Haberler

Nükleer Enerji Santralları

Tarih: 11 Mayıs 2007 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu
İktidar, yaşanan politik hengâmede, yangından mal kaçırırcasına Türk insanı ve ülkesini büyük sıkıntılara sokacak çok önemli bir yasal düzenleme yaptı. Bu düzenlemenin yol açacağı sorunlar on-on iki yıl sonra hissedilmeye başlanacak. Bu süreçte de yasayı çıkaran ve çıkmasını savunanların çoğu şu andaki pozisyonlarında olmayacaklar. Ancak bu çok sakıncalı süreci başlatmış olmanın vebalini kendileriyle birlikte çocukları ve torunlarının da taşımasına neden oldukları için ne kadar üzülüp dövünseler, artık çok geç olacaktır. Bir ekolog olarak daha önceki yazılarımda, konferanslarımda ve doğal olarak derslerimde(1-3), bu sürecin neleri getirip neleri götüreceği üzerinde sıkça durmuş ve getireceğinden çok, götüreceğini kanıtlamaya çalışmıştım. Sorunun yaşamsal boyutu vardır. Yani var olmak veya tersi, Anadolu insanı için faydadan çok zararın söz konusu olacağı bir dönem yasanın çıkışı ile birlikte gündeme oturmuştur. Bu gündemin dondurulması ve yürürlüğün gerçekleşmemesi için tüm bireylere ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.

Nükleer enerji santrallarının (NES) kurulmasına olanak tanıyan yasal düzenleme süreci tamamlandığı için, sonraki aşamada detaylar üzerinde durulacaktır. Bu denli yaşamsal önem taşıyan bir konunun, yasal düzenlemesinin, neden aceleye getirildiği ile ilgili büyük şüphelerimiz ve çekincelerimiz olduğunu söyleyebilirim. Önceki iktidar döneminde de konuyla ilgili çalışmalar yasal düzenleme aşamasına kadar getirilmişti, ancak vazgeçildi. Bunun nedenleri acaba ortadan kalktığı için mi, bu iktidar çabucak yasal düzenlemeyi gerçekleştird? Yoksa bunun altında başka çıkar nedenleri mi rol oynadı ve ağır bastığı için giderayak yasa çıkarıldı? Bu soruların yanıtlanmasını istemek herhalde hepimizin görevi olsa gerektir. Sakıncaları dünyadaki tüm ülkeler tarafından kabul gördüğü için, yeni NES'lerden kaçış yoğun bir şekilde sürerken Türkiye'de yeni NES açılmasını sağlamaya yönelik yasal düzenleme yapılmasının mantığını anlamak olanağı yoktur.

25 Mart 1957'de Avrupa Birliği'nin kuruluş anlaşması olan Roma Anlaşması ile aynı yıl Avrupa Atom Birliği (EURATOM) Anlaşması da imzalandığı için, buna da Roma Anlaşması dendi. Bu yıl EURATOM ellinci kuruluş yılını kutluyor. Bu elli yıllık süreçte neler oldu? Ne bekleniyordu, neler elde edildi? Bu kuruluş NES açılması ile ilgili kredi sağlamak ve mevcutları modernize etmek için kurulmuştu. Beş bin NES hedefleniyordu, oysa bu gün Avrupa'da çalışan 145 NES var. Ve 1990-2005 döneminde de hiçbir yeni NES açılmamıştır. Şu anda Atom lobisi yüzünü Türkiye'ye dönerek kurtuluşunu mu arıyor? Ellinci kuruluş yılı kutlanırken yeni kurban olarak Türkiye mi seçildi? Bugün Avrupa Birliği'nin 27 üyesinin on ikisinde NES'ler çalışmamaktadır. Geriye kalan on beş AB-ülkesinin beşi de NES'lerini kapatma kararı almıştır. Yani on yedi AB-ülkesi NES'lerini devre dışı bırakırken hangi ölçütleri dikkate almışlarsa, ülkemizi yönetenlerin de bu nedenleri algılamaları ve ona göre davranmaları beklenirken bunun tam tersi olmuş ve yasal düzenleme sorunu çözümlenmiş ve atom lobicilerinin ekmeğine yağ sürülmüştür.

NES'lerinden vazgeçen ülkelerin en önemli sorun olarak NES'lerdeki kronik emniyet sorunları, ekonomik olmayışı ve de en önemlisi atom çöpünün izalesinin mümkün olmayışıdır. Bizler tüm bu yaşamsal sorunları devre dışı mı bıraktık? Ve böylece yasal düzenleme yaparak NES'lerin açılabilmesini olanaklı kılıyoruz. Eğer böyle bir yöntemimiz varsa ve özellikle de nükleer atık sorunsalını çözümlediysek dünyanın en zengin ülkeleri arasına katılmışız da farkında mı değiliz? Eğer bu sorunsalı büyük bir başarı ile çözebilmiş isek bu yöntemimizi NES'lerini kapatan ülkelere satarak, zaten enerji sorunumuzu giderme şansını da elde edeceğimizden, yeni NES açmamıza gerek kalmayacaktı!.. Atom atıklarını giderme yöntemini bulduğumuz için. Atom lobileri, ilgili kurumlarımızı ödüllendirebilir ve önemli kazançlar sağlayabiliriz... Ancak bunun olmadığını biliyoruz. O halde Türkiye'de atom lobilerinin işsizliğine çözüm olacak yeni NES'ler açmak büyük sakıncaları da beraberinde getirecektir.

EURATOM birliğinden Avrupa ülkelerinin çoğu ayrılmakta olup bu süreç 2011 yılında tamamlanacaktır. Almanya bile üyelikten ayrılmayı planlamaktadır. Nedeni de Birliğin ulaşmak istediği hedefe varamamış olmasıdır. Tüm Avrupa ülkelerinin birlikten çıkmak ve ellinci kuruluş yılını, birlikten çıkılan yıl olarak kutlamak istediği bir süreçte, Türkiye'yi sorumsuzca bir vebal altına sokacak yasal düzenlemenin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden oyçokluğu ile geçirmek, dönüşü olmayan rizikolarla ülkemizi karşı karşıya getirmek demektir. Bunun sorumluluğu büyüktür. Bizler bilim insanları ve yurdumuzdaki çoğu sivil toplum örgütleri olarak bu sorumluluğun getireceği olumsuzlukları göz önüne seriyor ve böyle bir yatırımın gerçekleşmemesi için var gücümüzle çalışacağımızı belirtmek istiyoruz.

1) KİZİROĞLU, İ. (2001): Ekolojik Potpuri. TAKAV Yay. Ankara, 391 s.

2) KİZİROĞLU, İ. : Nükleer Enerji Santralları... (Olaylar ve Görüşler) Cumhuriyet gazetesi, 23 Haziran 2005.

3) KİZİROĞLU, İ.: Nükleer Enerjinin Alternatifi Var. (Olaylar ve Görüşler) Cumhuriyet gazetesi, 2003.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.