BilindiÄŸi gibi mesleklerin serbest dolaşımı çerçevesinde mimarlık mesleÄŸi ile ilgili Avrupa BirliÄŸi (AB) yasalarına uyum yönünde ülkemiz için yeni bir mimarlık yasasının hazırlıkları sürmektedir. ÇeÅŸitli kurum ve kuruluÅŸlar, yasa ile ilgili görüÅŸlerini AB Genel SekreterliÄŸi adlı Türkiye Cumhuriyeti kurumuna iletmektedirler. Bu çerçevede Üniversitelerarası Kurul tarafından görevlendirilen komisyon üyesi olarak komisyonun diÄŸer üyeleri ile uyuÅŸmayan görüÅŸlerimi mimarlık kamusal alanı ile paylaÅŸmak gereÄŸi duymaktayım.
Mimarlık mesleÄŸinin AB alanında serbest dolaşımı ile ilgili olarak bizim de uyum yasamızı hazırlamakta esas almamız için AB'nin mimarlık mesleÄŸi ile ilgili yasası Türkiye Cumhuriyeti AB Genel SekreterliÄŸi'ne iletilmiÅŸtir.
Mimarlık eÄŸitimini düzenleyen bu AB yasasının iki önemli maddesi ÅŸu ÅŸekildedir.
-Her üye devlet, Madde 1 belirtilen etkinliklere baÅŸlama ve bu etkinlikleri Madde 23 (1)e uygun olarak mimarlık adı altında sürdürme yetkisiyle ilgili olarak, Madde33 ve 4'ün gereklerini yerine getiren bir eÄŸitim-öÄŸretim sonucunda kazanılan ve diÄŸer üye devletler tarafından vatandaÅŸlarına verilen diploma, sertifika ve resmi nitelikli diÄŸer belgeleri, kendi sınırları içersinde verilenlerle aynı nitelikte olarak tanıyacaktır.
-Madde 2'de sözü edilen eÄŸitim ve öÄŸretim Madde 3'de belirtilen gerekleri karşılamak yanında aÅŸağıdaki koÅŸullara da uymalıdır.(a) EÄŸitim-öÄŸretimin toplam süresi, ya bir üniversite veya eÅŸdeÄŸeri eÄŸitim kurumunda dört yıl full-time, ya da bir üniversite veya eÅŸdeÄŸeri eÄŸitim kurumunda en az üç yılı full-time olmak üzere en az altı yıldan oluÅŸmalıdır.
-bu eÄŸitim üniversitede verilen bir bitirme sınavı ile sonlanır.
Bu yasada açıkça görülmektedir ki Avrupa BirliÄŸi, mimarlık yapma yetkisi verme hakkını, meslek kuruluÅŸları veya benzeri okul dışı kurumlara vermeyerek, entelektüel temelini oluÅŸturan Fransız İhtilali'nin, 1791 yılında Çalışma Hürriyeti'ni ilan ederek Lonca'ları yasal yolla ortadan kaldırdığı ve her mimara dilediÄŸi gibi çalışma hakkını verdiÄŸi anlayışa baÄŸlılığını -doÄŸal olarak- sürdürmektedir.
GörüldüÄŸü gibi burada bizi ilgilendiren önemli iki nokta;
a-her ülkenin, diÄŸer bir üye ülkede verilen yetkiyi aynen kabul etmesi (Zaten bu AB düzenlemesinin asıl amacı da bir minimum çizgi çizerek ülkelerdeki farklı sistemlere raÄŸmen yetkileri tüm ilgili ülkelere yayarak serbest dolaşımın önünü açmaktır.)
ve
b- mesleki yetki alma açısından -halen ülkemizde geçerli olan- 4 yıllık eÄŸitimi AB'nin de benimsemiÅŸ olmasıdır.
Durum böyle iken, eskiden beri herhangi bir araÅŸtırmaya dayanmayan, "mimarlık eÄŸitiminin uzatılması ve belli bir staj döneminden sonra mesleki kuruluÅŸlarca yapılan sınav ile yetki verilmesi düÅŸüncesi", bu uyum hazırlığı nedeniyle adeta hortlatılmıştır. Bu yaklaşıma Anglsakson eÄŸitim kökenli akademisyenlerin de ÅŸevkle destek verdikleri görülmektedir.
Ancak her ne kadar demokratik olduÄŸu ileri sürülse de Anglsakson düÅŸünce MonarÅŸi esaslıdır. Fransız ve Amerikan devrimlerinin ilham kaynağı Thomas Paine'in İngiliz monarÅŸisine karşı insan hakları savaşı, "Kıta Avrupası"nın sosyal yapısının farklılığının yansımasıdır.
Gerçekten Avrupa'nın büyük ülkeleri olan Almanya, Fransa ve İtalya monarÅŸilerini çoktan yıkmış ve unutmuÅŸlardır. Bu nedenlerle İngiltere'de hala meslek kuruluÅŸlarının genç meslektaÅŸlara yetki vermeye devam etmesi ve "Kıta Avrupası"nda ise Lonca sisteminin çoktan yıkılmış olması bu nedenlerledir.
1920'lerde dil-din-ırk-tarih ve gelenekleri insanlararası iliÅŸki dışı bırakarak, "eÅŸit bireylerin evrensel toplumu" modelini devlet biçimi olarak kurabilmiÅŸ bir ülkenin en azından aydınlarının insan özgürlüÄŸü'nün insanlığın geleceÄŸindeki öneminin bilincinde olmaları gerekirdi. Gençlerin önünü kesmekle Türk Mimarlığı'nın da önünün kesilmesine neden olunacağının mimarlık okullarında dahi önemsenmemesi üzüntü vericidir.
Hal böyle iken çeÅŸitli kaynaklardan ve bu arada eÄŸitim kurumlarından da yapıldığı anlaşılan müdahalelerle ve MOBBİG toplantısının da sonucu olarak, hazırlanmakta olan yasamızda süre belirleme ile ilgili maddenin deÄŸiÅŸtiÄŸi ve 3+2 yıl (veya 4+2 yıl) üniversite eÄŸitimi + 2 yıl staj + yeterlik sınavı gibi en erken 8-9 yılda mimar olmak, yüksek lisansı akademik ve teknik alanlarda yapanlara ise yetki alma yolunu tamamen kapamak sonucu da verecek kaotik bir yapı getirmek için çaba gösterildiÄŸi anlaşılmaktadır.
Yasaya eklenen "mesleÄŸin icra edilebilmesi için 47. maddede belirtilen eÄŸitimi tamamlamış olanlar meslek kuruluÅŸlarınca kabul edilen ve denetlenen iÅŸ yerlerinde iki yıl pratik eÄŸitim yapmak zorundadır. Bu eÄŸitim sonucunda yapılan deÄŸerlendirme ile "mimar" ünvanı kullanma yetkisi verilecektir" ifadesi Lonca sistemine -Fransız devrimi öncesine- dönüÅŸ olup asgari ücretle, belki de ücretsiz çalışacak köleler üretmekten baÅŸka bir iÅŸe yarayabilir mi. Mimarlığın hala bilenlerin yanında ancak öÄŸrenilebileceÄŸi görüÅŸü mimarlık hakkında yanlış deÄŸerlendirme yapmaktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Ayrıca eÄŸer bazı mimarların yaptıklarından memnun deÄŸilsek bunun deneyimsizlikten çok tutucu usta çırak eÄŸitiminin sonucu olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ustasını tekrara alıştırılan ÅŸartlanmış beyinlerin ilerde boÅŸluÄŸa düÅŸmesi kaçınılmazdır ve bu sıkça görülmektedir.
Sıradan staj deneyimi genç ve enerjik, yüksek motivasyonlu entelektüel beyinlerin körelmesinden, motivasyonunu kaybetmesinden baÅŸka bir iÅŸe yaramaz. İşverenlerin haklarını mimarlara karşı korumak amacıyla mimarların bizzat bu yolu önermesi kuÅŸku verici olup mantıklı görünmemektedir.
Bu durumda ülkemizdeki mimarlık sisteminin AB düzenlemesiyle tam uyumlu olması nedeniyle herhangibir baÅŸka ve özellikle süre artırıcı ve yetki vermeyi zorlaÅŸtırıcı sisteme geçmenin herhangibir yararı olmayacaktır. Yukarda saymaya çalıştığımız sakıncaları yanında diÄŸer olası zararları ise ÅŸöyle özetlenebilir. Herhangibir ilgili ülkeden dört yıllık eÄŸitim ile alınan yetki belgesi Türkiye'de de geçerli olacağı için, diÄŸer ülke vatandaÅŸları Türk vatandaÅŸlarına karşı hem ülkemizde hem de AB'de dolaşım hakkında avantaj saÄŸlamış olacaklardır. Yani daha önce serbest dolaşım sistemine gireceklerdir. Ayrıca para sahibi Türk vatandaÅŸlarının AB üyesi bir ülkede -örneÄŸin bilmediÄŸimiz Litvanya, Letonya v.b. ülkeler olabilir- 4 yıllık eÄŸitim ile yetki alarak ülkeye dönüp akranlarının önüne geçmeleri karşılıklı -tanıma zorunluluÄŸu nedeniyle- engellenemeyecektir.
Ülkemizdeki sistemin AB minimum standardlarını karşılamada eksik olduÄŸu bir yön sosyal bilimler derslerinin yetersizliÄŸ ile bitirme ödevi alma koÅŸullarının gevÅŸekliÄŸi ve Bitirme Sınavının niteliÄŸidir. Bunlar kısa sürede ve yeni yasaya ihtiyaç olmadan giderilebilecek konulardır. Süre uzatımı ve yetki alma güçlüÄŸü organize etmeye çalışanların da ÅŸimdiye kadar bu konuları ele almamış olmaları da anlaşılır deÄŸildir. Bitirme sınavının "Ulusal Bitirme Sınavı" haline gelmesi bazı okullarımızda kadro, ortam-ekipman yetersizliÄŸi ve bazı okullarımızda da eÄŸitim anlayışı gibi konulardan kaynaklanan yetersizlik sorunlarını denetleme olanağı saÄŸlayacaktır. Ayrıca kredili sistemle 4 yıllık eÄŸitimi 3 yılda tamamlamanın veya ÇAP ile iki yılda yetki almanın da AB eÅŸ yetkilendirme programında sorun yaratabileceÄŸi düÅŸünülmelidir.
Mimarlık eÄŸitimi ve yetki belgesi ile ilgili diÄŸer görüÅŸlerimi ayrıca açmak istiyorum.
Akademik kariyer yapan mimarların eÄŸitimde rol almasının kötü mimar yetiÅŸtirmeye neden olduÄŸu görüÅŸünün akademik kariyer yapanlar tarafından yasaya hakim kılınmak istenmesi hayret vericidir. Bu savın İstanbul'daki son akademisyenler toplantısında da yinelenebilmiÅŸ olması da ayrıca üzüntü verici olmuÅŸtur. Böyle bir savın -kökeninde pratisyen mimarların eÄŸitim verdiÄŸi bir akademi düzeni olsa dahi- bir üniversiteden çıkmış olmasını yadırgamaktayım. Bazı mimarların yetersizliÄŸi çırak görülerek yetiÅŸtirilmiÅŸ olmalarındadır diye düÅŸünülebilir. Yıllardır bu anlayıştaki eÄŸitime karşı uÄŸraÅŸ veriliyor. EÄŸitimin amacının ÅŸartlanmış kafalar deÄŸil, sorgulayan entelektüel beyinler yetiÅŸtirmek olduÄŸunun hala tartışılmasına, yadsınmasına anlam vermek kolay deÄŸildir.
Türkiye'de dört yıllık eÄŸitimin yetersiz olduÄŸu görüÅŸü eÄŸer çevreden kaynaklanıyorsa, bunun sorumlusu eÄŸitim deÄŸil mimarlık yapmanın bilinen nedenlerle nerdeyse olanaksız olmasıdır Kanımca öncelikle bu tür konular çözülmelidir.
EÄŸitimin dört yıl olması herkesin dört yılda mezun olacağı anlamına da gelmemektedir. BaÅŸarısız öÄŸrenciler kredilerini tamamlamak için en az iki yıl daha okulda kalabilmektedirler.
Okul dışı deneyimin herÅŸeyi çözmeyeceÄŸinin en iyi örneÄŸi ODTÜ Mimarlık Fakültesi Binası'nın -ki gerçekten önemli bir mimarlık çalışmasıdır- yanındaki ve aynı mimar tarafından yaklaşık 40 yıl sonra yapılığı söylenen ek binadan da görülmektedir. Mimarlığı tartışılamayacak bir mimardan bile böyle bir sonuç çıkması, asıl sorunu mimarın deneyim ve yeteneÄŸinin ötesinde aramak gerektiÄŸini göstermektedir. Bunun araÅŸtırılması kararlara ışık tutacak, doÄŸru teÅŸhis yapmaya yardımcı olacaktır düÅŸüncesindeyim.
Hiçbir zaman inanmasak da empoze edilen sistem olarak liberal ekonominin uyulması gereken koÅŸullarının başında rekabetin geldiÄŸi söylenmektedir. Ülkemiz de bu yola sokulduÄŸuna göre her iÅŸverenin ancak en iyi olduÄŸunu düÅŸündüÄŸü mimara iÅŸ vereceÄŸini kabul etmek durumundayız. Böyle olunca da mimarlık hizmetinin garantisini saÄŸlamanın yolunun mimarları kategorize etmek yerine, müÅŸterinin haklarını koruyacak sigorta sisteminin kurulması ve iÅŸletilmesi olduÄŸu ortaya çıkmaktadır. Aksi halde eksik kalan liberal sistem de sonuç vermeyecektir.
Her yıl kapısına 1.500.000'den fazla öÄŸrencinin yığıldığı üniversitelerimizde eÄŸitim süresini sadece bir yıl uzatmanın ekonomik ve sosyal maliyetlerinin kümalif olarak nerelere varacağının da iyi hesaplanması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki Dünya'da yenilik, yaratıcılık ve geliÅŸme adına ne yapıldıysa, statükoya karşı çıkabilen bireyler tarafından baÅŸarılmıştır. Biliyoruz ki Galile zaten dönmekte olan Dünya'nın döndüÄŸünü Kilise'ye karşı ölüm tehditi altında kanıtlamıştı. Benzer ÅŸekilde Pastör de mikroplardan çok Fransız Tıp Akademisi'ni yenmeye çalışmıştır. İngiltere'deki saygın yıllık "Ulusal Matematik Sınavı"nın İngiliz matematiÄŸinin geliÅŸmesini engellediÄŸi ancak 100 yıl sonra anlaşılmıştı. Yakın zamanda ise çok saygın fizik dergilerinin çok saygın hakem heyetlerinin yalnızca Einstein'ın kuramına aykırı diyerek "zamana yolculuk" konusundaki teorik fizik çalışmalarının yayınlanması ve dolayısıyla geliÅŸmesini engellediÄŸi de bilinmektedir.
İngiltere'de veya baÅŸka bir yerde mesleki yetkinin daha önceki meslektaÅŸlardan alınması bunun doÄŸru olduÄŸu anlamına gelmez. Onların sıkıntıda olduÄŸu anlamını da taşıyabilir.
Türk Mimarlık Meslek Yasası'nın doÄŸru ÅŸekilde çıkmasını saÄŸlamak için özellikle gençlere de görev düÅŸmektedir.