Köşe Yazısı

Kendisine Yer Arayan Heykel

Yazan: Korhan Gümüş Tarih: 12 Ağustos 2004

Geçen hafta Hürriyet Gazetesi'nde çıkan bir habere göre heykeltraÅŸ Mehmet Aksoy Levent'teki Ä°ÅŸ Bankası Kuleleri'nin önündeki meydana dikilmek üzere 17 metre yüksekliÄŸinde bir "Barış Heykeli" tasarlamış.

Ä°ÅŸ Bankası Kuleleri yöneticileri kaidesiyle birlikte 21 metre yüksekliÄŸe eriÅŸen ve 7 parçadan oluÅŸan bu heykel için binaların önündeki meydanın küçük olduÄŸunu düÅŸünmüÅŸler. Bu yüzden heykele yeni bir yer aranmaya baÅŸlanmış. Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi ile görüÅŸülmüÅŸ. HeykeltraÅŸ, tamamladığı bu eser için Belediye BaÅŸkanı'ndan kendisine yer göstermesini istemiÅŸ. Akla ilk gelen yer ilk önce Sarayburnu olmuÅŸ. Ancak Aksoy "heykel orada ne yapacak, manzara mı seyredecek?" diyerek, bu teklifi kabul etmemiÅŸ.

"Bu heykeli bir Ä°stanbul düÅŸü olarak tasarladım ve evrensel bir barış özlemiyle yonttum. Bu nedenle Ä°stanbul'da, insanlarla haşır neÅŸir olacak bir yerde bulunması daha uygundur" demiÅŸ.

Aksoy bu kadar büyük ve hacimli bir eserin büyük bir meydana yerleÅŸtirilmesi gerektiÄŸini, bunun için de en uygun yerin Taksim Meydanı olduÄŸunu belirtmiÅŸ. Bununla da kalmamış, heykelinin meydana dikilebilmesi için ayrıca Taksim Meydanı için bir de proje hazırlamış. Proje Taksim Gezisi'nin traÅŸlanarak meydanla bütünleÅŸtirilmesini öngörüyormuÅŸ...

Haberden öÄŸrendiklerimiz bunlar. GörüldüÄŸü gibi heykeltraÅŸ kendisini eseri ile sınırlandırmıyor. Kentin bir bölümünün de tasarımına kadar uzanıyor. Bir heykeltraÅŸ ne yapar? Heykel traÅŸlar. Sonra ne yapar? Eserini yerleÅŸtirebileceÄŸi meydan, park, bahçe gibi bir yer arar. Nitekim bu zorunluluk Aksoy'u da ilgilendiriyor ve heykeline güzel bir yer arıyor.

Bir heykeltraşın biz beÄŸensek de, beÄŸenmesek de yaratma özgürlüÄŸü var. Ä°stediÄŸi gibi bir eser yaratmak, tasarlamak bir sanatçının en temel hakkı. Taksim Meydanı gibi bir alanı kullanmak istemesi de son derece doÄŸal. Buna hakkı var. Aksoy gibi bir çok sanatçının gönlünde "bir gün ÅŸöyle bir Taksim Meydanı'na eserim konsa" diye bir özlem olabilir. Hatta aklına "ÅŸu Taksim Meydanı'nı ÅŸöyle bir oturup bir güzel tasarlayıversem" gibi bir fikir gelebilir. Mutlaka her kiÅŸinin yaÅŸadığı kentle ilgili böyle bir özlem dile getirmeye, düÅŸünce ileri sürmeye hakkı var. Ama fiiliyata gelince iÅŸ biraz zorlaşıyor: Ä°lk önce Taksim Meydanı sanatçının kendi özel atölyesi deÄŸil, hepimize ait olan bir yer. Kentin en önemli meydanı için bir sanatçı kendi eserini buraya yerleÅŸtirmeyi düÅŸündü, hatta bu alanı kendi düÅŸüncesine göre tasarladı diye yönetim onun bu isteÄŸini gerçekleÅŸtirmek zorunda mı? Ya da ÅŸöyle soralım: Bir sanatçı veya yönetici -aklına esti diye- Taksim Meydanı'nın orijinal tasarımını deÄŸiÅŸtirme hakkına sahip mi? Ne iyi ki konu basına yansıdı, bu soruları sorabiliyoruz. Oysa biz bu soruları hiç sormayız, hatta soramayız. Çünkü biz kentte bu tür deÄŸerli heykeltraÅŸların, mimarların, tasarımcıların eserleri ile genellikle iÅŸ bittikten, karar verildikten ve uygulama baÅŸladıktan sonra karşılaşırız. Dolayısı ile profesyonel düÅŸünce geliÅŸtirme özgürlüÄŸü çoÄŸu zaman bizim için bir dayatmaya dönüÅŸür. Başımıza gelecek ÅŸeyleri önceden bilemeyiz. Özellikle askeri darbeler sonrası heykeltraÅŸların iÅŸlerinin baÅŸlarını aÅŸtığı bilinir. SipariÅŸlere yetiÅŸmeye çalışırlar. Bazen de olaÄŸan durumlarda bir yöneticiyi ikna eder, bir meydanı, parkı kendi eserleri ile süsleyiverirler. EÄŸer tartışmak gerekirse, iÅŸ bittikten sonra sonra tartışılır. Ona da tartışmak denirse...

Yaratmak sanatçıya tanınan bir hak mıdır?
Oysa sanat ve tasarım bu tür tartışmaları içerir. Çünkü sanatçı veya tasarımcı bir ayakkabı tamircisi gibi yalnızca müÅŸterisini ilgilendiren bir iÅŸ yapmaz. Güncel sanat dediÄŸimiz zaman baÅŸarılı bir icracı, bir keman virtüözünün becerisi, zanaatı gibi bir ÅŸey deÄŸil, baÅŸka bir ÅŸey akla gelir. Zanaatkar birbirini resmeden eÅŸyalar yapar. Yeni bir ÅŸey tasarlamaz, yaratmaz. Sanatçı yenilik üretir.

Modern sanat eserlerinin algılanması konusunda bir çok kuramsal yaklaşım var, kuÅŸkusuz. Ancak izleyicileri açısından çoÄŸu zaman "acaba sanatçı bu yapıtında ne anlatmak istemiÅŸ?" gibi çeÅŸitli soruların gündeme geldiÄŸi, kimi zaman da esere belli bir mesafeli yaklaşımın olduÄŸu görülür. Sanatçı yapıtı içinde bir tür özgürlük alanına sahip bir kiÅŸidir. Böylece modern sanat yapıtına kimi zaman sanatçının iç dünyasını yansıtan ve bazen de anlaşılmayan bir ürün olarak yaklaşılır.

Oysa bir sanatçıyı bir zanaatkardan ayırdeden bu farklılığın farkında olmaktır. Sanatçının kendi konumunu paranteze almadan, kendi iÅŸlevini sorgulamadan yetenekli bir insan olduÄŸunu iddia etmesi sanatın iÅŸlevi ile çeliÅŸir. Yaratmak sanatçıya tanınan bir hak deÄŸildir. Sanatçı bunu sorgulayarak sanatçı olabilir. Bunun alternatifi elbette ki kimi çevrelerde hat, ebru, oymacılık gibi sürdürülmeye çalışılan sözde "geleneksel" sanatlar hiç deÄŸildir.

Sanatla tasarım iki ayrı faaliyet türü olarak ele alınabilir. Tasarımcıların kullanıma dair objeler ürettiÄŸi, sanatçıların ise 'estetik' yaÅŸantıya yönelik etkinlikler gerçekleÅŸtirdiÄŸi düÅŸünülür. Oysa tasarım ile sanat iki ayrı mevcudiyet biçimi olarak deÄŸil ama birbirleriyle iliÅŸkileri açısından ele alınması gereken faaliyet türleridir. Çünkü sanat da, tasarım da sembolik bir alan içinde yeralır. Tasarım temsil ettiÄŸi ile bir sorumluluk iliÅŸkisine, sanat ise bu iliÅŸkinin sorunsallaÅŸtırılmasına dayanır. Ä°nsani faaliyetler mekanını temsil eden ve onunla karşılıklı etkileÅŸim içinde geliÅŸtirilen temsile 'tasarım' adı veriyoruz. Mimarlık, ÅŸehir planlama, endüstri tasarımı, hatta siyaset bu tür bir temsildir. Sanatın ise nesnesi ile böyle bir tekabüliyet iliÅŸkisi yoktur.

Böylece sanatın temsili sorunsallaÅŸtırma, temsilin insani faaliyetler mekanının yerine geçmesine karşı bir iÅŸlevi vardır. Sanat da tasarım gibi eski dünyanın çözücüsüdür. Ancak sanat aynı zamanda modernleÅŸmenin de, tasarımın da çözücüsüdür. Sanat olmadan insan haklarına karşı sanki görünmeyen bir sansür, baskı kurumsallaşır. Sanatın temsili sorunsallaÅŸtırıcı iÅŸlevi olmadan insani faaliyetler, tasarım özgürleÅŸemez. Sanatçının bu hakkı gibi bir baÅŸka uzmanın, ÅŸehir plancısının, mimarın, mühendisin, yöneticinin de insanların hayatını tasarlamak gibi bir hakkı yoktur.

Kentin sanatsal/yaratıcı sermayesi nasıl gelişir?
Bir kentin sanatsal/yaratıcı sermayesinin geliÅŸmesi, yeniden tanımlaması uzmanların, üniversitelerin entelektüel bir meslek pratiÄŸinin taşıyıcısı olmaları ile gerçekleÅŸebilir. Meslek kuruluÅŸlarının da bir sivil toplum kesimi olarak kendi görüÅŸlerini dile getirmek yerine kendi alanı ile ilgili olarak bir sorumluluk üstlenmesi gerekir. Profesyoneller arasında fikir özgürlüÄŸünü geliÅŸtirmek, haksız rekabet koÅŸulları yaratan durumları ve siyasal tercihler arkasına gizlenen tekelci iliÅŸkileri sorgulamak meslek kuruluÅŸlarının, sivil toplum örgütlerinin birinci önceliÄŸi olmalıdır. ModernleÅŸtirici bir zekaya sahip olmayan uzmanlık pratiÄŸi ise kapalı, informel iliÅŸkileri tercih eder. Bu nedenle eleÅŸtiri yapıcı bir ÅŸeydir. "Ben bu heykeli beÄŸenmedim" gibi baÅŸka bir biçime deÄŸil, dönüÅŸtürücü bir mesleki pratiÄŸe eÅŸlik eder. Meslek alanında dayatmalara karşı çıkanlar, bundan rahatsız olanlar, ilk önce sanatı ve tasarımı iktidardan bağımsızlaÅŸtırmalılar. Bunun için de güç sahiplerinin elindeki gücü almak ve bu durumu deÄŸiÅŸtirmek için bu informel iliÅŸkileri sorgulamalılar. Temsile dayanmayan kurumların, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin ve sanatçı örgütlerinin ne yaptığı, mesleki ifade özgürlüÄŸünü nasıl örgütlediÄŸi bu açıdan çok ama çok önemli...

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý 9, küçük harf "a", büyük harf "D", küçük harf "y", büyük harf "A", küçük harf "a"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız