıyor. Dikkatle bakınca portreyi oluşturan mimar isimlerini ve haritayı çevreleyen kitap sırtlarını görebiliyoruz. Yakın geçmişte mimarlar hakkında ve mimarlar tarafından çıkarılan 26 kitabın sınırladığı harita üzerinde de Hollanda'nın 12 bölgesini temsil eden kuşlar bulunuyor. Mimar isimleri, spiral şeklinde büyükten küçüğe sıralanıyor. Bu sıralamada niceliksel bir seçim kriteri kullanılmış, seçim sırasında internetteki "hit" sayısı belirleyici olmuş. Böyle olunca da Koolhaas açık farkla ilk sırada yerini alıyor. Onu 107 isim ve sanatçının kendi isminin baş harfleri izliyor.1

İsim listesi, 2008 yılının herhangi bir "o an"ında çekilmiş bir fotoğraf, bir gün sonra bu liste farklılaşabilir. Şimdilik kesin gibi gözüken ise, Koolhaas'ın bir süre daha bu listenin başını çekeceği.

Tekrar İleri...
Zira Koolhaas'ın adı mimarlık dünyasının sınırlarını çoktan aşmış durumda. Prada dükkanlarının tasarımları ve Avrupa Birliği sayesinde ünü tamamen yeni bir kesime de ulaştı. Ayrıca geçen yıldan beri Avrupa Birliği tarafından, Avrupa'nın geleceği ile ilgili öneriler sunmakla görevlendirilen Fikir Grubu'nun 12 üyesinden biri olarak yeni bir görev üstlenmiş durumda.

Kendisi, "Avrupa" kavramının büyük destekçisi olmasına rağmen, geçtiğimiz günlerde Hollanda televizyonunda yayınlanan bir röpörtajında "istenilen yerde eğitim alma", "Roma veya Berlin'e gidebilme rahatlığı" ve "Euro'nun sağladığı kolaylıklar" söylemlerinin dışına çıkamadı. Avrupa'nın avantajları bilhassa pratik konularda ifade ediliyor. Koolhaas'a göre, Avrupa fazladan mekân ve daha çok olanak sağlayan kuramsal bir proje.

Bunu, "Biz Avrupa'yız, Biz Avrupalı'yız" cümleleri ile gösterişli bir şekilde dile getirdi. Bu, kendi kimliğini kaybetmeyi gerektirmiyor. Avrupa bunun yanına eklenecek "bir şey". Avrupa, çeşitlilik ve birliğin uyumu. Aynen kendisinin Avrupa Birliği için tasarladığı bayrak gibi, her ülke kendi rengini korur ve birleşip Avrupa'yı oluşturur. Fakat görüyoruz ki, Avrupa Birliği hâlen yıldızlı mavi bayrağını kullanmakta...

Şimdiye kadar Avrupa orta halli bir tablo çizdi. Alınan kararlar, farklı ülkelerin ortalaması şeklinde. Euro tasarımı, bunun belki de en çarpıcı sunumu; herşey o kadar genelleniyor ki geriye özellikli birşey kalmıyor. Ya da ülkenin tanıtımını amaçlayan, güzel kılıflara bürünmüş ulusal anlatımlar olarak karşımıza çıkıyor.

Temeli, yalnızca ulusal devletlerin birleşmesi ile biçimlenen bir Avrupa Birliğinin, özlem duyduğu "Avrupa kimliği"ni oluşturması zor gözüküyor.2 Birlik bu noktada hedefine ulaşmakta zorlanıyor, o "bir şey" eklenemiyor. İçe dönük ve savunmacı bir tutumun bunda payı büyük. Temaları ve bölgeleri kapsayan bir gelecek düşüncesi eksik kalıyor. Oysa çeşitlilik, ülke sınırlarını aşan bir düşünce tarzını da gerektiriyor. Ancak o zaman yeni bir Avrupa için ciddi perspektifler önerilebilir.

1 Sanatçı Stani Michiels'in yazıda geçen tasarımını da detaylı olarak açıkladığı bloğu için bakınız: http://pythonide.blogspot.com/2008/10/how-to-make-money-with-free-software.html

2 Juan M. Delgado-Moreira'nın "Kültürel Vatandaşlık ve Avrupa Kimliğinin Yaratılması" (Cultural Citizenship and the Creation of European Identity) başlıklı çalışması için bakınız: http://www.sociology.org/content/vol002.003/delgado.html

Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız