Fotoğraf: Bruno Helbling

Melon District projesinde, insanların kent ortamında yaşama biçimini tanımlayan “bölge”nin yaratılması için düşük maliyetli endüstriyel malzemeler tercih edilmiş. Alanlar arasında herhangi bir hiyerarşinin bulunmaması kentsel ve özgün olmasını sağlıyor. Bu sayede, saflık hissinin geçişine izin veren her bir alan çevresiyle birlikte var oluyor. Melon District’in statiği ise özgün malzemelerle tanımlanıyor.

Yapının en önemli aktörlerinden biri “beyaz zemin”. Ortak bir endüstri alanı olan bu zemin kendi fiziksel bağlantılarından kurtularak bölge boyunca kutsal bir yürüyüşe ön ayak oluyor.

Melon District projesi, kentsel bir anıtın yer aldığı küçük bir şehir bölümüne benzer mini bir kentleşme olarak da görülebilir. Bu kentsel yapı, bütün toplumsal programların bir arada olduğu büyük bir taşa benziyor.

Binanın, Barselona kentiyle buluştuğu yerde, resepsiyon bölümü, giriş ve çıkış yer alıyor. Bölgenin tüm kademelerini birbirine bağlayan yapı aynı zamanda oryantasyonun temel referansını oluşturuyor.

Oturma Odası
Melon katlarının ortasında bulunan oturma odası, gündelik aktiviteler (yeme, konuşma, dinlenme vb.) için kullanılan sosyal bir merkez. Temelde “toplumsal değişim” fikriyle kurgulanmış olan bu alanın en önemli elemanı altın rengi duvar önünde inox bir masanın bulunduğu mutfak. Her seviyeden merkez, oturma odasının altın duvarlarından fark edilebiliyor. Oturma odasının zemininde beyaz poliüretan, duvarlarda ise beyaz grafismle verniklenmiş polikarbonat ve doğal harç kullanılmış.

Koridor
Oturma odası ile aynı malzemelerin kullanıldığı koridorda, dolaylı kübik aydınlatma ve polikarbonat cephelerdekine benzer sert alçı ve kent aydınlatma ekipmanları kullanılarak, kentsel bir atmosfer yaratılmış.

Odalar
Her bir Melon katında, insanlar tarafından ortaklaşa kullanılan 9 otel odası bulunuyor. Beyaz zemin, projenin tümünde yer alıyor ve odaların içinden dış cepheye kadar yol gösterici oluyor. Odalar, iç ve dış cephesiyle küçük bir kentsel yapı olarak tanımlanıyor. Banyonun yer aldığı iç mekan, atmosferik bir ışıkla aydınlatılıyor. Cephedeki pencereler aracılığıyla da doğal ışığın içeri girmesi sağlanıyor.

Üzerinde büyük bir resimin bulunduğu duvar odaya açılıyor, sert ve brüt beton mekanın özgünlük ve sadeliğini pekiştiriyor. Uygulamanın izleri ve işaretlerini de burada gözlemlemek mümkün. Benzersiz karakteriyle raslantısal olmayan bu “bitmemiş” alan, “tasarımın eksikliği”ne atıfta bulunuyor.

Odaların düzenlenmesinde masa, sandalye, dolaplar ve raflar alanın ihtiyaçları göz önünde tutularak yerleştirilmiş ve yatakla ilişki kurması düşünülmüş.

Yüzme Havuzu ve Teras
Binanın en üst kotunda yer alan yüzme havuzun etrafında plaj atmosferi, palmiyeler, kumlu yüzey ve ahşap zeminle sağlanmış. Oturma odasının her katın merkezi olması gibi, beton ve ahşap içinde yaratılan bu boş hacim de bölgenin merkezi.

Önemli Noktalar
Yapıda sürekli alanların oluşturması hedeflenmiş ve aydınlatma elemanları için polikarbonat ve gizli florasan tercih edilmiş. Yüzeylerin orjinal dokularını korumak amacıyla her materyalin aslı, bunun teknik nedenlerden dolayı mümkün olmadığı yerlerde ise şeffaf vernik veya beyaz boya kullanılmış.

Melon District’in özü 3 temel malzemeden oluşuyor:
- Beyaz poliüretan
- Yarı saydam polikarbonat
- Beton

Alanlar çok fonksiyonlu ve zamana bağlı olarak pek çok farklı aktivite için kullanılabiliyor. Örneğin; yatağı koltuk, masayı banyonun yanındaki bir giyinme alanı, mutfağı yemek odası, yemek odasını dinlenme odası, resepsiyon bölümünü genel bir rekreasyon alanı olarak kullanmak mümkün.

Stüdyolar (Zemin Kat)
Burada, girişteki odanın 4 metre kat yüksekliği göz önüne alınarak, yatak daha yüksek bir seviyede tasarlanmış. Bu sayede stüdyolarda daha çok yaşam alanı elde edilmiş. Camın önünde yer alan çalışma masasının da bir bölümü hareket edebiliyor ve yer değiştirerek yemek alanına dönüşüyor.Melon District