Köşe Yazısı

Belediye Sarayı’na ne oldu?

Yazan: Korhan Gümüş Tarih: 13 Aralık 2004

1953 yılında mimar Nevzat Erol tarafından projelendirilen Saraçhane’deki Belediye Sarayı binası Cumhuriyet dönemi mimarlığının, 1950’ler modernizminin önemli örneklerinden biriydi. Bu binanın yalnızca mimarisi ile deÄŸil, belediye meclisi, baÅŸkanlık bölümleri ile İstanbul’un bir prestij mekanı olarak tasarlandığı söylenebilir. GeçtiÄŸimiz dönemde İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi binasının baÅŸkanlık bölümü yapının özgün mimari niteliÄŸini yokeden bir dekorasyon projesine sahne oldu. Bu modern yapının iç mekanı arabesk kartonpiyerler, kabartmalı kapılar, çiçek motifli aplikler ile süslendi. Yapının özgün mimari ögeleri olan merdiven trabzanları, kapılar, ıslak hacimler deÄŸiÅŸtirildi. Daha önce de baÅŸkanlık salonu ve özel kalem gibi baÅŸkanlık hizmet birimleri ve yer döÅŸemeleri gene projesiz bir biçimde yenilenmiÅŸti. Ancak bu son uygulama binayı bütünüyle bir kitsche dönüÅŸtürdü.

Söylenebilecek fazla bir ÅŸey yok. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’ne yapılan ÅŸey, belediyenin geçmiÅŸte İstanbul’a reva gördüÄŸü uygulamalar gibi “kötü” nitelemesini bile hak etmeyecek özellikte. İstanbul’un en önemli temsil mekanın profesyonel hizmet almadan dönüÅŸtürülmesi ÅŸaşırtıcı olduÄŸu kadar düÅŸündürücü. Kendi binasını böyle dönüÅŸtüren bir yerel yönetim, İstanbul’un diÄŸer kamusal mekanlarını, mimarlık eserlerini nasıl bir düÅŸünce geliÅŸtirme zemininde dönüÅŸtürebilir, geliÅŸtirebilir, yönetebilir? Bu sorunun muhatabı ÅŸüphesiz yalnızca yerel yönetim deÄŸil. Bu soru öncelikle mimarlık alanında profesyonel hizmet üreten kiÅŸileri ve kurumları ilgilendiriyor. Bu projeyi kim, nasıl deÄŸerlendirdi? Proje fikri nasıl geliÅŸtirildi? Bunlar meçhul. İstanbul’da mimarlığın kavramsal sorunlarının ortadan kalktığı, mimarlık mesleÄŸinin hiçbir katma deÄŸer yaratmadığı, sanki meslekle ilgili en küçük bir kurumlaÅŸmanın olmadığı bir modelle karşı karşıyayız: Bırakın sıradan kamu yapılarını, meydanlar, kavÅŸaklar, mezarlıklar, tuvaletler gibi geçmiÅŸte profesyonel ilgi alanına girebilmiÅŸ alanları, Belediye Sarayı gibi İstanbul’un en önemli kamu yapılarında dahi bayağılığın, görgüsüzlüÄŸün, iÅŸ bilmezliÄŸin doruk noktasındaki örneklerle karşılaşıyoruz. Sanki İstanbul gibi bir kentte deÄŸil de hiçbir medeniyet izleri taşımayan, profesyonel kurumları, üniversiteleri, aydınları, sanatçıları olmayan, hiçbir kültürel geliÅŸmeden, etkileÅŸimden nasibini almamış bir çölün ortasındayız! Her tuhaf uygulama yalnızca mimarlık mesleÄŸine deÄŸil, halka karşı bir saygısızlık örneÄŸi olarak, hesap sorulamazlığın verdiÄŸi arsızlıkla sırıtarak karşımıza çıkıyor.

Åžaşırtıcı olan geçmiÅŸte profesyonel bir hizmet almayı becerebilen bir kurumun, bugünün çok daha geliÅŸmiÅŸ olan profesyonellik ortamında nasıl olup da, en ufak bir mesleki tartışma yaratmaksızın böylesine profesyonellik dışı bir uygulamaya sahne olabilmesi. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi projesiz bir uygulama ile dönüÅŸtürmek, kötü bir otelin lobisi gibi deÄŸerlendirmek, kurumun olduÄŸu kadar İstanbul’un kiÅŸiliÄŸi açısından son derece kaygı verici. İstanbul’un en önemli prestij yapılarından birinin herhangi bir mimarlık hizmeti almaksızın dönüÅŸtürülebilmesi, yerel yönetimin proje geliÅŸtirme deneyimi ve kültürü hakkında da kaygı verici olduÄŸu kadar ürkütücü. Bugün AB ülkelerinde kamu binaları profesyonel deneyimlere sahne olurken İstanbul’un yönetiminin elindeki böyle bir imkanı hoyratça yoketmesi çok önemli bir sorun deÄŸil mi? ÖrneÄŸin bu uluslararası tarzın önemli temsilcisi, Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer’in yapıları nasıl özgün mimari kimlikleri ile nasıl korunuyorsa, bu yapının da önemli bir mimarlık belgesi olarak özgün haliyle korunması, iç dekorasyonunda ve mobilyalarındaki deÄŸiÅŸikliklerin mimari bir çaba ile gerçekleÅŸtirilmesi doÄŸru olmaz mıydı?

Bugün baÅŸkanlık binasının arkasında yeralan hizmet binasında güçlendirme çalışmaları ise sürüyor. Muhtemelen benzer bir dekorasyon uygulaması henüz inÅŸaat iÅŸleri bitmemiÅŸ olan bu binada da gerçekleÅŸtirilecek. Bu uygulama sonucunda belediye kaynakları boÅŸ yere harcanmış ve bu önemli yapı mimari kimliÄŸini bütünüyle yitirmiÅŸ olacak. Bu nedenle İstanbul kentinin en önemli temsil mekanının profesyonel hizmet almadan gerçekleÅŸen dekorasyon uygulamalarına sahne olması karşısında duyarlılığı olan kiÅŸilerin aciliyetle soruna dikkati çekmesi gerekiyor. Mimarlık mesleÄŸi için bu kaygı verici uygulamaların son bulması için mimarlara ve tasarımcılara kamuoyuna açık bir tartışma süreci baÅŸlatmalarını öneriyorum:

Avrupa BirliÄŸi içinde kamu tarafından desteklenen mimarlık üretimi, piyasa tarafından desteklenen üretimden çok daha nitelikli, çok daha yeniliklere açık, çok daha özgür. Bizde piyasa tarafından desteklenen mimarlık üretimi kamuya göre daha nitelikli. Bu durum bizi mutlu ediyor mu?

Böyle bir duruma razı mıyız? Bazı mimarlar belki özel sektöre hizmet vererek tatmin olabilirler. Ancak yalnızca özel sektörün yatırımları ile mimarlık ufkumuzu geliÅŸtirmemiz imkansız. Bu iÅŸin müellifleri, öyle tahmin ediyorum ki “herkesin zevkleri farklı, o da sizin zevkiniz” diyebilecek rahatlıktadırlar. Oysa sivil toplumu temsil etme iddiası profesyonel düÅŸünce geliÅŸtirme zeminin yerine geçemez. Kamu mimarlığı, kamu yapılarının nasıl olacağı herkesin kendi zevklerinden bağımsız olan kriterlerle belirlenmek zorunda. Bayağılığın arkasına sığındığı demokratik temsil iddiası, en baÅŸka temsil ettiÄŸinin ufkunu karartan bir özdeÅŸleÅŸme biçiminden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Bu yüzden durumun farkında olan profesyonellere kendi kabuklarına çekilmek ve yapılanları küçümsemek yerine baÅŸka bir ÅŸey yapmaları gerekli. Evet, bu durumu deÄŸiÅŸtirecek bir tek ÅŸey var: Profesyonellerin, meslek çevresinin, üniversitelerin kendilerini temsil etmek yerine, temsil dışı bir iÅŸlev kazanması, modernleÅŸmesi...

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "A", küçük harf "x", küçük harf "r", küçük harf "b", sayý yedi, sayý altý

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız