Radar kuleleri ile kaza riski
azalacak
Bir yandan ''Boğaziçi petrol yolu olamaz'' deyip öbür
yandan bu yolu ''paralı meşruiyete'' bağlayan ''radar kuleleri inadı'' nı
vurguladığım ''Boğaziçi'nde Timsah Gözyaşları'' başlıklı yazıma
(25/08/2001) denizcilikten sorumlu Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu 'ndan geniş
bir yanıt geldi.
Prof. Dr. Mirzaoğlu, ''duyarlılığımız'' konusundaki memnuniyetini uzun,
övücü ve zarif cümlelerle açıkladıktan sonra, özetle şunları
belirtiyor:
1- ''Boğazları kullanan gemilerin başka bir su yolunu kullanma olanağı
yoktur. Bu yüzden ve 1936 Montreux Sözleşmesi gereğince trafiğe kapatamayız
ya da belirli gemilere yasak koyamayız...''
2- ''İnşa edilmekte olan Türk Boğazları Gemi Trafik Yönetim ve
Bilgilendirme Sistemi (GTYBS) geçişleri ne azaltacak, ne arttıracaktır. Bu
sistem (yani, radar kuleleri - O.E.) güvenli geçişi sağlayacak, kaza riskini
en aza indirecektir.''
3- ''GTYBS'nin, Bakû-Ceyhan projesinin gerçekleşmesini olumsuz etkileyeceği
savı geçersizdir. Çünkü bu proje devreye girince de gemi trafiği aynı yoğunlukta
sürecektir...''
4- ''Bu projenin (radar kuleleri) Boğaziçi'nin peyzajını parçalayacağı
görüşü de aynı peyzajı
bozan diğer yapılara bakıldığında geçerli olmayacaktır...''
Sayın Mirzaoğlu'na, bu açıklamalarıyla ilgili yanıtlarımızı ise yine
aynı kısalıkta özetleyerek yineliyorum:
1- Gemiler için başka su yolu olmasa bile, ''taşıdıkları yükler'' için
başka ulaşım araçları ve güzergâhları vardır. ''Ucuz taşımacılık''
adına Boğaziçi nasıl bu basit kural gözetilmeden üç kuruş uğruna gözden
çıkartılabilir?..
2- GTYBS varken artık ''geçemezsiniz'' diyemezsiniz... ''Direniş'' hakkımızı
ve olanağımızı yok ediyorsunuz... ''GTYBS'yi kullan, geç'' diyeceğiniz
tankerlerle Boğaziçi'nin ''işgaline'' de hizmet vermeyecek misiniz?..
3- Bakû-Ceyhan, sadece ekonomik değil, petrolde ''gemilere alternatif geçiş''
özelliğiyle, İstanbul'un kurtarılmasında ''koz'' olabilecek bir ''kültürel''
projedir de... Bunu, ''böyle savunmaktan'' neden kaçınıyoruz?..
4- Boğaziçi'ndeki o ''diğer çirkin yapılar'' da şimdi radar kulelerinin
temelindeki ''kente, çevreye ve insana duyarsız rant hırsının'' ürünü değiller
mi?.. Kuleler onlardan ''zarif'' olsalar bile (ki, değiller), ''niyetleri'' hiç
de farklı değil gibi....
23 Ekim 2001 Cumhuriyet
Cumhuriyet
Gazetesine burayı tıklıyarak abone olabilirsiniz.
|