Haberler

Tijuana Kentinde “Arazi ve Boşluk”un Ayrımı

Tarih: 3 Eylül 2007 Kaynak: Worldview Yazan: Miguel Escobar, Pablo Bransburg Çeviren: Gökçe Aras, Gül Keskin


Tijuana kentinin büyüme hızı, dinamik ekonomi ve aşırı göçün de etkisiyle ortalamanın üstünde yer alıyor. Bu büyüme konut üretimine de yansıyor. İnşaat firmaları yılda 12.000 konut üretiyorlar. Bu yoğun konut üretimi kentin doğu ve batı bölgelerindeki arsalara dağılmış durumda. Nüfusun çoğunluğu, kredi alarak bu konutlara sahip olabiliyor. Bu konut bölgelerinin gerekli altyapı ve sosyal donatıları ile birlikte kentleşmiş birer kara parçası olmaları hedefleniyor. Bu üretimlerle birlikte inşaat yatırımcıları da sektöre iyi bir dönüş yaptılar. Yerli halk bile bu konutlarda otumak istiyor.

Büyüyen kent konut üretimi yapan yatırımcıların elinde. Bu kent için negatif sonuçlar doğurabilir. Diğer bir düşünce ise bu tür özel şirketlerin inşa edecekleri kentin limitlerini anlamamalarının en büyük eksik olduğu yönünde. Bölgedeki yerel yönetim birimi, inşaatlar başlamadan önce o bölgelerdeki gerekli altyapıyı sağlamalı. Yatırımcılar, kazanç sağlamanın inşaat alanını maksimum kullanarak elde edileceğini düşünüyorlar. Bu büyümenin sonucunda oluşan büyük üretimlerle, nüfus ve trafik yoğunluğu da artıyor.

Yüksek maliyetli projelerde, en büyük maliyet proje alanı için oluşuyor, konut önerileri için ise minumum harcama yapılıyor. İnşaat üreticileri altyapıyı önceden hazırlamak yerine üretecekleri birim sayısını önceden hesaplıyorlar. Sonuç olarak aynı servisler 600 birim yerine 1000 birime hizmet vermek şartıyla, eşdeğer alanlara inşa ediliyor.

Evlerin birbirine çok yakın olması nedeniyle komşular arasında sorun çıkabiliyor. Ayrıca cadde genişliklerinin 6,4 metre olması nedeniyle de araba parkında da sorunlar çıkabiliyor. Üretimin maksimum olması nedeniyle evin içindeki yer kıtlığının yanında rekreasyon alanı yapmak da olanaksız hale geliyor. Sonuç olarak kabahatli sayısı ve başıboşluk bu inşaatları bağışlanası kılıyor. Kısa zaman içinde, bölge sakinleri evlerini ya satacaklar ya da kurallara uymayan insanlara kiralayacaklar. Bu yeni tasarlanan kent parçasında polise çok iş düşüyor.

Bu alanın konut yapmak adına kurban edilmesi gerekli mi? Konforlu ve dinlendirici alanlar, arsa spekülatörlerinin emrine ve açgözlü konut üreticilerine şehir yönetiminin belirsiz planlarının da yardımıyla bırakılıyor. Yatırımcılar, bina ve inşaat kanunlarına da etki ederek imar izni alınamayan alanlara bile izin alarak 27,5 m²’lik küçük konutlar yapıyorlar. Yatırımcılar, hileli spekülasyonlarla tartışma yaratarak bu konutları fonksiyonlara göre ekler yaparak kullanıcıların gelecekteki ihtiyaçlarını da karşılamayı düşünüyorlar.

Tijuana’daki konut önerileri tarihi tasarımlarla karakterize edilmiş. Cephe eksikleri karmaşa çıkarsa da, cephelerin çekiciliği piyasada ilgi çekiyor. Bu mikro – evler uygulamada yapılan süslemelerle Güney Kaliforniya’daki rezidans projelerine benzetilmeye çalışılıyor.

Yatırımcılar birçok “yanlış” malzeme kullanarak revaklar, pervazlar ve bunun gibi Kaliforniya kültürüne ait dekorasyon öğelerinden yararlanıyorlar. Yatırımcılar son 10 yıldır bu tarz şeylerle insanları sömürüyorlar ve bunun başarısı ve benimsenmesi sonucunda hiçbir değişikliğe gitmeyip farklı alternatifler de düşünmüyorlar. Ev sahipleri ise uzmanlara danışmadan kendi ekonomik ve teknik imkanlarına göre evlerini modifiye ediyorlar.

Bu gerçekler dahilinde bir adım geri gitmek ve sosyal noktalarda analizler yapmak lazım. Bu, yönetim organizasyonu için de geçerli. Bu tip konutlar için sistematik kurallar ve normlar koymak ise Tijuana’nın bugünü için lazım. Bu öneri Amerika’da 1950 – 1960‘larda bu tür konutlar ilk inşa edilirken de gelmişti.

Tijuana’da henüz var olmayan kent sakinleri için bu konutlar ihtiyaç. Revizyon maliyeti, ucuz bir yerin ihtiyacı olan tüketim masraflarının kontrolünü yapmaktansa önceden hazırlanmış sistemli bir kent ve konut standartlarının belirlenmesi düzenli yaşam alanları açısından daha iyidir. Bu tür konutlar bulunduğu alana da kalite katıyor. Sonuçta Tijuana çok geniş alanlara sahip olan bir kent değil.

Sektörün alternatif konstrüksiyon sistemlerine ve metodlarına ihtiyacı var çünkü ekonomik bir konut tasarlayacaksak sadece bir tip konstrüksiyon yapabiliyoruz. Az gelirli ailelerin bulunduğu alanlarda yönetimin aktif katılımını sağlamak gerekiyor. Diğer bir alternatif ise danışmansız yapılan binalara destek verip ve teknik kılavuzluk yapmak. Bu tür alanların ticari kaygılar yerine sosyal faaliyetlere ihtiyacı var.

Mies van der Rohe: “Zaman geçirilen yer sadece varolunan yer değildir” diyor. Mies bu özdeyişinde kent koşullarını ve düzenli alanları arkamızda bırakan, ulu ve modern adamın yaşam alanına atıfta bulunuyor. Mies’in yazısındaki temenni; yerleşik insanların dinamik ve çok kültürlü Tijuana’ya eğilimini sağlamak.

Tijuana’da bir mimar olan Miguel Escobar aynı zamanda Iberoamericana Üniversitesi’nde çalışmalarına devam ediyor. Escobar’ın ilk çalışması ise tabi ki de Tijuana’da ev inşa etmek olmuş.

Kentsel Güçlendirme



Şehir merkezine stratejik müdahale için yapılacak işler listesi.

Tijuana’da, kullanıcıların memnuniyetini arttırmak, alanı büyük modern bir meydan olarak kullanmak, bu noktayı şehrin katedraline dönüştürmek, birincil ve tüm toplulukların benimseyeceği bir alan haline getirmek için, sınırların genişletilmesi ve yaya alanları arasında bir hiyerarşi oluşturulması gerekiyor.

Şehrin merkezinin, yayaların etki olduğu bir alan, bir buluşma noktasına dönüşmesi için kendi kimliklerine sahip mekanların bir araya gelerek oluşturduğu bir cadde yaşantısının olması lazım.

Onarılan ve dönüştürülen pek çok önemli bina, bakımsızlıktan ya da arabaların hakimiyetinden doğan perspektif yoksunluğundan niteliğini yitirmiş durumda.

Başarısız Mexitlan binaları; yaya sirkülasyonuna entegre olamamış elemanlar olarak, alandaki etkinliklere hiç bir zaman tam olarak katılamamış olması sonucunda, bir şehir merkezi ikonu olarak başarısız olmuş.

Spekülasyon ve yasal araçlardaki eksiklik de Tijuana’nın sahip olduğu potansiyeli tam olarak kullanmasına imkan tanımıyor. Şehir merkezinde yer alan gelişmemiş bölgeler, yaya alanlarının tam anlamıyla gelişmesine izin veriyor.

Kent dokusunun değerinin artması lazım, artmadığı takdirde alanın sahip olduğu yoğun iş potansiyeli ve mimari ikonlar bir hiç haline gelecek; aynı şey değer programı ve mimari elemanlarda herhangi bir zenginleşme olmaksızın, anlamsız bir şekilde aşırı organize olmuş ve yapılaşmış kent dokularında da ortaya çıkacak.

Kültür, ticaret ve rekreasyonel aktivitelerin sembolik özelliklerinden dolayı; yapılacak müdahale, şartlara göre, parça parça, uyum içinde ve tüm mekanlarla uyuyaşacak şekilde özel bir yöntem ile gerçekleştirilme ve sokak sistemini, morfolojik bir kimliğin enstrümanına dönüştürmeye başlamalı.

Kültürel merkez içinde kalan, özellikle Revolution ve Constitution Caddeleri arasındaki bölge kent ölçeğinde geliştirilebilecek ve yayalar için uygun elemanlara sahip: sokaktan sokağa geçen patikalar, First Caddesi ile Revolution Caddesi’ni, Second Street ile Constitution Avenue’yu birbirine diagonal olarak bağlayan bu kentsel elemanlar, yeni yaya yolları olarak hizmet etmesi için geliştirilebilir. Şehrin mimari tarihinin farklı dönemlerini simgeleyen çok sayıda önemli bina ve cephelerinin restorasyonu için bir kampanya başlatmak da ilginç olabilir.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.