Köşe Yazısı

Profesyonellik nerede başlıyor?

Yazan: Korhan Gümüş Tarih: 9 Eylül 2005
AyÅŸe Hassan Kanada doÄŸumlu ve orada yaÅŸayan bir mimarlık öÄŸrencisi. AyÅŸe Hassan Galata Kuledibi’nde bugün otopark olarak kullanılan yerde Kanada’da öÄŸrencisi bulunduÄŸu fakülteye sunulmak üzere bir proje gerçekleÅŸtirdi. ‘Galata’nın Arka Bahçesi’ baÅŸlığını taşıyan bu okul projesi, bugün geçici olarak bir otoparkın bulunduÄŸu yeri bir ‘boÅŸluk’ olarak korumayı hedefliyor. AyÅŸe Hassan bu düÅŸünceyi bu mekanı çevreleyen yapı düzenini koruyarak/yıkılmış olanları yeniden kurgulayarak gerçekleÅŸtiriyor. EÄŸitim programı içinde ve hiçbir kamu imkanı kullanılmadan gerçekleÅŸen bu öÄŸrenci projesi beni düÅŸündürdü. Neden bir giriÅŸimcinin iÅŸ verdiÄŸi profesyonel bir mimarın buraya Galata Kulesi kadar yüksek bir otel dikme düÅŸüncesi ile bir öÄŸrencinin kendi imkanları ile gerçekleÅŸtirdiÄŸi projenin programı birbirinin tam tersiydi? Mimarlık eÄŸitiminin sunduÄŸu bu bağımsızlığın profesyonellikle nasıl bir iliÅŸkisi olabilirdi? AyÅŸe Hassan proje fikrini gerçekleÅŸtirmeden önce burada yaÅŸayan insanlarla aylarca görüÅŸmüÅŸtü, araÅŸtırma yapmıştı ve hiç üÅŸenmeden, bin bir zorlukla belge, bilgi toplamıştı. Profesyonel mimar ise öncelikle kendisine mal sahibinin verdiÄŸi programı gerçekleÅŸtirmeyi amaçlamıştı. Bir öÄŸrenci ile bir profesyonel mimarın geliÅŸtirdikleri fikirleri tartışmaktan önce bu konu üzerinde bir tartışma ihtiyacı olduÄŸunu düÅŸünüyorum.



Åžaşırtıcı olan bir baÅŸka konu daha vardı. YoÄŸun bir yapılaÅŸma amaçlanan parsellerin büyük bir bölümü giriÅŸimci tarafından kamudan çok ucuza satın alınmıştı. Satış gerçekleÅŸtiÄŸinde burada bir eski ilkokul binası (Alman İlkokulu) ve bir meydan bulunuyordu. Bir bakıma satın alan kiÅŸinin buradan elde edebileceÄŸi en büyük bir kazancı saÄŸlamak için bu tarihi yapıyı yıkmasından daha doÄŸal bir ÅŸey olamazdı. Amaç elbette ki buraya çok yüksek bir yapı yapmaktı. Ancak bu proje tam Tünel’in üzerine rastgelmiÅŸti ve mimar büyük bir olasılıkla Tünel’in bir çok kitapta bulunan kesitine bakmaya dahi ihtiyaç duymamıştı. Bu projenin gerçekleÅŸmesi için Tünel’in iptal edilmesi gerekiyordu. Nitekim kazılar sırasında tarihi Tünel’in tonozunun yıkıldığı ve acele tamir edildiÄŸi söyleniyordu. Çok daha önemli ve ilginç bir baÅŸka konu ise ÅŸuydu: Kentin en önemli tarihsel merkezlerinden birinde yer alan bu bölge için satılmadan önce henüz hiçbir bir fikir üretilmemiÅŸti. (Yalnızca birkaç duyarlı kiÅŸi kuleyi aÅŸan yükseklikte bir yapı yapılmasına itiraz etmiÅŸti.) Kamuya ait bu parseller satıldıktan sonra devreye giren mimar, İstanbul’un en önemli tarihsel kent merkezinde, Galata Kulesi’nin yanına yüksek bir yapı yapmayı planlıyordu. Çünkü, doÄŸal olarak, her mimarın yaptığı gibi direktifleri yatırımcıdan alıyordu. Mimar açısından deÄŸil belki ama mimarlık açısından ortada tuhaf bir çeliÅŸki vardı: Bir öÄŸrenci projesini kurgularken buradaki yoÄŸun yapılaÅŸma içinde buranın kamusal nitelikli bir alan olduÄŸunu ve boÅŸluk olarak kalması gerektiÄŸini düÅŸünüyordu. Profesyonel bir mimar ise bu alanın mevcut yapılarla, yerleÅŸim biçimi ile iliÅŸkisini göz ardı etmek zorundaydı. Bir öÄŸrenci mimarlığa daha profesyonel bir perspektifle yaklaÅŸabilirken, diplomalı bir profesyonel mimarlığa profesyonel olmayan bir perspektifle yaklaÅŸmak zorundaydı.Bu noktada burada, iÅŸleyiÅŸin kendisinde profesyonelliÄŸe karşı bir haksızlık yok mu? Böylesine önemli bir kent parçası söz konusu olduÄŸunda mimarlar yalnızca bir yatırımcının perspektifini mi temsil etmek zorundalar? Yoksa kenti mi gözetmek zorundalar? Kentsel mekanın mimari niteliÄŸi profesyonel bir çabayı hakketmeden biçimlenebilir mi? Mimarların rolü ne zaman ve nerede baÅŸlıyor, nerede bitiyor?

Bu proje bana öÄŸrenci iken yaptığım bir projeyi hatırlattı.

Gökkafes’in bulunduÄŸu yer eskiden yeÅŸil bir vadiydi. Mimarlık fakültesinde iken bu arazi bize proje yapmamız için verilmiÅŸti. Sınır bir taraftan TaÅŸkışla binasının altında Tahtasaray denen kalıntı bozması kahvenin olduÄŸu üst platform, alttan ise (henüz baÄŸlantı yolu yapılmadığı için) Dolmabahçe (İnönü) stadyumu arkasındaki platformdu. Konumuz ise bir ‘kültür merkezi’ projesi idi. Buradaki yeÅŸil dokuyu, hatta yaÄŸmurda su akan ÅŸevleri dahi deÄŸiÅŸtirmeden nasıl bir proje yapabilirim diye düÅŸündüÄŸümü hatırlıyorum. Aklıma Beaubourg’un kenarındaki yürüyüÅŸ/merdiven platformları gibi bir ÅŸey yapmak gelmiÅŸti. AÅŸağıdan yukarı uzanan, içinde yer yer sergi platformları olan; ama asla zemine deÄŸmeyen saydam bir tüp tasarlamıştım. Böylece maçtan çıkan veya denizden gelen insanlar kolayca, finüküler sisteme benzeyen eÄŸimli bir asansör sistemi ile yukarı aÅŸağı gidebilecekler, üst ve alt platformlardaki sergi mekanlarını gezebileceklerdi. Ama altı, üstü, her tarafı ÅŸeffaf olan bu tüp onları asla oradaki doÄŸadan koparmayacak, yerin altına girmeden yukarıdaki platforma ulaÅŸabileceklerdi. Özetle proje son derece basit, yalın, yeniden düzenlenen mevcut iki platform arasında uzanan bir cam ‘boru’dan ibaretti. Projeye hocamın hiçbir müdahalede bulunmadığını çok iyi hatırlıyorum. (Hatta deÄŸerlendirmede tam notu alana kadar neden herkese tashih yapan hocamın benim projeye en ufak bir çizik dahi atmamasından ürkmüÅŸtüm.) Ama projenin kamulaÅŸtırılması gereken bu vadiyi koruması fikrine güvenim tamdı. Karaköy’deki Tünel’in yeni bir modelini, bu mekana uygun olanını yaptığıma, bunun bu mekana deÄŸer katacağına ve çok iyi iÅŸleyeceÄŸine inanıyordum. Hem ulaşımda enerji tasarrufu saÄŸlayan, çevreyi koruyan bir ulaşım - iletiÅŸim mekanı, hem de sanatla kurulan yeni bir iliÅŸki mekanı tasarladığımı düÅŸünmüÅŸtüm. Bir öÄŸrenci olarak düÅŸüncelerim bunlardı. Profesyonel bir yarışma ortamında mutlaka bu alanda yapılacaklar hakkında daha da geliÅŸmiÅŸ fikirler sergilenebilirdi. Daha sonra olanlar ise herkesin malumu. Doruk Pamir gibi tanınmış bir mimarın yalnızca konuya kendi perspektifinden yaklaÅŸan bir yatırımcıya bağımlı olarak çalışabilmesi İstanbul’a olduÄŸu kadar bir profesyonele de yapılabilecek büyük bir haksızlık deÄŸil mi?
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "y", büyük harf "E", sayý altý, sayý iki, büyük harf "N", büyük harf "B"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız