Haberler

Kızılırmak'ın suyu...

Tarih: 30 Mayıs 2008 Kaynak: Olay Yazan: Gürsel Bayraktutan
Bir damacana 'iyi su'ya restoran vitrininde dönen piliç gibi ‘sulanan` Ankara`nın orta halli, yoksul ve ortalama memur, bürokratı ve aileleri... 21 gün ne koydu bardağa, boğazından midesine ne süzüldü... Neyle demledi çayı, yüzünü dişini neyle yıkadı, neyle abdest aldı, ruhen ve bedenen neyle arındı...

Tabaklarını, donlarını neyle yıkadı, pakladı... Çeşmeden akıyordu, ıslak, sıvı, akışkan, saydam ve renksizdi, ansiklopedik tanıma uyuyordu... Mini minnacık partiküller olmasa, hafifçe sarımsı olmasa berrak bile sayılabilir bir şeydi... Ilıktı, dolaba koyunca soğuyor, 100 derecede kaynıyordu... Ne kadar da suya benziyordu.. Ama değildi...

Geçen yaz, yüzüne hasret kalmışlardı, neye benzediğini unutmuştu, su sandı... Ankara çöle, Ankaralı deliye dönmüştü, hani o yaz... Elindeki boş bidonları sallamıştı kameralara, 'Elim kırılsaydı da oy vermesiydim` demişti, kokarca gibi gezinirken... Fıskiyeli havuzlu ama lağım kokan baş şehirde, sahte vahada dili damağına yapışmıştı...

Baraj diye, depo diye, boru diye, su diye alınan ödeneğin alayı kavşağa, bat çıka, yol ize, yalancı şelaleye harcanmıştı çünkü... 'Mukadderat' dedi, tatile gidin dedi, kovaya girip duş alın dedi biri... Başkan sandıkları biri... Başka memlekette olsa, Gobi Çölü'nde fahri trafik müfettişi bile olamayacak biri...

Başka memlekette olsa, değil üç dönem seçilmesi, üç ay bile başkentten mesul tutulması sakıncalı biri... Memleketin Çankaya'sının, Meclis'inin bakanlarının, silme idarenin gözü önünde, kent suçu işledi, iki afra tafra derken, baş şehrin insanı birkaç kömür çuvalına tav oldu, bakliyat poşetine, makarnaya, beş yüz gramlık persile tav oldu, affetti, unuttu...

Hemen ardından, dualar-adaklar işe yaradı... Ve çeşmeden bir şey aktı... Şırıl şırıl değildi serçe parmak kalınlığında, bazen ip gibiydi ama akıyordu... Çeşmeden aksa aksa ne akabilirdi, icabında su akabilirdi ve su sandılar... Tam 21 gün, su diye, su sanarak... Ama değildi, kimse ne içtiğini bilmiyordu... Bir tek o adam, biliyordu, 21 gün sonra çıktı meydana ve, bismillah deyip içti... Yaşam pınarı diye, 60 yaşındayım ama 35`inde gösteriyorsam bu sayede, der gibi içti... Şimdilik yaşıyor...

Barajlardaki doluluk oranına bakın, Bursa'da, nazarlardan uzak, yüzde 100, İstanbul'da yüzde 40, ya memleketin başkentinde?.. Yüzde 2.2, iki nokta iki... Madem barajda yok, ohoo koca dere var, ırmak var Kızılırmak var, serin serin, iki boruya bakar, oradan şebekeye, millet şebek ne anlar ki? Anlamadılar 21 gün...

Kızılırmak suyu içtiler, ağır metal içtiler, fabrika attığı, tarım ilacı, çöp içtiler, bakteri içtiler, üre içtiler, ben diyemiyorum siz anlayın, onu içtiler... Üstelik, parayla, ücrete mukabil, yok öyle bedavadan... Başkan sandıkları kişi, anarşiklere, ideolojik oyun peşindeki yaygaracılara pabuç bırakmayan cinstendi... Aynı zamanda istatistik, tıp, jeoloji, seyir, hidrografi ve oşinografi adamıydı, deneyci şahsiyetti...

Başkent denek cenneti, koca bir laboratuardı, dayadı nehir suyunu şebekeye, şebek olmuş gariban dayadı ağzını musluğa, başkan baktı ki, sokaklardan ceset toplanmıyor, Baktı ki 'ahalide motor' sağlam... Baktı ki kanalizasyon taşmadı, baktı ki millet kıçını tutup koşturmuyor... Çıktı meydana, özetle, 'Ne tatava ediyorsun kardeşim, içtin ölmedin, bak domuz gibisin, cır cır da olmadın, demek ki temiz, mis gibi...' dedi... Ankara 21 gün su diye, demeye dilim varmıyor, fena bir şey içti... Ankara'yı yıllardır, demeye dilim varmıyor, bu şahıs yönetiyor...
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.