Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü tarafından, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın desteklediği uluslararası "MED-POL Uzun Süreli Deniz Kirliliği Ölçüm ve İzleme Projesi" kapsamında, Ege Denizi'ndeki çevre kirliliği araştırılıyor. DEÜ'lü araştırmacılar, deniz dibinden aldıkları numunelerle inceleme yapıyor. Proje Koordinatörü Prof. Dr. Filiz Küçüksezgin, Enstitü Müdürü Prof. Dr. Bülent Cihangir ile 4 araştırma görevlisi ve 3 teknik personel "K. Piri Reis" adlı tam donanımlı araştırma gemisiyle, Saros Körfezi ve civarındaki çalışmalarından sonra geldikleri Çanakkale Boğazı'nda belirli noktalarda deniz dibinden aldıkları numuneleri analiz edecekler.
Prof. Dr. Küçüksezgin, söz konusu projenin şu anda "faz 4" aşamasında olduğunu, Ege Denizi kıyılarındaki çeşitli bölgelerden sediman (deniz dibi çamuru) örnekleri alıp, kirleticilerin araştırıldığını söyledi. Projenin Akdeniz Bölgesi ayağının Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından yapıldığını, ortak çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Prof. Dr. Küçüksezgin, Ege Denizi'nde kuzeyden güneye doğru kıyısal ve sıcak nokta olarak bazı bölgeler belirlediklerini ve buralarda yılda bir kez sediman örneklemesi yaptıklarını anlatarak, "Söz konusu 'sıcak noktalar', kirliliğin etkisinde olan yerlerdir. Örneğin Meriç Deltası, Edremit ve İzmir körfezleri, Gökova ve Marmaris. Diğer kıyısal noktalar ise henüz kirlenmemiş, ancak gelecekte kirlenebilecek bölgelerdir. Buna da Çanakkale Boğazı'nın girişi, Dikili, Çandarlı Körfezi örneklerini verebiliriz." dedi. Denizden aldıkları sediman ve deniz suyu örneklerini gemide bulunan laboratuvarda dondurduklarını ve gerekli standart yöntemlere uygun biçimde incelediklerini ifade eden Prof. Dr. Küçüksezgin, elde edilen sonuçları Çevre ve Orman Bakanlığı'na rapor olarak sunacaklarını bildirdi. Prof. Dr. Küçüksezgin, projenin ikinci kısmının da karadan yapıldığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Karadan yaptığımız araştırmaları her mevsim sürdürüyoruz. Özellikle nehirlerin denize döküldüğü kısımlarından aldığımız numuneleri mini laboratuvar halinde getirdiğimiz aracımızda inceliyoruz. Bu aşamada nehirlerin getirdiği bütün kirleticilere, hastalık yapan bakterilere bakıyoruz."
Proje kapsamında, nehirlerin getirdiği kirletici yükleri de araştırdıklarını hatırlatan Prof. Dr. Küçüksezgin, bunun sonucunda özellikle Kuzey Ege kıyılarına kirlilik getiren en önemli nehrin Meriç Nehri olduğunu tespit ettiklerini ve bunu rapor halinde sunduklarını kaydetti.