"Ulusal Mimarlık Sergileri ve Ödülleri"
Üzerine...
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim
Kurulu, bu yıl dördüncüsü sonuçlanan Ulusal Mimarlık Sesgisi ve Ödülleri'ne
ilişkin olarak genel bir değerlendirmenin tüm Mimarlar Odası Örgütü'nce
yapılması gerektiği düşüncesine vararak konunun MYK toplantısında ele alınmasını
önerdi. Bu öneri üzerine MYK'nın 25-26.8.1994 tarihindeki toplantı gündemine
alınan Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri hakkında Şube Yönetim
Kurulu'nun tartışılmasını uygun gördüğü değerlendirmeyi aşağıda
bilginize sunuyoruz.
Ulusal Mimarlık Sergileri ve Ödülleri (UMSÖ),
Mimarlar Odasi'mn son yıllarda sürdürdüğü en önemli etkinliklerden
biridir ve önemin doğrudan doğruya "Oda'nın Türkiye mimarlığı üzerideki
görevi ve sorumluluklarından' almaktadır.
Bu nedenle UMSÖ, ülkemizdeki mimarlık birikimini ve
düzeyini her iki yılda bir sergilemenin ötesinde, özellikle "ödüllendirme"
süreciyle yine bu birikimin ve düzeyin geliştirilmesinde Oda'nın etkinliğini
güçlendiren ve giderek sürekli kılan bir misyonu da üstlenmektedir.
Bu misyon işi, hiç kuskusuz doğrudan Mimarlar Odası'nın,
yine doğrudan mimarlığa dönük ulusal ve evrensel yükümlülükleriyle
anlam ve içerik kazanmaktadır. Çünkü UMSÖ, herhangi bir mimarlık
kurumunun değil, topluma, ülkeye ve hatta insanlığa karşı kamusal görevleri
bulunan Mimarlar Odası'nın bir etkinliğidir; Oda'nın mesleğe ve meslektaşlara
karşı üstlendiği bir "ulusal meslek örgütü" hizmetidir.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, UMSÖ'nün
özellikle 4. sünde ulaşılan 'çizgiye' dikkat çekerek, bu önemli etkinliğin
yukarıda özetlenen anlam ve içeriği gözardı eden; ve başlangıçtaki amaçlardan
giderek uzaklasın bir niteliğe büründügü yönünde ciddi kaygılar taşımaktadır.
Bu kaygıların kökeninde ise, özellikle "ödüllendirme"
konusundaki yeğlenen kriterler Ile, 1993 UIA Genel Kurulu ve aynı yıldaki Nevşehir
Genel Kurulu'muzda benimsenen, 'mimarlığın ve Mimarlar Odası'nın çağdaş
sorumluluklarına' ilişkin mesleki ilkeler arasında gözlenen 'kopukluk' hatta
'karşıtlık' yatmaktadır.
Böylesi bir sonucun ortaya çıkmasında, yine özellikle
'ödüllendirme' konusunu salt 'jürinin özgür iradesine" bağlamanın
ise, UMSÖ'nün yukarıda özetlenen amacı ve içeriği açısından kabul
edilebilir bir yanı bulunmamaktadır.
Çünkü UMSÖ, vurgulandığı üzere 'herhangi bir
konudaki proje yarışmasını" değil,
Türkiye'deki mimarlık eylernınin Mimarlar Odası'nca benimsenen ve savunulan
bedeller doğrullusunda gelişmesi ve zenginleşmesi yönündeki 'başarıları'
da ödüllendiren bir 'genel yanşma sürecini' tanımlamak, özendirmek
durumundadır. Başka bir deyişle Oda'nın mesleki alanda toplum ve çevre
yararına sürdürdüğü zorlu savaşımla, yine Oda'nın aslında bu savaşımın
yine mesleki alandaki 'somut ifadesinin" yakalanabilecek bir etkinliği
arasında, tercihleri ve sonuçları bakımından 'farklılık' olması, UMSÖ'nde
olağan karşılanabilecek bir durum sayılamaz.
Bu tartışmada, özellikle UMSÖ'de ödül alan değerli
mesleklaşlarımızın saygınlığına ve mesleki haklarına özen gösterileceğini
umarak, konunun sadece Mimarlar Odası Örgütü'nü ilgilendiren bir
'sorumluluk alanı' çerçevesinde ele alınması dileğiyle, bu değerlendirmelerimizi
bilgilerinize sunuyoruz.
1988'den bu yana UMSÖ'nün başarıyla gerçekleşmesini
sağlayan ve bu etkinliğin, aynı anda Oda'nın mimarlığa karşı yükümlülüklerini
yerine getirmesinde zengin ve kalıcı bir hizmete dönüşmesine önayak olan
meslektaşlarımıza ise teşekkürlerimizi iletiyor, bir kez daha kendilerini
kutluyoruz.
V. Ulusal Mimarlık Segisi ve Ödülleri'nin (1996),
öncelikle 'ulusal değerlerimize saygılı" ve bu evrensel değerlerimizi
korumanın yanı sıra 'çağdaş mimarlık kültürümüz için de bir esin
kaynağı' olarak benimseyen ve değerlendiren; ya da en genel anlatımıyla doğal
ve kültürel ortama "uyumlu katılımın" arayışlarını taşıyarak,
ayrıcalıklı imar haklarına dayanılmadan 'sürdürülebilir bir tasarım' çabasıyla
üretilmiş proje ve uygulamaları kucaklaması, dahası böylesi bir mimarlığı
'özendirmeye" başlaması dileğiyle...
|