Ama ne gerek var diyeceksiniz, İstanbul'un kendisi zaten bir "gecekondu" cenneti. Yani Gila Benmayor öyle düşünüyor. "Gecekondunun panzehiri sadece TOKİ mi?" 1 başlıklı yazısında gecekonduyu, "Şık binalardan hemen sonra sıvasız, boyasız kimi zaman birkaç katlı gecekondular karşınıza çıkıveriyor," diye tanımlıyor. Peki, gecekondu kente sızan bir zehir mi? Gecekonduyu mimarlar, şehir plancıları, başbakanlar, belediye başkanları, edebiyatçılar, sinemacılar, ressamlar, kanunlar nasıl tanımlıyor?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu yılın teması olarak kentleşmeyi belirledi: Kent yoksullarının durumu ve bütünlüklü planlamanın önemi... Yani bol bol gecekondu konuşacağız bu yıl. WHO, şehir planlamasının önemini vurgulayarak yaşam koşullarının iyileşmesinin önleyici bir sağlık hizmeti olarak görülmesini istiyor." 2
Türkiye'de gecekonduya ilişkin resmi politikanın oluşturulması sürecinde ilk örneğin konusu ve mekânı Ankara'dır. Bunun en önemli nedeni Ankara'nın başkent olması, daha 1930'lu yıllarda hızlı bir kentleşme süreci yaşaması ve bu nedenle konut ve gecekondu sorunuyla ilgili çözümlerde önceliğin Ankara'ya verilmesidir.3
Yani gecekondulaşma aslında çok eskilere dayanır. Kırdan kente göç Marshall Planı'nın da tetiklemesi ile 1940'ların ortasında ivme kazanır. 4
Gecekondu kelimesi ilk kez 1948'de çıkartılan 5218 sayılı "Ankara'da Belediye ve Devlete ait Arsaların Mesken Yapacaklara Tahsisi Hakkında Yasa içinde geçer.5
1960'lı yıllara geldiğimizde, gecekondulaşma açısından en önemli hususlardan biri, bu olgunun özellikle büyük kentlerde yaygınlık kazanmış olmasıdır. İmar İskân Bakanlığı verilerine göre, 1960'lı yılların başında Ankara'daki konutların yüzde 64'ü, Adana'dakilerin yüzde 48'i, İstanbul, İskenderun ve Erzurum'dakilerin yaklaşık yüzde 40'ı ve İzmir'dekilerin yüzde 24'ü gecekondulardan oluşmaktadır. 775 sayılı Gecekondu Kanunu 20.07. 1966 tarihinde kabul edilir ve Resmi Gazete'de (30 Temmuz 1966) yayınlanır. Kanun gecekonduyu şöyle tanımlar: "Sözü geçen 'gecekondu' deyimi ile imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar kastedilmektedir." (Madde 2) 6
1966 yasası yıkımı kolaylaştırıcıdır. Aynı yasa kapsamında bir "Gecekondu Fonu" kurulur. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar kendi yazdığı "Gecekondu ve Kentsel Yenileme" adlı kitabında bu fonun işlevsel kullanılamadığını belirtir.7 Bugün 20 trilyonu geçen fon TOKİ'ye devredilmiştir. Bu fonun tarih sürecinde ne şekilde kullanıldığı şeffaf olarak takip edilememektedir.
1966'dan sonrasında ilki 1976'daki 1990 sayılı kanun olmak üzere gecekondu yıkımının engellendiği imar aflarıyla dolu süreç başlar. Özal döneminde seçim aflarıyla, kentler % 70'lere varan oranlarda gecekondularla dolar.
Son olarak ise Gecekondu Kanunu yetkileri 12.11.2008 Tarihli Resmi gazetede yayınlanarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'ndan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı-TOKİ'ye devredildi. Bu devir TOKİ için belediye meclislerinin onayını almadan gecekondu dönüşümü için imar planı yapabilmenin önü açılmıştır. TOKİ bugün daire başına ayda 200-400 gibi rakamlarla ödenebilen apartmanlar üretiyor ve çekilişle dağıtılıyor. Kendi yerel politikasını oluşturan gecekonduların iktidara taşıdığı hükümetin, gecekonduya "güzel" çözümler ürettiğini, gecekondu arsalarına yandaşları yeni-zengin-konduların geldiğini iyi biliyoruz. Bugün gecekondu alanları "Yeni Osmanlıcılık" 8 akımıyla yepyeni bir konut dalgası altındadır. Peki, "gecekondulu" nereye gidiyor işte asıl bunu kestirmek güç. Belki de Sulukule örneğini takip etmeliyiz. Ispatula ile kazır gibi sıyrılarak atılan yoksul gecekondulu için söylenen en büyük yalan ise "geri göç"tür. Geriye göçülecek ne köy ne de kasaba kalmıştır. Zaten şehre göçmek için varlıklarını toprak ağalarına satmış olan köylü (köysüz köylü) için şehir tek tutunulacak daldır. Marjinal işlere yönelirler.
Gecekondu, bireyin zilyet (sahip olmadan kullanma) hakkı düşünüldüğünde bir işgal değildir. Asıl işgal, geçici kullanımı kalıcı sahipliğe dönüştürerek, toprağın devletten kişilerin/mafyanın eline geçmesi sürecinde yaşanır. Yani gecekondulara tapu dağıtmak ile başlar. Yoksa Talip Apaydın'ın roman kahramanı İdris'e söylettiği gibi "Gelmeyelim de ne halt edelim..." 4
Gecekonduya sosyo-politik açıdan bakarsak kenti heterojen kılan ve son on yılda artan siyasi kutuplaşma, ayrımcılık (Roman-Kürt) gibi sorunları üzerinde taşıyan, Başbakan'ın terörden sonra ikinci önemli meselemiz dediği hâlâ yaşayan bir gerçekliktir.
Şair Sunay Akın'ın dediği gibi aslında "Umut dolu / Tarla Kuşları / Kentin Kıyısına / Hep gecekondu... Ya da Latife Tekin'in "Berci Kristin Çöp Masalları" adlı romanında, bir gecede kurulan Çiçektepe'nin teneke damlarına bağlanan bebekler, her rüzgârda çöplerin, fabrikaların içine düşer uçarak. Ya da bir gecekondu sakini Hasan İzzetin "Dinamo Musa'nın Gecekondu'su" adlı romanında neden Musa adını seçer?
Gecekonduyu hem çizen hem de şiirleyen aydın Bedri Rahmi Eyüboğlu'na göre İstanbul deyince aklına ilk Mimar Sinan sonra da gecekondular gelir. İsli, paslı, yetim... Demirtaş Ceyhun, "Asya" adlı romanında bir kahramanına söyletir. İstanbul'da dağ taş gecekondu doludur ki, bir ucundan bir ucuna yaya gidilmez. Ya da Muzaffer İzgü, Gecekondu adlı romanında gecekondudan dönüşen beton mahalleye "Numune Mahallesi" adını takar. Muzaffer İzgü'nün, kendi yaşam öyküsünü ve bir gecekondu hayatını tüm gerçekliğiyle anlattığı başyapıtı "Zıkkımın Kökü", aynı adla sinemaya uyarlanır. Memduh Ün ile Macit Koper'in senaryolaştırdığı, yönetmenliğini Memduh Ün'ün yaptığı, Menderes Samancılar, Meriç Başaran, Günay Girik, Elif İnci, Sırrı Elitaş ve Emre Akyıldız'ın rol aldığı Zıkkımın Kökü filmi pek çok ödül alır.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nuri İyem, Gülsün Karamustafa, Turan Erol, İmren Erşen, Nevzat Akoral, Lütfü Günay, Fethi Arda, Zeki Şahin, Mustafa Ayaz, Hikmet Duruer, Tuncay Betil, Alâettin Koçak, Kayıhan Keskinok, Fahir Aksoy, Bayram Gümüş, Hasan Pekmezci, Nedim Günsür'ün resimlerinde gecekondular tıpkı Latife Tekin'in, "Yazarların İstanbul'u" adlı kitapta yazdığı "aslını arayan kırılıp küçülmüş bir şekil, görünmez bir aynayla çoğaltılmış, yere göğe yansıtılmış" gibi görünmektedir. Bu kondular Tekin'e göre dağların arasında bıraktıkları evlerine adak adamışlar gibi ufacıktır. 4
Değerli şehir plancısı ve gecekondu uzmanı Tansı Şenyapılı'nın önermeleri ise bizim meslekte yapılan en gerçekçi ve duyarlı olanlarıdır. Tansı Hoca'ya göre, gecekondu yazınındaki "başkasının arazisi üzerine izinsiz yapılan" yapı tanımı artık gecekonduyu tanımlamamaktadır. Gecekondu nüfusu, kendi geliştirdiği çözümlerle, kentle bütünleşemeyen büyük nüfus kitlesinin barınmasından doğacak ve sistemin güvencesini sarsacak sorunların çıkmasına engel olmuştur. 8
Gila Benmayor'un panzehir aradığı yani zehir kabul ettiği gecekondular, açgözlü iktidarlarca zehirlenen sosyal devlete, yoksul göçmen kesimin kendi eliyle ürettiği bir panzehirdir aslında.
Amerikalı, kent kuramcısı, tarihçi, aktivist, Marksist-çevreci Mike Davis gecekondulaşmanın Dünya üzerindeki etkisini "gecekondu gezegeni" tanımıyla yapar. Davis'e göre korsan kentleşme gecekonduculuğun özelleştirilmesidir. Ayrıca gecekondu bir kumar unsuru haline gelmiştir. 9
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise şöyle diyor: "Bana göre inşa edilen bir gecekondu israf ekonomisinin en güzel örneğidir. Herkes zanneder ki başını sokmak için bir yer yaptı, hayır, tam manasıyla israf ekonomisinin bir gereği olarak bunu inşa etti. Şu güzelim İstanbul'u katletmeye kimsenin hakkı yok. Bakıyorsunuz otobanlar, asfaltlar yapılıyor, ama kenarları sağlı sollu ucube. Olmuyor." 10
Başbakan için ucube, edebiyatçı için bir adak, şehir plancısı için bir yarar, ressam için şehrin kızamık dökmesi, şair için tarla kuşları, kimi varsıl çocuklar için gecenin yere konması ya da bir gecelik depremden kaçış evi (Müze için gecekondu soyunun tükenmesini beklememek gerek)...
Mimar olarak benim içinse, bu dünyanın, bana ne kadar az ihtiyaç duyduğunu unutturmayan, hayatın nasıl bir mücadele olduğunu gösteren güzel bir manzara, mimarsız evlerdir gecekondular. Bir ucundan bir ucuna yaya gidilmez bu İstanbul şehrinde...
1.23 Mart 2010, Hürriyet
2.Erhan Üstündağ, BİA Haber Merkezi, 06 Nisan 2010
3."Türkiye'de Gecekondular ve Yasalar", Şükrü Aslan, Birgün, 27 Haziran 2008
4."Öyküde, Romanda, Şiirde, Tiyatroda, Resimde Gecekondu", Önder Şenyapılı, Gecekondu-Dönüşüm-Kent, ODTÜ Yayıncılık, 2009
5."Gecekonduya Ne Oldu? Zilyetliğe Dayalı Kentten-Sahipli Kente", Baykan Günay, Gecekondu-Dönüşüm-Kent, ODTÜ Yayıncılık, 2009
6."Türkiye'de Gecekondular ve Yasalar II", Şükrü Aslan, Birgün, 2 Temmuz 2008
7."Gecekondu ve Kentsel Yenileme", ErdoÄŸan Bayraktar, EAMY, 2006
8."Kentte Değişen Güç İlişkileri ve Kentsel Dönüşüm", Sema Eder, Gecekondu-Dönüşüm-Kent, ODTÜ Yayıncılık, 2009
9."Gecekondu Gezegeni", Mike Davis, Metis Yayınları, 2006
10.7 Eylül 2009, Sabah
http://www.khgm.gov.tr/mevzuat/kanun/gecekondukanunu.htm